KUDUZ
Tanım:Kuduz tüm sıcak kanlılarda görülen bulaşıcıakutnonprulent encefalomiyelitis ile karakterize öldürücü bir viral hastalıktır.
İsa'dan önce 23.yy.da "deli köpek" olarak tanımlanan kuduz hayvanlarda ve insanlarda görülen en eski infeksiyondur.
Etken:Raddoviridae familyasında bulunan RNA'lı kuduz virüsüdür(Rabies virüs).Kuduz hastalığı genellikle ölümle sonlanırfakat virüs birçok dezenfektanaUV ışınlarına ve ısıya dirençsizdir.
Etiyoloji:Virüs birçok yolla bulaşabilir.Bulaşma en çok ısırık yaralarıyla olmaktadır.Bazı hayvanlarda solunum ve plesanta yoluylada bulaşmaların olabileceğini gösterilmiş fakat bu yollarla bulaşma pet hayvanlarında kanıtlanamamıştır.Bulaşma ve yayılma açısından köpekler ve kedilerdeki kuduz indensi ile vahşi yaşam süren ve sokaktaki hayvanlarda kuduz indensi arasında paralellik vardır.
Ayrıca insanlardaki olgular köpekten daha çok kedi kuduzu ile ilişkilendirilmiştir(Ülkemizde köpeklerin insanlara bulaştırmada rolü daha fazladır).
Fizyopatoloji:Klinik kuduz klasik olarak saldırganlık (hipereksitasyon) ve paralitik olmak üzere iki döneme ayrılır.Buna karşın kuduz hastalığının belirtileri o kadar değişkendir ki bazı belirtiler farklı döneme girebildiği gibi bu dönemlerin dışnda da kalabilir.
İnfeksiyonum inkübasyon periyodu 3-8 gündür.Ancak bu sürenin 6 aya kadar uzayabildiği bildirilmiştir.
Septomlar:Hastalık klinik olarak her zaman birbirinden ayırdedilemeyen üç formda seyreder.
İlk bulgular ısırık bölgesinde gelişir.Bu bölgede 10 kat paraliz gelişir.Ancak her zaman dikkat edilmediği için gözden kaçabilir.Daha sonra motor nöronlarda fonksiyon yetmezlikleri meydana gelir.Hayvanlarda davranış bozuklukları meydana gelmeden önce tam depresyon ve isteksizlik şeklinde kendini gösterir.Hayvan ısırık bölgesini yavaş yavaş ısırmaya ve tırmalamaya başlar.Hastalığın 5-10. günlerinde yara bölgesinde kasıntı belirtileri dikkati çekerdüzeye çıkar.Hayvan amaçsız kaçar ve bazı şeylere saldırmaya başlar.Ağızdan bol miktarda salya akar.Gözlerde propapsus ve konjuktivitis şekillenir.Facial ve maseter kasların paralize olmasından dolayı su ve gıda alımı engellenir.Pupilla dilate olmaya başlar.Tam paraliz başladığı dönemde hayvanlarda ses kısıklığı görülür.Nörolojikbelirtiler her üç form kuduzda da gelişir.Bilhassa davranış bozukluğuna her formda fastlanır.
1)Sakin Kuduz:Bu devrede görülen en belirgin bulgu hayvanlardaki davranış bozukluklarıdır.Kuduzlu kedi ve köpeklerde ürkeklikkorkaklık ve alışık olmadığı gıdaları yeme isteği belirgin bir hal almıştır.Hayvanların yabancı cisimlere karşı ilgileri artmıştır.Bazı hayvanlar kendi gaitalarını bile yerler.Giderek iştahları azalır buna karşın su içme isteğinde belirgin bir artış görülür.Salya fazla dikkat çekmez.Hasta hayvan sık sık idrar yaparyara yerini kaşırhastanın bir gözünde miyozisdiğer gözünde midriyazis şekillenir.
2)Salgırgan Kuduz:Kuduzun bu formuna sık rastlanır.Hasta kedive köpeklerin %75 inde bu forma rastlanır.Sakin evrede görülen davranış bozuklukları daha da belirginleşmiştir.Hayvanlar loş yerlere saklanmayı sever.Beden ısısı artar.Bilinç giderek kaybolur ve hırçınlaşarak herşeye karşı saldırganlık durumuna geçer.Sahibinin emirlerini dinlemez.Her önüne gelen canlıyıbu arada sahibinide ısırır.Köpekler evi terk ederek bir daha geri dönmezler.Ağızdan bol salya akar.Maksatsız havlama dikkati çeker.Bu yüzden ses tellerinde bozulma sonucu ses kısıklığı meydana geir.Bilhassa yabancı cisimleri ısırmalarından dolayı çoğu kez diş kırıkları meydana gelir ve yabancı cisimler ağızda birikir.
Göz lezyonları daha da netleşmiştir.Gözde şaşılıkgöz bebeklerinde asimetrive pupillada genişleme şekillenir.Bazı vakalarda kornea kurur.
Laringo-farengial spazmlardan dolayı hayvanlar su içemezler hatta kendi tükürüklerini bile yutamazlar ve bu yüzden ağızda bol salivasyon ve dehidrasyon meydana gelir.Hayvanlarda sudan korkma "hidrofobi" yoktur.
3)Paralitik Kuduz:Kuduzlu hastalarda önce özafagusmasseter kaslarda ve boğaz kaslarında paralizler başlar.Daha sonra facial felç meydana gelerek çene felci şkillenir.Hastalık ilerledikçe arka bacaklarda ve daha sonra tüm vücutta gelişen paralizler meydana gelir.Hayvan rahat hareket edemez.Dengesini kaybederadeta zigzag çizerek yürür ve daha sonra yere düşüer.Tam paralizden sonraki 1-2 gün içerisinde hayvan ölür.
Bazen saldırgan form gelişmeden sakin kuduzdan sonra paralitik kuduz gelişebilir.
Ayırıcı Tanı:Kuduz encefalitis ile seyrederken bir çok hastalık ile karıştırılabilir.Başlıca alt çene kırık ve çıkıkları ileadi felçlerlekurşun zehirlenmeleri ile gençlik hastalığının sinirsel şekli ve alfatoksikasyonları ile karıştırılabilir.
Tanı:Klinik bulgularCSF protein miktarının artması ve CSF de lökosit artışının varlığı ile idrarda glikoz miktarının artması kuduzdan kuşku uyandırır.Kesin tanı sinir dokusunda negri cisimlerini görmek ve virüs izole etmekle konur.
Korunma:
1)Kuduzdan kuşkulu kedi ve köpeklerin kendiliğinden ölmeleri beklenir.Öldükten sonra kafaları soğuk zincirlerle laboratuvara gönderilir.
2)Hayvan 10 gün süre ile izole edilir.Bu sürede hiç bir canlı ile temasına müsade edilmez.Bu süre içerisinde kuduz belirtileri gelişirse hayvan derhal öldürülür.
3)Kuduz yada kuduzdan kuşkulu bir hayvan tarafından meydana getirilen ısırık yaraları %20 lik sıvı sabunlarla yada antiseptik solüsyonlarla irrige edilir.Yara tamamen açığa çıkarılır ve kesinlikle dikilmez.
4)Kuduz çıkan bölgedeki tüm köpekler itlaf edilmelidir.
5)Sağlam kedi ve köpeklere her yıl periyodik olarak kuduz aşısı ile aşılanmalıdır.
Sağaltım:Kuduzdan şüpheli hayvanların muayenesi ve bakımı konusunda dikkatli olunmalıdır.Klinik uygulama yapılmaz.Hastalık kediköpek ve insanlar için eşit düzeyde ölümcüldür.
CANİNE PARVOVİRUS INFECTİON
(Köpeklerin Parvovirüs İnfeksiyonu)
Tanım:Kanin parvovirüs (canine parvovirüs = CPV) infeksiyonu ilk kez 1970 yılında saptanmış ve genç köpeklerde şiddetli viral enterit ve miyokarditle seyreden yeni bir hastalık olarak tanımlanmıştır.Parvovirüs infeksiyonu köpeklerde sık görülen bir infeksiyondur ve etken kolay bulaşır ve salgınlara neden olur.
Kanin parvovirüs DNA’lı bir virüstür ve yavru köpeklerin miyokard ve intestinal epiteli gibi çabuk bölünen hücrelerinde kolay replike olabilmektedir.Virüsün zamanla genetik değişime uğradığı ve farklı suşların ortaya çıktığı bildirilmiştir.Örneğin;ABD’de en yaygın suş CPV-26 suşudur.Virüs;elbiseleryerlerbokslarpadoklaryemlik ve suluklarda 5 ay ve daha fazla canlı kalabilmektedir.Birçok dezenfektan ve deterjanlara karşıda dayanıklıdır.Sodyum hipoklorit ( 1 kısım evde kullanılan çamaşır suyu 30 kısım suyla karıştırılarak) ile uzun süreli yapılan dezenfeksiyon etkenin yıkımlanmasında etkilidir.
Etiyoloji:Virüsün bulaşmasıinfekte köpeklerin gaitası iledirekt temas yada kontamine olmuş meteryallerin ağız ve burun ile teması şeklinde olur.Virüsün girişini takiben oluşan infeksiyondan sonra viremi gelişir.Bu dönemde virüs ince bağırsak epitilindedildeağız ve ösafagus mukozasındalenfoid dokuda ve kemik iliğinde lokalize olur.Virüs akciğerdalakkaraciğerböbrek ve miyokardiumdan izole edilebilir.Klinik belirtiler etkilenen organa bağlı olarak oluşur.Enteritis ve myokarditis (yavrularda) en sık görülen klinik belirtilerdir.
Fizyopatoloji:Virüs orofarinksteki lenfoid dokudatimus ve mezenterik lenf yumrularında replike olur ve buradan ince bağırsakların kriptlerine yayılır.İnfeksiyondan sonra 1-5 gün süren viremi sonunda virüs lenfoid dokuince bağırsaklardilağız ve özafagus mukozasına yerleşir.
Septomlar:İnfeksiyonakut ölüminapparent infeksiyon gibi çok değişik tabloyla seyredebilir.Eetkenin alınmasından sonra birçok köpekte subklinik infeksiyon oluşur ve önemli bir klinik belirti görülmez.İnfeksiyon 12 haftalıktan küçük köpeklerde şiddetli seyreder.
Kusmakanlı ishaliştahsızlık ve dehidrasyon infeksiyon sonucu oluşan enteritisin tipik belirtileridir.Sekiz aylıktan küçük yavrularda miyokarditis oluşabilir.
Günümüzde miyokarditis ile seyreden parvovirüs infeksiyonlarına daha da az rastlanmaktadır.Çünkü genellikle bu yavrular ya ölü bulunur yada ciddi bozukluklar ve solunum güçlüğü sonucu ölürler.Kalp ve akciğerlerin muayenesinde kalpte büyüme ve pulmoner ödem vardır.Enteritis oluşmada da miyokarditisin görüldüğü olgular rapor edilmiştir.
Ayırıcı Tanı:Enteritis olguları diğer enteritis ile seyreden hastalıklarla karışabilir.Hasta köpek intussusseption(kalınbarsağın iç içe geçmesi)bağırsak tıkanması (yabancı cisim) kronik böbrek yetmezliğinde bazen görülebilen akut böbrek yetmezliği belirtilerizehirlenmebağırsak parazitleri ve Addison hastalığı (hipoadrenokortisizm) yönünden dikkatli incelenmelidir.
Tanı:Klinik formun oluştuğu olgulardaklinik belirtilerhematoblaji ve gaitada viral antijenlerin gaitada bulunma süresi sınırlıdır.Bu nedenle ELİSA’da negatif olguların parvovirüs infeksiyonu olmadığı garanti edilemez(Bu hastaların başka bir testle örneğin PCR ile incelenmesinde yarar vardır).
Histopatolojik incelemelerde distal ileum ve jejunundaki kript epitellerinin nekroze olduğu görülür.Akut solunum yetmezliğive miyokarditis sonucu ölen yavruların miyokardium ve ventriküllerinde lenfosit ve plazma hücrelerinin infiltre olduğu non-suppuratif miyokarditis saptanmıştır.
Sağaltım:Enteritis olgularında intra venöz sıvı ve elektolit uygulanır.Antibakteriyel ajanlardan;
-Ampicillin 10-20 mg/kg dozda I.V. yolla 8 saatte bir 5 gün süreyle
-Enroflotacin 6 aylıktan büyük köpeklere günde 5 mg/kg dozda ağız yoluyla verilebilir.
-Bağırsak peristaltiğini düzenleyen ajanlar kullanılmaz.
-Kusmaya karşı 02-04 mg/kg dozda 8 saatte bir S.C. yolla Metoclopramide uygulanabilir.
Genel bir uygulama olarakkusması kesilen köpeklere 1-2 gün gıda verilmemelidir.Az yağlı kolay sindirilebilir gıdalar az miktarda suyla verilebilir.
Devamı gelecek
Tanım:Kuduz tüm sıcak kanlılarda görülen bulaşıcıakutnonprulent encefalomiyelitis ile karakterize öldürücü bir viral hastalıktır.
İsa'dan önce 23.yy.da "deli köpek" olarak tanımlanan kuduz hayvanlarda ve insanlarda görülen en eski infeksiyondur.
Etken:Raddoviridae familyasında bulunan RNA'lı kuduz virüsüdür(Rabies virüs).Kuduz hastalığı genellikle ölümle sonlanırfakat virüs birçok dezenfektanaUV ışınlarına ve ısıya dirençsizdir.
Etiyoloji:Virüs birçok yolla bulaşabilir.Bulaşma en çok ısırık yaralarıyla olmaktadır.Bazı hayvanlarda solunum ve plesanta yoluylada bulaşmaların olabileceğini gösterilmiş fakat bu yollarla bulaşma pet hayvanlarında kanıtlanamamıştır.Bulaşma ve yayılma açısından köpekler ve kedilerdeki kuduz indensi ile vahşi yaşam süren ve sokaktaki hayvanlarda kuduz indensi arasında paralellik vardır.
Ayrıca insanlardaki olgular köpekten daha çok kedi kuduzu ile ilişkilendirilmiştir(Ülkemizde köpeklerin insanlara bulaştırmada rolü daha fazladır).
Fizyopatoloji:Klinik kuduz klasik olarak saldırganlık (hipereksitasyon) ve paralitik olmak üzere iki döneme ayrılır.Buna karşın kuduz hastalığının belirtileri o kadar değişkendir ki bazı belirtiler farklı döneme girebildiği gibi bu dönemlerin dışnda da kalabilir.
İnfeksiyonum inkübasyon periyodu 3-8 gündür.Ancak bu sürenin 6 aya kadar uzayabildiği bildirilmiştir.
Septomlar:Hastalık klinik olarak her zaman birbirinden ayırdedilemeyen üç formda seyreder.
İlk bulgular ısırık bölgesinde gelişir.Bu bölgede 10 kat paraliz gelişir.Ancak her zaman dikkat edilmediği için gözden kaçabilir.Daha sonra motor nöronlarda fonksiyon yetmezlikleri meydana gelir.Hayvanlarda davranış bozuklukları meydana gelmeden önce tam depresyon ve isteksizlik şeklinde kendini gösterir.Hayvan ısırık bölgesini yavaş yavaş ısırmaya ve tırmalamaya başlar.Hastalığın 5-10. günlerinde yara bölgesinde kasıntı belirtileri dikkati çekerdüzeye çıkar.Hayvan amaçsız kaçar ve bazı şeylere saldırmaya başlar.Ağızdan bol miktarda salya akar.Gözlerde propapsus ve konjuktivitis şekillenir.Facial ve maseter kasların paralize olmasından dolayı su ve gıda alımı engellenir.Pupilla dilate olmaya başlar.Tam paraliz başladığı dönemde hayvanlarda ses kısıklığı görülür.Nörolojikbelirtiler her üç form kuduzda da gelişir.Bilhassa davranış bozukluğuna her formda fastlanır.
1)Sakin Kuduz:Bu devrede görülen en belirgin bulgu hayvanlardaki davranış bozukluklarıdır.Kuduzlu kedi ve köpeklerde ürkeklikkorkaklık ve alışık olmadığı gıdaları yeme isteği belirgin bir hal almıştır.Hayvanların yabancı cisimlere karşı ilgileri artmıştır.Bazı hayvanlar kendi gaitalarını bile yerler.Giderek iştahları azalır buna karşın su içme isteğinde belirgin bir artış görülür.Salya fazla dikkat çekmez.Hasta hayvan sık sık idrar yaparyara yerini kaşırhastanın bir gözünde miyozisdiğer gözünde midriyazis şekillenir.
2)Salgırgan Kuduz:Kuduzun bu formuna sık rastlanır.Hasta kedive köpeklerin %75 inde bu forma rastlanır.Sakin evrede görülen davranış bozuklukları daha da belirginleşmiştir.Hayvanlar loş yerlere saklanmayı sever.Beden ısısı artar.Bilinç giderek kaybolur ve hırçınlaşarak herşeye karşı saldırganlık durumuna geçer.Sahibinin emirlerini dinlemez.Her önüne gelen canlıyıbu arada sahibinide ısırır.Köpekler evi terk ederek bir daha geri dönmezler.Ağızdan bol salya akar.Maksatsız havlama dikkati çeker.Bu yüzden ses tellerinde bozulma sonucu ses kısıklığı meydana geir.Bilhassa yabancı cisimleri ısırmalarından dolayı çoğu kez diş kırıkları meydana gelir ve yabancı cisimler ağızda birikir.
Göz lezyonları daha da netleşmiştir.Gözde şaşılıkgöz bebeklerinde asimetrive pupillada genişleme şekillenir.Bazı vakalarda kornea kurur.
Laringo-farengial spazmlardan dolayı hayvanlar su içemezler hatta kendi tükürüklerini bile yutamazlar ve bu yüzden ağızda bol salivasyon ve dehidrasyon meydana gelir.Hayvanlarda sudan korkma "hidrofobi" yoktur.
3)Paralitik Kuduz:Kuduzlu hastalarda önce özafagusmasseter kaslarda ve boğaz kaslarında paralizler başlar.Daha sonra facial felç meydana gelerek çene felci şkillenir.Hastalık ilerledikçe arka bacaklarda ve daha sonra tüm vücutta gelişen paralizler meydana gelir.Hayvan rahat hareket edemez.Dengesini kaybederadeta zigzag çizerek yürür ve daha sonra yere düşüer.Tam paralizden sonraki 1-2 gün içerisinde hayvan ölür.
Bazen saldırgan form gelişmeden sakin kuduzdan sonra paralitik kuduz gelişebilir.
Ayırıcı Tanı:Kuduz encefalitis ile seyrederken bir çok hastalık ile karıştırılabilir.Başlıca alt çene kırık ve çıkıkları ileadi felçlerlekurşun zehirlenmeleri ile gençlik hastalığının sinirsel şekli ve alfatoksikasyonları ile karıştırılabilir.
Tanı:Klinik bulgularCSF protein miktarının artması ve CSF de lökosit artışının varlığı ile idrarda glikoz miktarının artması kuduzdan kuşku uyandırır.Kesin tanı sinir dokusunda negri cisimlerini görmek ve virüs izole etmekle konur.
Korunma:
1)Kuduzdan kuşkulu kedi ve köpeklerin kendiliğinden ölmeleri beklenir.Öldükten sonra kafaları soğuk zincirlerle laboratuvara gönderilir.
2)Hayvan 10 gün süre ile izole edilir.Bu sürede hiç bir canlı ile temasına müsade edilmez.Bu süre içerisinde kuduz belirtileri gelişirse hayvan derhal öldürülür.
3)Kuduz yada kuduzdan kuşkulu bir hayvan tarafından meydana getirilen ısırık yaraları %20 lik sıvı sabunlarla yada antiseptik solüsyonlarla irrige edilir.Yara tamamen açığa çıkarılır ve kesinlikle dikilmez.
4)Kuduz çıkan bölgedeki tüm köpekler itlaf edilmelidir.
5)Sağlam kedi ve köpeklere her yıl periyodik olarak kuduz aşısı ile aşılanmalıdır.
Sağaltım:Kuduzdan şüpheli hayvanların muayenesi ve bakımı konusunda dikkatli olunmalıdır.Klinik uygulama yapılmaz.Hastalık kediköpek ve insanlar için eşit düzeyde ölümcüldür.
CANİNE PARVOVİRUS INFECTİON
(Köpeklerin Parvovirüs İnfeksiyonu)
Tanım:Kanin parvovirüs (canine parvovirüs = CPV) infeksiyonu ilk kez 1970 yılında saptanmış ve genç köpeklerde şiddetli viral enterit ve miyokarditle seyreden yeni bir hastalık olarak tanımlanmıştır.Parvovirüs infeksiyonu köpeklerde sık görülen bir infeksiyondur ve etken kolay bulaşır ve salgınlara neden olur.
Kanin parvovirüs DNA’lı bir virüstür ve yavru köpeklerin miyokard ve intestinal epiteli gibi çabuk bölünen hücrelerinde kolay replike olabilmektedir.Virüsün zamanla genetik değişime uğradığı ve farklı suşların ortaya çıktığı bildirilmiştir.Örneğin;ABD’de en yaygın suş CPV-26 suşudur.Virüs;elbiseleryerlerbokslarpadoklaryemlik ve suluklarda 5 ay ve daha fazla canlı kalabilmektedir.Birçok dezenfektan ve deterjanlara karşıda dayanıklıdır.Sodyum hipoklorit ( 1 kısım evde kullanılan çamaşır suyu 30 kısım suyla karıştırılarak) ile uzun süreli yapılan dezenfeksiyon etkenin yıkımlanmasında etkilidir.
Etiyoloji:Virüsün bulaşmasıinfekte köpeklerin gaitası iledirekt temas yada kontamine olmuş meteryallerin ağız ve burun ile teması şeklinde olur.Virüsün girişini takiben oluşan infeksiyondan sonra viremi gelişir.Bu dönemde virüs ince bağırsak epitilindedildeağız ve ösafagus mukozasındalenfoid dokuda ve kemik iliğinde lokalize olur.Virüs akciğerdalakkaraciğerböbrek ve miyokardiumdan izole edilebilir.Klinik belirtiler etkilenen organa bağlı olarak oluşur.Enteritis ve myokarditis (yavrularda) en sık görülen klinik belirtilerdir.
Fizyopatoloji:Virüs orofarinksteki lenfoid dokudatimus ve mezenterik lenf yumrularında replike olur ve buradan ince bağırsakların kriptlerine yayılır.İnfeksiyondan sonra 1-5 gün süren viremi sonunda virüs lenfoid dokuince bağırsaklardilağız ve özafagus mukozasına yerleşir.
Septomlar:İnfeksiyonakut ölüminapparent infeksiyon gibi çok değişik tabloyla seyredebilir.Eetkenin alınmasından sonra birçok köpekte subklinik infeksiyon oluşur ve önemli bir klinik belirti görülmez.İnfeksiyon 12 haftalıktan küçük köpeklerde şiddetli seyreder.
Kusmakanlı ishaliştahsızlık ve dehidrasyon infeksiyon sonucu oluşan enteritisin tipik belirtileridir.Sekiz aylıktan küçük yavrularda miyokarditis oluşabilir.
Günümüzde miyokarditis ile seyreden parvovirüs infeksiyonlarına daha da az rastlanmaktadır.Çünkü genellikle bu yavrular ya ölü bulunur yada ciddi bozukluklar ve solunum güçlüğü sonucu ölürler.Kalp ve akciğerlerin muayenesinde kalpte büyüme ve pulmoner ödem vardır.Enteritis oluşmada da miyokarditisin görüldüğü olgular rapor edilmiştir.
Ayırıcı Tanı:Enteritis olguları diğer enteritis ile seyreden hastalıklarla karışabilir.Hasta köpek intussusseption(kalınbarsağın iç içe geçmesi)bağırsak tıkanması (yabancı cisim) kronik böbrek yetmezliğinde bazen görülebilen akut böbrek yetmezliği belirtilerizehirlenmebağırsak parazitleri ve Addison hastalığı (hipoadrenokortisizm) yönünden dikkatli incelenmelidir.
Tanı:Klinik formun oluştuğu olgulardaklinik belirtilerhematoblaji ve gaitada viral antijenlerin gaitada bulunma süresi sınırlıdır.Bu nedenle ELİSA’da negatif olguların parvovirüs infeksiyonu olmadığı garanti edilemez(Bu hastaların başka bir testle örneğin PCR ile incelenmesinde yarar vardır).
Histopatolojik incelemelerde distal ileum ve jejunundaki kript epitellerinin nekroze olduğu görülür.Akut solunum yetmezliğive miyokarditis sonucu ölen yavruların miyokardium ve ventriküllerinde lenfosit ve plazma hücrelerinin infiltre olduğu non-suppuratif miyokarditis saptanmıştır.
Sağaltım:Enteritis olgularında intra venöz sıvı ve elektolit uygulanır.Antibakteriyel ajanlardan;
-Ampicillin 10-20 mg/kg dozda I.V. yolla 8 saatte bir 5 gün süreyle
-Enroflotacin 6 aylıktan büyük köpeklere günde 5 mg/kg dozda ağız yoluyla verilebilir.
-Bağırsak peristaltiğini düzenleyen ajanlar kullanılmaz.
-Kusmaya karşı 02-04 mg/kg dozda 8 saatte bir S.C. yolla Metoclopramide uygulanabilir.
Genel bir uygulama olarakkusması kesilen köpeklere 1-2 gün gıda verilmemelidir.Az yağlı kolay sindirilebilir gıdalar az miktarda suyla verilebilir.
Devamı gelecek