suxmansimo
Kayıtlı Üye
Bir kadın gözleri bağlı. ışığı sadece hissedebilmiş asırlardır. Hep ışığa bakmanın zararlarından söz edilmiş ona cezasının büyüklüğünden bu dünya da ve diğer sahip olunabilecek bütün dünyalar da dar ufkunun ulaşabildiği ışığıa çığlak göz ile bakmanın yasak meyveyi ısırmak olduğunu sanmış öyle sanmak zorunda kalmış.
Hani der ya bir takım düşünürler insanlar bildikleri kadar yaşar. Kör bir adama renkleri tanımayı öğretsende aslında bilmeyecektir renklerin ne denli sahtekar yanılmalardan ibret olduğunu. O hep gökkuşağı ahenginde boğulur renkleri hayl ettikçe siyah dünyasında ve bilmez kanın kırmızı, ölümün beyaz, aşkın lacivert olduğunu aslında.
Yaşamak için üreme gereksinimi tüm canlı varlıkların en büyük ortak özellikleri olduğuna göre. Bizim gözleri bağlı kızımızda tamamen içgüdüsel olarak mı üremişti daha 15 aşında ,51 yaşında hayat arkadaşı olmaya çalışmış ama hiç bilmemiş aslında arkadaş olmak için hayata düşman olabilmesi gerekliliğini insanın maddi zevklerine, bu adam ile.
Ya da bizim kör adamımız dinlediği şiirlerden mi etkilenmiş de merak sarmıştır renkleri tanıyabilme özlemine hiç bilmediği halde harflerin beyaz bir kağıt üzerinde ne kadar melankolik bir diziliş sergileyebileceğini.
Gerçek olduğuna inanmak. Ya da gerçekleşmesi için dilekte bulunmak. Herahangi birşey ne fark eder. Gerçekleşmediği sürece hayaldir sadece.
Gözleri bağlanmış bir kızın renkleri tanımak arzusu içindeki bir körden hiçbir farkı yoktur.
Hani der ya bir takım düşünürler insanlar bildikleri kadar yaşar. Kör bir adama renkleri tanımayı öğretsende aslında bilmeyecektir renklerin ne denli sahtekar yanılmalardan ibret olduğunu. O hep gökkuşağı ahenginde boğulur renkleri hayl ettikçe siyah dünyasında ve bilmez kanın kırmızı, ölümün beyaz, aşkın lacivert olduğunu aslında.
Yaşamak için üreme gereksinimi tüm canlı varlıkların en büyük ortak özellikleri olduğuna göre. Bizim gözleri bağlı kızımızda tamamen içgüdüsel olarak mı üremişti daha 15 aşında ,51 yaşında hayat arkadaşı olmaya çalışmış ama hiç bilmemiş aslında arkadaş olmak için hayata düşman olabilmesi gerekliliğini insanın maddi zevklerine, bu adam ile.
Ya da bizim kör adamımız dinlediği şiirlerden mi etkilenmiş de merak sarmıştır renkleri tanıyabilme özlemine hiç bilmediği halde harflerin beyaz bir kağıt üzerinde ne kadar melankolik bir diziliş sergileyebileceğini.
Gerçek olduğuna inanmak. Ya da gerçekleşmesi için dilekte bulunmak. Herahangi birşey ne fark eder. Gerçekleşmediği sürece hayaldir sadece.
Gözleri bağlanmış bir kızın renkleri tanımak arzusu içindeki bir körden hiçbir farkı yoktur.