Belleğe giren bilginin zihinde kaydedilmesidir. Kodlamada bilginin görsel ya da işitsel yolla gelmesi önemli değildir. Önemli olan; gelen bilginin anlamı, oluşturduğu kavramdır. Zihindeki bilgiler karma karışık bir yığın oluşturmaz. Öğrenilenler daha önce var olan ilgili bilgilerle ilişkilendirilerek kodlanır. Bir evde her eşyanın nasıl bir yeri varsa, zihindeki bilgilerin de yeri vardır. Alınan bir ilacı ecza dolabına koyduğunuz gibi, yeni bilgiler de uygun biçimde uygun yerlere yerleştirilir. Bu işlem zihnin kodlama işlemidir.
Zihin kodlama işlemini otomatik olarak yapar. Ancak bizi etkileyen, hatırlamak istediğimiz, duygusal doyum sağlayan durumlarda ek kodlamalar da yapılır. Bu tür kodlamalarda olayın bazı özellikleri abartılabilir, göz önüne alınmayabilir, duygusal yönüyle birlikte kodlanabilir.
Nasıl kodlanmış olursa olsun bu bilgilerin gerektiği zaman yeniden bilinç düzeyine çıkabilmesi için saklanması gerekir. Belleğin ikinci temel işlemi kodlana bilgileri saklamadır. Saklama sırasında olay; kodlama sırasındaki zihinsel, duygusal ve toplumsal özelliklerini taşıyacak şekilde korunur. Çünkü, bilgilerimizin önemli bir bölümünü yaşantılarımızla ediniriz. Yaşantılarımız birer anı olarak belleğimizde yer alır. Bu anıların kazanılmasında ve saklanmasında zihinsel, duygusal ve toplumsal etmenlerin önemli rolü vardır. Örneğin; bir bilgi yarışmasında elde ettiğimiz zihinsel başarı, bu başarının içinde bulunduğumuz toplumsal ortamda oluşturduğu sevinç ya da sevdiğimiz insandan aldığımız ilk mektubun bizde uyandırdığı duygusal coşku belleğimizde birer anı olarak yer alır. Zihinsel, duygusal ve toplumsal etmenlerle ilgili bu tür anıların kazanılması ve saklanması daha kolaydır.
Belleğin önemli işlevlerinden biri de çağırma ( hatırlama )dır. Çağırma, daha önce kodlanan ve saklanan bilgilerin yeniden bilinç düzeyine çıkarılmasıdır. Ek kodlamaların sayıca fazla olması hatırlama kolalığı sağlar. Bu nedenle, hatırlanmak istenen konular kodlanırken ek kodlamalarla hatırlama ipuçları sayıca artırılır. Etkili ders çalışma yollarından biri de insanın öğrenme sırasında ileride bu bilgiyi nasıl hatırlayacağını ve hangi noktaların kendisi için güçlük yaratacağını önceden kestirmesi, bunun için gerekli önlemi almasıdır. İnsanın uzun süreli belleğinde bulunan bilgi, miktarının çok oluşumuyla değil, örgütleniş biçimi ve hatırlama kolaylığıyla değer kazanır.
Belleğin bu özelliği bilgisayar programlarının yapılmasında göz önünde tutulmuş, insanın bilişsel süreçlerinin örgütlenme ilkeleri incelenmiştir. Bu nedenle çağımızda bellek ve bilişsel süreçler üzerindeki araştırmalar büyük ilgi çekmektedir.
Öğrenme ve bellekte tutma aslında birbiriyle sıkı ilişkisi olan iki kavramdır. Öğrenme en genel anlamda " davranış değişikliği " olarak tanımlandığına göre, edinilen bu davranışın varlığını sürdürmesi de öğrenilen bellekte saklanması, tutulması sonucu olur.
Zihin kodlama işlemini otomatik olarak yapar. Ancak bizi etkileyen, hatırlamak istediğimiz, duygusal doyum sağlayan durumlarda ek kodlamalar da yapılır. Bu tür kodlamalarda olayın bazı özellikleri abartılabilir, göz önüne alınmayabilir, duygusal yönüyle birlikte kodlanabilir.
Nasıl kodlanmış olursa olsun bu bilgilerin gerektiği zaman yeniden bilinç düzeyine çıkabilmesi için saklanması gerekir. Belleğin ikinci temel işlemi kodlana bilgileri saklamadır. Saklama sırasında olay; kodlama sırasındaki zihinsel, duygusal ve toplumsal özelliklerini taşıyacak şekilde korunur. Çünkü, bilgilerimizin önemli bir bölümünü yaşantılarımızla ediniriz. Yaşantılarımız birer anı olarak belleğimizde yer alır. Bu anıların kazanılmasında ve saklanmasında zihinsel, duygusal ve toplumsal etmenlerin önemli rolü vardır. Örneğin; bir bilgi yarışmasında elde ettiğimiz zihinsel başarı, bu başarının içinde bulunduğumuz toplumsal ortamda oluşturduğu sevinç ya da sevdiğimiz insandan aldığımız ilk mektubun bizde uyandırdığı duygusal coşku belleğimizde birer anı olarak yer alır. Zihinsel, duygusal ve toplumsal etmenlerle ilgili bu tür anıların kazanılması ve saklanması daha kolaydır.
Belleğin önemli işlevlerinden biri de çağırma ( hatırlama )dır. Çağırma, daha önce kodlanan ve saklanan bilgilerin yeniden bilinç düzeyine çıkarılmasıdır. Ek kodlamaların sayıca fazla olması hatırlama kolalığı sağlar. Bu nedenle, hatırlanmak istenen konular kodlanırken ek kodlamalarla hatırlama ipuçları sayıca artırılır. Etkili ders çalışma yollarından biri de insanın öğrenme sırasında ileride bu bilgiyi nasıl hatırlayacağını ve hangi noktaların kendisi için güçlük yaratacağını önceden kestirmesi, bunun için gerekli önlemi almasıdır. İnsanın uzun süreli belleğinde bulunan bilgi, miktarının çok oluşumuyla değil, örgütleniş biçimi ve hatırlama kolaylığıyla değer kazanır.
Belleğin bu özelliği bilgisayar programlarının yapılmasında göz önünde tutulmuş, insanın bilişsel süreçlerinin örgütlenme ilkeleri incelenmiştir. Bu nedenle çağımızda bellek ve bilişsel süreçler üzerindeki araştırmalar büyük ilgi çekmektedir.
Öğrenme ve bellekte tutma aslında birbiriyle sıkı ilişkisi olan iki kavramdır. Öğrenme en genel anlamda " davranış değişikliği " olarak tanımlandığına göre, edinilen bu davranışın varlığını sürdürmesi de öğrenilen bellekte saklanması, tutulması sonucu olur.