' Kontes..
Bayan Üye
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi'nde Uzman Psikolog Zeynep Göktuna, anne babanın çocuğa karşı tutumunun, çocuğun ileride nasıl bir kişi olacağını belirlediğini ve onun kişilik, zihinsel ve sosyal gelişimi üzerinde oldukça etkili olduğunu söylüyor.
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi'nde Uzman Psikolog Zeynep Göktuna, eğer çocuğa aşırı disiplin ve aşırı sevgi aynı anda verilirse çocuğun kaygılı ve güvensiz, aşırı disiplin ve yetersiz sevgi aynı anda verilirse çocuğun saldırgan ve antisosyal, aşırı sevgi ve disiplinsiz bir eğitim verilirse çocuğun sorumsuz, disiplinsiz bir eğitim ve yetersiz sevgi verilirse çocuğun içe dönük olacağının yapılan araştırmalarda ortaya koyulduğunu hatırlatıyor ve 'aşırı baskıcı ve otoriter', 'dengesiz ve kararsız', 'izin verici' (aşırı hoşgörülü), 'ilgisiz ve kayıtsız', 'aşırı koruyucu ve müdahele edici', 'mükemmelliyetçi' ve 'demoktratik' olmak üzere yedi tip anne baba tutumundan bahsediyor.
Otoriter Ve Baskıcı
Geleneksel aile yapılarında görülen bu tutumda, denetim yüksek, duyarlılıksa düşüktür. Çocuğun kişilik özellikleri, ilgi ve gereksinimleri dikkate alınmaz. Kuralları anne ve babanın koyduğu ve iletişimin tek yönlü olduğu tek disiplin anlayışı vardır. Çocuğa hiç bir açıklama yapılmadan konulan kurallara itaat etmesi beklenir. Eğitimde kullanılan yöntem cezadır. Ceza ya sevgiden mahrum bırakarak ya da fiziksel ceza (şiddet) olarak uygulanır. Burada cezanın amacı, yeni bir davranış kazandırmak değil, istenmeyen davranışı ortadan kaldırmaktır. Çocuğun yaptığı her şey göze batar ve çocuk sürekli cezalandırılır. Çocuk yaptığı şeyler olumlu bile olsa, ceza almak korkusuyla bunları söyleyemez. Çünkü sergilediği olumlu davranışlar görmezlikten gelinip eleştirilirken, yaptığı hatalar ortaya çıkarılır. Şımaracak korkusuyla sevgi, şevkat ve sıcaklık gösterilmez.
OVB anne baba tutumunda, anne babalar çocukları kendi kalıplarına göre yetiştirirlerken, çocuğun isteklerini bastırırlar. Anne baba ve çocuk arasındaki sözel iletişim yok denecek kadar azdır. Çocuk anneyle babanın konuşmalarına katılamaz. Babayla çocuk arasındaki iletişime çoğu kez anne tampon olur. Çocuk arkadaşlarının evine gidemez, hiçbir sırrı olamaz ve bireyselleşme hakkı yoktur. Bu tutuma maruz kalan çocuklarda sık sık ağlama nöbetleri görülür. OVB kısaca, çocuğa olur olmaz kurallar koymak ve onu yaşanmaz kurallarla yetiştirmektir.
OVB anne baba tutumuyla büyütülen çocuklar, kötü muameleye maruz kalmaktan korktukları için anne babaya karşı edilgendir fakat içten içe onlara karşı düşmanlık duyguları geliştirirler. Bu çocuklar bir nevi 'duygusal istismar' yaşadıkları için, acılarını kendilerine zarar vererek (örneğin kolunu bacağını keserek) gösterebilirler. Sürekli kusurları arandığı için her zaman streslidirler ve stresliyken daha çok hata yaparlar. Anne babalarının kötü davranışlarına maruz kaldıkları için kendilerine iyi davranan kişilere bile şüphe ile bakarlar. Onay görmedikleri için kendilerini değersiz hissederler. Anneye ve babaya karşı geliştirdikleri bastırılmış duygu ve düşüncelerini, kendinden güçsüzlere saldırgan davranışlar sergileyerek dışa vururlar. Kendine güven duymayan, çekingen kişiler olarak hayatlarını sürdürürler. Her hata yaptıklarında cezalandırıldıkları için, 'hata yapanlar mutlaka cezalandırılmalıdır' görüşünü benimser ve en küçük hatada bile hoşgörüsüz davranırlar. Bu tutumla yetişen çocuklar, kendi ailelerinde söz hakkı alamadıkları için, sosyal yaşamlarında da duygu ve düşüncelerini ifade etmekte zorlanır ve başkaları tarafından denetlenebildikleri işlerde çalışmayı seçerler. OVB anne baba tutumu ile yetişen çocuklar kısaca, hayatlarında kendi istedikleri gibi değil, olması gerektiği gibi davranır ve başkalarının kendileriyle ilgili duygu ve düşüncelerine olması gerekenden çok daha fazla önem veren bireyler olarak yetişirler
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi'nde Uzman Psikolog Zeynep Göktuna, eğer çocuğa aşırı disiplin ve aşırı sevgi aynı anda verilirse çocuğun kaygılı ve güvensiz, aşırı disiplin ve yetersiz sevgi aynı anda verilirse çocuğun saldırgan ve antisosyal, aşırı sevgi ve disiplinsiz bir eğitim verilirse çocuğun sorumsuz, disiplinsiz bir eğitim ve yetersiz sevgi verilirse çocuğun içe dönük olacağının yapılan araştırmalarda ortaya koyulduğunu hatırlatıyor ve 'aşırı baskıcı ve otoriter', 'dengesiz ve kararsız', 'izin verici' (aşırı hoşgörülü), 'ilgisiz ve kayıtsız', 'aşırı koruyucu ve müdahele edici', 'mükemmelliyetçi' ve 'demoktratik' olmak üzere yedi tip anne baba tutumundan bahsediyor.
Otoriter Ve Baskıcı
Geleneksel aile yapılarında görülen bu tutumda, denetim yüksek, duyarlılıksa düşüktür. Çocuğun kişilik özellikleri, ilgi ve gereksinimleri dikkate alınmaz. Kuralları anne ve babanın koyduğu ve iletişimin tek yönlü olduğu tek disiplin anlayışı vardır. Çocuğa hiç bir açıklama yapılmadan konulan kurallara itaat etmesi beklenir. Eğitimde kullanılan yöntem cezadır. Ceza ya sevgiden mahrum bırakarak ya da fiziksel ceza (şiddet) olarak uygulanır. Burada cezanın amacı, yeni bir davranış kazandırmak değil, istenmeyen davranışı ortadan kaldırmaktır. Çocuğun yaptığı her şey göze batar ve çocuk sürekli cezalandırılır. Çocuk yaptığı şeyler olumlu bile olsa, ceza almak korkusuyla bunları söyleyemez. Çünkü sergilediği olumlu davranışlar görmezlikten gelinip eleştirilirken, yaptığı hatalar ortaya çıkarılır. Şımaracak korkusuyla sevgi, şevkat ve sıcaklık gösterilmez.
OVB anne baba tutumunda, anne babalar çocukları kendi kalıplarına göre yetiştirirlerken, çocuğun isteklerini bastırırlar. Anne baba ve çocuk arasındaki sözel iletişim yok denecek kadar azdır. Çocuk anneyle babanın konuşmalarına katılamaz. Babayla çocuk arasındaki iletişime çoğu kez anne tampon olur. Çocuk arkadaşlarının evine gidemez, hiçbir sırrı olamaz ve bireyselleşme hakkı yoktur. Bu tutuma maruz kalan çocuklarda sık sık ağlama nöbetleri görülür. OVB kısaca, çocuğa olur olmaz kurallar koymak ve onu yaşanmaz kurallarla yetiştirmektir.
OVB anne baba tutumuyla büyütülen çocuklar, kötü muameleye maruz kalmaktan korktukları için anne babaya karşı edilgendir fakat içten içe onlara karşı düşmanlık duyguları geliştirirler. Bu çocuklar bir nevi 'duygusal istismar' yaşadıkları için, acılarını kendilerine zarar vererek (örneğin kolunu bacağını keserek) gösterebilirler. Sürekli kusurları arandığı için her zaman streslidirler ve stresliyken daha çok hata yaparlar. Anne babalarının kötü davranışlarına maruz kaldıkları için kendilerine iyi davranan kişilere bile şüphe ile bakarlar. Onay görmedikleri için kendilerini değersiz hissederler. Anneye ve babaya karşı geliştirdikleri bastırılmış duygu ve düşüncelerini, kendinden güçsüzlere saldırgan davranışlar sergileyerek dışa vururlar. Kendine güven duymayan, çekingen kişiler olarak hayatlarını sürdürürler. Her hata yaptıklarında cezalandırıldıkları için, 'hata yapanlar mutlaka cezalandırılmalıdır' görüşünü benimser ve en küçük hatada bile hoşgörüsüz davranırlar. Bu tutumla yetişen çocuklar, kendi ailelerinde söz hakkı alamadıkları için, sosyal yaşamlarında da duygu ve düşüncelerini ifade etmekte zorlanır ve başkaları tarafından denetlenebildikleri işlerde çalışmayı seçerler. OVB anne baba tutumu ile yetişen çocuklar kısaca, hayatlarında kendi istedikleri gibi değil, olması gerektiği gibi davranır ve başkalarının kendileriyle ilgili duygu ve düşüncelerine olması gerekenden çok daha fazla önem veren bireyler olarak yetişirler