Salvo
Kayıtlı Üye
İngiliz marka Burberry, yüzyıllarca etkisini yitirmeyecek bir trendin mimarı olarak moda tarihinde adından söz ettiriyor. Markanın kurucusu Thomas Burberry 1856'da Hahpshire'da ilk koleksiyonlarını satmaya başlıyor. Ancak, ortada bir problem var. Müşterilerinin çoğu çiftçi ve inşaat işçisi olan Burberry sıkça su geçirmez kaban talebiyle karşılaşıyor. Tasarımcı önce çift taraflı kullanılan kabanlar hazırlıyor. Ardından su geçirmeyecek şekilde dokunmuş gabardin kumaşla yeni bir model geliştirmek için kolları sıvıyor. Burberry su geçirmez gabardininin 1879'da patentini alıyor. Gabardin trençkotların ilk müdavimi kasaba halkı oldu. Burberry 1891'de Londra'da ilk mağazasını açtı. Daha sonra da Paris, Berlin ve New York mağazaları izledi.
İlkbaharda alışveriş listesinde
Gardırobun bir yüz yılı aşkın süredir klasiği olan trençkotlar, 2005 ilkbahar sezonunda da etkisini gösteriyor. Düğmeler, kemer ve klapalar ile zenginleşen modellerde açık renkler öne çıkıyor. Kırmızı, oranj, koyu ve puslu renkler modacıların paletinde öne çıkan renklerden. Sezonda geniş eteklerin üzerine giyilecek olan trençkot modelleri rahat ve geniş olarak tasarlanıyor. Michael kors, Marc Jacobs ve Avrupalı diğer tasarımcılar ilkbahar trençkotlarının kumaşlarında pamuklu dokumalar ve mat ipeğe ağırlık veriyorlar. Burberry ise orijinal tasarımlarını yeniden gündeme getiriyor.
Yeni trençkotlarda düğmeler kadar uzun fermuarlar da dikkat çekiyor. Kemersiz olarak tasarlanan bu modeller uzun ceketleri anımsatıyor. Jean'lerle kombinlenen kısa trençkotlar su geçirmez teknolojiyle hazırlanmış.
Lüks modeller
2005 ilkbaharı için hazırlanan trençkotlar çok yakında vitrinlerde yerini alacak. Lüks tüketim markalarının en güçlü isimlerinden biri olan Louis Vuitton'nun 12 bin altı yüz dolarlık etiket taşıyan trençkotu ise şimdiden moda takipçilerinin rüyalarını süslüyor. Banan Republic'in başkanı Alessandra Brunialti, trençkotların artık sadece kapalı mekanlar için tasarlanan bir giysi olmadığını açıklıyor. Brunialti, bu giysinin iç mekana yönelik abiye grupları içinde de yer aldığını söylüyor ve ekliyor: 'Müşterilerimizi kapriler ve bluzlarının üzerine giydikleri parlak renkli trençkotlarla tanıyacaksınız.'
1914-Cankurtaran giysi
Trençkotlar moda sahnesinde 1914'te adından söz ettirmeyi başardı. İngiliz araştırmacı Sir Ernest Shackleton, Antarktika kıtasını baştan başa geçerken, moda teknolojisinden de yardım aldı. Shackleton ve ekibinin ihtiyaçları arasında, yün iç giyim takımları ve kürklü botlar vardı. Ancak soğuk ve su geçirmez kabanlara da gereksinim duyuyorlardı. Burberry'nin kurucusu İngiliz tasarımcı Thomas Burberry, Shackleton ve ekibine hazırladığı kalın trençkot, dondurucu soğuktan, tipiden, buzdan ve sudan etkilenmiyordu.
1940'lar- Greta Garbo stili
1930'ların en gözde Hollywood aktrislerinden olan Greta Garbo, trençkotunu bere ile kombinleyince, hayranları da stilini aynen uyguladılar. Maskülen kalıplı kıyafet ve aksesuvar, Garbo'yu hiçbir gece kıyafetinin yapamayacağı kadar aristokratik gösterdi. Katherine Hepburn gibi dönemin yıldızları aynı tarzı kendilerine adapte ettiler. Ancak Greta Garbo uzun yıllar trençkot ve bere ikilisine sahip çıkan tek isim oldu.
1950'ler- Gardıropta
Giysi, 1940'lardaki militer stilinden uzaklaştı. 1950'lerin en popüler kıyafeti olarak gardıroplarda yerini aldı. Londra, Paris, New York gibi şehirlerin en işlek caddelerinden, kasabalara kadar her yerde trençkot giymiş kadın ve erkeklere rastlamak mümkündü. Savaş bunalımını üzerinden atan moda dünyası, trençkotları, lüks detaylarla süslediler. Kürk yakalar, şık kemerler, beyaz, pembe, yeşil gibi aydınlak renkler, trençkotların renk skalasında öne çıkıyordu.
1960'lar- Hepsi casus
Fonksiyonel cepler trençkotlara mistik bir hava kazandırdı. Uzun kemerler, apoletli detaylar, soğuk savaş yıllarını çağrıştırıyordu. Trençkotları giyenler ise bir casusu andırıyordu. Dönemin Pembe Panter, Milyon Dolarlık Beyin, Charade gibi filmleri trençkotların popüleritesini de artırıyordu. Michael Caine, Peter Sellers, Audrey Hepburn, trençkotlarını şapkalar, eşarplar ile kombinleyince bu gizemli görünüm, tüm Amerika ve Avrupa'da moda oldu. Trençkotlar 1960'ların ortalarına doğru, kısaldı, daraldı ve süet, rugan gibi materyallerle hazırlanarak seksi görünüm kazandı. Julie Christie, Romy Schreider, Candice Bergen gibi Hollywood yıldızları kabartılmış saçları, mikro minileri, uzun çizmeleri, ultra feminen trençkotları ile hafızalara kazındılar.
1970'ler- Başarılı kadının sembolü
İş hayatında kadın popülasyonunun hızla arttığı 1970'lerde de trençkotlar modanın gündeminde kalmayı başardı. Çalışan kadının sözlüğünde, yüksek ökçeler, ağırbaşlı bluzlar, takım elbiseler ve iş hayatında kendilerini daha güçlü gösterecek, maskülen kalıplı trençkotlar yer alıyordu. Kramer Kramer'e Karşı filminin yıldızı Merly Streep'in uzun trençkot paltosu ve çizmeleri kadınların gardırobunun en güçlü ikilisi oldu. Vogue'un kapağını süsleyen tüvit kumaşla hazırlanan siyah-beyaz trençkotun yanı sıra beyaz, krem ve devetüyü rengi de dönemin en gözde renkleriydi.
1990'lar-Reform
Her gardırobun periyodik reforma ihtiyacı var. 1990'larda trençkotlar, Jean paul Gaultier, Chanel'den Karl Lagerfeld ve Burberry'den Christopher Bailey gibi tasarımcıların ellerinde metamorfoz geçirdi. Deri, rugan, saydam plastik, kolsuz modeller göze hoş görünmese de moda takipçilerinun gardıroplarına girmeyi başardılar. Yeni tasarımlar Cindy Crawford, Claudia Schiffer, Elsa Bertinez gibi modellerin üzerinde çok güzel durmasalarda, bu isimlere kariyerlerinde şans getirdiler.
2000'ler-Yüksek moda
Moda dünyası geçmişten ilham alma özelliğini yitirmiyor. Trençkotlar ise arşivler içindeki en şık parçalar arasında koruma altında tutuluyor. Uluslararası markaların tasarımcıları milenyumun başından itibaren trençkotlardan asla vazgeçmeyeceklerini bir kez daha kanıtladılar. Christian Dior, Lanvin, Chanel, Prada gibi modaevleri trençkotların ultra lüks versiyonlarını koleksiyonlarına taşıyan isimlerden sadece birkaçı. Beyaz kuzu derileri, parlak plastik detaylar, gümüş ve bambu düğmeler, moda haftalarında en çok alkış toplayan tasarımlar arasında yer alıyor.
Bugün-Sonsuza dek genç
Trençkotlar yeniden incelenme konusu oldu. Trend klasiğin gücünü keşfeden gençler tarafından da takip ediliyor. Yeşil, pembe, sarı, kırmızı, mavi gibi parlak renkler üzerindeki koyu vurgularla trençkotlar gelecek jenerasyonun da beğeneceği bir giysi haline geliyor.
İlkbaharda alışveriş listesinde
Gardırobun bir yüz yılı aşkın süredir klasiği olan trençkotlar, 2005 ilkbahar sezonunda da etkisini gösteriyor. Düğmeler, kemer ve klapalar ile zenginleşen modellerde açık renkler öne çıkıyor. Kırmızı, oranj, koyu ve puslu renkler modacıların paletinde öne çıkan renklerden. Sezonda geniş eteklerin üzerine giyilecek olan trençkot modelleri rahat ve geniş olarak tasarlanıyor. Michael kors, Marc Jacobs ve Avrupalı diğer tasarımcılar ilkbahar trençkotlarının kumaşlarında pamuklu dokumalar ve mat ipeğe ağırlık veriyorlar. Burberry ise orijinal tasarımlarını yeniden gündeme getiriyor.
Yeni trençkotlarda düğmeler kadar uzun fermuarlar da dikkat çekiyor. Kemersiz olarak tasarlanan bu modeller uzun ceketleri anımsatıyor. Jean'lerle kombinlenen kısa trençkotlar su geçirmez teknolojiyle hazırlanmış.
Lüks modeller
2005 ilkbaharı için hazırlanan trençkotlar çok yakında vitrinlerde yerini alacak. Lüks tüketim markalarının en güçlü isimlerinden biri olan Louis Vuitton'nun 12 bin altı yüz dolarlık etiket taşıyan trençkotu ise şimdiden moda takipçilerinin rüyalarını süslüyor. Banan Republic'in başkanı Alessandra Brunialti, trençkotların artık sadece kapalı mekanlar için tasarlanan bir giysi olmadığını açıklıyor. Brunialti, bu giysinin iç mekana yönelik abiye grupları içinde de yer aldığını söylüyor ve ekliyor: 'Müşterilerimizi kapriler ve bluzlarının üzerine giydikleri parlak renkli trençkotlarla tanıyacaksınız.'
1914-Cankurtaran giysi
Trençkotlar moda sahnesinde 1914'te adından söz ettirmeyi başardı. İngiliz araştırmacı Sir Ernest Shackleton, Antarktika kıtasını baştan başa geçerken, moda teknolojisinden de yardım aldı. Shackleton ve ekibinin ihtiyaçları arasında, yün iç giyim takımları ve kürklü botlar vardı. Ancak soğuk ve su geçirmez kabanlara da gereksinim duyuyorlardı. Burberry'nin kurucusu İngiliz tasarımcı Thomas Burberry, Shackleton ve ekibine hazırladığı kalın trençkot, dondurucu soğuktan, tipiden, buzdan ve sudan etkilenmiyordu.
1940'lar- Greta Garbo stili
1930'ların en gözde Hollywood aktrislerinden olan Greta Garbo, trençkotunu bere ile kombinleyince, hayranları da stilini aynen uyguladılar. Maskülen kalıplı kıyafet ve aksesuvar, Garbo'yu hiçbir gece kıyafetinin yapamayacağı kadar aristokratik gösterdi. Katherine Hepburn gibi dönemin yıldızları aynı tarzı kendilerine adapte ettiler. Ancak Greta Garbo uzun yıllar trençkot ve bere ikilisine sahip çıkan tek isim oldu.
1950'ler- Gardıropta
Giysi, 1940'lardaki militer stilinden uzaklaştı. 1950'lerin en popüler kıyafeti olarak gardıroplarda yerini aldı. Londra, Paris, New York gibi şehirlerin en işlek caddelerinden, kasabalara kadar her yerde trençkot giymiş kadın ve erkeklere rastlamak mümkündü. Savaş bunalımını üzerinden atan moda dünyası, trençkotları, lüks detaylarla süslediler. Kürk yakalar, şık kemerler, beyaz, pembe, yeşil gibi aydınlak renkler, trençkotların renk skalasında öne çıkıyordu.
1960'lar- Hepsi casus
Fonksiyonel cepler trençkotlara mistik bir hava kazandırdı. Uzun kemerler, apoletli detaylar, soğuk savaş yıllarını çağrıştırıyordu. Trençkotları giyenler ise bir casusu andırıyordu. Dönemin Pembe Panter, Milyon Dolarlık Beyin, Charade gibi filmleri trençkotların popüleritesini de artırıyordu. Michael Caine, Peter Sellers, Audrey Hepburn, trençkotlarını şapkalar, eşarplar ile kombinleyince bu gizemli görünüm, tüm Amerika ve Avrupa'da moda oldu. Trençkotlar 1960'ların ortalarına doğru, kısaldı, daraldı ve süet, rugan gibi materyallerle hazırlanarak seksi görünüm kazandı. Julie Christie, Romy Schreider, Candice Bergen gibi Hollywood yıldızları kabartılmış saçları, mikro minileri, uzun çizmeleri, ultra feminen trençkotları ile hafızalara kazındılar.
1970'ler- Başarılı kadının sembolü
İş hayatında kadın popülasyonunun hızla arttığı 1970'lerde de trençkotlar modanın gündeminde kalmayı başardı. Çalışan kadının sözlüğünde, yüksek ökçeler, ağırbaşlı bluzlar, takım elbiseler ve iş hayatında kendilerini daha güçlü gösterecek, maskülen kalıplı trençkotlar yer alıyordu. Kramer Kramer'e Karşı filminin yıldızı Merly Streep'in uzun trençkot paltosu ve çizmeleri kadınların gardırobunun en güçlü ikilisi oldu. Vogue'un kapağını süsleyen tüvit kumaşla hazırlanan siyah-beyaz trençkotun yanı sıra beyaz, krem ve devetüyü rengi de dönemin en gözde renkleriydi.
1990'lar-Reform
Her gardırobun periyodik reforma ihtiyacı var. 1990'larda trençkotlar, Jean paul Gaultier, Chanel'den Karl Lagerfeld ve Burberry'den Christopher Bailey gibi tasarımcıların ellerinde metamorfoz geçirdi. Deri, rugan, saydam plastik, kolsuz modeller göze hoş görünmese de moda takipçilerinun gardıroplarına girmeyi başardılar. Yeni tasarımlar Cindy Crawford, Claudia Schiffer, Elsa Bertinez gibi modellerin üzerinde çok güzel durmasalarda, bu isimlere kariyerlerinde şans getirdiler.
2000'ler-Yüksek moda
Moda dünyası geçmişten ilham alma özelliğini yitirmiyor. Trençkotlar ise arşivler içindeki en şık parçalar arasında koruma altında tutuluyor. Uluslararası markaların tasarımcıları milenyumun başından itibaren trençkotlardan asla vazgeçmeyeceklerini bir kez daha kanıtladılar. Christian Dior, Lanvin, Chanel, Prada gibi modaevleri trençkotların ultra lüks versiyonlarını koleksiyonlarına taşıyan isimlerden sadece birkaçı. Beyaz kuzu derileri, parlak plastik detaylar, gümüş ve bambu düğmeler, moda haftalarında en çok alkış toplayan tasarımlar arasında yer alıyor.
Bugün-Sonsuza dek genç
Trençkotlar yeniden incelenme konusu oldu. Trend klasiğin gücünü keşfeden gençler tarafından da takip ediliyor. Yeşil, pembe, sarı, kırmızı, mavi gibi parlak renkler üzerindeki koyu vurgularla trençkotlar gelecek jenerasyonun da beğeneceği bir giysi haline geliyor.