kınalı hasan

By.CheqiCi

Kayıtlı Üye
kınalı hasanKınalı Hasan


Üsteğmen gelen askerleri kontrol ediyor, bir taraftan da onlarla laflıyordu, “Adın ne? Nerelisin?”
gibi sorular soruyordu. Bir ara saçının ortası kızarmış bir çocuk görür. Merakla:

— Adın ne senin evladım? der. Asker:
— Hasan' diye cevap verir.
— Nerelisin? der. Hasan:
— Tokat Zile’denim, der.
— Peki, evladım bu saçlarının hali ne? Hasan:
— Anam cepheye gelirken kına yaktı komutanım, der.
— Neden? der komutan. Hasan:
— Bilmiyorum komutanım, der:
— Peki, gidebilirsin Kınalı Hasan, der.

O günden sonra herkes ona Kınalı Hasan der. Herkes kafasındaki kınayla dalga geçer. Kısa sürede cana
yakın ve cesur tavırlarıyla tüm arkadaşlarının sevgisini kazanır. Bir gün ailesine mektup yazmak
ister. Hasan’ın okuma yazması da yoktur. Arkadaşlarından yardım ister ve hep beraber başlarlar
yazmaya. Hasan söyler arkadaşları yazar:

“Sevgili anacığım, babacığım ellerinizden öperim. Ben burada çok iyiyim. Beni merak etmeyin” diye
başlar. Kız kardeşini kendinden bir küçük erkek kardeşini sorar köyündekilerin burnunda tüttüğünü
yazdırır. Kendilerini merak etmemesini kendileri var oldukça düşmanın bir adım bile
ilerleyemeyeceğini yazdırır. Gururla mektubu bitirir. Neden sonra aklına gelir ve yazının sonunda
anasına not düşer: (Hasan’ın kendisinden hemen sonra askere gelecek bir kardeşi daha vardır)
“Anacağım kafama kına yaktın, burada komutanlarım ve arkadaşlarım benimle hep alay etiler. Sakın
kardeşim Ahmet'e de yakma. Onunla da alay etmesinler, ellerinden öptüm.” diye bitirir.
Aradan zaman geçer. İngilizler kesin netice almak için tüm güçleriyle Gelibolu'ya yüklenirler. Bu
cepheyi savunan erlerimiz teker teker şehit düşmüşlerdi.
Bunlara takviye olarak giden yedek kuvvetlerde yeterli olmamış onların sayıları da epey azalmıştır.
Gelibolu düşmek üzereydi. Kınalı Hasan’ın komutanı da olayı görüyor yerinde duramıyordu. Kendisinin
bölüğü henüz sıcak temasa hazır değildi. Onlar yeni gelmişti... Komutanın bu düşünceli halini gören
ve durumun vahametini bilen Kınalı Hasan ve arkadaşları komutanlarına yalvara yakara oraya gitmek
istediklerini söylerler. Komutanları onları ölüme gönderdiğini bile bile çaresiz gönderir..)
Kınalı Hasan’ın bölüğünden kimse sağ kalmaz, hepsi şehit olmuştur. Sıra şehitlerin kimlik tespiti
yapılıp köy mezarlığına gömülmesine gelir. Diğer şehitlerle birlikte Hasan’ın da kimlik tespiti için
üzeri aranır. Hasan’ın cebinden memleketinden gelen mektup, bir de tamamlanamamış şiir karalaması
çıkar. Komutanı buruk ve gözleri dolu dolu, mektubu açıp okumaya başlar.
Hasan’ın babası anlatır:
“Oğlum Hasan nasılsın, iyi misin, gözlerinden öperim selam ederim. Oğlum ****ü sattık paranın
yarısını sana yarısını da cepheye gidecek kardeşine veriyoruz. Şimdi ****ün yerine tarlayı ben
sürüyorum, zaten artık zahireye de fazla ihtiyacımız olmadığı için yorulmuyorum da. Siz sakın bizi
merak etmeyin, bizi düşünmeyin” der. Sonra, “Hasan ananın da sana diyeceği bir şey var” der.
Anası anlatır: “Oğlum Hasan yazmışsın ki kafamdaki kınayla dalga geçtiler, kardeşime de yakma
demişsin, kardeşine de yaktım, komutanlarına ve arkadaşlarına söyle senle dalga geçmesinler. Bizde
üç şeye kına yakarlar:
1. Gelinlik kıza, gitsin ailesine çocuklarına kurban olsun diye...
2. Kurbanlık koça, Allah'a kurban olsun diye...
3. Askere giden yiğitlerimize, vatana kurban olsun diye... gözlerinden öper selam ederim
Allah'a emanet olun...”
Tamamlanmamış şiirde de Hasan’ın komutanına vereceği cevap bulunmaktadır.
“Anam yakmış kınayı adak diye,
Ben bu vatan için kurban doğmuşum.
Anamdan Allah’a son bir hediye,
Kumandanım ben İsmail doğmuşum…”
Mektubu okuyan Hasan’ın komutanı ve diğerleri hıçkıra hıçkıra ağlamaktadırlar.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst