Efsunkar
Bayan Üye
İmzanın bir nevi kişiliğin bürokraside temsil edilmesi olduğunu varsayarsak imzanın şekil ve hukuki mahiyetinin önemi açıkça ortaya çıkar. Öncelikle Amerika Birleşik Devletleri'nde "Küresel ve Ulusal Ticarette Elektronik İmza Kanunu"nu çıkartmıştır. Ardından oldukça kısa sayılacak bir süre içerisinde ülkemizde de konu hakkında kanuni düzenlemeye gidilerek 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu meclisten 15.01.2004 tarihinde geçerek kabul edilmiş ve 23.01.2004 tarih ve 25355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. İnsanlığın "yazı"dan sonra ikinci bir nesile geçtiğini görmek sevindiriçidir. Ve bu hususa ülkemizin de oldukça süratli olarak uyum sağlaması ve uygulamaya geçmesi de ayrıca umut vericidir.
Şuna özellikle dikkat çekmek isteriz ki artık elektronik ortamda imza konuşulmaktan öte hukuki nitelik kazanmış ve hakkında kod çıkartılmıştır. Yani insanlığın yığılan ve dolayısıyla gelişen bilgisinin aracı "yazı" ve bu yolla kişinin temsilinden, artık elektronik ortamda temsile geçilmektedir. Geç de olsa imzanın ne olduğu hususunu en azından fikir olması için irdelemeye çalıştık.
İmza birkaç kanunda konu edilmiştir. 22.04.1926 tarihinde kabul edilerek, 29.04.1926 tarihli ve 359 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 818 sayılı Borçlar Kanunu direkt imzanın mahiyet ve şekline deyinmese de "(B) AKİTLERİN ŞEKLİ" başlığı altında "c) İmza" alt başlığında düzenlediği "14" maddesinde "İmza, üzerine borç alan kimsenin el yazısı olmak lazımdır. Bir alet vasıtasıyla vazolunan imza, ancak örf ve adetçe kabul olunan hallerde ve hususiyle çok miktarda tedavüle çıkarılan kıymetli evrakın imzası lazım geldiği takdirde, kafi addolunur. Amaların imzaları usulen tasdik olunmadıkça yahut imza ettikleri zaman muamelenin metnine vakıf oldukları sabit olmadıkça, onları ilzam etmez." demektedir.
Ancak mehaz kanunda "namensunterschrift" yani isim yazılarak atılan imzadan bahsedilmektedir. Ancak Soyadı Kanunu 1934 yılında kabul edilerek yürürlüğe girdiği için bu şekilde nakledilmiştir. Mehaz kanundaki "isim"den kastedilen, özel ad değil, soyadıdır.
Yine 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunun 22 maddesiyle 22.4.1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına "Güvenli elektronik imza elle atılan imza ile aynı ispat gücünü haizdir." cümlesi eklenmiştir.
İmzada ad ve soyadı kullanılır
Ancak ülkemiz uygulamasında işaret veya şekil olarak imza atılması yaygın ve hukuken de kabul görmektedir. Oysa imzayı genel anlamıyla tarif eden 21.06.1934 tarihinde kabul edilerek 2.07.1934 tarihli ve 2741 sayılı Resmi Gazete yayınlanan Soyadı Kanunu'nun 2. maddesi "Söyleyişte, yazışta, imzada öz ad önde, soy adı sonda kullanılır." demektedir. Yani imzada öz ad ve soyadının kullanılması gereğini ifade etmiştir.
Bunun yanında, tüzel kişilikleri temsil edecek imzanın noter tasdikli bir beyanname ile ticaret sicili memurluğuna tescil ettirilen imzanın kullanılması gerekir. Temsil ve ilzama yetkili kişinin bu beyannamesindeki imzasını değiştirmesi halinde bunu aynı şekilde tescil ettirdikten sonra kullanması gerekir. Keza bu imzanın noter tasdikinden geçirilen sirküler ile 3. kişilere sirküle edilmesi gerekmektedir.
İmza yerine geçebilecek işaretler
Ayrıca yine Borçlar Kanunun yine "(B) AKİTLERİN ŞEKLİ" başlığı altında "d) İmza makamına kaim olacak işaretler" alt başlığı altında düzenlediği "15" maddesi "İmza vaz'ına muktedir olmayan bir şahıs, imza yerine usulen tasdik olunmuş ve el ile yapılmış bir alamet vazetmeğe yahut resmi bir şahadetname kullanmağa mezundur. Kambiyo poliçesine müteallik hükümler mahfuzdur." diyerek eski kullanımda şahsi mühür tarif etse de bu maddenin "resmi bir şahadetname" kullanmaya ehliyet vermesinin belki de elektronik ortamda atılabilecek dijital imzaya dayanak teşkil edebileceğini düşünmekteyiz.
23.01.2004 tarih ve 25355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 15.01.2004 tarihinde kabul edilen 5070 sayılı ELEKTRONİK İMZA KANUNU
ELEKTRONİK İMZA KANUNU
Amerika Birleşik Devletleri'nde kullanılan KÜRESEL VE ULUSAL TİCARETTE ELEKTRONİK İMZA KANUNU
KÜRESEL VE ULUSAL TİCARETTE ELEKTRONİK İMZA KANUNU
Şuna özellikle dikkat çekmek isteriz ki artık elektronik ortamda imza konuşulmaktan öte hukuki nitelik kazanmış ve hakkında kod çıkartılmıştır. Yani insanlığın yığılan ve dolayısıyla gelişen bilgisinin aracı "yazı" ve bu yolla kişinin temsilinden, artık elektronik ortamda temsile geçilmektedir. Geç de olsa imzanın ne olduğu hususunu en azından fikir olması için irdelemeye çalıştık.
İmza birkaç kanunda konu edilmiştir. 22.04.1926 tarihinde kabul edilerek, 29.04.1926 tarihli ve 359 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 818 sayılı Borçlar Kanunu direkt imzanın mahiyet ve şekline deyinmese de "(B) AKİTLERİN ŞEKLİ" başlığı altında "c) İmza" alt başlığında düzenlediği "14" maddesinde "İmza, üzerine borç alan kimsenin el yazısı olmak lazımdır. Bir alet vasıtasıyla vazolunan imza, ancak örf ve adetçe kabul olunan hallerde ve hususiyle çok miktarda tedavüle çıkarılan kıymetli evrakın imzası lazım geldiği takdirde, kafi addolunur. Amaların imzaları usulen tasdik olunmadıkça yahut imza ettikleri zaman muamelenin metnine vakıf oldukları sabit olmadıkça, onları ilzam etmez." demektedir.
Ancak mehaz kanunda "namensunterschrift" yani isim yazılarak atılan imzadan bahsedilmektedir. Ancak Soyadı Kanunu 1934 yılında kabul edilerek yürürlüğe girdiği için bu şekilde nakledilmiştir. Mehaz kanundaki "isim"den kastedilen, özel ad değil, soyadıdır.
Yine 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunun 22 maddesiyle 22.4.1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına "Güvenli elektronik imza elle atılan imza ile aynı ispat gücünü haizdir." cümlesi eklenmiştir.
İmzada ad ve soyadı kullanılır
Ancak ülkemiz uygulamasında işaret veya şekil olarak imza atılması yaygın ve hukuken de kabul görmektedir. Oysa imzayı genel anlamıyla tarif eden 21.06.1934 tarihinde kabul edilerek 2.07.1934 tarihli ve 2741 sayılı Resmi Gazete yayınlanan Soyadı Kanunu'nun 2. maddesi "Söyleyişte, yazışta, imzada öz ad önde, soy adı sonda kullanılır." demektedir. Yani imzada öz ad ve soyadının kullanılması gereğini ifade etmiştir.
Bunun yanında, tüzel kişilikleri temsil edecek imzanın noter tasdikli bir beyanname ile ticaret sicili memurluğuna tescil ettirilen imzanın kullanılması gerekir. Temsil ve ilzama yetkili kişinin bu beyannamesindeki imzasını değiştirmesi halinde bunu aynı şekilde tescil ettirdikten sonra kullanması gerekir. Keza bu imzanın noter tasdikinden geçirilen sirküler ile 3. kişilere sirküle edilmesi gerekmektedir.
İmza yerine geçebilecek işaretler
Ayrıca yine Borçlar Kanunun yine "(B) AKİTLERİN ŞEKLİ" başlığı altında "d) İmza makamına kaim olacak işaretler" alt başlığı altında düzenlediği "15" maddesi "İmza vaz'ına muktedir olmayan bir şahıs, imza yerine usulen tasdik olunmuş ve el ile yapılmış bir alamet vazetmeğe yahut resmi bir şahadetname kullanmağa mezundur. Kambiyo poliçesine müteallik hükümler mahfuzdur." diyerek eski kullanımda şahsi mühür tarif etse de bu maddenin "resmi bir şahadetname" kullanmaya ehliyet vermesinin belki de elektronik ortamda atılabilecek dijital imzaya dayanak teşkil edebileceğini düşünmekteyiz.
23.01.2004 tarih ve 25355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 15.01.2004 tarihinde kabul edilen 5070 sayılı ELEKTRONİK İMZA KANUNU
ELEKTRONİK İMZA KANUNU
Amerika Birleşik Devletleri'nde kullanılan KÜRESEL VE ULUSAL TİCARETTE ELEKTRONİK İMZA KANUNU
KÜRESEL VE ULUSAL TİCARETTE ELEKTRONİK İMZA KANUNU