' Kontes..
Bayan Üye
Eğitim yöntemi olarak kişisel gelişimde "drama"nın ne kadar önemli olduğunu gören ülkeler geçtiğimiz yüzyılın başından bu yana drama kuramlarını ve uygulama alanlarını geliştirip yaygınlaştırarak kişinin yaşam rotasında geniş limanlar oluştururken; ülkemizde bir iki sivil toplum kuruluşu ve bu kuruluşlarla program yaparak çalışmalarını yürüten beş on okul ve özel grubun dışında kalan binlerce öğrenci "drama" ile yaşamlarına olumluluklar katabileceklerini fark edemeden müfredat programının azgın sularında kendi hallerince rota tutturulmaya terk ediliyor.
Yunanca "yapmak etmek eylemek" anlamındaki "dran" sözcüğünden gelen "drama"; 1910'lu yıllarda İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu'nun Avrupa'da yapmış olduğu eğitim çalışmalarını o dönemin Maarif alanında uygulamak istemesiyle ülkemizde ilk kez gündeme gelmiş taa... ki 1984 yılında Tamer Levent ve Prof. İnci San'ın eğitimde çağdaş bir yöntem olarak ele almaları ve atölye çalışmaları yapmalarıyla ciddi anlamda boyut kazanmaya başlamıştır. Daha sonraki yıllarda Çağdaş Drama Derneği ve Oluşum Drama Enstitüsü gibi kuruluşların düzenli seminer ve atölye çalışmaları sonucu; eğitimde kişisel gelişimin drama ile sağlanması gerektiğini düşünen ve uygulayan çoğunluğu akademisyen etkin bir drama lideri potansiyeli oluşmuştur.
Günümüzde başta Ankara Üniversitesi'nde ve bazı üniversitelerin öğretmenlikle ilgili bölümlerinde ders olarak programa alınan "drama" ilköğretim okulları müfredat programında yer almasına karşın; eğitimci eksikliği ve mekan darlığından parmakla sayılacak kadar az okulda uygulanmaktadır.
Okulöncesi eğitimden üniversiteye kadar eğitimin her kademesinde kişisel gelişim için yaşamın her alanında yararlanılan bir yöntem olan drama; özgüven kazanma kendini ifade etme sosyalleşme olaylara eleştirel bakabilme toplumsal duyarlılık ve daha birçok olumluluklar sağlayacak anlar yaşatır kişiye.
Ülkemizde eğitim kurumlarında "drama"ya bir tiyatro tanımı olan "dram" ile aynı olduğu düşüncesiyle bakan ve aralarındaki farkın ne olduğunu araştırma gereği bile duymayan yöneticilerin olması ne kadar olumsuzsa; bu olumsuzluğu aşma çabası içindeki çağdaş demokrat devrimci eğitimci ve velilerin olması ve öğrencileri "drama" ile tanıştırma çabaları da çok çok olumlu. Çünkü devletin ve gelip geçici hükümetlerin ağır aksak da olsa attıkları bir adım bile yok bu konuda. Ha! belki şimdiki hükümet drama eğitimcisi olarak İ.H. Lisesi mezunlarına MEB'de yeni kadrolar açmak için rahle üzerinde çalışma yapabilir! Veya milyonlarca öğrencinin drama eğitimi için gerekli yaklaşık 70 bin eğitimciyi iki günlük bir seminere tabi tutarak "şapıdanak" dramacı yapabilir! Tabii bu eğitimcilerin de hangi külliyeden olacakları da tahmin edilebilir herhalde!. Kişilik gelişimi yani; zeka yetenek sosyalleşme öğrenme ile ilgili olan böylesi önemli bir alanda bazı normları yerine getirme karasevdalısı yetkililerden çağdaş bir yaklaşımda bulunmayı beklemek "olaylara eleştirel bakamayanların" düşüncesi olarak ortaya çıkar kuşkusuz!.
"Drama" alanında kuramsal ve yaşamsal bini aşkın makale ve iki üç rafı dolduracak kitaplar yazıldı. Bu yazılanların içinde yaşamsal olanlardan örnek verecek olursak dramanın kişisel gelişime ne gibi yararlar sağladığını görebiliriz.
Anasınıfından bir çocuk: "Bulutlar beyaz orman yeşil deniz mavi. Ayy! Ben dramayı çok sevdim!"
Sağlık Y. O. öğrencisi bir genç: "İğneci hemşire olarak tanımlanma yanılgımı aştım."
Genç bir müzisyen: "Ritim duygumu müziğe olan ilgimi drama dersinde farkettim."
Görüldüğü gibi "drama" yaşantımızda çok önemli.
Şu aşamada; Çağdaş Drama Derneği Oluşum Drama Enstitüsü ve drama alanında çalışma yürüten diğer kurumların düzenlemiş olduğu seminerler çağdaş demokrat bireyler yetiştirmek için birer küçük liman oluşturuyor. Bu limanları çoğaltmak ve geniş tutmak da; hayatı yeniden üreten ve yeniden üretenlerden yana düşünenlerin görevi.
Günümüzde başta Ankara Üniversitesi'nde ve bazı üniversitelerin öğretmenlikle ilgili bölümlerinde ders olarak programa alınan "drama" ilköğretim okulları müfredat programında yer almasına karşın; eğitimci eksikliği ve mekan darlığından parmakla sayılacak kadar az okulda uygulanmaktadır.
Okulöncesi eğitimden üniversiteye kadar eğitimin her kademesinde kişisel gelişim için yaşamın her alanında yararlanılan bir yöntem olan drama; özgüven kazanma kendini ifade etme sosyalleşme olaylara eleştirel bakabilme toplumsal duyarlılık ve daha birçok olumluluklar sağlayacak anlar yaşatır kişiye.
Ülkemizde eğitim kurumlarında "drama"ya bir tiyatro tanımı olan "dram" ile aynı olduğu düşüncesiyle bakan ve aralarındaki farkın ne olduğunu araştırma gereği bile duymayan yöneticilerin olması ne kadar olumsuzsa; bu olumsuzluğu aşma çabası içindeki çağdaş demokrat devrimci eğitimci ve velilerin olması ve öğrencileri "drama" ile tanıştırma çabaları da çok çok olumlu. Çünkü devletin ve gelip geçici hükümetlerin ağır aksak da olsa attıkları bir adım bile yok bu konuda. Ha! belki şimdiki hükümet drama eğitimcisi olarak İ.H. Lisesi mezunlarına MEB'de yeni kadrolar açmak için rahle üzerinde çalışma yapabilir! Veya milyonlarca öğrencinin drama eğitimi için gerekli yaklaşık 70 bin eğitimciyi iki günlük bir seminere tabi tutarak "şapıdanak" dramacı yapabilir! Tabii bu eğitimcilerin de hangi külliyeden olacakları da tahmin edilebilir herhalde!. Kişilik gelişimi yani; zeka yetenek sosyalleşme öğrenme ile ilgili olan böylesi önemli bir alanda bazı normları yerine getirme karasevdalısı yetkililerden çağdaş bir yaklaşımda bulunmayı beklemek "olaylara eleştirel bakamayanların" düşüncesi olarak ortaya çıkar kuşkusuz!.
"Drama" alanında kuramsal ve yaşamsal bini aşkın makale ve iki üç rafı dolduracak kitaplar yazıldı. Bu yazılanların içinde yaşamsal olanlardan örnek verecek olursak dramanın kişisel gelişime ne gibi yararlar sağladığını görebiliriz.
Anasınıfından bir çocuk: "Bulutlar beyaz orman yeşil deniz mavi. Ayy! Ben dramayı çok sevdim!"
Sağlık Y. O. öğrencisi bir genç: "İğneci hemşire olarak tanımlanma yanılgımı aştım."
Genç bir müzisyen: "Ritim duygumu müziğe olan ilgimi drama dersinde farkettim."
Görüldüğü gibi "drama" yaşantımızda çok önemli.
Şu aşamada; Çağdaş Drama Derneği Oluşum Drama Enstitüsü ve drama alanında çalışma yürüten diğer kurumların düzenlemiş olduğu seminerler çağdaş demokrat bireyler yetiştirmek için birer küçük liman oluşturuyor. Bu limanları çoğaltmak ve geniş tutmak da; hayatı yeniden üreten ve yeniden üretenlerden yana düşünenlerin görevi.