T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2005/43 K. 2005/247 T. 27.1.2005
Davacı vekili dilekçesinde, davalının müvekkiline ait taşınmazda kiracı olarak bulunduğunu, Eylül 2002 dönemine ilişkin 175.000.000 lira kira borcunun tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek, bu itirazın iptali ile Eylül 2002 döneminden itibaren aylık kiranın 175.000.000 lira olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, taraflar arasındaki kira sözleşmesi 2.8.1995 başlangıç tarihli olduğu için, yeni kira döneminin 2.8.2002'den itibaren başlayacağını 2002 yılındaki aylık kiranın 20.000.000 lira olduğunu, Ağustos ve Eylül 2002 kiralarına ilişkin olarak davacı kiralayana 40.000.000 lira ödeme yaptıklarını, ihtar geç tebliğ edildiği için Eylül 2002 tarihinden itibaren kira tesbiti yapılamayacağını ifade etmiştir.
Mahkemece, aylık kiranın 1.9.2002 tarihinden itibaren 80.000.000 lira olarak tespitine, itirazın kısmen iptali ile takibin Eylül 2002 dönemine ait kira bedeli olan 80.000.000 liradan davalının ödediği 20.000.000 liranın mahsubu ile bakiye 60.000.000 lira üzerinden devamına karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, kira alacağının tahsili ile kira bedelinin tespiti taleplerine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisinin bulunduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, aylık kira bedelinin ne olduğu konusunda çıkmaktadır. Davacı taraf, Eylül 2002 dönemine ilişkin aylık kiranın 175.000.000 lira olduğunu, davalı taraf ise 20.000.000 lira olduğunu iddia etmektedir. Davacı, istediği kira parasını ispat etmekle mükellef olup, bunu tüm yasal deliller ile ispat etmesi gerekir. Aksi halde, davalının kabul ettiği kira parasının geçerli olduğu kabul edilmelidir. Dava konusu miktar itibariyle iddianın yazılı delil ile ispatı gerekir. Davacı tarafın yazılı delili olmadığına ve iddiasının ispatı yönünden de davalı tarafa yemin teklif etmeyeceğini de bildirdiğine göre Eylül 2002 ayına ait kira bedelinin ( davalının bildirdiği gibi ) 20.000.000 lira olarak kabul edilip, bu miktar da davalı tarafından ödendiğine göre, itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usulsüzdür.
Diğer yandan, 21.11.1966 gün ve 19/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, kira parasının tespiti davası her zaman açılabilir. Kira parasının arttırılması ile ilgili olarak gönderilen ihtarname veya aynı amaç için açılan davanın dilekçesinin tebliğ tarihi, tesbit edilecek kira parasının geçerli olacağı dönemin belirlenmesi açısından önemlidir.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde ( davalı tarafın dayandığı, ancak davacının kabul etmediği ) artış şartı bulunmamaktadır. Süresinde gönderilmiş ihtarname veya açılmış dava da bulunmadığına göre 1.9.2002 tarihinden itibaren başlayan dönem için kira parasının tespitine karar verilemez. Bu halde, davacının talebi halinde bir sonraki dönem için kira tespiti yapılmalıdır.
Dava konusu olayda, davalı taraf 2.8.1995 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanmakta, davacı taraf ise akdin başlangıcının 1 Eylül olduğunu iddia etmektedir. Akdin başlangıcı konusunda, taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğuna göre, davacı tarafından akdin başlangıç tarihinin ispat edilmesi gerekecektir.
Öyle ise, davacı tarafından, aralarındaki kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin yemin dahil tüm delilleri ile kesin bir şekilde ispat edilmesinden sonra, davacıya sorularak, istemesi halinde talep edilen dönemi takip eden dönem için kira tespiti yapılması gerekirken, yanlış gerekçeler ile 1.9.2002 tarihinden itibaren kira tespitine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.1.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Davacı vekili dilekçesinde, davalının müvekkiline ait taşınmazda kiracı olarak bulunduğunu, Eylül 2002 dönemine ilişkin 175.000.000 lira kira borcunun tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek, bu itirazın iptali ile Eylül 2002 döneminden itibaren aylık kiranın 175.000.000 lira olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, taraflar arasındaki kira sözleşmesi 2.8.1995 başlangıç tarihli olduğu için, yeni kira döneminin 2.8.2002'den itibaren başlayacağını 2002 yılındaki aylık kiranın 20.000.000 lira olduğunu, Ağustos ve Eylül 2002 kiralarına ilişkin olarak davacı kiralayana 40.000.000 lira ödeme yaptıklarını, ihtar geç tebliğ edildiği için Eylül 2002 tarihinden itibaren kira tesbiti yapılamayacağını ifade etmiştir.
Mahkemece, aylık kiranın 1.9.2002 tarihinden itibaren 80.000.000 lira olarak tespitine, itirazın kısmen iptali ile takibin Eylül 2002 dönemine ait kira bedeli olan 80.000.000 liradan davalının ödediği 20.000.000 liranın mahsubu ile bakiye 60.000.000 lira üzerinden devamına karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, kira alacağının tahsili ile kira bedelinin tespiti taleplerine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisinin bulunduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, aylık kira bedelinin ne olduğu konusunda çıkmaktadır. Davacı taraf, Eylül 2002 dönemine ilişkin aylık kiranın 175.000.000 lira olduğunu, davalı taraf ise 20.000.000 lira olduğunu iddia etmektedir. Davacı, istediği kira parasını ispat etmekle mükellef olup, bunu tüm yasal deliller ile ispat etmesi gerekir. Aksi halde, davalının kabul ettiği kira parasının geçerli olduğu kabul edilmelidir. Dava konusu miktar itibariyle iddianın yazılı delil ile ispatı gerekir. Davacı tarafın yazılı delili olmadığına ve iddiasının ispatı yönünden de davalı tarafa yemin teklif etmeyeceğini de bildirdiğine göre Eylül 2002 ayına ait kira bedelinin ( davalının bildirdiği gibi ) 20.000.000 lira olarak kabul edilip, bu miktar da davalı tarafından ödendiğine göre, itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usulsüzdür.
Diğer yandan, 21.11.1966 gün ve 19/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, kira parasının tespiti davası her zaman açılabilir. Kira parasının arttırılması ile ilgili olarak gönderilen ihtarname veya aynı amaç için açılan davanın dilekçesinin tebliğ tarihi, tesbit edilecek kira parasının geçerli olacağı dönemin belirlenmesi açısından önemlidir.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde ( davalı tarafın dayandığı, ancak davacının kabul etmediği ) artış şartı bulunmamaktadır. Süresinde gönderilmiş ihtarname veya açılmış dava da bulunmadığına göre 1.9.2002 tarihinden itibaren başlayan dönem için kira parasının tespitine karar verilemez. Bu halde, davacının talebi halinde bir sonraki dönem için kira tespiti yapılmalıdır.
Dava konusu olayda, davalı taraf 2.8.1995 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanmakta, davacı taraf ise akdin başlangıcının 1 Eylül olduğunu iddia etmektedir. Akdin başlangıcı konusunda, taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğuna göre, davacı tarafından akdin başlangıç tarihinin ispat edilmesi gerekecektir.
Öyle ise, davacı tarafından, aralarındaki kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin yemin dahil tüm delilleri ile kesin bir şekilde ispat edilmesinden sonra, davacıya sorularak, istemesi halinde talep edilen dönemi takip eden dönem için kira tespiti yapılması gerekirken, yanlış gerekçeler ile 1.9.2002 tarihinden itibaren kira tespitine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.1.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.