İki farklı ortamın ortak sınırından
geçen ışık veya dalga enerjisinde meydana gelen yön değişikliği. Kırılma, yaygın olarak bir suyun,
camın ve diğer şeffaf cisimlerin yüzeyinde gözlenir. Meselâ bir açı ile bırakılarak suya sokulan
çubuğun su yüzeyinde keskin olarak kırıldığı müşahade edilir. Bir su kabı içinde, kabın kenarından
dolayı görülemeyen bir para, kabın içine su konulduğunda görülür duruma gelebilir. Atmosferde
bulunan değişik tabakalardaki kırılma da şaşırtıcı görüntüleri ortaya çıkarır. Mercekler, cisimden gelen
ışınları kırarlar.
Kırılma kânunlarını İbn-i Heysemden ilk defa 1621de öğrenen Avrupalı bilgin Willebrord Snellius
olduğu için, Avrupalılar, kırılma kânunlarının ilk keşfedicisinin bu olduğunu îlân etmişlerdir.
İki farklı ortamın ortak sınırına gelen ışın demetinin, bu sınır yüzeyine dik olan doğru (normal) ile
yaptığı açıya geliş açısı, ikinci ortama kırılarak geçen ışının normal ile yaptığı açıya da kırılma açısı
denir. Kırılma kânununa göre, geliş açısının sinüsünün kırılma açısının sinüsüne oranı sâbit bir sayı
olup bu sayıya ikinci ortamın birinciye göre kırılma indisi denir
Eğer ışık, kırılma indisi büyük bir ortamdan, küçük bir ortama geçiyorsa normalden uzaklaşarak kırılır.
Bu durumda, kırılma açısının 90° olduğu haldeki geliş açısına kritik açı veya sınır açısı denir. Sınır
açısından büyük açı ile gelen ışınlar diğer ortama geçemeyerek aynı ortama geri yansırlar. Bu olaya
içten tam yansıma denir. Meselâ bir dalgıç, dışarıyı suyun kritik açısı ile belirlenen bir daire içinde
görür. Bu dâirenin dışında ise deniz dibinin yansıması görülür
geçen ışık veya dalga enerjisinde meydana gelen yön değişikliği. Kırılma, yaygın olarak bir suyun,
camın ve diğer şeffaf cisimlerin yüzeyinde gözlenir. Meselâ bir açı ile bırakılarak suya sokulan
çubuğun su yüzeyinde keskin olarak kırıldığı müşahade edilir. Bir su kabı içinde, kabın kenarından
dolayı görülemeyen bir para, kabın içine su konulduğunda görülür duruma gelebilir. Atmosferde
bulunan değişik tabakalardaki kırılma da şaşırtıcı görüntüleri ortaya çıkarır. Mercekler, cisimden gelen
ışınları kırarlar.
Kırılma kânunlarını İbn-i Heysemden ilk defa 1621de öğrenen Avrupalı bilgin Willebrord Snellius
olduğu için, Avrupalılar, kırılma kânunlarının ilk keşfedicisinin bu olduğunu îlân etmişlerdir.
İki farklı ortamın ortak sınırına gelen ışın demetinin, bu sınır yüzeyine dik olan doğru (normal) ile
yaptığı açıya geliş açısı, ikinci ortama kırılarak geçen ışının normal ile yaptığı açıya da kırılma açısı
denir. Kırılma kânununa göre, geliş açısının sinüsünün kırılma açısının sinüsüne oranı sâbit bir sayı
olup bu sayıya ikinci ortamın birinciye göre kırılma indisi denir
Eğer ışık, kırılma indisi büyük bir ortamdan, küçük bir ortama geçiyorsa normalden uzaklaşarak kırılır.
Bu durumda, kırılma açısının 90° olduğu haldeki geliş açısına kritik açı veya sınır açısı denir. Sınır
açısından büyük açı ile gelen ışınlar diğer ortama geçemeyerek aynı ortama geri yansırlar. Bu olaya
içten tam yansıma denir. Meselâ bir dalgıç, dışarıyı suyun kritik açısı ile belirlenen bir daire içinde
görür. Bu dâirenin dışında ise deniz dibinin yansıması görülür