Kişilik nasıl oluşur

' Kontes..

Bayan Üye

Kişilik nasıl oluşur


Freud'a göre kişilik id ego ve süperego denilen üç katmandan oluşmaktadır. İd doğuştan var olan tek yapıdır ve tamamıyla bilinçdışıdır. Freud'a göre id sürekli doyum arayan bilinçdışı istek ve güdülerden oluşmuştur. Haz ilkesine göre çalışmaktadır yani anında doyum arar ve acıdan kaçınır. Bir güdü ortaya çıkar çıkmaz id onu doyurmaya çalışır. Ama id gerçek dünyayla ilişki içinde olmadığından doyum elde etmesinin sadece iki yolu vardır: Bunlardan biri tepkisel davranışlardır; örneğin tıkandığında öksürmek gibi. Bu tepkisel davranışlar doyuma ulaşmak isteyen durumları anında ortadan kaldırırlar. Diğer yol ise hayal kurmadır.
Kişi güdüyü doyurmak ve rahatsız eden duygulardan kurtulmak için kendini rahatlatan bir durumu veya nesneyi düşünür. Bu tür düşünce biçimleri genelde rüyalarda veya hayal kurmada görülmekle birlikte başka biçimleri de vardır. Örneğin; biri sizi çok kızdırdığında siz ondan sonraki yarım saatinizi o kişiye haddini bildirmek için ne söyleyeceğiniz ya da ne yapacağınızı düşünerek geçirdiğinizde kendinizi daha iyi hissetmeye başlarsınız.
Bu tür zihinsel imgeler bir çeşit rahatlama sağlamakta ama gereksinimlerimizin çoğunu tam olarak doyuramamaktadır. Sevdiğiniz kişiyle olduğunuzu düşünmek hoş bir duygudur ama gerçekten onunla birlikte olmanın yerini tutamaz. Bu yüzden id tek başına güdülerin doyurulmasında etkin olamamaktadır. Eğer bunu yapacaksa gerçeklikle bağlantı kurmak zorundadır. İdin gerçeklikle bağlantısı ise egodur.
Ego Freud tarafından bütün düşünme ve akıl yürütme etkinliklerini kontrol eden mekanizma olarak düşünülmüştür. Ego biraz bilinçli biraz bilinç öncesi biraz da bilinçdışı olarak çalışmaktadır.
Ego duyumlar yoluyla dış dünya hakkında bilgi edinmekte ve idden gelen güdülerin dış dünyada doyumunu sağlamaktadır. İd rahatlama sağlamak için haz ilkesine göre çalışırken ego gerçeklik ilkesine göre çalışmaktadır. Ego akıl yürütme yoluyla güdülerin doyumu için emin ve başarılı bir yol buluncaya kadar idin isteklerini erteler. Örneğin susamışsanız susuzluğunuzu uygun bir dille nasıl gidereceğinizi belirler.
Yetişkin davranışını sadece gereklilik değil aynı zamanda ahlaki kurallarda belirler. Kişinin vicdanı yani ahlaki değerleri anababası ve toplumla olan etkileşimi sonucu oluşmaktadır. Freud kişiliğin bu ahlaki değerleri gözeten üçüncü yapısına süperego adını vermiştir.
Süperego doğuştan varolan bir yapı değildir. Küçük bir çocukken ahlaki kurallara pek uymaz ve canımızın istediği gibi davranırız. Fakat olgunlaştıkça "iyi" ve "kötü" hakkında anababalarımızın yargılarını özümser ve kendi yargılarımız gibi kabul ederiz. Zamanla ana babamızın uyguladığı baskı tamamıyla kendi iç baskılarımızla yer değiştirir. Sonunda vicdan olarak davranan süperego çocuğun bir zamanlar ana babasının gözleyip rehberlik ettiği egosunu gözlemekte ve rehberliği üstlenmektedir. Süper ego aynı ego gibi hem bilinç hem de bilinçdışı düzeyde işler.
Freud'a göre süperego aynı zamanda egonun faaliyetlerini mükemmelliği yansıtan bir ego idealiyle karşılaştırıp onu yerine göre cezalandırmakta veya ödüllendirmektedir. Bazen süperego yargılarında çok katı olabilir. Örneğin cezalandırıcı bir süper egoya sahip bir ressam hiçbir zaman Rembrant veya Michelangelo gibi resim yapamayacağının farkına varıp resmi bırakabilir.
İdealde id ego ve süperego bir denge içinde çalışmaktadır. Ego idin isteklerinin süper ego tarafından onaylanan bir şekilde akla ve ahlaki değerlere uygun olarak doyurulmasını sağlamaktadır. Bu şekilde rahatlıkla severiz nefret ederiz ve suçluluk duymadan duygularımızı ifade edebiliriz. İd ağır bastığında güdülerimiz başıboş kalır ve hem kendimizi hem de toplumu tehlikeye atarız. Süper ego ağır bastığında ise davranışlarımız aşırı kontrollüdür. Kendimizi sert bir şekilde yargılama eğilimindeyizdir ve bu eğilim kendimiz gibi davranma ve yaşamdan zevk alma yeteneğimizi engelleyebilmektedir..
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst