KomiK FıkraLar...3

CeYDa^^

Banned
-------------------------------------------------------------------------
İki adam Akmerkez'de karılarını kaybetmiş hararetle arıyorlarmış.
Ortada koşuşturup dururken birbirlerine çarpmışlar. Ne oluyor birader demeye kalmamış,birisi:
Kardeş kusura bakma karımı kaybettim de onu arıyorum demiş.
Diğeri sende kusura bakma ama bende karımı arıyorum demiş.
Adamlardan birinin aklına bir fikir gelmiş ve demiş ki: Arkadaşım madem ikimizde karılarımızı arıyoruz,
karılarımızın tipini birbirimize tarif edelim ve ayrı ayrı yerlerde aramaya başlayalım. Eğer rastlarsak saat
12 'de Mac Donalds 'ın önüne gitmesini söyleriz demiş. Diğeri tamam demiş ve başlamış karısını tarif etmeye:
- Benim karım sarışın, mavi gözlü, 21 yaşında, 1.75 boyunda, 60 kg, topuklu beyaz ayakkabı ve kırmızı mini
etekli tek parça elbise giyiyor demiş.
Ve diğer adama "Senin karın nasıl biri ?" diye sormuş. Diğer adam:
- S.... et benimkini seninkini arıyalım...

-------------------------------------------------------------------------------------
Üç ülke başkanları, Amerikan, İngiltere ve Türkiye başkanları bir basın açıklamsı yaparlar konu ekonomik açlık sınırıdır.
İlk önce Amerikan konuşur; bizde 4 kişilik bir aileye aylık 5000 USD gelir düşer, biz onlara 6500 USD veriyoruz,
1500 USD' yi ne yapıyorlar bilmiyoruz.
Sıra İngilize gelir bizde 4 kişilik bir aileye aylık gelir 5000 Sterlin düşüyor.
Biz onlara 7500 Sterlin veriyoruz 2500 Sterlini ne yapıyorlar bizde bilmiyoruz.
Sıra Türk'e gelir valla bizde dört kişinin açlık sınırı 800 000 000 TL gelir düşüyor.
Biz onlara 300 000 000 TL veriyoruz, onlar 500 000 000 TL'yi nerden buluyorlar bizde anlamış değiliz.

-------------------------------------------------------------------------------------
Bakan olan görgüsüz birisi şöförüne sorar. "Şöför söyle bakalım eşekle şöför arasında ne fark vardır?
" Şoför bir süre düşündükten sonra mahcup bir sekilde; "Bilemedim bakanım" diyor Bakan cevap olarak:
"Eşeğe çüs diyince, şoföre ise dur diyince durur" demiş. Bunun üzerine şöför çok sinirlenmiş ama karşıdaki
bakan olduğu için birşey söyleyememiş. Belirli bir süre sonra bu defa şöför bakana: "Bir soru sorabilir miyim bakanım?
" der. Bakan da: "Sor bakalım" der. Şoför sorar: "Eşekle bakan arasında ne fark vardır?" Bakan bir süresonra:
"Bulamadım şöför söyle bakalım" diyor. Bunun üzerine şöför de: "Vallahi bakanım ben de bulamadim... "

-------------------------------------------------------------------------------------
biyoloji sınavı için öğrenciler hazırlıklıdırlar. hocanın deftere yazdırdığı her şeye çalışmışlardır.sınıfa girdiklerinde
masaların üstünde mikroskop görürler ve şaşkınlık içerisinde hocalarının açıklamasını dinlerler.
hoca der ki:" masalarınızın üstündeki mikroskopların camına böcek bacağı koydum inceleyip hangi
böceğe ait olduğunu bulacaksınız" bunun üzerine öğrencilerden biri sınavı yarıda bırakıp kapıyı çarparak çıkar.
hoca arkasından " kim bu sınıfı terkeden!!?" diye sorar. kapı aralanır ve çocuk bacağını göstererek
" tanısana bacağımdan ********" der..

-------------------------------------------------------------------------------------
Bir gün bilim adamları mağarada 1.580 yaşında bir insan fosili bulurlar ve bu fosili
dünyanın istihbarat teşkilatlarını denemek amaçlı kullanmaya karar verirler.
Önce Japon'ların istihbaratı mağaraya girer ve 15 dakika sonra dışarı çıkarlar
ve bu fosilin yaşı 1.400 ila 1.600 arasında derler. Daha sonra Amerika'dan FBI girer
ve 12 saat sonra baya bi havalı şekilde çıkarlar. bu fosilin yaşı 1.500 ila 1.600 derler.
Daha sonra Rus'ların istihbaratı gelir ve sırf amerikalılara inat içerde 2 gün kalırlar.
Daha sonra çıkarlar ve derlerki bu fosilin yaşı yaklaşık olarak 1.500 ila 1.550 arasında
derler. Son olarak bizim M.İ. T girer ve aradan bir hafta geçer mağaradan ses yok 1 ay
olur ses yok 1.5 ay olur ses yok, dışarıda bir gazeteci topluluğu beklemeye başlar tam
içeri girilmesi düşünülürken bizimkilerden biri dışarı çıkar. Yaka paça dağılmış gömleğin
yarısı dışarıda... sigarası için bir ateş ister sigarsını yakar o sırada gazeteciler
heycanla sorarlar. —İçeride çalışmalar nasıl efendim fosilin yaşını bulabildiniz mi?
Bizimki sigaradan bir fırt çeker ve : — Fosilin yaşı tam olarak 1.580 der. Bunu duyan
gazeteciler şaşkınıkla sorarlar
-Nasıl becerdiniz bunu fosilin yaşını tam olarak tahmin ettiniz derler. Bizimki sigaradan
derin bir nefes çeker ve derki —Zor oldu ama "KONUŞTURDUK ********İ"

-------------------------------------------------------------------------------------
Bir gün bi uçakta Fransız, İngiliz, Alman, Rus, İranlı, Hollandalı ve Türk,
laylaylom gidiyorlarmış. Uçak rotasını takip ederek giderken İngiltere’nin
üstünden geçiyor. İngiliz şöyle bi aşağıları süzüyor ve lafa giriyor:
- Arkadaşlar,burası benim memleketim İngiltere. Bizim biramız acayip meşhurdur,
şahane biralar üretiriz, içmelere doyamazsınız. İngiltere bitiyor, Fransa’nın üstünden
geçerken Fransız lafa başlıyor:
- Burası da Fransa. Bizim kızlarımız meşhurdur, öpmelere kıyamazsın. Derken Almanya’ya
geliyor uçak, Alman bi iç çekiyor:
- Hey gidi memleket diyor. Biz bi arabalar üretiriz, binmelere kıyamazsınız.
Sonra Hollanda’nın üzerinden geçerken Hollandalı bakıyor şöyle bi aşağıya:
- Burası da Hollanda diyor. Ah o güzel evler, bizim evlerimiz meşhurdur...
Uçak geçiyor Rusya’ya sonra (nasıl bi rotaysa artık) Rus bakıyor aşağıya:
- Bizim KGB miz meşhurdur. Dünyada sinek havalansa haberdardır. Sonra İran’a dönüyor uçak.
İranlı bakıyor şöyle bi göz süzerek:
- Abiler burası da İran bizim de halımız meşhurdur, yumuşacıktır.. Geldik Türkiye’ye...
Türk bakıyor aşağıya, düşün düşün nerden başlasam ki (o kadar çok meşhur şeyimiz var ki
en orijinalini söylemeliyim diye) Sonra başlıyor anlatmaya...
- Arkadaşlar burası Türkiye. Bizim delikanlımız çok meşhurdur...Öyle ki; alır Fransız’ın
kızını, içer İngiliz’in birasını, atar Almanın arabasına, götürür Hollandalının evine,
yatırır İranlının halısında çatır çatır s.ker… KGB nin de bi s.kimden haberi olmaz…
-------------------------------------------------------------------------------------

Çok matrak bir adam günün birinde bir bara girer. Barda çok çekici bir kadının oturduğunu gördüğü gibi kadının yanına
gider ve oturur. Meraklı bir şekilde sürekli olarak kol saatine bakmaya başlar. Yanında oturan kadın bir süre sonra
dayanamaz ve :
- Randevunuza gelecek arkadaşınız geç mi kaldı? diye sorar. Adam :
- Hayır. Sadece günümüzün en modern ürünü olan bu saati yeni satın aldım. Test ediyorum...
- En modern saat mi? Ne farkı var bu saatin?
- Benimle beyin dalgalarını kullanarak iletişim kurabiliyor.
- Şimdi ne diyor?
- Sizin iç çamaşırı giymediğinizi söylüyor.
- Kadın kıkırdayarak; Öyleyse saat arızalı olmalı. Çünkü benim iç çamaşırım var...
- Adam mütebessim : Bu cihaz yine birsaat ileriyi gösteriyor...

-------------------------------------------------------------------------------------
Temel Dursun'a yatılı ziyarete gitmiş. Yemişler içmişler sıra yatmaya gelmiş. Dursun: "Bak Temel,
yatak odandan tuvalete gitmek için bizim odadan geçmen gerekecek. Bu olmasın istiyorsan şimdiden
tuvalete git de gece gelmesin." Temel: "Tuvaletim yok. Merak etme, gelse de tutarım zaten.
" Bu dialoğun ardından yatmışlar ama gece yarısı Temel fena halde sıkışmış. Yatak odasından geçmek de istemiyor.
Bakmış pencerede bir saksı içinde çiçek var. Çiçeği toprağıyla birlikte çıkarıp hacetini gidermiş,
toprağı tekrar yerine koyup uyumuş ve ertesi sabah da çekip gitmiş. Aradan birkaç ay geçtikten sonra
Dursun Temel"i aramış telefonla: "Temel, nereye sıçtın çabuk söyle, 4 ev değiştirdik ev hala kokuyor"

------------------------------------------------
4 rahibe ölmüs ve cennet cehennem sınırında sorgulamaya alınmışlar. Sorgulama meleği demiş ' şimdi herkes sırayla
dünyadayken işledigi en büyük günahı anlatsın. Sakın atmayın tespit ederiz. 1. rahibe ben hayattayken bir kere penise
dokunmustum parmağımın ucuyla demiş melek hangi parmağınla diyince sağ elinin isaret parmağını göstermiş.
Melek: Tamam yavrum şimdi git ve günahı işlediğin o parmağı yan taraftaki kutsal suya sokarak arın günahlarından demiş.
2. Rahibe ben hayattayken bir kere penisi tutmuştum Melek: hangi elinle demiş. Sag elini kaldırmış 2.rahibe,
melek de ona gidip o elini yandaki kutsal suya sokarak günahlarından arınmasını ögütlemiş. Bu sırada 3. rahibeyle
4. rahibe aralarında fısıldaşıyolarmış. Sonra aniden yer değiştirmişler.
Sorgulama meleği bunu farkederek: 'Bir dakika ne oluyor, siz niye yer değiştirdiniz ' diye sorunca daha önce
4. sırada olup 3. sıradakiyle yer değiştiren rahibe: ' İzin verirseniz, arkadaş kutsal suya g.tünü sokmadan ben
bi ağzımı çalkalayıp çıkayım efendim...

--------------------------------------------
Ali okula yazılacakmış. Ama çok fırlama bir çocuk olduğundan babası bazı önlemler almaya karar vermiş ve okuldaki
öğretmenine ve diğer öğretmenlere durumu anlatmış. Sıra servis şoförüne gelmiş servis şoförüne oğlunun ne kadar
fırlama olduğunu anlatmış. Şoför hiç oralı olmamış içinden ufacık çocuk ne kadar fırlama olabilir ki demiş. Okul
günü gelmiş ve Ali alınması gereken yerden servise binmiş. Yolculuğun ilk başlarında sakin sakin oturan Ali daha
sonra şoförün yanına gelerek "amca benim annem tavuk babam horoz olsaydı ben civciv olurdum değilmi" demiş. Şoför
"evet yavrum şimdi geç yerine otur "demiş. Biraz sonra Ali yine şoförün yanına giderek "amca benim annem inek babam
boğa alsaydı ben buzağı olurdum değilmi"demiş. Şoför biraz sinirli "evet şimdi git yerine otur " demiş. Biraz sonra
Ali yine şoförün yanına gelerek "amca benim annem" demeye kalmadan şoför Ali'ye "ben sana bir soru soracağım "demiş
ve ardından "senin annen ****** baban ******** olsaydı sen ne olurdun bakayım" demiş. Ali sırıtarak cevap vermiş "ŞOFÖR".

----------------------------------------
Avukatin biri ölür ve öte tarafa geçer. Cennetin kapisinda sorgu melegi avukatin günahlarini dinlemeye baslar :
1) Çevreyi kirleten büyük bir sirketi, suçlu olduklarini bildigim halde savundum ve beraat ettirdim.
2) Bir seri cinayet katilini, yüksek ücret ödedigi için savundum ve idamdan kurtardim.
3) Bir çok müsteriden fahis fiyat aldim.
4) Parasi olmayan kadinlari savunmak için onlara sex teklif ettim.
Ve liste uzadikça uzaar gider.
Melek " bitti mi? " diye sorunca da avukat telasla atilir.
"Evet ! yalniz bir dakika ! bu arada yaptigim iyilikler ne olacak?"
Bunun üzerine Melek bir süre düsünür, " himm..dur bakalim. Bir tarihte dilencinin birine yüzbinlira vermissin "
Avukat sevinir, " evet,evet
"himm..." der melek " Bir baska tarihte de boyaci cocuga ikiyüzbinlira bahsis vermissin..."
Avukat yüzünde büyük bir siritmayla cevap verir "evet ! tabii ki !
"Melek yaninda duran yardimcisina döner ve söyle söyler
"Bu ********e üçyüzbin lirasini verin ve derhal cehenneme atin!..."
-----------------------------------------------
Adamın biri falcıya gitmiş. Falcı şöyle bir yüzüne baktıktan sonra, sen bir gün milyonlarca İnsanin ölümüne neden
olacak bir şey yapacaksın demiş. Adam bunu duyunca dünyası yıkılmış ve İntihar etmeye karar vermiş ve en yakın tren
yoluna giderek raylara oturup treni beklemeye başlamış. O anda biraz ilerde rayların üzerinde oynayan 3
-4 yaşlarında bir çocuk görmüş.Treninde geldiğini fark edince kendini boş verip koşarak çocuğu kucakladığı gibi
raylardan çekip almış, kıl payı kurtulmuş çocuk.Adam sormuş ğlum burada oynamak çok tehlikeli, nerde oturuyorsun sen?
Çocuk: Şurada ilerde amca demiş.Adam: Adın ne senin oğlum ? ''Adolf '' amca...

-----------------------------------------------
Üç kız üç erkek genç okulları kapanınca tren ile tatile çıkmaya karar verirler. İstasyonda bilet alacaklar kızlar
gider 3 adet bilet alır. Erkekler ise bir bilet alır. Kızlardan biri sorar: neden bir bilet aldınız? Erkekler
bekleyin ve görün der. Trene binerler hareket başlar. Kondüktörün sesi ileriden duyulur: Bilet, Bilet. Üç erkek
tuvalete girer. Kızlar biletlerini verirler. Kondüktör tuvalet kapısını tıklatır ve bilet der. kapı hafif açılır
bir bilet verilir. Kızlar çok şaşırmıştır. Erkekler çıkar ve hep beraber gülerler. Kızlar biraz bozulur.
Tatil süresi boyunca erkekler dalga geçer. Tatil biter yine aynı yolla geri dönülecektir. Kızlar hemen gider
bir bilet alırlar. Ama erkeklerde hareket yok. Kızlar sorduğunda ise yine bekleyin ve görün derler. Tren gelir
hareket başlar. Kondüktörün sesi duyulur: Bilet,bilet.Erkekler ve kızlar aynı anda karşılıklı olan tuvaletlere girerler.
Uyanık erkeklerden biri çıkar kondüktör gelmeden kızların tuvaletinin kapısını tıklatır, kızlar bir bileti hemen uzatır.
Erkek alır ve yerine döner. Kondüktör geldiğinde ona uzatır..

----------------------------------------------------
Donald Ramsfeld ölmüş ve cennete gitmiş .. Aziz Peter'in karşısında cennetin kapsında duruken arkasında
saatlerle dolu çok büyük bir kapı görmüş, ve sormuş:
-"Bu saatler ne böyle??" Aziz Peter cevap vermiş:
-"Bunlar yalan saatleri. Dünayadaki herkesin bir yalan saati vardır.. Her yalan söyleyişinde saatteki
ibre hareket eder.." Ramsfeld:
-"OO, peki bu kimin saati?"
-"Bu Azize Teresa'nın saaai.. İbre hiç bir zaman oynamadı, yani hiç yalan söylememiş..
-"İnanılmaz" demiş Ramsfeld. "Peki bu kimin saati??" Aziz Peter cevap vermiş:
-"Bu Abraham Lincoln'ün saati.İbre iki kez hareket etti, yani Abe tüm yaşamında sadece iki kez yalan söyledi..
" En sonunda Ramsfeld dayanamamış ve sormuş:
-"Peki Bush'un saati nerede??"
-"Bush'un saati Isa'nın ofisinde, Isa onu vantilatör olarak kullanıyor.."

-------------------------------------------
Tayyip'le Bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar.
Bush, Tayyip'e "Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz" der.
Tayyip altta kalmaz ve karsilik olarak "Bizde öyle bir teknoloji var ki,
partimizin bütün üyelerine 100 metreyi 3 saniyede kosmayi ögretiyoruz" der.
Türkiye'ye döndügünde Tayyip'i bir düsünce alir. Danismanlarini çagirtir ve
attigi palavrayi anlatir. "Haftaya Bush geliyor. Yalanimiz ortaya çikacak,
acaba ne yapsak?" diye sorar. Danismanlarindan biri hemen yanitlar:
"Onlara ölüyü nasil dirilttigini sordunuz mu?" "Hayir sormadik"
"O halde hiç korkmayin basbakanim, alin Bush'u Anitkabir'e götürün.
Atatürk'ü diriltmesini isteyin. Diriltmezse o rezil olur. Yok eger diriltirse,
siz zaten 100 metreyi 3 saniyede kosarsiniz......!!!"

-----------------------------
Hitler belasının dünyayı kasıp kavurduğu dönem. Fuhrer emretmiş öyle bir otomobil
yapın ki demiş eşi olmasın gerçekten ilginç bir otomobil yaratmışlar su derdi yok
az benzinle çok kilometre falan filan adını da halk arabası
-volkswagen koymuşlar ilk arabaya binen Hitler pek beğenmiş, güzel dışardan küçük görünüyor
ama buna 5 alman ve 300 Yahudi kolaylıkla sığar. Çekine çekine sormuşlar büyük Fuhrer 5
alman alması doğru iki öne üç arkaya ama 300 Yahudiyi nasıl alacak 5i tamam da oteki 295
yahudi nereye sığacak? Hitler Nereye olacak? demiş otomobilin kül tablasına.

------------------------
Adamın birisi Afrika'da safariye çıkarken yanına minik köpeğini de almış.
Minik köpek bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken
kaybolduğunu fark etmiş. Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan
bir leopar geliyor ve belli ki günlük yiyeceğini arıyor. "Şimdi başım dertte"
diye düşünmüş minik köpek. Etrafına bakmış yerde kemik parçalarını görmüş.
Hemen arkasını leoparın geldiği yer dönerek kemikleri kemirmeye başlamış,
bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş. Leopar tam saldıracakken
minik köpek kendi kendine konuşmuş; "Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta
bundan bir tane daha var mı?" Bunu duyan leopar bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki
ağaca tırmanmış. "Tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe yem olacaktım"diye düşünmüş.
Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izliyormuş.
Bildiklerini kullanarak bundan sonra leopardan kurtulabileceğini düşünmüş. Leoparin yanına
giderek neler olduğunu anlatmış. Leopar çok sinirlenmiş ve maymuna "Atla sırtıma, gidip
şunu akalayalım"demiş. Ancak minik köpek neler olduğunu ve leoparın sırtında maymunla
birlikte süratle kendisine yaklaştığını fark etmiş. "Şimdi ne yapacağım" diye düşünürken,
kaçmaya teşebbüs etmemiş. Bunun yerine arkasını leoparın geldiği yöne dönerek, kemikleri
kemirmeye devam etmiş. Tam leopar saldıracakken yine kendi kendine konuşmuş;
"Bu aptal maymun nerede kaldı? Yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye
gönderdim hala haber yok!"

-----------------------------------
İlkokul 5. sınıfta resim dersinde öğretmen "Çocuklar konu serbest,
hayvan resimleri çizin bakayım" dedi. 10 dakika sonra küçük Ahmet el kaldırdı.
Öğretmen yanına geldi. Resim kağıdının üzerinde bir sinek duruyordu.
Çocuğun bu sinekten şikayetci oldugunu zanneden ögretmen eliyle sineği kovaladı ama
hayvan hiç hareket etmedi. Biraz daha dikkatli bakınca da sineğin gerçek olmadığını
farketti. Bu bir sinek resmiydi. Öğretmen şaşkınlıkla sordu:
-Senmi yaptın oğlum bu resmi?
-Evet öğretmenim.
-Peki bir de at resmi yap bakayim. Küçük Ahmet öyle bir at resmi çizdi ki, at,
sanki kağıttan fırlayıp çıkacak. O kadar canlı. Şaşıran Öğretmen:
-Yavrum beni hemen babana götür. Sen müthiş bir yeteneksin. Burada harcanmaman gerekir.
Derhal güzel sanatlara transfer olman lazım. Babanla konuşmalıyım, dedi.
Son dersten sonra Ahmetle beraber yola koyuldular. Dar bir patikadan bir gecekonduya
geldiler. İçerde, yatakta, dizlerini karnına çekmiş,üzerinde yorganı bir adam yatiyordu.
Öğretmen konuşmaya başladı:
-Geçmiş olsun efendim.
-Tesekkürler.
-Ben oğlunuzun...
-Allah kahretsin oğlumu.
-Aman böyle söylemeyin,yaptığı resimler...
-Onun yaptı resimler yerin dibine batsın.
-Ama beyefendi böyle yetenekli bir çocuğun...
-Yeteneğine başlatmayın şimdi.
-Peki ne oldu, niçin böyle kızgınsınız oğlunuza ?
-Neden olacak, dün gece eve biraz çakırkeyif geldim. Bu eşşoğlu sobanın üzerine çıplak kadın resmi çiziktirmiş.

------------------------------------
Okula yeni gelen öğretmen ilk dersinde öğrencilere ilginç bir çağrıda bulunmuş:
"Kendini geri zekalı hisseden varsa ayağa kalksın..." Sınıfta çıt yok. Nihayet
biri kalkmış: "Sen kendini geri zekalı mı hissediyorsun?" "Hayır", demiş çocuk,
"ama sizin tek başına ayakta kalmanıza gönlüm razı olmadı da…"

---------------------------------------
Dünyanin en ünlü kalp doktoru De Bakey in arabasi bozulmus, arabasini tamire
götürmüs. Tamirci arabasinin kaputunu açmis ve De Bakey e dönerek :
- Size birsey soracagim. Siz ve ben neredeyse ayni isi yapiyoruz. Mesela ben
simdi itina ile kaputu açacagim, bir bakista problemin nerede oldugunu
anlayacagim, kapakçiklari temizleyecegim, gerekirse kablolari, motor yagini
degistirecegim, hatta çok gerekli ise motoru çikartip yerine yenisini takacagim.
Söylesenize nasil oluyor da siz milyon dolarlar kazaniyorsunuz ama ben metelige
kursun atiyorum?..
Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulagina egilmis :
- Bunlarin hepsini motor çalisirken yapmayi denesenize :=)

-----------------------------------------
Değişik ülkelerden gelmiş insanlar; masaya oturup birer cola ısmarlar...
Colalar gelince bakarlar ki, bardaklarında bir karasinek var;
İsveçli; aynı bardakta yeni cola getirilmesini ister...
İngiliz; yeni bardakta yeni cola ister...
Finlandiyalı; sineği bardaktan alır ve colayı içer...
Rus; colayı sinekle içer...
Çinli; sineği yer fakat colayı içmez...
Yahudi; sineği yakalar ve Çinli'ye satar...
Yunanlı; colanın 2/3 'ünü içer ve yeni cola ister...
Norveçli; sineği yakalar ve yem olarak kullanarak balığa çıkar...
İrlandalı; sineği ezerek colaya karıştırır ve İngiliz'e satar...
Amerikalı; lokantaya tazminat davası açar ve 65 milyon dolar tazminat talep eder...
TÜRK; başka gören yoksa sesini çıkarmaz, varsa da olayı şiddetle kınar...

----------------------------------------
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst