Küçük bir hikaye SIRADAN BİR GÜN!!! MÜ? - Gökten Aktan

cezax

Kayıtlı Üye
SIRADAN BİR GÜN !!! MÜ ?

Emre her zamanki gibi sabah 7.45 de işe gitmek üzere sıcacık yatağından uyku mağruru gözlerini ovalayarak kalktı. Kendine gelmek için elini yüzünü yıkayıp hazırlanmaya başladı. Kendine mısır gevreğinden basit bir kahvaltı hazırlayıp yedikten sonra her gün ki gibi uyumakta olan annesinin ve babasının odasına gidip temmuzun ortasında ki Lefkoşa’nın o boğucu sıcağından bunalıp şikâyet eden babasını düşünerek odanın camlarını açıp evden ayrıldı. Evlerine üç dakika mesafedeki minibüs durağına doğru ilerlerken önünden geçmekte olan çocuğun arka cebinden büyük bir çakı düşürdüğünü ve çocuğun bunu fark etmediğini gördü. Hemen çocuğu “çakını düşürdün küçük” diye uyarıp çakısını ona geri verse de 12-13 yaşlarında olduğunu düşündüğü üstü başı pislik içinde ki bu çocuğun bu denli büyük bir çakıyla ne işi olacağını düşünmeden edemedi. İçi biraz huzursuz olsa da gitmesi gereken bir işi vardı. Yoluna devam etmek üzere arkasını dönüp minibüs durağına doğru ilerleyecekti ki o sırada çocuk “biraz para versene” deyince durakladı. “Ne yapacaksın parayı” diye karşılık verdi. Çocuğun “karnım aç abi ekmek alıcam” demesi Emre’yi etkilese de pislik içindeki üstünden başından tinerci olabileceğini ve parayı tiner için harcayacağını düşünerek “veremem” dedi ve oradan uzaklaştı. Minibüs durağına gitti birkaç dakika minibüsü bekleyip minibüse bindi. Bir iki durak ilerledikten sonra geçen akşam eve çalışmak üzere getirdiği ve o gün işe geri götürmesi gereken dosyaları evde unuttuğunu fark etti. Hemen minibüsü durdurdu. Aşağı indi ve hızlı adımlarla eve doğru ilerlerken bir yandan da iş yerini arayıp biraz gecikeceğini haber verdi. Birkaç dakika yürüdükten sonra evinin olduğu sokağa girmişti nihayet. Uzaktan eve bakarak hızlı hızlı yürürken bahçe duvarlarından birinin atladığını gördü. İlk anda kısa bir şaşkınlık yaşadı. Daha sonra ilk fark ettiği duvardan atlayanın birkaç dakika önce gördüğü çocuk olduğuydu. Hemen çocuğa doğru “Dur! Dur!” diyerek koşmaya başladı. Ancak daha evin olduğu yere gelemeden çocuk çoktan gözden kaybolmuştu. Emre çocuğu kovalamak yerine eve yönelip oraya göz atmaya karar verdi. Bahçe kapısını açtı. Hemen evin kapısına göz attı ve kapının kapalı olduğunu görüp rahatladı. Arkasına dönüp bahçeye de bir göz süzdükten sonra garip bir şey görmeyince çocuğun bir şeye dokunmadığından emin olarak unuttuğu dosyaları almak üzere eve girdi. Odasına gidip dosyaları aldı ve evden çıkmak üzereyken uyanmışlar mı diye bakmak üzere annesinin ve babasının odasına yöneldi. Kapıyı araladı ve her araladığı santimde yerdeki kanları görüyordu. Emre’nin gözleri büyüdü ve “olamazzzz” diye bağırdı. Kapıyı tamamen araladığında birbirinin ellerini tutmuş şekilde yatağın ortasında kanlar içerisinde yatan annesini ve babasını gördü. Gözyaşları içinde hemen yanlarına gitti ve göğüslerini dinledi. Ama ikisinin de kalbi durmuştu. Hıçkırıklara boğulan Emre’nin aklına duvardan atlayan çocuk geldi. O çocuğu sabah görmüş yere düşürdüğü ve fark etmediği çakısını ona geri vermişti. O çakı hala babasının kalbine saplı duruyordu. Yatağın hemen başındaki çekmecelerde açılmış annesinin kız kardeşinin düğününde takmak üzere aldığı bilezik ve babasının aldığı son emekli maaşından kalan paralar da çalınmıştı. Belki de o çocuğa ekmek parası vermeliydi.
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst