Türkçe'de küfür olarak kullandığımız birçok sözcük aslında çok masum anlamlar taşıyor. Türkçe'ye yabancı dilden geçen bazı sözcükler ise gerçek anlamlarını çoktan yitirmiş. İşte onlardan örnekler :
Angut: Bir çeşit kuş türüdür.. Angut kuşu, eşi öldügü zaman (yanına o anda başka bir yırtıcı hayvan veya bir insan gelse dahi) gözlerini bir dakika bile eşinin ölüsünün üstünden ayırmadan o da ölene kadar onun baş ucunda bekler..
Dangalak: Gerçek anlamı "gereksiz konuşan kişi" dir..
Denyo: Delibozuk, dengesiz gibi anlamlarının yanı sıra ortaoyunda mahallenin aptalı diye kullanılır. Bir diğer anlamı ise emanettir..
Yavşak: Bit yavrusu, sirke demektir..
Dürzi: Suriye'nin Havran bölgesinde, Lübnan'ın bazı bölgelerinde ve buralara yakın bölgelerde yaşayan ve kendilerine özgü mezhepleri olan bir topluluk..
Yosma: Şen, güzel kadın..
Ukala: Arapça'dan dilimize geçmiş ama bu dilde ve pek çok Osmanlıca metinde "akıllılar" demektir..
Pe-zevenk: Farsça "pejavend" kelimesinden geldigi söylenir. O dildeki anlamı "kapı tokmağı" veya "sürgü" imiş. Türkçe'ye de “kapıda bekleyen adam” anlamıyla girmiş. Şimdi kullanılan anlamı ise malum..
Kahpe: Arapça'dan dilimize girer ve etimolojik olarak öksürme kelimesi ile ilgilidir. Bayanlar yerlerini gece karanlığında öksürerek belli ederlermiş. Türkçe’deki anlamı ahlaksız kadındır..
Garson: Fransızca'da oğlan, genç çocuk demektir.. Muhtemelen servis yapan çocuklara zamanında Fransızlar "oğlum" veya "genç, bir baksana" dedikleri için Türkçe’ye de servis elemanı manasıyla geçmiş..
İsterik: "Histeri" nöbetlerine tutulan kişinin aldığı sıfattır. Duyu bozuklukları, türlü ruh karışıklıkları, çırpınma, kasılmalar ve bazen inmelerle kendini gösteren bir sinir bozukluğudur. Oysa Türkçe'de "isteme" ile bağ kurulması ve "bir şeyi çok isteyen" anlamında kullanılması çok yaygındır. Hatta bazen, "isterik kadın" lafı oldukça aşağılayıcı bir mantıkla kullanılır.
Serbest: Gerçek anlamı "başı baglı" dır.. (ser: baş, best: bağlı). Ancak bizde tam tersi anlamında kullanılıyor..
Puş-t: Farsça'da "arka, geri" anlamına geliyor..
Sıpa: Abazaca'da "spau" "çocuk, yavru" demektir. Bizde ise eşek yavrusu... Arapça'da da benzer biçimde "sabi, sibyan" "çocuk" anlamındadır..
Kaltak: Üzeri meşin, halı vb. şeylerle kaplanmamış olan eyerin tahta bölümüdür..
Angut: Bir çeşit kuş türüdür.. Angut kuşu, eşi öldügü zaman (yanına o anda başka bir yırtıcı hayvan veya bir insan gelse dahi) gözlerini bir dakika bile eşinin ölüsünün üstünden ayırmadan o da ölene kadar onun baş ucunda bekler..
Dangalak: Gerçek anlamı "gereksiz konuşan kişi" dir..
Denyo: Delibozuk, dengesiz gibi anlamlarının yanı sıra ortaoyunda mahallenin aptalı diye kullanılır. Bir diğer anlamı ise emanettir..
Yavşak: Bit yavrusu, sirke demektir..
Dürzi: Suriye'nin Havran bölgesinde, Lübnan'ın bazı bölgelerinde ve buralara yakın bölgelerde yaşayan ve kendilerine özgü mezhepleri olan bir topluluk..
Yosma: Şen, güzel kadın..
Ukala: Arapça'dan dilimize geçmiş ama bu dilde ve pek çok Osmanlıca metinde "akıllılar" demektir..
Pe-zevenk: Farsça "pejavend" kelimesinden geldigi söylenir. O dildeki anlamı "kapı tokmağı" veya "sürgü" imiş. Türkçe'ye de “kapıda bekleyen adam” anlamıyla girmiş. Şimdi kullanılan anlamı ise malum..
Kahpe: Arapça'dan dilimize girer ve etimolojik olarak öksürme kelimesi ile ilgilidir. Bayanlar yerlerini gece karanlığında öksürerek belli ederlermiş. Türkçe’deki anlamı ahlaksız kadındır..
Garson: Fransızca'da oğlan, genç çocuk demektir.. Muhtemelen servis yapan çocuklara zamanında Fransızlar "oğlum" veya "genç, bir baksana" dedikleri için Türkçe’ye de servis elemanı manasıyla geçmiş..
İsterik: "Histeri" nöbetlerine tutulan kişinin aldığı sıfattır. Duyu bozuklukları, türlü ruh karışıklıkları, çırpınma, kasılmalar ve bazen inmelerle kendini gösteren bir sinir bozukluğudur. Oysa Türkçe'de "isteme" ile bağ kurulması ve "bir şeyi çok isteyen" anlamında kullanılması çok yaygındır. Hatta bazen, "isterik kadın" lafı oldukça aşağılayıcı bir mantıkla kullanılır.
Serbest: Gerçek anlamı "başı baglı" dır.. (ser: baş, best: bağlı). Ancak bizde tam tersi anlamında kullanılıyor..
Puş-t: Farsça'da "arka, geri" anlamına geliyor..
Sıpa: Abazaca'da "spau" "çocuk, yavru" demektir. Bizde ise eşek yavrusu... Arapça'da da benzer biçimde "sabi, sibyan" "çocuk" anlamındadır..
Kaltak: Üzeri meşin, halı vb. şeylerle kaplanmamış olan eyerin tahta bölümüdür..