Klasik Kemençe

уαяєη

ɘƨмɘя
Bayan Üye
Klasik Kemençe - Kemençe Tarihi - Klasik Kemençe Yapımı


kemence11.jpg


Klasik Türk musıkisi sazlarından kemençe
virgs.gif
40-41 cm boyunda
virgs.gif
14-15 cm genişliğinde küçük bir çalgıdır. Yarım armudu andıran gövdesi
virgs.gif
elips biçimindeki burguluğu (‘kafa’) ve sapı (‘boyun’) tek bir ağaç parçası yontularak ve oyularak yapılır. Göğsünde
virgs.gif
yuvarlak kenarları dışarda kalmak üzere D biçiminde iki iri delik (4 cm boyunda
virgs.gif
3 cm eninde) bulunur. Delikler birbirinden yaklaşık 25 mm uzaklıktadır. Eşik
virgs.gif
bir ucu candireğine
virgs.gif
öteki ucu göğse basacak biçimde bu iki deliğin arasına yerleştirilir. Çalgının arka tarafında bir ‘sırt oluğu’ vardır. Bu oluk
virgs.gif
boynun uzantısı olan ve kafanın ortalarına kadar uzanan üçgen çıkıntının (‘mihrap’) ucundan başlayıp ortada genişler ve ‘kuyruk takozu’nun yakınında sivri bir uçla son bulur. Gövdenin alt ucundaki özel çıkıntıya (‘kuyruk takozu’) takılan kiriş veya madenî ‘kuyruğa’ bağlanan tellerden her biri
virgs.gif
eşiğin üzerinden geçip kendi burgusuna sarılır. Tellerin titreşen uzunluklarını eşitleyen bir baş eşik yoktur. Üç tel
virgs.gif
sırasıyla yegâh (pest re)
virgs.gif
rast (sol) ve neva (tiz re) seslerine akortlanır. Bütün teller bağırsaktandır. Yalnız yegâh telinin üzerinde gümüş sargı bulunur. Günümüzde sentetik raket telleri
virgs.gif
alüminyum sargılı bağırsak veya suni ipek teller veya krom sargılı çelik keman telleri kullanan sazendeler de vardır. 14-15 cm uzunluğunda olan ve icra sırasında göğse dayanan burgular
virgs.gif
kafada bir üçgenin köşelerini oluşturur. Çünkü orta tel
virgs.gif
iki yandaki telden 37-40 mm daha uzundur. Kısa tellerin titreşen (yani eşik ile burgu arasında kalan) uzunlukları 25
virgs.gif
5 - 26 cm kadardır. Tellerin titreşimini çalgının sırtına ileten candireği
virgs.gif
-neva telinin altına gelecek biçimde- eşik ile sırt arasına yerleştirilir. Sırtta
virgs.gif
tam eşiğin altına rastlayacak yerde 3-4 mm çapında bir delik açılır.

Eskiden kemençenin kafası
virgs.gif
boynu ve sırt oluğu genellikle fildişi
virgs.gif
sedef veya bağa kakmalı yapılırdı. Saray veya konaklar için Büyük İzmitli veya Baron gibi büyük ustaların elinden çıkan bazı kemençelerin bütün sırtı (hatta göğüs deliklerinin çevresi) sedef
virgs.gif
fildişi veya bağa plakalarla veya oyma-kakma motiflerle süslenmiştir. Denebilir ki
virgs.gif
en çok süslenmiş Türk çalgısı kemençedir.

Çalınırken kuyruk takozu sol dize
virgs.gif
burguları göğse yaslanarak düşey konumda tutulan veya ve iki diz arasına konan kemençenin telleri
virgs.gif
tuştan 7-10 mm yüksektedir. Çünkü sesler
virgs.gif
telli çalgıların çoğunda olduğu gibi tellerin üstüne parmak uçlarıyla basılarak değil
virgs.gif
teller tırnakla yandan hafifçe itilerek bulunur. Dördüncü pozisyondan (muhayyer [la] perdesinden) sonra aralıklar çok küçüldüğünden
virgs.gif
falso ihtimali çok yüksektir. Yaklaşık 60 cm uzunluğunda olan ve avuç içi yukarı bakacak biçimde tutulan yayın kılları
virgs.gif
icra sırasında sağ elin orta parmağıyla gerilip gevşetilebilir.

Kemençe teriminin kökeni olan ve Farsça’da ‘küçük yay’ veya ‘küçük yaylı çalgı’ anlamına gelen kemânçe kelimesi
virgs.gif
ondokuzuncu yüzyıldan önce
virgs.gif
bugün rebab denilen ayaklı kemane için kullanılıyordu (‘ayaklı kemane’ terimi
virgs.gif
çalgıları inceleyen organolojide
virgs.gif
silindirik uzun bir sapı ve genellikle kesik küre biçiminde bir gövdesi olan
virgs.gif
sapı gövdesinin üstünden girip altından çıkan ve düşey olarak tutulup çalınan yaylı çalgıların ortak adıdır). Kemân da denilen kemânçe
virgs.gif
onsekizinci yüzyılın sonlarına kadar klasik Türk musikisinde kullanılan tek yaylı çalgıydı. Kemânçenin yerini
virgs.gif
önce sinekemanı (Avrupa çalgısı viola d’amore’ye İstanbul’da verilen ad)
virgs.gif
daha sonra da Avrupa kemanı aldı. Armudî kemençe
virgs.gif
fasıl topluluğuna ondokuzuncu yüzyılın ortasına doğru girmiştir.

Armudî kemençenin fasıl topluluğuna girmeden önceki adı lira idi (nitekim
virgs.gif
son yıllarda çok rağbet görmeye başladığı Yunanistan’da
virgs.gif
‘şehir lirası’ veya ‘İstanbul lirası’ anlamında lira politiki adıyla anılmaktadır). Lira
virgs.gif
daha onuncu yüzyıl’da Bizanslılar’ın kullandığı bir çalgıdır. Arap tarihçi El-Mes’udî’nin (öl. yaklaşık 957)
virgs.gif
“Bizans lirası
virgs.gif
Arap rebabıdır” demesi buna kesin kanıttır. Ayrıca onbirinci yüzyılda yazılmış olan Glossarium Latino-Arabicum adlı Arapça-Latince sözlükte rebab için lyra dicta karşılığı verilmiştir. İbn Hurdazbih’in (öl. 912) “rebabın en makbulü
virgs.gif
armut biçiminde olandır” yolundaki ifadesine
virgs.gif
El-Mes’udî’nin sözleri ve anılan sözlükteki bilgi de eklenince
virgs.gif
armudî kemençenin en geç onuncu yüzyılın başlarında Araplar arasında da kullanıldığına hükmetmek gerekiyor. Hatta
virgs.gif
Abdülkadir Merâgî’nin rebab benzeri yaylı çalgı için kemânçe-i oğuz
virgs.gif
armudî kemençe için ise kemânçe-i rumî demesi
virgs.gif
bizi
virgs.gif
liranın
virgs.gif
en erken onbeşinci yüzyıl başlarına kadar
virgs.gif
yalnız Araplarca değil
virgs.gif
İranlılar ve Türklerce de kullanıldığını düşünmeye zorluyor. Ne var ki
virgs.gif
yalnız İran veya Arap minyatürlerinde değil
virgs.gif
Osmanlı minyatürlerinde de kemençeye benzer bir çalgı görülmez. Onbeşinci - ondokuzuncu yüzyıllar arasındaki yazılı kaynaklarda da armudî kemençeden söz edilmez. Çalgının bilinen en eski resmi
virgs.gif
Hızır Ağa’nın Tefhîmü’l-Makamât fî tevlîdi’n-nagamât adlı kitabındadır (1760 ?). Bu resmin altında ‘kemân-ı kıptî’ (çingene kemanı) yazılıdır. Hızır Ağa’nın
virgs.gif
bu çalgıya ‘keman’ adını vermiş olması şaşırtıcı değildir. Çünkü
virgs.gif
Osmanlıca’da keman terimi
virgs.gif
yaylı çalgıların genel adıdır; Kıptî sıfatı da
virgs.gif
çalgının henüz fasıl topluluğuna girmemiş olduğuna bir işarettir.

Blainville’in kitabındaki (1767) -üstünde ‘üç telli lira’ yazılı- resim
virgs.gif
1774’te Niebuhr’un verdiği resim kadar gerçekçi görünmüyor. Laborde’un Niebuhr’dan aynen aktardığı bu resimdeki lira
virgs.gif
küçük göğüs delikleri ve uzun boynu ile
virgs.gif
günümüzde İtalya’nın güneyinde (Calabria)
virgs.gif
Ege adalarında (özellikle Girit’te)
virgs.gif
Balkanlarda ve Türkiye’nin bazı köy ve kasabalarında rastlanan halk çalgısının tam bir benzeridir.

Armudî kemençeye benzer yaylı çalgılar
virgs.gif
onuncu yüzyıldan itibaren Avrupa’da da kullanılmıştır. Organologlar
virgs.gif
genel olarak rebek denilen bu çalgıların ya Bizans lirasından ya da Mağrip rebabından türediğini kabul ederler. (Rebek adının kökeni rebab’dır.) Lira ile Mağrip rebabı arasındaki akrabalık ise henüz aydınlatılamamıştır.

‘Rebek’lerin adı gibi
virgs.gif
biçimi
virgs.gif
boyutları ve tel sayısı da Orta Çağ boyunca değişmiştir. Tel sayısı genellikle üç olmakla birlikte
virgs.gif
tek telli veya 2
virgs.gif
4
virgs.gif
5 hatta 6 telli rebekler de kullanılmış
virgs.gif
tellerin çift takıldığı da olmuştur. 1300’den önce bile
virgs.gif
ahenk telleri için sapın yan tarafında burgular bulunan rebekler yapılmıştır. Öyle görünüyor ki Mağrip rebabına benzeyen rebekler genellikle iki telli kalmıştır. Baştan beri rebek ailesinden çalgılar
virgs.gif
güney Avrupa’da ve kuzey Afrika’da dize dayanarak ve yayları avuç içi yukarı bakacak biçimde tutularak çalınmıştır. Kuzey Avrupa’da ise çalgı çoğunlukla göğse (veya omuza) dayanarak çalınıyordu. Tabiî
virgs.gif
diz üstü konumda teller yandan tırnaklarla itiliyor
virgs.gif
göğse dayandığında ise tellerin üzerine parmak uçlarıyla basılıyordu. Yalnız Orta Çağ’da ve Rönesans döneminde saraylarda veya soyluların evlerinde kullanılan rebekler
virgs.gif
onsekizinci yüzyıla kadar batı ve kuzey Avrupa’da köy çalgısı olarak yaşamıştır. Günümüzde lira adıyla Güney İtalya’da
virgs.gif
liyera veya liyeritsa adlarıyla Yugoslavya’da (özellikle Dalmaçya’da)
virgs.gif
gusla veya gadulka adıyla Bulgaristan’da (özellikle Rodoplar’da)
virgs.gif
lira adıyla Trakya’da (lira trakyotiki) ve Ege adalarında (özellikle Girit’te [lira kritiki]) varlığını sürdürmektedir. Türkiye’de de halk çalgısı olarak kemane (Kastamonu)
virgs.gif
tırnak kemanesi (Azdavay) veya tırnak kemençesi (Fethiye) gibi adlar taşır.

Enderunî Fazıl’ın 1793 tarihli Hubanname ve Zenanname’sindeki bir albüm resmi
virgs.gif
kemençenin
virgs.gif
Vasil (1845-1907) sayesinde fasıl topluluğuna girmeden önce
virgs.gif
yine bir Bizans çalgısı olan lavta ile birlikte
virgs.gif
özellikle Pera tavernalarında kullanıldığına sağlam bir kanıttır. Kemençenin
virgs.gif
bugünkü olağanüstü zarif çizgilerine en geç ondokuzuncu yüzyılın ortasına doğru kavuştuğu anlaşılıyor. 1867 Paris Sergisi’ndeki Osmanlı pavyonundan Londra’daki South Kensington Müzesi için satın alınan kemençenin
virgs.gif
Carl Engel tarafından 1869’da yayımlanan katalogdaki resmi bunu gösterir. Bu resimdeki
virgs.gif
çok ince bir zevki yansıtan
virgs.gif
kakmalarla süslü kemençe
virgs.gif
ya hanedandan bir amatör ya da sarayda çalan birprofesyonel için yapılmış olsa gerek. Vasil’den kemençe öğrenen ve kısa zamanda virtüozluk düzeyine erişen Tanburî Cemil Bey (1873-1916)
virgs.gif
bu çalgıyı
virgs.gif
fasıl müziğinin vazgeçilmez bir unsuru durumuna getirdi. Öyle ki
virgs.gif
daha yüz yıl kadar önce meyhanelerde
virgs.gif
tavernalarda kullanılan kemençe
virgs.gif
yirminci yüzyılın ortasına gelmeden
virgs.gif
tanbur ve ney ile birlikte Türk müziğinin en ‘asil’ çalgılarından biri sayılır oldu. Bunda
virgs.gif
hiç şüphe yok
virgs.gif
kemençe sesinin
virgs.gif
yirminci yüzyılın başlarında büsbütün duygusal ve hüzünlü hale gelen Türk müziğine kemanınkinden daha uygun olması rol oynamıştır.

Reformcu Hüseyin Sadettin Arel (1880-1955)
virgs.gif
tasarladığı çoksesli Türk müziğini icra edecek orkestrada ağırlığı
virgs.gif
‘kemençe beşlemesi’ne verecekti. Soprano
virgs.gif
alto
virgs.gif
tenor
virgs.gif
bariton ve bas olmak üzere beş ayrı boyda
virgs.gif
dörder telli
virgs.gif
tel boyları eşitlenmiş beş kemençenin prototiplerini 1933’te yaptırdı. Bunlar için özel parçalar besteledi
virgs.gif
besteletti. Ama çok geçmeden bu çalgılar terkedildi. 1976’da açılan Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nın kemençe hocaları arasında yer alan Cüneyd Orhon
virgs.gif
Arel’in - keman gibi akortlanan - soprano kemençesini öğretmeyi tercih etti. Bugün bu okulda
virgs.gif
üç telli geleneksel kemençe ile dört telli Arel kemençesi ayrı ayrı öğretilmektedir.


Not: Klasik kemençe ile kemençe farklıdır.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst