ashli
Bayan Üye
...Küçük Çocuk ve Oyun Arkadaşları...
Bir zamanlar yoksul bir çocuk tanımıştım.Ailesi o kadar yoksul,o kadar yoksulduki,çocuklara birtek oyuncak bile alamıyorlardı.Bu zavallı çocuğun oynayacağı hiç oyuncağı olmamıştı.Ama bu çocuğun her şeye rağmen oynadığı güzel oyunları vardı:
Kendi gözleri,ağzı,kulakları,burnu,saçları,boynu,iki kolu,iki eli,iki ayağı onun oyunlarıydı.Saçı rüzgarda uçuşur,oynaşırdı.Kulakları cıvıl cıvıl kuşların neşeli şarkılarıyla,şarıl şarıl akan derelerin sesiyle dolu olurdu.Burnunda çiçeklerin kokusu,kırlardaki taze meyelerin,annesinin tabağına koyduğu cana can katan çorbanın kokusu uçuşurdu.İki eli kıpır kıpır oynaşırdı.İki ayağı bütün gün koşuşur.Mutlulukla hoplar zıplardı.İki kocaman gözü bütün gün eşyaların üzerinde dolaşır,minik sevimli ağızı sürekli sorular sorardı.Böylesine neşelei ve mutluydu bu çocuğun yaşamı.
Sonra akşam olduğunda yıldızlar ve ay çıktığında dünya sessizleşirdi.Küçük çocuğun sürekli soran ağzı sakinleşir,kulakları artık dünyanın cıvıltılarına karşı ilgisizleşir,başı sağa sola dönmez,elleri ile ayakları kıpır kıpr oynamazdı.Ellerini yorganının üzerine yerleştirir,sırma saçları yastığın üzerinde dağılır,ayaklarını bir iki oynatır sonra...
Ve sonra küçük gözlerini yavaş yavaş kapatırdı.Küçük çocuğun bütün oyuncakları,gözleri,ağzı,burnu,kulakları,saçları,boyunu,kulakları,elleri ve ayakları da hep birlikte uykuya dalardı.Sabah ise yeni güne birlikte hepsi oyunlarına yeniden başlarlardı.