Armas
Bayan Üye
Hastalığın nedeni nedir ?
İştah; hipotalamusta açlık ile ilgili merkez tarafından kontrol edilir. Bu merkezin; hormonlar, korku, heyecan, ağrı, enfeksiyonlar, yangısel bozukluklar ve midenin dolgunluğu gibi bir çok faktörün etkisiyle bastırılması nedeniyle iştah azalır veya tamamen kaybolabilir.
Ayrıca yemeği beğenmeme gibi bir durumda da anorexia şekillenebilir. Gerçek anorexia olarak tanımlanan bu durum açlık merkezini uyarımına yönelik medikal tedaviler ile gıda degısiklikleri ile giderilebilir.
Disfaji olarak adlandıran yutma güçlüğü gibi bir durumda ise yeme isteği olmasına karşın yutmadaki güçlük veya ağrı gibi bir nedene bağlı olarak yemek yiyememe ve açlık durumu söz konusudur.
Hastalığın gelişimi nasıldır ?
Açlık merkezini inhibe eden toksemi, enfeksiyon, yangı, tümöral oluşumlar, heyecan, ağrı, korku, mide ve bağırsakların aşırı doluluğu veya yabancı cisimler gibi durumlarda iştah kaybı söz konusu olabilir. Bazende hiç bir neden olmaksızın yemeyi reddedebilir. Bu durum size karşı yapılan protesto olabileceği gibi yemeği beğenmemesine bağlı da olabilir.
Hastalığın belirtileri nelerdir ?
Yemeği reddetme ve kilo kaybı klinik olarak görülebilen ilk ve en önemli bulgudur.
Açlık merkezinin inhibe edilmesi veya yutma güçlüğü nedeniyle vücut tarafından alınan protein ve enerji kaynaklarının yetersizliğine bağlı olarak hızlı ilerleyen bir kilo kaybı şekillenir. İlerleyen durumlarda protein enerji metabolizmasındaki bu yetersizlik nedeniyle immun yetmezlik, anemi, halsizlik gibi birçok sistemik bozukluğun şekillenmesi söz konusudur.
Açlığa bağlı olarak, normal zamanlarda bağırsaklardan emilen glikoz seviyesinde azalma buna bağlı olarakta kanda glikoz seviyesinde düşme olur. Glikozun rol aldığı normal vücut fonksiyonlarının devamının sağlanabilmesi için karaciğerdeki glikoz depoları kullanılır. Açlığın devamı halinde karaciğerdeki glikoz depoları kullanıldığından glikoneogenesis başlar ve amino asitler kullanılır.
Zincirleme olarak gelişen bu metabolik bozukluklar sonucunda, tüm fonksiyonlarda azalma, halsizlik, kilo kaybı ve ilerleyen durumlarda kaslarda aşırı zayıflık görülebilir. Gerekli destek ve tedavi yapılmaz ise ölüm şekillenebilir.
Sonuç;
Anorexia bir çok hastalığın seyri sırasında görülebilen klinik bir bulgu olarak değerlendirilmesine rağmen, beyincikdeki açlık merkezinin dejenerasyonuna bağlı olarak şekillenen ve ölümlere neden olabilen bir hastalık olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle uzun süreli iştahsızlık olaylarında muhakkak veteriner hekimize danışınız.
İştah; hipotalamusta açlık ile ilgili merkez tarafından kontrol edilir. Bu merkezin; hormonlar, korku, heyecan, ağrı, enfeksiyonlar, yangısel bozukluklar ve midenin dolgunluğu gibi bir çok faktörün etkisiyle bastırılması nedeniyle iştah azalır veya tamamen kaybolabilir.
Ayrıca yemeği beğenmeme gibi bir durumda da anorexia şekillenebilir. Gerçek anorexia olarak tanımlanan bu durum açlık merkezini uyarımına yönelik medikal tedaviler ile gıda degısiklikleri ile giderilebilir.
Disfaji olarak adlandıran yutma güçlüğü gibi bir durumda ise yeme isteği olmasına karşın yutmadaki güçlük veya ağrı gibi bir nedene bağlı olarak yemek yiyememe ve açlık durumu söz konusudur.
Hastalığın gelişimi nasıldır ?
Açlık merkezini inhibe eden toksemi, enfeksiyon, yangı, tümöral oluşumlar, heyecan, ağrı, korku, mide ve bağırsakların aşırı doluluğu veya yabancı cisimler gibi durumlarda iştah kaybı söz konusu olabilir. Bazende hiç bir neden olmaksızın yemeyi reddedebilir. Bu durum size karşı yapılan protesto olabileceği gibi yemeği beğenmemesine bağlı da olabilir.
Hastalığın belirtileri nelerdir ?
Yemeği reddetme ve kilo kaybı klinik olarak görülebilen ilk ve en önemli bulgudur.
Açlık merkezinin inhibe edilmesi veya yutma güçlüğü nedeniyle vücut tarafından alınan protein ve enerji kaynaklarının yetersizliğine bağlı olarak hızlı ilerleyen bir kilo kaybı şekillenir. İlerleyen durumlarda protein enerji metabolizmasındaki bu yetersizlik nedeniyle immun yetmezlik, anemi, halsizlik gibi birçok sistemik bozukluğun şekillenmesi söz konusudur.
Açlığa bağlı olarak, normal zamanlarda bağırsaklardan emilen glikoz seviyesinde azalma buna bağlı olarakta kanda glikoz seviyesinde düşme olur. Glikozun rol aldığı normal vücut fonksiyonlarının devamının sağlanabilmesi için karaciğerdeki glikoz depoları kullanılır. Açlığın devamı halinde karaciğerdeki glikoz depoları kullanıldığından glikoneogenesis başlar ve amino asitler kullanılır.
Zincirleme olarak gelişen bu metabolik bozukluklar sonucunda, tüm fonksiyonlarda azalma, halsizlik, kilo kaybı ve ilerleyen durumlarda kaslarda aşırı zayıflık görülebilir. Gerekli destek ve tedavi yapılmaz ise ölüm şekillenebilir.
Sonuç;
Anorexia bir çok hastalığın seyri sırasında görülebilen klinik bir bulgu olarak değerlendirilmesine rağmen, beyincikdeki açlık merkezinin dejenerasyonuna bağlı olarak şekillenen ve ölümlere neden olabilen bir hastalık olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle uzun süreli iştahsızlık olaylarında muhakkak veteriner hekimize danışınız.