Kırk Yılda Bir Gibisin

Moreas

Bayan Üye
Tarih 12.02.2014
Otobüs terminalinde, ki daha önce bulunmadığım yerde bir adamı bekliyorum.
Onu ilk defa görecek olmanın verdiği heyecan, acaba ne olacak endişesi ve kendini hiç beğenmeyen bir kız olarak beni beğenecek mi kaygısı...
Saçma sapan düşüncelerle boş boş otururken insanların sanki bana baktığını hissediyordum.
Peronlara yaklaşan her otobüs beni heyecanlandırıyordu.
Bunca zaman devam eden kimine göre sanal ve çok sürmeyecek olan ilişkideki esas kahramanı bekliyordum. :R
Ve bir otobüs yaklaştı. İnen O idi. Tam karşımdaydı. Beni görmemişti. Kalbimin atışının her yeri inlettiğinden emindim. Ve gelmişti karşımdaydı. Öylesine güzel gülüyordu ki kalbim durabilirdi. Ve ben sadece bi tanem diyebildim.

Ona kavuşana kadar çok acı çekti şu kalbim.
Allah biliyor ya bazen rüyadayım sanki diyorum.
Hikayemi bilseniz belki bana hak verebilirsiniz.
Ben buraya ona gelene dek olan kısımları ''hatırladığım'' kadarıyla yazacağım.
Çünkü bugünün tarihi yıllar önce içimde yaşadığım mutsuzluğun başlangıcı.
Bir kaç yıl önce hiçe sayılışımın yok olmaya başlayışımın ayak sesleri.
Kapanan kapılan,yok olan hayallerin, çöpe giden hayatların günü bugün.
Ve ben yıllarca acı çektiğim bir günde Kırk Yılda Bir Bulunan Adam'la olan hikayemizin başlangını yapıyorum.

Hayat bu belli mi olur. Ya devam ederiz bu yola ya da bir hikaye oluruz.
Bakalım. :)
 
---> Kırk Yılda Bir Gibisin

Ovvv. Çok ama çok beğendim. Bırakın biraz tutulu kalsın dilim...

:221:

:mhJeF:
 
---> Kırk Yılda Bir Gibisin

Hikayenin içinde umutsuz bir kızı uçurumun kenarından alıp hayata bağlayan muhteşem bir adam olunca yazılar da bir hayli o kadar güzel oluyor. :mhJeF:

Bir meleğin ölümsüzlüğüne ortak olduğum içindir o muhteşemlik :mhJeF: Ne mutlu bana... Şükürler olsun...
 
---> Kırk Yılda Bir Gibisin

Gün günü aratıyor ve ben giderek kötüleşiyordum. Kilo kaybım iyice artmış tanınamaz bir hale gelmiştim. Gözlerimde giderek ilerlemişti. Her şeyin üst üste geldiği bir noktadaydım. Ya pes edecektim ya da yenecektim bu savaşta. Ben kendi derdimle uğraşırken annemin rahatsızlıkları giderek artıyordu. Hastaneye yatması gerekiyordu ama onun kızıyım. O da inat etti yatmadı hastaneye. İlaç tedavisine başlandı neyse ki. Dokturun yüzümdeki solgunluğu fark edip seni de bir kontrol etsek mi dediğinde turp gibiyim yalanını söylemiştim. Korktum evet. Hastane kokusundan oldum olası nefret etmişimdir. Belki de çocukluğumda hastane de büyüyen bir çocuk olmasaydım giderdim ama ama yok gitmezdim oraya...

Tam bir kaosa dönmüştü hayatım. Ve lise yavaş yavaş bitmeye başlamıştı. Ne konuşulanları anlıyordum ne de anlatılanları...
Kendime kızmalarım iyice artmıştı. Basit bir edebi şairi bile öğrenemeyen biriydim ben. Aptalın teki yani. Ve beynim ben öğrenmek istedikçe hayır diyordu bana. Şarkı sözlerini, insanların isimlerini en saçması kendi ismimi unutmaya başlamıştım.
Hayat benim için anlamsızdı ki...
 
Son düzenleme:
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst