Keşke Böyle Olmasak

Tarquin

Kayıtlı Üye
Benim yazıma yağan öfke seli ne kadar tanıdık yarabbi. Bir deniz kıyısındasınız ya da evin balkonunda akşam güneşi batmakta ve ortalığı kızıla boyayan güneşin son sıcaklığı teninize değiyor. Eliniz yemek hazırlığında ve evdeki herkesi mutlu edecek masayı hazırlamaktasınız çiçek gibi. Birden bir öfke sağanağı gelir erkekten, çocuklar kaçışır, normal yaşam durur ve sizin yemek boğazınıza takılır. Bütün sevecenlik uçar gider. Neden çok basittir aklıselimle çözülse, oysa erkekler öfkelerini kusmadan rahatlamazlar. Ertesi gün hepsini unuturlar. Siz kırık bir kalple baş başa kalırsınız. Benim babam böyle bir adam değildi. Sadece bütün erkekler kadar öfkeliydi, bize de çok düşkün bir babadır. Ancak çevremde ömür boyu bu erkekleri gözledim. Çok duygusal ve bu duygusallığı öfkeyle gizlemeye çalışan, egoları çok yüksek ve bunu alınganlık arkasına saklayan erkekler... Erkeklerin temel zaafı eksiklik ve güçsüzlük duygusuyla baş edememeleri, bunu yenmek için karşıdaki zayıfı ezme güdüleri. Kendilerini değiştirmek, iç dünyalarında bir değişimi sağlamak yerine öfkeyle duygusal agresiflik temel davranış biçimi.
Zaten bilim adamlarının dediği Y kromozomu agresif bir yapıda ve bu nedenle küçülüyor, çünkü kendi kendini yiyor saldırganlığıyla. Dilimizde vardır bu; kendi kendini yiyip bitirmek işte tam öyle!

Erkekler kendilerini “up–grade” edemedikleri için varolanı en basit düzeyiyle savunmak ve öfkeyle yaptırım uygulamak kolay geliyor. Mahalle maçında gol yemiş erkek çocuklar gibi ter ter tepiniyorlar. Tekme, tokat ve tükürerek rahatlamak istiyorlar.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst