'hayaL
Bayan Üye
Kevser Irmağının Vasfı
Bu, Cennet ırmaklarının en meşhurudur. Yüce Allah, kendi lütuf ve ke-remiyle bize ondan içmeyi nasib eylesin.
Bununla ilgili olarak Kurân-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır:
“Ey Muhammed! Doğrusu sana Kevser’i vermişizdir. Öyleyse Rabbin için namaz kıl, kurban kes. Doğrusu adı sanı ortadan kalkacak olan, sana kin tutan kimsedir.” (Kevser, 108/1-3)
Sahih-i Müslim’de… Enes’ten rivayet olundu ki; bu sûre kendisine nazil olduğu zaman Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kevser’in ne olduğunu biliyor musunuz?“
Sahabiler dediler ki:
— Allah ve Rasûlü daha iyi bilir. Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“O bir nehirdir, Allah, azze ve celle bana vaad etmiştir; onda birçok ha*yır vardır.”
Sahihayn’da… Enes’ten rivayet olundu ki; Mirâc hadisesinin bir bölümün*de Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Bir ırmağın yanına götürüldüm. O ırmağın kıyılarında içi oyuk iri inci*ler vardı. “Ey Cibril! Bu nedir?” diye sordum. “Bu, Aziz ve Celil olan Al*lah’ın sana bahşetmiş olduğu Kevser’dir.” dedi.”
Bu hadisin bir varyantında şöyle bir ifadeye rastlanmaktadır: “Elimi su*yun açtığı yere vurduğumda su yatağının katıksız bir misk olduğunu gör*düm.“
İmam Ahmed b. Hanbel… Enes’ten rivayet etti ki; Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kevser, cennette bir ırmaktır. Aziz ve Celil olan Rabbim onu bana va`adettî.“
İmam Ahmed b. Hanbel… Enes’ten rivayet etti ki; Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Bana Kevser verildi. Onun yer üzerinde akan bir ırmak olduğunu gör*düm. Kıyılarında iri inciler vardır. Üstü kapalı değildir. Elimi toprağına (ya*tağına) vurduğumda katıksız misk olduğunu gördüm. Çakılları da incidendi.“
İmam Ahmed b. Hanbel… Enes b. Mâlik’ten rivayet etti ki; kendisine Kevser’in ne olduğu sorulduğunda Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kevser, Allah’ın bana bahşettiği bir cennet ırmağıdır. Toprağı misktir. Suyu sütten beyaz, baldan tatlıdır. Oraya boyunları deve boynu gibi (uzun) kuşlar su içmeye gelirler.”
Ebubekir dedi ki:
— Ey Allah’ın Rasûlü! O çok hoştur.
— Onu yemek çok daha hoştur.“ Hâkim… Huzeyfe’den rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyur*muştur:
“Cennette horasan devesi gibi (iri) bir kuş vardır.” Ebubekir dedi ki:
— O çok hoştur ya Rasulaüah.
— Onu yiyenler daha hoştur. Ve ey Ebubekir! Sen de onu yiyenlerden biri olacaksın.”
İmam Ahmed b. Hanbel… Enes b. Mâlik’ten rivayet etti ki; kendisine Kevser’in ne olduğu sorulduğunda Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kevser, Aziz ve Celil olan Allah’ın bana bahşettiği bir ırmaktır, (suyu) sütten beyaz, baldan tatlıdır. Onda boyunları deve boynu gibi (iri) kuşlar var*dır.“
Ömer (r.a.) dedi ki:
— Ey Allah’ın Rasûlü! O kuşlar hoştur.
— Onu yemek daha hoştur ey Ömer.”
İmam Ahmed b. Hanbel… İbn Ömer’den rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
‘Kevser, cennetteki bir ırmaktır. Kıyıları altundandır. Suyu, incinin üze*rinden akar. Suyu sütten beyaz, baldan tatlıdır.”
İbn Cerir… Hz. Âişe’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Kevser ırma*ğının şırıltısını duymak isteyen kimse, o sesi gözüyle duyamaz. Aksine o akıntının uğultusu, insanın parmaklarını kulaklarına koyduğunda duyduğu uğultu gibidir.“
Kaynak : ÖLÜM VE ÖTESİ – İBNİ KESİR
Bu, Cennet ırmaklarının en meşhurudur. Yüce Allah, kendi lütuf ve ke-remiyle bize ondan içmeyi nasib eylesin.
Bununla ilgili olarak Kurân-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır:
“Ey Muhammed! Doğrusu sana Kevser’i vermişizdir. Öyleyse Rabbin için namaz kıl, kurban kes. Doğrusu adı sanı ortadan kalkacak olan, sana kin tutan kimsedir.” (Kevser, 108/1-3)
Sahih-i Müslim’de… Enes’ten rivayet olundu ki; bu sûre kendisine nazil olduğu zaman Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kevser’in ne olduğunu biliyor musunuz?“
Sahabiler dediler ki:
— Allah ve Rasûlü daha iyi bilir. Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“O bir nehirdir, Allah, azze ve celle bana vaad etmiştir; onda birçok ha*yır vardır.”
Sahihayn’da… Enes’ten rivayet olundu ki; Mirâc hadisesinin bir bölümün*de Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Bir ırmağın yanına götürüldüm. O ırmağın kıyılarında içi oyuk iri inci*ler vardı. “Ey Cibril! Bu nedir?” diye sordum. “Bu, Aziz ve Celil olan Al*lah’ın sana bahşetmiş olduğu Kevser’dir.” dedi.”
Bu hadisin bir varyantında şöyle bir ifadeye rastlanmaktadır: “Elimi su*yun açtığı yere vurduğumda su yatağının katıksız bir misk olduğunu gör*düm.“
İmam Ahmed b. Hanbel… Enes’ten rivayet etti ki; Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kevser, cennette bir ırmaktır. Aziz ve Celil olan Rabbim onu bana va`adettî.“
İmam Ahmed b. Hanbel… Enes’ten rivayet etti ki; Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Bana Kevser verildi. Onun yer üzerinde akan bir ırmak olduğunu gör*düm. Kıyılarında iri inciler vardır. Üstü kapalı değildir. Elimi toprağına (ya*tağına) vurduğumda katıksız misk olduğunu gördüm. Çakılları da incidendi.“
İmam Ahmed b. Hanbel… Enes b. Mâlik’ten rivayet etti ki; kendisine Kevser’in ne olduğu sorulduğunda Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kevser, Allah’ın bana bahşettiği bir cennet ırmağıdır. Toprağı misktir. Suyu sütten beyaz, baldan tatlıdır. Oraya boyunları deve boynu gibi (uzun) kuşlar su içmeye gelirler.”
Ebubekir dedi ki:
— Ey Allah’ın Rasûlü! O çok hoştur.
— Onu yemek çok daha hoştur.“ Hâkim… Huzeyfe’den rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyur*muştur:
“Cennette horasan devesi gibi (iri) bir kuş vardır.” Ebubekir dedi ki:
— O çok hoştur ya Rasulaüah.
— Onu yiyenler daha hoştur. Ve ey Ebubekir! Sen de onu yiyenlerden biri olacaksın.”
İmam Ahmed b. Hanbel… Enes b. Mâlik’ten rivayet etti ki; kendisine Kevser’in ne olduğu sorulduğunda Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kevser, Aziz ve Celil olan Allah’ın bana bahşettiği bir ırmaktır, (suyu) sütten beyaz, baldan tatlıdır. Onda boyunları deve boynu gibi (iri) kuşlar var*dır.“
Ömer (r.a.) dedi ki:
— Ey Allah’ın Rasûlü! O kuşlar hoştur.
— Onu yemek daha hoştur ey Ömer.”
İmam Ahmed b. Hanbel… İbn Ömer’den rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
‘Kevser, cennetteki bir ırmaktır. Kıyıları altundandır. Suyu, incinin üze*rinden akar. Suyu sütten beyaz, baldan tatlıdır.”
İbn Cerir… Hz. Âişe’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Kevser ırma*ğının şırıltısını duymak isteyen kimse, o sesi gözüyle duyamaz. Aksine o akıntının uğultusu, insanın parmaklarını kulaklarına koyduğunda duyduğu uğultu gibidir.“
Kaynak : ÖLÜM VE ÖTESİ – İBNİ KESİR