Bu tanımlara göre kişilik dediğimiz şey kişinin bütün bedensel özelliklerinin içgüdülerinin dürtülerinin eğilimle rinin kazanılmış deneyimlerinin bir bütünüdür.Deneyimden kastedilen insanın yaşantısıdır.Bu yaşantı süresince kişiliğimizde mutlaka küçük veya büyük bazı değişiklikler olmuştur.Kişiliğimiz bir yerde durmaz değişiklikler hayat boyu devem eder.Beden yapısının gelişmesi gibi kişilik de uzun yıllar boyu değişir.Ancak bu sezilmesi çok zor olan yavaş bir oluşumdur.
Kişiliğin geçirdiği değişiklikler hayat boyu devam eder ama bu değişimlerin hızı belli bir dönemden sonra oldukça düşer.Yani kişiliğin oturduğu yaştan sonra meydana gelen değişiklikler ufak tefek değişikliklerdir.
Bugünkü kişiliğimiz çocukluğumuzdan beri karşılaştığımız herşeyin bir sonucudur.İnsanlarla ilişkilerimiz başımızdan geçen tüm tecrübeler şimdiki kişiliğimizi yaratmakta rol almışlardır.Hiçbir zaman şu an bulunduğumuz yerde olduğumuz gibi kalmayız.Çünkü hiçbir günümüz aynı geçmez.Farklı çevrelere farklı ortamlara girer farklı kişi ve durumlarla karşılaşırız.Böyle oluca birçok etki altında kalırız ve bu etkiler de kişiliğimizin değişim geçirmesine yatabilir.kişiliğimiz herşeyi tamamlanmış değişmez birşey değildir.
İnsanlar gençlik yıllarında yeni düşüncelere ve yeni şeyler denemeye yatkındırlar ellerinden gelen herşeyi yapmaya isteklidirler.Yaşlandıkça heyecanları ve davranışları esnekliğini kaybeder belirli alışkanlıklar yerleşir.Buna rağmen kişilik hala değişebilirliğini korur.
İnsan büyüdükçe ufku genişler ve çevresindeki insan ve eşyalar insanların nitelikleri temas halinde bulunduğu herkes ailesi akrabaları arkad aşları çalışmaları i ş hayatı karşılaştığı problemler başından geçen olaylar onda etki bırakır.Bu durumda bazı şeylerin değişmesi gerekebilir.Değişen de kişiliğin bazı yönleridir.
İnsanın beden durumu da kişiliğin gelişmesine ve değişmesine etki yapabilir.Örneğin ergenliğe girmeden önce olumlu bir kişilik yapısı sergileyen bir çocuğun ergenlik döneminde arkadaşlarından daha çabuk veya geç büyümesi onun gözüne batar.Bunun kendini sevimsiz yaptığını zanneder sonuçta aşağılık duygusuna kapılır.Bu da kişilik açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Kişilik bireyin yapısı ve deneyimleri sonucu oluşur.Kişilik bir yapısal temelin veya çekirdeğin çerçevesinde deneyimlerin kurulmasıyla gelişir.her birey kendine özgü kişilik yapısı çerçevesinde yaşam deneyimlerini gerçekleştirir.Kazanılan deneyimler hem kişiliğin oluşmasında hem de bazı etkenler karşısında değişmesine olanak sağlar.
Bireyin ortak ve benzersiz deneyimleri kalıtımla edinilmiş potansiyelle etkileşimde bulunarak kişiliği şekillendirir.Deneyimlerini tüm yaşamında karşılaştığı herşeyden kazanır.Yani kişilik onun tüm yaşantısının etkilerine dayanır
Allport kişilk konusunda şunları söyler;kişilik bireyle doğmaz ancak onun doğumuyla başlar.Süt çocuklarında ilk özel uyumlarda izlenen kendiliğinden etkinlikler ve heyecansal belirtilerdeki ayrıcalıklar kalıtımsaldır.Bebekte dördüncü aydan önce olgunlaşma ve öğrenmeyle edinilen davranışlar yoktur.Altıncı aydan sonra fizik çevreye ve kişilere gösterdiği tepkilerde farklılaşmalar görülür.Yaşamın ilk evrelerinde elde edilen farklılaşmış davranışlar devam etme eğilimi gösterirler.Bundan sonra da ortama duruma ve kişilere bağlı olarak yine farklılıklar gösterebilirler.
Bir insanın duygu düşünce yetenek ilgi tut um davranış ve eylemleri kişiliğini oluşturan başlıca öğeler arasındadır.Kişiliğin bütünlüğü içinde her insanın öteki insanlardan farklı olmasını sağlayan kendine özgü özellikleri vardır.Kişilik değişen birşey olmasaydı ilk insandan bu yana herkesin kişilik yapısı aynı olurdu.İnsanın kendine özgü özellikleri kişiliğin belli öğeleriyle bağlantılıdır ve bunların dışarı yansımasıdır.Örneğin iyi ya da kötü hatırlama çabuk duygulanma öfkelenme alınganlı k kolay ve çabuk düşünüp karar verme iyi konuşma insanların birbirlerinden farklı özellikleridir.Bunların yanısıra insanın giyinişi yürüyüşü el ve kol hareketleri ses tonu beğenisi bile kişiliğin bir parçasıdır.Sonuçta tüm bu sayılanlar kesin bir değişmezlik taşımaz.
Ruhbilim açısından kişilik sorununa yaklaşanların yorumları şöyledir;Kişilik bir insanın gelişme evrelerinde gerçekleştirdiği bağlantıların bütünüdür.Bu bütünlük içinde tutum ve davranışa yansıyan özellikler yeralır.İnsan gelişimi sırasında birçok şeyle karşılaşır.İzler yorumlar yapar bunun sonucu olarak da kişiliğin değişmesi ortaya çıkar.
Kişilik eğilim ve deneyimlerin belirli evreler içinde bütünleşmesi sonucu oluşan bir süreçtir.Deneyimler insanı hiç de ummadığı çok farklı yerlere doğru çekebilir bakış açısını davranış tarzını değiştirebilir.Bu da insanın kişiliğine yansır.
Kişilik bir insanın çevreye uyum sağlamak amacıyla yaptığı davranışların bütünüdür.Bu da demektir ki insan çevreye intibak etmeye çalışırken bazı değişiklikler geçirir ve bu değişiklikler kişiliği de etkiler.
Sonuçta kişilik olmuş bitmiş değil fakat devamlı oluşmakta ve değişmekte olan bir yapı olarak kabul edilir.Ancak bu oluşum ve değişimin hızlandığı ve yavaşladığı dönemler vardır.Bununla beraber kişiliğin çoğu zaman değişmeyen uzun yıllar boyu süren yönleri de vardır.
Kişiliğin geçirdiği değişiklikler hayat boyu devam eder ama bu değişimlerin hızı belli bir dönemden sonra oldukça düşer.Yani kişiliğin oturduğu yaştan sonra meydana gelen değişiklikler ufak tefek değişikliklerdir.
Bugünkü kişiliğimiz çocukluğumuzdan beri karşılaştığımız herşeyin bir sonucudur.İnsanlarla ilişkilerimiz başımızdan geçen tüm tecrübeler şimdiki kişiliğimizi yaratmakta rol almışlardır.Hiçbir zaman şu an bulunduğumuz yerde olduğumuz gibi kalmayız.Çünkü hiçbir günümüz aynı geçmez.Farklı çevrelere farklı ortamlara girer farklı kişi ve durumlarla karşılaşırız.Böyle oluca birçok etki altında kalırız ve bu etkiler de kişiliğimizin değişim geçirmesine yatabilir.kişiliğimiz herşeyi tamamlanmış değişmez birşey değildir.
İnsanlar gençlik yıllarında yeni düşüncelere ve yeni şeyler denemeye yatkındırlar ellerinden gelen herşeyi yapmaya isteklidirler.Yaşlandıkça heyecanları ve davranışları esnekliğini kaybeder belirli alışkanlıklar yerleşir.Buna rağmen kişilik hala değişebilirliğini korur.
İnsan büyüdükçe ufku genişler ve çevresindeki insan ve eşyalar insanların nitelikleri temas halinde bulunduğu herkes ailesi akrabaları arkad aşları çalışmaları i ş hayatı karşılaştığı problemler başından geçen olaylar onda etki bırakır.Bu durumda bazı şeylerin değişmesi gerekebilir.Değişen de kişiliğin bazı yönleridir.
İnsanın beden durumu da kişiliğin gelişmesine ve değişmesine etki yapabilir.Örneğin ergenliğe girmeden önce olumlu bir kişilik yapısı sergileyen bir çocuğun ergenlik döneminde arkadaşlarından daha çabuk veya geç büyümesi onun gözüne batar.Bunun kendini sevimsiz yaptığını zanneder sonuçta aşağılık duygusuna kapılır.Bu da kişilik açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Kişilik bireyin yapısı ve deneyimleri sonucu oluşur.Kişilik bir yapısal temelin veya çekirdeğin çerçevesinde deneyimlerin kurulmasıyla gelişir.her birey kendine özgü kişilik yapısı çerçevesinde yaşam deneyimlerini gerçekleştirir.Kazanılan deneyimler hem kişiliğin oluşmasında hem de bazı etkenler karşısında değişmesine olanak sağlar.
Bireyin ortak ve benzersiz deneyimleri kalıtımla edinilmiş potansiyelle etkileşimde bulunarak kişiliği şekillendirir.Deneyimlerini tüm yaşamında karşılaştığı herşeyden kazanır.Yani kişilik onun tüm yaşantısının etkilerine dayanır
Allport kişilk konusunda şunları söyler;kişilik bireyle doğmaz ancak onun doğumuyla başlar.Süt çocuklarında ilk özel uyumlarda izlenen kendiliğinden etkinlikler ve heyecansal belirtilerdeki ayrıcalıklar kalıtımsaldır.Bebekte dördüncü aydan önce olgunlaşma ve öğrenmeyle edinilen davranışlar yoktur.Altıncı aydan sonra fizik çevreye ve kişilere gösterdiği tepkilerde farklılaşmalar görülür.Yaşamın ilk evrelerinde elde edilen farklılaşmış davranışlar devam etme eğilimi gösterirler.Bundan sonra da ortama duruma ve kişilere bağlı olarak yine farklılıklar gösterebilirler.
Bir insanın duygu düşünce yetenek ilgi tut um davranış ve eylemleri kişiliğini oluşturan başlıca öğeler arasındadır.Kişiliğin bütünlüğü içinde her insanın öteki insanlardan farklı olmasını sağlayan kendine özgü özellikleri vardır.Kişilik değişen birşey olmasaydı ilk insandan bu yana herkesin kişilik yapısı aynı olurdu.İnsanın kendine özgü özellikleri kişiliğin belli öğeleriyle bağlantılıdır ve bunların dışarı yansımasıdır.Örneğin iyi ya da kötü hatırlama çabuk duygulanma öfkelenme alınganlı k kolay ve çabuk düşünüp karar verme iyi konuşma insanların birbirlerinden farklı özellikleridir.Bunların yanısıra insanın giyinişi yürüyüşü el ve kol hareketleri ses tonu beğenisi bile kişiliğin bir parçasıdır.Sonuçta tüm bu sayılanlar kesin bir değişmezlik taşımaz.
Ruhbilim açısından kişilik sorununa yaklaşanların yorumları şöyledir;Kişilik bir insanın gelişme evrelerinde gerçekleştirdiği bağlantıların bütünüdür.Bu bütünlük içinde tutum ve davranışa yansıyan özellikler yeralır.İnsan gelişimi sırasında birçok şeyle karşılaşır.İzler yorumlar yapar bunun sonucu olarak da kişiliğin değişmesi ortaya çıkar.
Kişilik eğilim ve deneyimlerin belirli evreler içinde bütünleşmesi sonucu oluşan bir süreçtir.Deneyimler insanı hiç de ummadığı çok farklı yerlere doğru çekebilir bakış açısını davranış tarzını değiştirebilir.Bu da insanın kişiliğine yansır.
Kişilik bir insanın çevreye uyum sağlamak amacıyla yaptığı davranışların bütünüdür.Bu da demektir ki insan çevreye intibak etmeye çalışırken bazı değişiklikler geçirir ve bu değişiklikler kişiliği de etkiler.
Sonuçta kişilik olmuş bitmiş değil fakat devamlı oluşmakta ve değişmekte olan bir yapı olarak kabul edilir.Ancak bu oluşum ve değişimin hızlandığı ve yavaşladığı dönemler vardır.Bununla beraber kişiliğin çoğu zaman değişmeyen uzun yıllar boyu süren yönleri de vardır.