DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı; 1.8.1993 başlangıç tarihli bir yıl süreli ve aylık 800 Amerikan Doları üzerinden Çankaya ..... Caddesi'ndeki daireyi davalılardan Feriha'ya kiraya verdiğini, diğer davalının akte müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, kiracının akidi tek taraflı fesih edip Mart 1994'de boşaltması nedeni ile dört ay süreyle kiraya veremediğini, 99.000.000 TL. kira bedeli, 12.500.000 TL. apartman yönetim gideri ve 3.538.315 TL. elektrik ve su paralarının tahsili için yaptığı icre takibine, davalıların itiraz ettiklerini öne sürerek, toplam 115.038.315 TL. alacağının % 40 icra inkar tazminatı ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Feriha; okumakta olan kızları için daireye kiraladığını, üsteki dairede bulunan köpeklerin havlamalarından dolayı kızlarının uyuyamayıp, ders de çalışamadıklarını, mülkiyeti davacıya ait alttaki dairenin de randevuevi olarak kullanıldığını, civar sakinlerinin bunu bildiğini, kızlarının eve girip çıkması sonunda sermaye sanılarak taciz edildiğini, zaman zaman yanlışlıklar da olsa kapılarının randevuevi düşüncesiyle çalınıp taciz edildiğini, o nedenle akti fesihde haklı olduklarını savunmuş, davanın reddini dilemiştir.
Diğer davalı da, bu savunmaları yinelemiştir.
Mahkemece, tarafların olayda 1/2 kusurlu oldukları kabul edilmiş, davanın 48.159.700 TL.'lık bölümü için itirazın iptaline, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı ve davalılarca temyiz edilmiştir.
1- Davalıların temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davalılardan Feriha'nın, öğrenci olan iki kızının oturmaları için 1.8.1993 başlangıç tarihli kira sözleşmesini davacı ile aktettiği, davalı bedri'nin sözleşmeye kefil olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlığın çözümü, BK. 249/F-1'de anlamını bulan kiralayanın borçları ve tekeffülü altında bulunan "kiralananın akitle güdülen amaca uygun biçiminde kullanılmasını imkansız kılacak yahut da bu kullanmayı önemli surette azaltacak ayıplar nedeni ile aktin feshinin tesbitinde toplanmaktadır. Gerçekten; kiralanan şeyin ayıpları kiralayanın tekeffülü altındadır ve kiracı kiralananı kullanırken aynı taşınmazda oturan kiralayan ve diğer kiracılar tarafından rahatsız edilmemesini talep etmek hakkına sahiptir. Diğer bir anlatımla; kiralayan, yalnız kendisi kiracısını rahatsız etmekten kaçınmakla kalmayıp diğer kiracıların da rahatsız etmesine engel olmakla yükümlüdür. Dahası kiralayan, yalnız diğer kiracıların değil, aynı zamanda başka üçüncü kişilerin örneğin, komşuların da kira aktinden beklenen kullanmayı azaltacak şekilde kiracısını rahatsız etmelerini önlemekle görevlidir. Bu bağlamda hemen belirtelim ki, kiracının bu gibi hallerde üçüncü kişilere karşı kendisinin bazı hukuki yollara başvurabilecek durumda olması az yukarda açıklanan kiralayanın akdi borcunu ortadan kaldırmaz. Kiralayan malik sıfatıyla komşuluk hükümlerine dayanarak üçüncü kişilerin mülkiyet haklarını aşmalarına karşı önlem alması gerekir. Kiralananın altındaki dairenin randevuevi olarak kullanılması nedeni ile yapılan bir ihbarı değerlendiren ahlak zabıtasının, evde fuhuş yapıldığını suçüstü yapmak suretiyle tesbit ettiği, Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonu Başkanlığı(nın 19.1.1994 tarih ve 23 sayılı kararı ile de 25.1.1994 tarihinde kapısının mühürlendiği, Asayiş Şube Müdürlüğü'nün yazısı ile belirlenmiştir. Bu olgu karşısında; davacı kiralayanın anlatılan BK.nun 249. maddesindeki akde uygun şekilde kiralananı teslim ve koruma borcunu ağır bir şekilde ihlal ettiğin de kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Bu durumda, davalı kiracının öğrenci olarak okuyan iki genç kızlarının içtimai, sosyal ve ahlaki durumlarının tehlikeye maruz kalmamasını temin amaç ve düşüncesiyle akti fesihde haklı olduğunun kabulü zorunludur. O nedenle, davacı aktin feshi nedeni ile bir giderim isteyemez. Mahkemece, yasa maddelerinin uygulanmasında ve delillerin takdirinde hataya düşülerek davalıların giderimle sorumlu tutulmaları usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Buna yönelik istem reddedilmelidir.
2- Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz nedenleri bozma nedenine göre yerinde görülmemiştir.
3- Davacının diğer temyiz itirazının incelenmesinde;
Davacı, davalı kiracının harcamalarına ilişkin su, elektrik ve doğalgaz borcunu ödemiş, bunların tutarı bilirkişi incelemesiyle 2.988.199 TL. olarak saptanmıştır. Davcı, tam vekaletsiz tasarruf hükümleri altında bu giderleri davalılardan isteyebilir. BK.nun 43. maddesi yanlış uygulanarak davalıların sorumlu olduğu bu miktardan indirim yapılması isabetsizdir. Bozma nedenidir.
SONUÇ : Birinci bentte açıklanan nedenler altında yerel mahkeme kararının davalılar, üçüncü bent gereğince de davacı yararına (BOZULMASINA), davacının diğer temyiz itirazlarının 2. bentle reddine, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.4.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
KARAR : Davacı; 1.8.1993 başlangıç tarihli bir yıl süreli ve aylık 800 Amerikan Doları üzerinden Çankaya ..... Caddesi'ndeki daireyi davalılardan Feriha'ya kiraya verdiğini, diğer davalının akte müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, kiracının akidi tek taraflı fesih edip Mart 1994'de boşaltması nedeni ile dört ay süreyle kiraya veremediğini, 99.000.000 TL. kira bedeli, 12.500.000 TL. apartman yönetim gideri ve 3.538.315 TL. elektrik ve su paralarının tahsili için yaptığı icre takibine, davalıların itiraz ettiklerini öne sürerek, toplam 115.038.315 TL. alacağının % 40 icra inkar tazminatı ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Feriha; okumakta olan kızları için daireye kiraladığını, üsteki dairede bulunan köpeklerin havlamalarından dolayı kızlarının uyuyamayıp, ders de çalışamadıklarını, mülkiyeti davacıya ait alttaki dairenin de randevuevi olarak kullanıldığını, civar sakinlerinin bunu bildiğini, kızlarının eve girip çıkması sonunda sermaye sanılarak taciz edildiğini, zaman zaman yanlışlıklar da olsa kapılarının randevuevi düşüncesiyle çalınıp taciz edildiğini, o nedenle akti fesihde haklı olduklarını savunmuş, davanın reddini dilemiştir.
Diğer davalı da, bu savunmaları yinelemiştir.
Mahkemece, tarafların olayda 1/2 kusurlu oldukları kabul edilmiş, davanın 48.159.700 TL.'lık bölümü için itirazın iptaline, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı ve davalılarca temyiz edilmiştir.
1- Davalıların temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davalılardan Feriha'nın, öğrenci olan iki kızının oturmaları için 1.8.1993 başlangıç tarihli kira sözleşmesini davacı ile aktettiği, davalı bedri'nin sözleşmeye kefil olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlığın çözümü, BK. 249/F-1'de anlamını bulan kiralayanın borçları ve tekeffülü altında bulunan "kiralananın akitle güdülen amaca uygun biçiminde kullanılmasını imkansız kılacak yahut da bu kullanmayı önemli surette azaltacak ayıplar nedeni ile aktin feshinin tesbitinde toplanmaktadır. Gerçekten; kiralanan şeyin ayıpları kiralayanın tekeffülü altındadır ve kiracı kiralananı kullanırken aynı taşınmazda oturan kiralayan ve diğer kiracılar tarafından rahatsız edilmemesini talep etmek hakkına sahiptir. Diğer bir anlatımla; kiralayan, yalnız kendisi kiracısını rahatsız etmekten kaçınmakla kalmayıp diğer kiracıların da rahatsız etmesine engel olmakla yükümlüdür. Dahası kiralayan, yalnız diğer kiracıların değil, aynı zamanda başka üçüncü kişilerin örneğin, komşuların da kira aktinden beklenen kullanmayı azaltacak şekilde kiracısını rahatsız etmelerini önlemekle görevlidir. Bu bağlamda hemen belirtelim ki, kiracının bu gibi hallerde üçüncü kişilere karşı kendisinin bazı hukuki yollara başvurabilecek durumda olması az yukarda açıklanan kiralayanın akdi borcunu ortadan kaldırmaz. Kiralayan malik sıfatıyla komşuluk hükümlerine dayanarak üçüncü kişilerin mülkiyet haklarını aşmalarına karşı önlem alması gerekir. Kiralananın altındaki dairenin randevuevi olarak kullanılması nedeni ile yapılan bir ihbarı değerlendiren ahlak zabıtasının, evde fuhuş yapıldığını suçüstü yapmak suretiyle tesbit ettiği, Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonu Başkanlığı(nın 19.1.1994 tarih ve 23 sayılı kararı ile de 25.1.1994 tarihinde kapısının mühürlendiği, Asayiş Şube Müdürlüğü'nün yazısı ile belirlenmiştir. Bu olgu karşısında; davacı kiralayanın anlatılan BK.nun 249. maddesindeki akde uygun şekilde kiralananı teslim ve koruma borcunu ağır bir şekilde ihlal ettiğin de kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Bu durumda, davalı kiracının öğrenci olarak okuyan iki genç kızlarının içtimai, sosyal ve ahlaki durumlarının tehlikeye maruz kalmamasını temin amaç ve düşüncesiyle akti fesihde haklı olduğunun kabulü zorunludur. O nedenle, davacı aktin feshi nedeni ile bir giderim isteyemez. Mahkemece, yasa maddelerinin uygulanmasında ve delillerin takdirinde hataya düşülerek davalıların giderimle sorumlu tutulmaları usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Buna yönelik istem reddedilmelidir.
2- Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz nedenleri bozma nedenine göre yerinde görülmemiştir.
3- Davacının diğer temyiz itirazının incelenmesinde;
Davacı, davalı kiracının harcamalarına ilişkin su, elektrik ve doğalgaz borcunu ödemiş, bunların tutarı bilirkişi incelemesiyle 2.988.199 TL. olarak saptanmıştır. Davcı, tam vekaletsiz tasarruf hükümleri altında bu giderleri davalılardan isteyebilir. BK.nun 43. maddesi yanlış uygulanarak davalıların sorumlu olduğu bu miktardan indirim yapılması isabetsizdir. Bozma nedenidir.
SONUÇ : Birinci bentte açıklanan nedenler altında yerel mahkeme kararının davalılar, üçüncü bent gereğince de davacı yararına (BOZULMASINA), davacının diğer temyiz itirazlarının 2. bentle reddine, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.4.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.