Néppox
Kayıtlı Üye
Bilim insanları, beynin konuşma yeteneğinden sorumlu olan bölgesinin keşfedilmesini sağlayan kişinin kim olduğunu yüzyıllar sonra tespit etti. 1861 yılında yapılan otopside beyni incelenen kişinin, konuşma yeteneğini kaybetmiş bir Fransız olduğu belirtildi.
Bilim dünyası, beyni üzerine yapılan otopsi sayesinde lisan yeteneğinin nerede saklı olduğunun ortaya çıkarılmasını sağlayan hastanın kimliğini tam 152 yıl sonra ortaya çıkardı.
Journal of the History of the Neurosciences dergisinde yayımlanan araştırmada, ünlü beynin sahibi, hayatı boyunca epilepsi hastalığıla boğuşan Fransız zanaatçı Monsieur Louis Leborgne olduğu belirtildi.
Leborgneun hikayesi ise oldukça ilginç. 1840 yılında, ağzından çıkan tek kelime Tan olan bir hasta, Parisin dışındaki Bicêtre Hastanesine kabul edildi. Hastanın rahatsızlığı konuşamama olarak rapor edildi. Yıllarca hastanede kalan hasta, giderek güçten düştü ve 1861 yılında hayatını kaybetti.LiveScienceın haberine göre, ölümünden kısa bir süre önce, Leborgne dönemin ünlü doktoru Paul Brocaın odasına getirilmişti. Broca, hastası öldükten kısa bir süre sonra otopsi düzenledi.
BİLİMSEL BİR SIR ÇÖZÜLDÜ
Doktor Broca, Leborgnenin beynini incelerken, gözlerin üstünde, arka kısımda doku bozulması tespit etti.
Tan lakabını alan hastasının beynini inceleyen Broca, tespit ettiği doku hasarının hastasının konuşma yetisini kaybetmesine neden olduğuna karar verdi. Anısını yaşatmak için, dil yeteneğinden sorumlu olan bölgeye, Brocanın adı verildi.
Londra Üniversitesinde sinir bilimci olan Marjorie Lorch, LiveSciencea, O dönemde bilim insanları beynin spesifik bölgelerinin farklı fonksiyonlardan sorumlu olup olmadığını tartışıyordu.. Tan, bu şüphelerin aşılmasını sağladı dedi.
Polonyanın Tıp Maria Curie-Sklodowska Üniversitesinde tıp tarihçisi olan Cezary Domanski ise Tan, spesifik bir bölgenin konuşma yeteneğinden sorumlu olabileceğini gösteren tarihteki ilk vakaydı ifadesini kullandı.
KİMLİĞİ UZUN YILLAR GİZLİ KALDI
Tanın nasıl biri olduğu, tarihçiler tarafından hala kesin olarak bilinmiyor. Birçokları, Fransız ustanın fakir, cahil bir işçi olduğunu öne sürerken, bazıları da frengiden delirdiğini ve bu yüzden konuşamadığını düşünüyordu.
Polontalı araştırmacı Domanski, soru işaretlerini ortadan kaldırmak için çalışmalara başladı. Domanski, Beyni müzede sergilenen ve kitaplarda yer alan birinin 150 yıl önceki kayıtlardan ismini bulmak bile çok zordu dedi.
Yine de tarihi tıbbi kayıtlara ulaşmayı başaran Domanski, Louis Victor Leborgneun ölüm sertifikasına ulaşmayı başardı. Tan, 1809 yılında Fransanın Moret kasabasında doğmuştu.
ALTI KARDEŞİ VARDI
Leborgne, öğretmen bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi. Eğitimli bir aileden geldiği anlaşılan Leborgne, altı kardeşe sahipti.
Çocuk yaşta Fransaya taşınan Leborgne, küçüklüğünde epilepsi rahatsızlığına yakalandı. Zanaatkar ve kilise görevlisi işlerini yapan Leborgne, 30 yaşına kadar kilisede çalıştı. İlerleyen yaşlarında konuşma yeteneğini kaybetti ve hastaneye kaldırıldı.
Hastanede durumu giderek kötüye giden Leborgne, felç oldu ve yataktan kalkamaz hale geldi. Yetmezmiş gibi kangrenden dolayı ameliyat oldu. Doktor Broca onunla tanıştığında, hasta yatağında ölmek üzereydi.
Londra Üniversitesinden Lorch, Leborgnenin kimliğinin belirlenmesiyle, tıp kitaplarının en ünlü vakalarından birinin gerçek kimliğini bulduğunu belirtti:
Konuşma yeteneği, o dönemlerde Tanrının verdiği bir yetenek olarak kabul ediliyordu. Ruhun bir parçası olarak kabul ediliyor, materyalist gözle değerlendirilmiyordu... Leborgne vakası, beynin fonksiyonel organizasyonları üzerindeki çalışmalar için önemli bir basamak oluşturdu dedi.
Bilim dünyası, beyni üzerine yapılan otopsi sayesinde lisan yeteneğinin nerede saklı olduğunun ortaya çıkarılmasını sağlayan hastanın kimliğini tam 152 yıl sonra ortaya çıkardı.
Journal of the History of the Neurosciences dergisinde yayımlanan araştırmada, ünlü beynin sahibi, hayatı boyunca epilepsi hastalığıla boğuşan Fransız zanaatçı Monsieur Louis Leborgne olduğu belirtildi.
Leborgneun hikayesi ise oldukça ilginç. 1840 yılında, ağzından çıkan tek kelime Tan olan bir hasta, Parisin dışındaki Bicêtre Hastanesine kabul edildi. Hastanın rahatsızlığı konuşamama olarak rapor edildi. Yıllarca hastanede kalan hasta, giderek güçten düştü ve 1861 yılında hayatını kaybetti.LiveScienceın haberine göre, ölümünden kısa bir süre önce, Leborgne dönemin ünlü doktoru Paul Brocaın odasına getirilmişti. Broca, hastası öldükten kısa bir süre sonra otopsi düzenledi.
BİLİMSEL BİR SIR ÇÖZÜLDÜ
Doktor Broca, Leborgnenin beynini incelerken, gözlerin üstünde, arka kısımda doku bozulması tespit etti.
Tan lakabını alan hastasının beynini inceleyen Broca, tespit ettiği doku hasarının hastasının konuşma yetisini kaybetmesine neden olduğuna karar verdi. Anısını yaşatmak için, dil yeteneğinden sorumlu olan bölgeye, Brocanın adı verildi.
Londra Üniversitesinde sinir bilimci olan Marjorie Lorch, LiveSciencea, O dönemde bilim insanları beynin spesifik bölgelerinin farklı fonksiyonlardan sorumlu olup olmadığını tartışıyordu.. Tan, bu şüphelerin aşılmasını sağladı dedi.
Polonyanın Tıp Maria Curie-Sklodowska Üniversitesinde tıp tarihçisi olan Cezary Domanski ise Tan, spesifik bir bölgenin konuşma yeteneğinden sorumlu olabileceğini gösteren tarihteki ilk vakaydı ifadesini kullandı.
KİMLİĞİ UZUN YILLAR GİZLİ KALDI
Tanın nasıl biri olduğu, tarihçiler tarafından hala kesin olarak bilinmiyor. Birçokları, Fransız ustanın fakir, cahil bir işçi olduğunu öne sürerken, bazıları da frengiden delirdiğini ve bu yüzden konuşamadığını düşünüyordu.
Polontalı araştırmacı Domanski, soru işaretlerini ortadan kaldırmak için çalışmalara başladı. Domanski, Beyni müzede sergilenen ve kitaplarda yer alan birinin 150 yıl önceki kayıtlardan ismini bulmak bile çok zordu dedi.
ALTI KARDEŞİ VARDI
Leborgne, öğretmen bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi. Eğitimli bir aileden geldiği anlaşılan Leborgne, altı kardeşe sahipti.
Çocuk yaşta Fransaya taşınan Leborgne, küçüklüğünde epilepsi rahatsızlığına yakalandı. Zanaatkar ve kilise görevlisi işlerini yapan Leborgne, 30 yaşına kadar kilisede çalıştı. İlerleyen yaşlarında konuşma yeteneğini kaybetti ve hastaneye kaldırıldı.
Hastanede durumu giderek kötüye giden Leborgne, felç oldu ve yataktan kalkamaz hale geldi. Yetmezmiş gibi kangrenden dolayı ameliyat oldu. Doktor Broca onunla tanıştığında, hasta yatağında ölmek üzereydi.
Londra Üniversitesinden Lorch, Leborgnenin kimliğinin belirlenmesiyle, tıp kitaplarının en ünlü vakalarından birinin gerçek kimliğini bulduğunu belirtti:
Konuşma yeteneği, o dönemlerde Tanrının verdiği bir yetenek olarak kabul ediliyordu. Ruhun bir parçası olarak kabul ediliyor, materyalist gözle değerlendirilmiyordu... Leborgne vakası, beynin fonksiyonel organizasyonları üzerindeki çalışmalar için önemli bir basamak oluşturdu dedi.