'hayaL
Bayan Üye
Dini Konularda Uygun Olmayan Üslup Kullanmaktan Rahatsızlık Duymazlar
rahatsızlık duymazlar. Allah, Peygamberimiz (sav) döneminde yaşayan basit karakterli insanların bu söz konusu çirkin üslubu ne şekilde kullandıklarını bize şöyle haber vermiştir:
"Meryem oğlu (İsa) bir örnek olarak verilince, senin kavmin hemen ondan (keyifle söz edip) kahkahalarla gülüyorlar. Dediler ki: "Bizim ilahlarımız mı daha hayırlı, yoksa o mu?" Onu yalnızca bir tartışma-konusu olsun diye (örnek) verdiler. Hayır, onlar 'tartışmacı ve düşman' bir kavimdir. O, yalnızca bir kuldur; kendisine nimet verdik ve onu İsrailoğulları'na bir örnek kıldık." (Zuhruf Suresi, 57-59)
Böyle çirkin konuşmalar yapan insanlar, her dönemde var olmuştur. Din ahlakına muhalif espriler, basit kişiliğe sahip bu kişilerin kalplerinde bir rahatsızlık meydana getirmez. Bazılarında getirse bile, bu rahatsızlık onları o ortamdan ayıracak kadar etkili olmaz. Müminlerin kalpleri ise ancak Allah'ın anılmasından, fıtratları da İslam ahlakının yaşanmasından zevk alacakları şekilde yaratılmıştır. Bu nedenle onlar din ahlakından uzak bir espri üslubunun hakim olduğu ortamdan hemen ayrılırlar. Allah iman edenlerin böyle bir ortamla karşılaştıklarında, oradan ayrılmalarını bir ayetinde şöyle emretmiştir:
"O, size kitapta: "Allah'ın ayetlerinin inkar edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde, onlar bir başka söze dalıp geçinceye kadar, onlarla oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Doğrusu Allah, münafıkların ve kafirlerin tümünü cehennemde toplayacak olandır." (Nisa Suresi,140)
İnsaniyetten Uzak Bir Eğlence Anlayışına Sahiptirler
Basit insan, çoğu zaman eğlenirken şuuru kapalı bir görüntü sergiler. Örneğin televizyonda sevdiği bir programı izlerken yanındaki bir kişinin acil yardıma ihtiyacı olsa, bir sağlık problemi ile karşılaşsa bununla ilgilenmez. Hatta böyle bir çağrı ya da yardım talebi bu kişiyi kızdırabilir. Çünkü bunun, eğlencesini bozduğunu düşünür. Basit ve insaniyetten uzak olduğu için, seyrettiği bir programın eğlencesini zor durumda olan bir kişiye yardım etmeye tercih eder. Bu nedenle de hiçbir vicdani rahatsızlık duymadan televizyonun başında oturarak eğlenmeyi bekler. Oysa bu şekilde davrandığı için umduğu gibi eğlenip zevk de alması mümkün olmaz. Basit eğlence anlayışı bu insanların seçtikleri ve güldükleri konulara da yansır. Hep aynı esprilerin defalarca tekrar edildiği, bir yenilik getirmeyen, bir insanın zevk alabileceği hiçbir unsur bulunmayan programları, saatlerce izleyerek eğlenmeye çalışırlar.
Kuşkusuz ki burada kastedilen basitlik, bu insanların televizyon seyretmeleri veya bundan eğlenmeleri değildir. Kastedilen, bu kişilerin yaşadıkları basitlik kültürü içinde gafil ve insaniyetten uzak bir eğlence anlayışı geliştirmiş olmalarıdır. Allah'tan korkan, din ahlakını yaşayan bir Müslümanın şuuru her zaman açıktır. İmanın ve vicdanın kendisine kazandırmış olduğu akıl ile hareket ettiğinden karşısına çıkan farklı durumlara göre çok hızlı geçişler yapabilir. Eğlence de dahil olmak üzere hiçbir şeye kendisini bilinçsizce kilitlemez. Ne yaparsa yapsın kalbinde ve zihninde Allah vardır, vicdanı ve dikkati son derece açıktır.
rahatsızlık duymazlar. Allah, Peygamberimiz (sav) döneminde yaşayan basit karakterli insanların bu söz konusu çirkin üslubu ne şekilde kullandıklarını bize şöyle haber vermiştir:
"Meryem oğlu (İsa) bir örnek olarak verilince, senin kavmin hemen ondan (keyifle söz edip) kahkahalarla gülüyorlar. Dediler ki: "Bizim ilahlarımız mı daha hayırlı, yoksa o mu?" Onu yalnızca bir tartışma-konusu olsun diye (örnek) verdiler. Hayır, onlar 'tartışmacı ve düşman' bir kavimdir. O, yalnızca bir kuldur; kendisine nimet verdik ve onu İsrailoğulları'na bir örnek kıldık." (Zuhruf Suresi, 57-59)
Böyle çirkin konuşmalar yapan insanlar, her dönemde var olmuştur. Din ahlakına muhalif espriler, basit kişiliğe sahip bu kişilerin kalplerinde bir rahatsızlık meydana getirmez. Bazılarında getirse bile, bu rahatsızlık onları o ortamdan ayıracak kadar etkili olmaz. Müminlerin kalpleri ise ancak Allah'ın anılmasından, fıtratları da İslam ahlakının yaşanmasından zevk alacakları şekilde yaratılmıştır. Bu nedenle onlar din ahlakından uzak bir espri üslubunun hakim olduğu ortamdan hemen ayrılırlar. Allah iman edenlerin böyle bir ortamla karşılaştıklarında, oradan ayrılmalarını bir ayetinde şöyle emretmiştir:
"O, size kitapta: "Allah'ın ayetlerinin inkar edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde, onlar bir başka söze dalıp geçinceye kadar, onlarla oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Doğrusu Allah, münafıkların ve kafirlerin tümünü cehennemde toplayacak olandır." (Nisa Suresi,140)
İnsaniyetten Uzak Bir Eğlence Anlayışına Sahiptirler
Basit insan, çoğu zaman eğlenirken şuuru kapalı bir görüntü sergiler. Örneğin televizyonda sevdiği bir programı izlerken yanındaki bir kişinin acil yardıma ihtiyacı olsa, bir sağlık problemi ile karşılaşsa bununla ilgilenmez. Hatta böyle bir çağrı ya da yardım talebi bu kişiyi kızdırabilir. Çünkü bunun, eğlencesini bozduğunu düşünür. Basit ve insaniyetten uzak olduğu için, seyrettiği bir programın eğlencesini zor durumda olan bir kişiye yardım etmeye tercih eder. Bu nedenle de hiçbir vicdani rahatsızlık duymadan televizyonun başında oturarak eğlenmeyi bekler. Oysa bu şekilde davrandığı için umduğu gibi eğlenip zevk de alması mümkün olmaz. Basit eğlence anlayışı bu insanların seçtikleri ve güldükleri konulara da yansır. Hep aynı esprilerin defalarca tekrar edildiği, bir yenilik getirmeyen, bir insanın zevk alabileceği hiçbir unsur bulunmayan programları, saatlerce izleyerek eğlenmeye çalışırlar.
Kuşkusuz ki burada kastedilen basitlik, bu insanların televizyon seyretmeleri veya bundan eğlenmeleri değildir. Kastedilen, bu kişilerin yaşadıkları basitlik kültürü içinde gafil ve insaniyetten uzak bir eğlence anlayışı geliştirmiş olmalarıdır. Allah'tan korkan, din ahlakını yaşayan bir Müslümanın şuuru her zaman açıktır. İmanın ve vicdanın kendisine kazandırmış olduğu akıl ile hareket ettiğinden karşısına çıkan farklı durumlara göre çok hızlı geçişler yapabilir. Eğlence de dahil olmak üzere hiçbir şeye kendisini bilinçsizce kilitlemez. Ne yaparsa yapsın kalbinde ve zihninde Allah vardır, vicdanı ve dikkati son derece açıktır.