Єƒѕαηє
Kayıtlı Üye
Komşu
Yaşadığı ev Can'a fazla büyük geliyordu. Evin arka tarafında, köşede küçük bir odası vardı. Bilgisayarı, televizyonu, kitapları, ihtiyacı olan herşey bu küçük odada mevcuttu. Birde balkonu vardı odanın, balkonun köşesindede tuvalet. Çok zaman odasının kapısını eve kapatır, küçük odasında yaşardı. Bu odada huzur bulduğunu düşünürdü, severdi odasını. Şu koca şehrin içinde, göbeğinde ama, şehirden ayrı bir yer gibi gelirdi ona bu oda. Hemen dışarıdaki kalabalıktan, pislikten, kargaşadan trafikten uzakta, kendisine ait, ona özel bir dünya gibi gelirdi.
Bu yüzdende çok severdi odasını, askerlik yılları dışında bütün hayatı şu küçük odada geçmişti nede olsa. Çocukluğu, gençlik yılları, okul çağları. Sevgili anne babası ölmeden öncede burada yaşardı. Şimdi evin ona bu kadar büyük görünmesinin asıl sebebide onların kendisini bırakıp gitmesiydi aslında. Çok erken bırakmışlardı onu. Lanet olası bir trafik kazasıyla genç yaşlarında ayrılmışlardı bu dünyadan. Onların yaşadığı yıllarda böylemiydi, böyle boş, böyle ıssız, böyle tozlumuydu bu ev? Eş dostla, arkadaşlar, akrabalarla dolup taşardı. Anne babasıyla birlikte onlarda terkedip gitmişlerdi.
Böylesine terk edip gitmelerinin bir sebebide Can'ın bekar yaşamasıydı aslında. Birazda serserice yaşamasıydı, bir arkadaşı vardı Can'ın, ismi Recep, Reco derdi ona, bir sebebide bu arkadaşıydı. Akrabadan arkadaştan, kardeşten yakındılar, birlikte içerlerdi, adları alkoliğe çıkmıştı. Buda toplumun abartmasıydı, arasıra içen iki iyi arkadaştılar onlar, tabi hani toplumun bazı tabuları vardırya, saçmasapan tabuları toplumun, onlar uyarınca dışlanmışlardı. İkisininde bu yaşlarında bekar olmaları tuhaf karşılanmıştı toplum tarafından, ve bu yüzden dışlanmışlardı.
Bu aralar evin Cana bu kadar büyük gelmesinin bir sebebide Recoydu. Sevgili arkadaşı can dostu son bir kaç haftadır piyasadan kayıptı. Bir dükkanı vardı Reconun, kendi dükkanının bulunduğu çarşıdaydı dükkan, oraya bile uğramıyordu Reco haftalardan beri. Cep telefonu kapalıydı, kimse nerede olduğunu nereye gittiğini bilmiyordu. Can'ın tek bildiği bir kıza aşık olduğuydu, son görüşmelerinde bu kızdan bahsetmişti, biraz dalgın, bir tuhaftı ogün, ve birdaha görmemişti onu. Birazda endişeleniyordu Can, bir hal gelmiş olmasın çocuğun başına?
Arka taraftaki evin balkonuyla odasının balkonu bitişik gibiydi, çoktan beri boştu ev. Evin sahibinin zengin bir adam olduğu söylenirdi, bu evde oturmazmış adam kendisinin deniz kenarında büyük bir köşkü varmış, bu evde anne babasından hatıra kalmış ona, o sebepten satmazmış evi,avukatı aracılığıyla kaliteli, namuslu dürüst insanlara kiraya verirmiş yıllardan beri.. Bütün bunları evi kiraya veren emlakçıdan öğrenmişti Can, ayrıca adam fiyattada hiç zorluk çıkarmıyormuş kiracılara, bedavaya gidiyor caaanım ev demişti emlakçı. Gerçektende öyleydi, kendini bildi bileli kiraya verilirdi bu ev, ve hep kaliteli insanlar gelirdi kiracı olarak, polisler, subaylar, öğretmenler. Ve tabi tayinleri çıkıp gidincede, böyle boş kalırdı ev.
O akşam yeni kiracılar taşınıyordu eve, sesler geliyordu, eşyaları taşıyan işçilerin sesleri. Bir ara tuvalete çıkma ihtiyacı duydu Can, işedi uzun uzun. Ellerini yıkayıp balkona çıktığında, karşı evin balkonunda sigara içen bir kadınla gözgöze geldiler, dikkatle gözlerinin içine bakıyordu kadın.
Orta yaşta, bakımlı alımlı bir kadındı, güzel giyinmişti. İlk anda dikkat etmemişti Can, nede olsa komşu olacaklardı, ama sonra kadının bakışları, o bakışları.. Mecburen ilgisi çekti. Karşısına dikilip oda aynı bakışlarla karşılık verdi kadına. Kadın elindeki sigaradan son bir nefes çektikten sonra izmariti karşı balkona, Canın ayaklarının dibine attı, hafifçe gülümsedi, içeriye seslendi:
_ Ev güzel hayatım, fena değil, ama ben en çok yeni komşularımızı beğendim..
Yaşadığı ev Can'a fazla büyük geliyordu. Evin arka tarafında, köşede küçük bir odası vardı. Bilgisayarı, televizyonu, kitapları, ihtiyacı olan herşey bu küçük odada mevcuttu. Birde balkonu vardı odanın, balkonun köşesindede tuvalet. Çok zaman odasının kapısını eve kapatır, küçük odasında yaşardı. Bu odada huzur bulduğunu düşünürdü, severdi odasını. Şu koca şehrin içinde, göbeğinde ama, şehirden ayrı bir yer gibi gelirdi ona bu oda. Hemen dışarıdaki kalabalıktan, pislikten, kargaşadan trafikten uzakta, kendisine ait, ona özel bir dünya gibi gelirdi.
Bu yüzdende çok severdi odasını, askerlik yılları dışında bütün hayatı şu küçük odada geçmişti nede olsa. Çocukluğu, gençlik yılları, okul çağları. Sevgili anne babası ölmeden öncede burada yaşardı. Şimdi evin ona bu kadar büyük görünmesinin asıl sebebide onların kendisini bırakıp gitmesiydi aslında. Çok erken bırakmışlardı onu. Lanet olası bir trafik kazasıyla genç yaşlarında ayrılmışlardı bu dünyadan. Onların yaşadığı yıllarda böylemiydi, böyle boş, böyle ıssız, böyle tozlumuydu bu ev? Eş dostla, arkadaşlar, akrabalarla dolup taşardı. Anne babasıyla birlikte onlarda terkedip gitmişlerdi.
Böylesine terk edip gitmelerinin bir sebebide Can'ın bekar yaşamasıydı aslında. Birazda serserice yaşamasıydı, bir arkadaşı vardı Can'ın, ismi Recep, Reco derdi ona, bir sebebide bu arkadaşıydı. Akrabadan arkadaştan, kardeşten yakındılar, birlikte içerlerdi, adları alkoliğe çıkmıştı. Buda toplumun abartmasıydı, arasıra içen iki iyi arkadaştılar onlar, tabi hani toplumun bazı tabuları vardırya, saçmasapan tabuları toplumun, onlar uyarınca dışlanmışlardı. İkisininde bu yaşlarında bekar olmaları tuhaf karşılanmıştı toplum tarafından, ve bu yüzden dışlanmışlardı.
Bu aralar evin Cana bu kadar büyük gelmesinin bir sebebide Recoydu. Sevgili arkadaşı can dostu son bir kaç haftadır piyasadan kayıptı. Bir dükkanı vardı Reconun, kendi dükkanının bulunduğu çarşıdaydı dükkan, oraya bile uğramıyordu Reco haftalardan beri. Cep telefonu kapalıydı, kimse nerede olduğunu nereye gittiğini bilmiyordu. Can'ın tek bildiği bir kıza aşık olduğuydu, son görüşmelerinde bu kızdan bahsetmişti, biraz dalgın, bir tuhaftı ogün, ve birdaha görmemişti onu. Birazda endişeleniyordu Can, bir hal gelmiş olmasın çocuğun başına?
Arka taraftaki evin balkonuyla odasının balkonu bitişik gibiydi, çoktan beri boştu ev. Evin sahibinin zengin bir adam olduğu söylenirdi, bu evde oturmazmış adam kendisinin deniz kenarında büyük bir köşkü varmış, bu evde anne babasından hatıra kalmış ona, o sebepten satmazmış evi,avukatı aracılığıyla kaliteli, namuslu dürüst insanlara kiraya verirmiş yıllardan beri.. Bütün bunları evi kiraya veren emlakçıdan öğrenmişti Can, ayrıca adam fiyattada hiç zorluk çıkarmıyormuş kiracılara, bedavaya gidiyor caaanım ev demişti emlakçı. Gerçektende öyleydi, kendini bildi bileli kiraya verilirdi bu ev, ve hep kaliteli insanlar gelirdi kiracı olarak, polisler, subaylar, öğretmenler. Ve tabi tayinleri çıkıp gidincede, böyle boş kalırdı ev.
O akşam yeni kiracılar taşınıyordu eve, sesler geliyordu, eşyaları taşıyan işçilerin sesleri. Bir ara tuvalete çıkma ihtiyacı duydu Can, işedi uzun uzun. Ellerini yıkayıp balkona çıktığında, karşı evin balkonunda sigara içen bir kadınla gözgöze geldiler, dikkatle gözlerinin içine bakıyordu kadın.
Orta yaşta, bakımlı alımlı bir kadındı, güzel giyinmişti. İlk anda dikkat etmemişti Can, nede olsa komşu olacaklardı, ama sonra kadının bakışları, o bakışları.. Mecburen ilgisi çekti. Karşısına dikilip oda aynı bakışlarla karşılık verdi kadına. Kadın elindeki sigaradan son bir nefes çektikten sonra izmariti karşı balkona, Canın ayaklarının dibine attı, hafifçe gülümsedi, içeriye seslendi:
_ Ev güzel hayatım, fena değil, ama ben en çok yeni komşularımızı beğendim..