qösdé
Banned
-Gençlerbirliği’ne baktığımız zaman, son bir iki sezonun öncesinde lige ciddi anlamda damgasını vuran sezonlar yaşamış. Şampiyonluk yolunda hedefleri olan takımlar karşısında belirleyici sonuçlar almış. Ve sen hedefler arasında Avrupa Kupalarını telafuz ettin. Aranızda konuştuğunuzda bu hedefi ciddi anlamda birbirinize dile getiriyor musunuz? Bu çok önemli.
Açıkça, gözle görülen bir durum var, şu an artık eskisi gibi 3 büyüklerle Anadolu takımları arasında anormal kalite farkları kalmadı. Anadolu takımlarının eski korkularını yendiklerini düşünüyorum. Lig artık anormal puan farklarıyla bitmiyor. Yakın bir gelecekte Anadolu’dan mutlaka bir şampiyon çıkacak. Onun için artık kazanmayı alışkanlık haline getiren bir takım, mesela Sivasspor, Kayserispor bunu iyi yapmaya başladı. Alışkanlık haline geldi kazanmak onlar için. Yavaş yavaş bunu kazanmak zorundasınız oraya giden yol için. Bu bizim için önemli bir dönem. Oynadığınız her üst düzey maç, bir Şampiyonlar Ligi, bir UEFA Kupası, bir Inter Toto ayrı bir tecrübe oluyor. Orada kaliteli bir takımı yenmek, kendinize daha fazla güven sağlamanızı gerektiriyor. Şampiyonluk veya çok iyi bir takım olma yolunda bunlar çok önemli etkenler. Tabii ki üst düzey oynayabilecek futbolcular var burada ama bu tür yollardan geçerek daha çok üzt düzey olmaları, daha çok kendilerine güvenmeleri gerek. Bir güven eksikliği de var tabii ki. Eski Gençlerbirliği moduna girmek için bir çıkış yapmak, kazanmayı bir alışkanlık haline getirmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani 2 hafta yenip, 2-3 hafta yenilen bir takım olmaktan ziyade, rakibi rahatsız eden, gece yattığı zaman “Yarın ben Gençlerbirliği ile oynayacağım” dedirten, yani uykusuz bırakan bir ekip olmak istiyoruz tekrar eskisi gibi. Bu bizim için 2 senedir olan başarısızlığın üzerine bir geçiş dönemi. Yapabileceimizin en maksimumunu bu sene yapmak istiyoruz seneye daha hedefli bir takım olmak için. Dediğim gibi kalite farkı gerçekten çok azaldı. UEFA’ya gidebilirsek, Avrupa Kupası maçı oynayabilirsek, ne mutlu bize. Yani orada oynanan her maç bizim için ayrı bir tecrübe. Önümüzdeki sene için daha bir rahatlık anlamına gelecek. Şu geçen 2 seneyi unutmak ve Avrupa Kupası maçı oynamak bizim için çok önemli.
-Bireysel olarak Koray’ı konuşmak istiyorum.
Tabi.
“BOĞULACAKSAN BÜYÜK DENİZDE BOĞUL”
-İstanbul özlemi var mı içinde?
İstanbul’da futbol oynamak, bir futbolcunun muhakkak yaşaması gereken bir ayrıcalık.
-Sen bunu yaşadın.
Kesinlikle bir ayrıcalık futbolcu için. Oraya gittiği zaman her türlü fedakarlığı yapması gereken bir ortam. Ne kadar iyi bir takım olursa olsun bir Anadolu takımı, İstanbul’da futbol oynamak, gördüğün ilgiyle, yaşadığın kaliteli ortamla, futbolcu havasına girebilmek için bence büyük takımda oynamak gerektiğine inanıyorum. Ben burada gördüğüm ve oynayabilecek kalitede olduğuna inandığım arkadaşlarıma söyledim. Mesela geçen sene Manisa’da Selçuk’a da söyledim. Çok özel, iyi oyuncuların bir an önce gitmesini istiyorum. Hani derlerya boğulacaksanız büyük denizde boğulun. Hakikaten öyle. Bir an önce gidip şansını orada değerlendireceksin. Bazı oyuncuların bunun farkına varması gerektiğine inanıyorum. Mesela Selçuk’a da ben “Benim son 10 yılda gördüğüm en iyi orta saha oyuncususun” derdim. Taraftar olsam, özel olarak tribüne gidip izleyebileceğim bir kaç oyuncudan biri benim için. Ama o her zaman bana alçak gönüllülük yaptı “O kadar değilim” diye. Ya da kendi yeteneklerinin farkında değildi. Ama işte büyük takımda oynamak için insanların kendi yeteneklerinin farkında olmasının gerektiğine inanıyorum. Burada da 23 tane gerçekten öyle ekstra futbolcu var. Benim futbolculuklarına inandığım Engin, Burhan falan. Onların da, her futbolcunun, bir an önce gidip o zevki tatmalarını istiyorum. Ama tabii ki bireysel yetenekleri bakımından onları biraz daha yakın görüyorum oraya.
-Tamam, git büyük denizde boğul ama, yeteneklerini geliştirip öyle git ve denizde savaş.
Zaten onlarda bir allah vergisi yetenek var. Gerisi artık biraz da disiplinli olmaya bakıyor. İnsan olarak da sorunlu olmadıktan sonra oynayabilecek kalitede olduklarını biliyorum. Kişilik ve adaptasyon olarak zaten bir sorunları olmayacağını düşünüyorum. Başarabileceklerine inandığım için. Yapabilecek insanlara bunu söyleyerek, bence farkına vardırmak gerektiğini düşünüyorum. Ama keşke olabilse de her futbolcu gidip İstanbul’da oynasa. İstanbul’da oynamak bence büyük bir ayrıcalık.
-Şampiyonluk, küme düşme gibi bir çok sevinci ve üzüntüyü yaşadın. Ben hangi takıma giderse gitsin, karşımda çok güçlü, dirayetli, yılmayan bir Koray görüyorum. Geçen seen Manisa’da aşırı derecede bir inanmışlığın vardı ve o inancını da arkadaşlarına aşılamaya çalışıyordun. Büyük denize gittin ama seninkine boğulmak denmiyor Koray.
Yani artık öyle çok kalite farkı olduğunu düşünmüyorum. Biraz da inançlı olmak çok önemli. Kendinize inanabilmek çok önemli. Benim Manisaspor’daki iddiam da kendimden kaynaklanan bir iddia değildi. Oradaki arkadaşlarınızı görüp, onların kalitesine inandığım için. Ben istikrarlı bir şekilde oynasaydım Manisaspor olarak kesin kümede kalacaktık. Ama bunu “Ya ben iyi futbolcuyum işte” diye demiyorum. Onlara doğru şeyler anlatabilmek açısından söyledim. Doğru şeyleri onlarla paylaştığım, ne kadar iyi futbolcu olduklarını onlara anlatabildiğim içindi yani. Veya saha içinde onları kendi tecrübelerinizden faydalandırdığınız içindi. Öyle olmak zorundasınız. Bir şekilde yaşadıklarınızı birine anlatmadık, aktarmadıktan sonra, bir esprisi yok. Ama onlar beni dinlerler dinlemezler, onların kendi sorunu. Biraz önce seninde söylediğin gibi bir hedef olmadığı zman, sadece para kazanmak için yaparsanız gerçekten tadı olmuyor. Bir hedef olmak zorunda. Birşeyler paylaşmak, yeni birilerini kazanmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Ben en az 5-6 sene daha futbol oynamayı düşünüyorum en az. Bir hedef muhakkak olmak zorunda. Hedef olmadığı zaman hayatımda bu işi zaten yapmayı düşünmüyorum yani.
Açıkça, gözle görülen bir durum var, şu an artık eskisi gibi 3 büyüklerle Anadolu takımları arasında anormal kalite farkları kalmadı. Anadolu takımlarının eski korkularını yendiklerini düşünüyorum. Lig artık anormal puan farklarıyla bitmiyor. Yakın bir gelecekte Anadolu’dan mutlaka bir şampiyon çıkacak. Onun için artık kazanmayı alışkanlık haline getiren bir takım, mesela Sivasspor, Kayserispor bunu iyi yapmaya başladı. Alışkanlık haline geldi kazanmak onlar için. Yavaş yavaş bunu kazanmak zorundasınız oraya giden yol için. Bu bizim için önemli bir dönem. Oynadığınız her üst düzey maç, bir Şampiyonlar Ligi, bir UEFA Kupası, bir Inter Toto ayrı bir tecrübe oluyor. Orada kaliteli bir takımı yenmek, kendinize daha fazla güven sağlamanızı gerektiriyor. Şampiyonluk veya çok iyi bir takım olma yolunda bunlar çok önemli etkenler. Tabii ki üst düzey oynayabilecek futbolcular var burada ama bu tür yollardan geçerek daha çok üzt düzey olmaları, daha çok kendilerine güvenmeleri gerek. Bir güven eksikliği de var tabii ki. Eski Gençlerbirliği moduna girmek için bir çıkış yapmak, kazanmayı bir alışkanlık haline getirmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani 2 hafta yenip, 2-3 hafta yenilen bir takım olmaktan ziyade, rakibi rahatsız eden, gece yattığı zaman “Yarın ben Gençlerbirliği ile oynayacağım” dedirten, yani uykusuz bırakan bir ekip olmak istiyoruz tekrar eskisi gibi. Bu bizim için 2 senedir olan başarısızlığın üzerine bir geçiş dönemi. Yapabileceimizin en maksimumunu bu sene yapmak istiyoruz seneye daha hedefli bir takım olmak için. Dediğim gibi kalite farkı gerçekten çok azaldı. UEFA’ya gidebilirsek, Avrupa Kupası maçı oynayabilirsek, ne mutlu bize. Yani orada oynanan her maç bizim için ayrı bir tecrübe. Önümüzdeki sene için daha bir rahatlık anlamına gelecek. Şu geçen 2 seneyi unutmak ve Avrupa Kupası maçı oynamak bizim için çok önemli.
-Bireysel olarak Koray’ı konuşmak istiyorum.
Tabi.
“BOĞULACAKSAN BÜYÜK DENİZDE BOĞUL”
-İstanbul özlemi var mı içinde?
İstanbul’da futbol oynamak, bir futbolcunun muhakkak yaşaması gereken bir ayrıcalık.
-Sen bunu yaşadın.
Kesinlikle bir ayrıcalık futbolcu için. Oraya gittiği zaman her türlü fedakarlığı yapması gereken bir ortam. Ne kadar iyi bir takım olursa olsun bir Anadolu takımı, İstanbul’da futbol oynamak, gördüğün ilgiyle, yaşadığın kaliteli ortamla, futbolcu havasına girebilmek için bence büyük takımda oynamak gerektiğine inanıyorum. Ben burada gördüğüm ve oynayabilecek kalitede olduğuna inandığım arkadaşlarıma söyledim. Mesela geçen sene Manisa’da Selçuk’a da söyledim. Çok özel, iyi oyuncuların bir an önce gitmesini istiyorum. Hani derlerya boğulacaksanız büyük denizde boğulun. Hakikaten öyle. Bir an önce gidip şansını orada değerlendireceksin. Bazı oyuncuların bunun farkına varması gerektiğine inanıyorum. Mesela Selçuk’a da ben “Benim son 10 yılda gördüğüm en iyi orta saha oyuncususun” derdim. Taraftar olsam, özel olarak tribüne gidip izleyebileceğim bir kaç oyuncudan biri benim için. Ama o her zaman bana alçak gönüllülük yaptı “O kadar değilim” diye. Ya da kendi yeteneklerinin farkında değildi. Ama işte büyük takımda oynamak için insanların kendi yeteneklerinin farkında olmasının gerektiğine inanıyorum. Burada da 23 tane gerçekten öyle ekstra futbolcu var. Benim futbolculuklarına inandığım Engin, Burhan falan. Onların da, her futbolcunun, bir an önce gidip o zevki tatmalarını istiyorum. Ama tabii ki bireysel yetenekleri bakımından onları biraz daha yakın görüyorum oraya.
-Tamam, git büyük denizde boğul ama, yeteneklerini geliştirip öyle git ve denizde savaş.
Zaten onlarda bir allah vergisi yetenek var. Gerisi artık biraz da disiplinli olmaya bakıyor. İnsan olarak da sorunlu olmadıktan sonra oynayabilecek kalitede olduklarını biliyorum. Kişilik ve adaptasyon olarak zaten bir sorunları olmayacağını düşünüyorum. Başarabileceklerine inandığım için. Yapabilecek insanlara bunu söyleyerek, bence farkına vardırmak gerektiğini düşünüyorum. Ama keşke olabilse de her futbolcu gidip İstanbul’da oynasa. İstanbul’da oynamak bence büyük bir ayrıcalık.
-Şampiyonluk, küme düşme gibi bir çok sevinci ve üzüntüyü yaşadın. Ben hangi takıma giderse gitsin, karşımda çok güçlü, dirayetli, yılmayan bir Koray görüyorum. Geçen seen Manisa’da aşırı derecede bir inanmışlığın vardı ve o inancını da arkadaşlarına aşılamaya çalışıyordun. Büyük denize gittin ama seninkine boğulmak denmiyor Koray.
Yani artık öyle çok kalite farkı olduğunu düşünmüyorum. Biraz da inançlı olmak çok önemli. Kendinize inanabilmek çok önemli. Benim Manisaspor’daki iddiam da kendimden kaynaklanan bir iddia değildi. Oradaki arkadaşlarınızı görüp, onların kalitesine inandığım için. Ben istikrarlı bir şekilde oynasaydım Manisaspor olarak kesin kümede kalacaktık. Ama bunu “Ya ben iyi futbolcuyum işte” diye demiyorum. Onlara doğru şeyler anlatabilmek açısından söyledim. Doğru şeyleri onlarla paylaştığım, ne kadar iyi futbolcu olduklarını onlara anlatabildiğim içindi yani. Veya saha içinde onları kendi tecrübelerinizden faydalandırdığınız içindi. Öyle olmak zorundasınız. Bir şekilde yaşadıklarınızı birine anlatmadık, aktarmadıktan sonra, bir esprisi yok. Ama onlar beni dinlerler dinlemezler, onların kendi sorunu. Biraz önce seninde söylediğin gibi bir hedef olmadığı zman, sadece para kazanmak için yaparsanız gerçekten tadı olmuyor. Bir hedef olmak zorunda. Birşeyler paylaşmak, yeni birilerini kazanmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Ben en az 5-6 sene daha futbol oynamayı düşünüyorum en az. Bir hedef muhakkak olmak zorunda. Hedef olmadığı zaman hayatımda bu işi zaten yapmayı düşünmüyorum yani.