Allah, Kendisini tanıttığı, sınırlarını bildirdiği Kur'an'ı gereği gibi okumamızı ister. 'Kuran'ın gereği gibi okunması' buyruğu, ayetlere sımsıkı sarılarak, samimiyetle okumak anlamındadır. Kuran'ı gereği gibi okuyanlar da, Allah'ın sınırlarını koruma konusunda titizlik gösterenlerdir. Ancak insanların çoğu Allah'ın bu buyruğunu göz ardı eder.. Dünyanın 'en çok satan kitabı'dır Kur'an, ancak en çok okunan kitabı değildir. Çok sayıda insan Kur'an'dan habersiz yaşar.
İnsanı dünyada mutlu ve huzurlu bir yaşama, ahirette de gerçek kurtuluşa kavuşturacak olan tüm bilgiler ve her sorunun cevabı Kuran'dadır. Her insan, Rabb'inin Kur'an'la haber verdiği gerçekleri düşünmeli, dünyaya ve ahirete bakış açısındaki yanlışları düzeltmeli ve sonsuz ahirete yönelik ciddi/samimi çaba içinde olmalıdır.
Dinden uzak toplumlardaki bireyler, Kur'an dışındaki kaynaklardan edindikleri ya da bazı kimselerden duydukları bilgilerin din olduğunu zanneder, gerçek dinin güzelliklerinden yoksun yaşarlar. Herkesin doğruları farklıdır, bu yüzden toplumda birden fazla din yaşanır. Oysa dinin gerçek kaynağı, "Gerçek, Rabbinden (gelen)dir. Öyleyse kuşkuya kapılanlardan olma." (Al-i İmran Suresi, 60) ayetiyle ifade edildiği üzere Kur'an'dır.
Bu yanlış yolda yürüyenler, Allah'ın insanlara kurtuluş rehberi olarak indirdiği Kur'an'da neler yazılı olduğunu merak bile etmezler. Sorularının cevaplarını ise, "Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz, bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır. (Ankebut Suresi, 51) ayetiyle de bildirildiği gibi Allah'ın hiçbir şeyi eksik bırakmadığı Kur'an'da değil, farklı kaynaklarda ararlar. Peygamberimiz (sav) bu durumu ahirette, "Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kuran'ı terk edilmiş (bir kitap) olarak bıraktı" (Furkan Suresi, 30) sözleriyle şikayet edecektir.
Çoğu insan Allah'a inandığını söyler. Kur'an'ı hiç bilmeyen kişilerin cevabı da genelde aynıdır. Oysa Allah'ın Kendisini tanıttığı Kur'an'dan yüz çeviren kişi, Allah'ı nasıl tanıyıp, gücünü kavrayabilecektir? Bir yaprak bile yapamayan insan için Rabb'ini tanımak, gücünü takdir edip, O'na teslim olmak en doğru olan değil midir?
Kur'an, düşünen insanlar içindir. Okuduğu her kitapla kibirlenen kişilerin aksine, Kuran okuyan insan, Allah'ın eşsiz kudreti karşısında kendi aczini anlar, boyun büker ve O'na kul olur, teslim olur!
İman eden insan Kuran ahlakı ile cahiliye yaşamı arasında orta bir yol aramaya çalışmaz. Bir insan ya Allah'ın dosdoğru yolundadır, ya da sarp, engebeli ve tehlikelerle dolu şeytanın yolundadır. Kur'an'a, yani en doğruya uyan kişiler, Allah'ın hem dünyada hem ahirette mutluluk müjdesi verdiği iman sahipleridir.
İnsanı dünyada mutlu ve huzurlu bir yaşama, ahirette de gerçek kurtuluşa kavuşturacak olan tüm bilgiler ve her sorunun cevabı Kuran'dadır. Her insan, Rabb'inin Kur'an'la haber verdiği gerçekleri düşünmeli, dünyaya ve ahirete bakış açısındaki yanlışları düzeltmeli ve sonsuz ahirete yönelik ciddi/samimi çaba içinde olmalıdır.
Dinden uzak toplumlardaki bireyler, Kur'an dışındaki kaynaklardan edindikleri ya da bazı kimselerden duydukları bilgilerin din olduğunu zanneder, gerçek dinin güzelliklerinden yoksun yaşarlar. Herkesin doğruları farklıdır, bu yüzden toplumda birden fazla din yaşanır. Oysa dinin gerçek kaynağı, "Gerçek, Rabbinden (gelen)dir. Öyleyse kuşkuya kapılanlardan olma." (Al-i İmran Suresi, 60) ayetiyle ifade edildiği üzere Kur'an'dır.
Bu yanlış yolda yürüyenler, Allah'ın insanlara kurtuluş rehberi olarak indirdiği Kur'an'da neler yazılı olduğunu merak bile etmezler. Sorularının cevaplarını ise, "Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz, bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır. (Ankebut Suresi, 51) ayetiyle de bildirildiği gibi Allah'ın hiçbir şeyi eksik bırakmadığı Kur'an'da değil, farklı kaynaklarda ararlar. Peygamberimiz (sav) bu durumu ahirette, "Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kuran'ı terk edilmiş (bir kitap) olarak bıraktı" (Furkan Suresi, 30) sözleriyle şikayet edecektir.
Çoğu insan Allah'a inandığını söyler. Kur'an'ı hiç bilmeyen kişilerin cevabı da genelde aynıdır. Oysa Allah'ın Kendisini tanıttığı Kur'an'dan yüz çeviren kişi, Allah'ı nasıl tanıyıp, gücünü kavrayabilecektir? Bir yaprak bile yapamayan insan için Rabb'ini tanımak, gücünü takdir edip, O'na teslim olmak en doğru olan değil midir?
Kur'an, düşünen insanlar içindir. Okuduğu her kitapla kibirlenen kişilerin aksine, Kuran okuyan insan, Allah'ın eşsiz kudreti karşısında kendi aczini anlar, boyun büker ve O'na kul olur, teslim olur!
İman eden insan Kuran ahlakı ile cahiliye yaşamı arasında orta bir yol aramaya çalışmaz. Bir insan ya Allah'ın dosdoğru yolundadır, ya da sarp, engebeli ve tehlikelerle dolu şeytanın yolundadır. Kur'an'a, yani en doğruya uyan kişiler, Allah'ın hem dünyada hem ahirette mutluluk müjdesi verdiği iman sahipleridir.