Keremcem Söyleşileri..

ashli

Bayan Üye
Gerçek Keremcem ile yeni tanıştınız!

270920132351058563660_2.jpg


Keremcem, kendi adını verdiği albümle gündemde. Ama eski Keremcem’den eser yok! Takım elbiseyi çıkarmış, spor giyinmiş, şarkılarını ise daha güvenle söylüyor. Yeni imajının gerçek Keremcem olduğunu belirten genç şarkıcı, şimdiye kadar farklı olmayı sevdiğini, şimdi ise kendisi olmayı tercih ettiğini anlatıyor.

Müzik bir labirente benziyor. Giriyorsun, içinde kayboluyor-sun ama sonra yolunu buluyorsun.

Takım elbiseyle sahneye çıkıyor, söylediği şarkılarda 7’den 70’e herkesin beğenisini topluyordu. “Ailemizin oğlu” imajına sahipti Keremcem. Kendi adını verdiği yeni albümüyle ise ‘öz’üne döndü.

Takım elbiseleri attı yerine spor giyimi tercih etti. Tarzındaki bu değişim, şarkılarına yansıdı, hayranları ise şaşırdı. Genç şarkıcı bunun bilinçli bir değişim olmadığını, hayranlarının gerçek Keremcem ile şimdi tanıştığını söylüyor...

-Önce Aptal Aşık adlı single çıkardınız hemen ardından albüm geldi. Neden böyle yaptınız?

Aslında Aptal Aşık da Keremcem adlı albümündeki bir şarkı. Ama biz çok heyecanlandığımız için hemen o şarkıya klip çekip single şeklinde çıkardık.

-Yanlış bilmiyorsam geçtiğimiz mayıs ayında çıkacaktı albüm ama siz eylülde çıkardınız...

Evet, çünkü Türkiye’de gelişen olaylardan dolayı müziğin sunulması için uygun bir zaman olmayacağını düşündük. Kısmet 3 Eylül’eymiş.

-Albümdeki Berbat şarkısı çok konuşuluyor. Bu şarkının bir hikayesi var mı?

İnsan şöyle düşünüyor değil mi, ‘Niye bir şarkının adı Berbat olur ki?’ Çünkü şarkıyı en iyi anlatan kelimeydi, berbat. Bir ilişki bittiğinde yaşanan hali anlatıyorum. O nedenle başka bir kelime durumu açıklayamazdı.

-Bir önceki albümünüzdeki Haydi Öp şarkısı, beş yaşındaki çocuğun da, 70 yaşındaki birinin de kanına işlemişti. Bu albümde de var mı öyle bir parça?

Şarkılarımı belli bir hedef kitlesine yapmıyorum. Yani kişi ya da kişilere değil sadece duygular üzerinden yapıyorum. Bence en doğrusu bu!

-Müzik size ne ifade ediyor?

Müziği bir labirente benzetiyorum. Farklı labirentler var, giriyorsun ve kayboluyorsun. Ama bir şekilde yolunu buluyorsun. Hayat gibi bir şey. Kendimi bulma, yolumu bulma şekli müzik. Ve benimle bütünleşen bir şey.

-Biz uzun yıllardır Keremcem’i hep gömlek, kravat, ceketle gördük ama şimdi çok başka bir Keremcem var karşımızda.

Keza sosyal medyada da en çok bunlar yazıldı.

Farklı bir Keremcem görmediler aslında. Onlar gerçek Keremcem ile şimdi karşılaştı. Çünkü insanlar bazen kendilerini doğru yansıtamayabiliyor. Mesela ben normal hayatımda zaten hep böyle giyinirim. Ancak ne albüm kapağında, ne gazetelerde, ne televizyonlarda ne de konserlerde kimse beni böyle görmedi. Şimdiye kadar hep farklı olmayı sevmiştim, şimdi de ben olmayı seviyorum.

KOMBİN YAPMAYI BİLMEM

-Peki neden kendiniz olmayı beşinci albümde tercih ettiniz?

Bir sebebi yok. Dünya değişiyor, ben değişiyorum. Ayrıca önceki ‘Keremcem’ dediğimiz kısımda insanların ne düşündüğünü çok fazla umursuyordum. Sahneye takım elbiseli çıkardım. Şimdi ise bütünlüğe inanıyorum ve buna inanmam da sadece beni ilgilendiriyor. Tarzımı sevenler de olacak sevmeyenler de. Ama yapabileceğim bir şey yok. Belki gelecek albüm daha farklı bir şey de yapabilirim. Yani amacım değişim yaratmak değildi.

-Albüm için çekilen fotoğraflar da çok farklı olmuş...

Öyle planlı bir şey de değildi. Bir anda Mehmet Turgut ‘Haydi albüm kapağı çekelim’ dedi, ben de tamam deyince kalktık Şile’ye gittik. Hızlıca fotoğrafları çektik ve iki saat içinde işimizi bitirdik.

-Stil danışmanınız var mı?

Var ama öyle çok alengirli işlerle uğraşmıyoruz. Yani dergiler karıştırıp modayla ilgili harıl harıl araştırma yapmıyoruz. Zaten ben üzerime neyi yakıştırırsam onu giyip çıkıyorum. Kombin yapmayı pek bilmem, bu konuda yardım alıyorum zaten. Sonuçta aynaya baktığımda kıyafetim sakil durmuyorsa ve rahat ettiysem olmuştur.

Farklı bir oyunculuğa imza atacağım!

-Yine bir dizi projeniz var mı?

Evet, hatta şu an bu sezon için iki dizi var görüştüğümüz. İkisi de dram ve ikisi de çok farklı karakterler. İzleyenler farklı bir Keremcem görecek. Şimdiye kadar beş dizi çektim ve ikisi romantik komediydi. Geri kalanı daha dramdı. Dolayısıyla onları hatırlayanlar yadırgamayacaktır.

-İki projeden hangisini seçeceğinize karar verdiniz mi?

Henüz karar vermedim ama bir tanesine kendimi daha yakın hissediyorum. Tam imza atılmadığı için bilgi veremiyorum ama karakterlerden biri beni daha çok etkiledi. Yani bu karakterle farklı bir oyunculuğa imza atabilirim.

-Oyunculuk eğitimi almaya devam ediyor musunuz?

Evet devam ediyorum zaten şu an oyunculuk kadar hazırlık aşaması da beni çok heyecanlandırıyor. Çünkü bir şeyler için ön çalışma yapmak hoşuma gidiyor.

stargazete.com

 
---> Keremcem Söyleşileri..

Keremcem; ‘Aşka çok şey borçluyum’

6eb4keremcem-aska-cok-sey-borcluyum.jpg


Yeni albümü için “Ruhumu düzgün gösteren bir lunapark aynası” diyen Keremcem’den çarpıcı açıklamalar…

Yeni albümle birlikte bir de yeni Keremcem buldum karşımda. Farklı geldiniz bana.
Her albümüm birbirinden farklıydı. Dünya da aynı dünya değil. Siz de aynı kişi değilsiniz hem şarkı yazarı hem de yorumcu olarak. Bu farklılık zaten beklenen bir şey. Tabii ki bir arayış var herkeste olduğu gibi. Ama özellikle farklı olsun diye yapılmış bir albüm değil.

Bu albümde ilk defa Volga Tamöz’le çalışmışsınız. Onun da müziğinize bir fark kattığını düşünüyorum…
Volga Tamöz, çok eski arkadaşım. İlk konserlerimi verdiğim dönemde sahnede hep beraberdik. Çok güzel şeyler paylaştık. Bu albüm, ilk çalışmamız. Bu da beni hem arkadaşım hem de değerli bir müzisyen olduğu için mutlu ediyor. Var olan pop müziği yapmaya çalışmıyor, yeni soundlara ve dünyaya açık biri. Stüdyo çalışmamız keyifliydi.

MÜZİK YAŞAMIN KENDİSİ GİBİ

Romantik şarkıların dozu azalmış daha enerjik bir albüm olmuş…
Müzik, yaşamın kendisi gibi değişiyor, gelişiyor. “Bir anda serseri oldum denemez”. İnişler, çıkışlar, hüzünler, mutluluklar nasıl bir bütünse, müzik de bir bütün. Albüm hüznü ve neşesiyle yaşamı anlatıyor. Aşkın her haline ait farklı yorumlar var albümde.

Albüm için ilginç bir benzetmeniz var…
“Ruhumu düzgün gösteren bir lunapark aynası” dedim. Kimsenin kişiliği birbirine benzemez. Herkesin ruhunda yaralar, yamukluklar var. Bunu düzgün göstermenin tek yolu müzik. Bu albümü bir eşyaya benzetmek istesem diye düşünüp “Lunapark aynası” olur dedim.

Beşinci albümde sizde neler değişti?
Albüm kapağında da yazdığım gibi insan hayata karşı durmamayı ve onunla ahenk içinde dans etmeyi, vazgeçmemeyi ama gerektiğinde vazgeçebilmeyi öğreniyor. İşte bu albümle ben de daha kendini bilen, dünyayı olduğu gibi kabul eden biri oldum. Eskiden kendimi biraz daha frenlerdim. Şimdi insan olarak ne kadar değerli olduğumu ve bunu yansıtmam gerektiğini öğrendim.

Neyi frenliyordunuz?
İnsan yakınlarıyla beraberken rahat hisseder. Ne zaman ki sizi tanımayan birileriyle karşılaşıyorsunuz işte o zaman çekingenlik oluyor. Duygularınızı, davranışlarınızı gösteremiyorsunuz. ‘Gerçek ben’i göstermediğim zamanlar oldu ama bunun anlamsızlığını anladım. Kişilik olarak Keremcem neyse albüm çıkaran, şarkı söyleyen Keremcem’i de aynı şekilde tanımak insanların hakkı diye düşündüm.

Erkek şarkıcılar arasındaki yarışta yoksunuz. Kendinizi farklı konumlandırdınız; neden?
Arayış içindeyim. Pop müziğin aynılığı hoşuma gitmiyor. Arayışın kendisi beni mutlu ediyor ve bulduğumu da müziğime katmayı seviyorum. Farklı yerde görünmemin sebebi bu aslında. Çıtayı hep yükseğe koymayı tercih ettim. Bu çıtayı geçtiğim için mutluyum.

Sizinle birlikte dinleyiciniz de değişti.
Benimle birlikte büyüyenler var ve onların beni bırakmaması hoşuma gidiyor. Yeni gelen çocukların ve küçüklerin aynı sevgiyle beni kucaklamaları da hoş bir durum. Yaş farkı, olgunluk, geçirdiğiniz değişim insanlara farklı geliyor. Sonuçta aşk ve müzik her yaşın hissettiği bir duygu.

 
---> Keremcem Söyleşileri..

HAYAT YETERİNCE HEYECANLI

En son ne zaman lunaparka gittiniz?
Bu yaz ‘İksir’ adlı yarı animasyon bir çocuk filmi çektik. Filmin kovalamaca sahnesini lunaparkta çekmiştik.

Lunaparkta hangi oyuncağı seviyorsunuz?
Budapeşte’de büyük bir dönme dolaba binmiştim. En tepeye çıktığımızda David Guetta’nın havai fişekleri patlıyordu. Çok güzel bir andı. Ama en korkunç oyuncaklara binemiyorum.

Korkuyor musunuz?
Sevmiyorum. Hayat yeterince heyecanlı, ekstrasına gerek yok (gülüyor)…

Çocukluktan kalma hangi alışkanlığınız var?
Annemin nohutlu pilâvı ayrıca süt, pötibör bisküvi, şeftali dilimleri ve şekerle yaptığım ‘bisküvi mamma’ diye bir yemeğim vardır. Onun dışında annemi hâlâ boynundan kokusunu içime çekerek öpmek. Hep aynı şekilde öptüğümü fark ettim. Aynı koku, aynı çocukluk…

Aileniz için hâlâ küçük çocukları mısınız?
Hem büyüdüğümü kabul eder karışmazlar hem de hâlâ küçük çocuklarıymışım gibi davranırlar. Uyarmama ve o dengeyi sağlamama gerek kalmaz zaten ailem dengeyi sağlar.

Oyunculuk da yapıyorsunuz. Bu sezon bir dizi projeniz var mı?
Bu sene bir dizi olacak. Ancak her zaman altyapısı olan bir karakter ararım. Çünkü bu, o karakteri keyifle canlandırmanıza ve iyi bir iş çıkarmanıza neden olur.

Mutlu musunuz halinizden?
Mutluyum. Ömer Hayyam’ın “Geçmişi düşünme, gelecekten korkma!” diye sevdiğim bir dizesi var. Geçmişe baktığımda hayıflanmıyorum, geleceğe de bakıp korkmuyorum.

Ben de sizi iyi gördüm. Adını koyamadığım farklı bir enerji gelmiş üzerinize.
İyisi kötüsü, doğrusu ve yanlışıyla ile beni bilmek hakkınız. Kendimi saklamam doğru olmaz. Bu bir sürecin sonunda çıktı ve vardığım nokta da beni keyiflendiriyor. Hayatın bana öğretmeye çalıştıklarını düşünmem. “Öğrendim de” demiyorum. Zaten ne kadar öğrenebilirsiniz ki? Hiçbir zaman 100 üzerinden 100 almadım bir sınavdan. Eksikler vardır tabii ki. “Her yönümle beni tanımak insanların hakkı” dediğim için de rahatım. Bu rahatlık size yansımıştır.

AŞKA ÇOK ŞEY BORÇLUYUM

Albümünüzde ‘Aptal Âşık’ adlı şarkınız var. Aşk sizi de aptal eder mi?
Tabii ki aşk aptal eder insanı. “Aşk insanı aptal edebilecek tek şey değil mi?” derim hep. Bir tek aşka karşı duramıyorsunuz şu hayatta. Dünyayı döndüren şey aşk. Aşka çok şey borçluyum. Şarkılar benim sırlarım. Dolayısıyla o sırları insanlarla paylaşabilme cesaretini göstermemin tek yolu da aşk.

Âşık olduğunuzda karşınızdaki insana göre şekillenir misiniz?
Şekillendiğinizi aşk bitince öğreniyorsunuz. Aşkın içindeyken aşk dışında hiçbir şey anlamıyorsunuz. O yüzden o duygu uçuşan kelebeklerle tanımlanıyor. Geriye baktığınızda “Ben bunu nasıl yaptım!” dediğinizde cevabı aşk olabiliyor ancak.

‘Berbat’ diye de şarkınız var. Hangi durumda berbat hissedersiniz?
Aşkın son hali yani ilişki bittiğinde siz hâlâ âşıksanız işte o aşk berbattır. Sevdiğiniz birini kaybetmek kadar belki ondan daha güçlü.

‘Razı Olmaktır Aşk’ adlı şarkınızdan yola çıkarak aşkta her şeye razı mısınız diye sormak istiyorum…
“Sevgi emek ister” deriz ya milletçe, aşka bakışımız da aynıdır. “Azlığına, çokluğuna, varlığına, yokluğuna, seninle karın tokluğuna razı olmaktır aşk” diyorum şarkıda. Razı olmadan arkadaşlığı bile yaşayamazken, aşkı yaşamak mümkün değil.

‘Tabiat’ şarkınız da ilgimi çekti.
‘Tabiat’ bir Murat Güneş şarkısı. Dinledim ve çok beğendim. Murat Güneş yüreği çok geniş, düzgün biri… Aşkı tabiata benzetiyor. Teşbih yapılmış, çok da yerinde olmuş.

SERHAT TEKİN / AKŞAM İNTERNET SİTESİ

 
---> Keremcem Söyleşileri..

‘Sanatçı hep örnek olmak zorunda değildir’

879550_detay.jpg


Keremcem, kendi adını taşıyan sekizinci albümüyle karşımızda.

HEJA BOZYEL/HT CUMARTESİ

"Ailemizin efendi çocuğu” Keremcem’le Budapeşte’de Sziget Müzik Festivali’nde tanışmazdan evvel, kendisini “fazla düzgün” hatta sıkıcı bulurdum. Sürekli takımelbiseler, hep duygusal şarkılar falan... Çok özenilmiş bir paket gibi gelirdi bana. Sonra Budapeşte turu yaptığımız teknede aynı ortama düşüp konuşmaya başlayınca kendisiyle dalga geçebilen, eğlenmeyi seven, efendi olmak için çaba göstermeyen aksine zaten nazik olan bir adamla karşılaştım. Dahası, röportaj bitip kız arkadaşı (Hmm, evet hayranları üzülecek ama çok tatlı bir sevgilisi var Keremcem’in) ve arkadaşlarıylamasaya oturunca bir kez daha anladım: Bu adamda şeytan tüyü var; kibarlık, efendilik falan bahane!

ALBÜM 

En çok hangi şarkıların beğenildi şimdilik?

Daha çok Razı Olmaktır Aşk ve Berbat. Klibi de Berbat şarkısına çektik. 

Benim favorilerim Tuz Buz ve Tamam.

Bunları söyleyen ilk kişisin. Genelde aynı şarkılar beğeniliyor ve bu işimizi kolaylaştırıyor, hangi şarkıya klip çekmemiz gerektiğini anlıyoruz. 

Yeni şarkılarının müzikleri daha hareketli, sözleri biraz daha ilişkilere dair boşvermişlik içinde sanki...

Boşvermiş değil de akışına bırakmış diyebiliriz. Hayatın ahengine daha uygun bir albüm bu. Müzikteki hareketlilik Volga Tamöz faktörü. Çok yetkin bir müzisyen, çok da eski arkadaşım. Birlikte 100’ü aşkın konser verdik. Müzikal fikirleri konusunda özgür, cesur ve kararlı. Fark ettiğin değişiklik bu. Amaçlamadığımbir farklılık oluştumüziğimde. Dünyaya daha yakın ama Türkiye’den uzak olmayan birmüzik çıktı ortaya. 

Albüm kapağı fotoğrafında neden photoshop var? Kırışıklıklarından rahatsız mısın?

Artık photoshop’suz fotoğraf yok! Samimi bir yakınma olacak ama bir gün CD raflarına baktım, benimtarzımdamüzik yapan, yaşı benden daha büyük olan arkadaşlarımı benden daha genç görünce photoshop’a karar verdim. Bu biraz pop sektörünün dayattığı bir şey.

YENİ İMAJ

İlk klibin Aptal Aşık’ta, Clark Gable olmuşsun, çok yakışmış!

Ben de Clark Gable diyorum ama genelde Ayhan Işık’a benzetiyorlar. Bıyık faktörü. Burak Ertaş’ın fikriydi bu. Albümdaha çıkmadan hazır olan bir şarkıydı. Beğenmeyen de çok ama bu benim. 

Sanki artık biraz “ailemizin efendi çocuğu, duygusal Keremcem” imajının dışına çıkıyor gibisin...

Çıkmak gibi bir amacım yokken çıkıyorum. Hepsi hayatı daha hoşgörüyle karşılamaya başlamamın getirisi. Ben zaten böyle giyinen bir adamdım. Sahneye çıkarken başka anlamlar yüklüyordum. Ceketle, kravatla sahneye çıkmak daha saygılı geliyordu. Onun içinde de çok rahattım. Rahat olmadığım zaman anlaşılır zaten. O çocuk da hâlâ var ama görünmeyen kısımda hep vardı. Artık diğer yanımı göstermekten kaçınmıyorum. Çünkü kariyerinde profesyonel olarak bir şey yapıyorsun sonra o senin sırtına başka sorumluluklar yüklüyor. “Ailenin sevilen çocuğu” dediğin zaman bir sürü şeyi yapmaman gerekiyor. O sorumlulukları aldımve taşımaya çalıştım... 

Yordu mu bu seni?

Yormadı ama doğru bulmadım. Hani hep sanatçı örnektir diyenler var ya... Sanatçı hep örnek olmak zorunda değildir diyordumben, şimdi bunu uygulamaya başladım. 

Bu değişim hayran kitleni değiştirecek mi?

Çıktığım günden beri hep çocukların, genç kızların sevdiği biri imajı var. Ama o da bir yakıştırma. Benim bir amaçla ya da bir kitleye yönelik iş yaptığım olmadı bugüne kadar. Albümü yapıyorsun, dizide oynuyorsun, kimseverse takip ediyor. Hayran kitlem değişir mi değişebilir mi? Evet, olabilir ama buna üzülmem. Çünkü beni seven kimsenin müzikal anlamda beni bıraktığını görmedim şimdiye kadar. Bırakabilirlerse de yapabileceğim bir şey yok. Şu anda bunu yapmak istiyorumve yanlış bir şey olduğunu da düşünmüyorum. Eski halim o kadar sterildi ki... 

Sıkıcıydı!

Bence sterildi. Benim özgürlüğümü biraz aldı bu sterillik. Sorumluluklar ağır gelmedi ama özgürlüğümü kısıtlamaya başladığını anladım. Bir çizgide görünmeye çalışmak ve iş yapmak insanı daraltıyor. 

Bu değişim konusunda ne tetikledi seni? Yaşının 35 olması mı, yaşadıkların mı?

Aslında bir değişimyok. Sadece kendini olduğun gibi göstermekten korkmayan biri var. Bu noktaya da hayat getiriyor. 9 yıl oldu ilk albümüm çıkalı. Dünya yerinde durmuyor, sen de durmuyorsun, ben de durmuyorum. Belki o sterillik fazla geldi, belki bana da sıkıcı gelmiştir ama bu, bundan sonra dağıtacağım, çok değişeceğim anlamına gelmiyor. Yine aynı kişiyim. İnsanın en önemli şeyi özgürlük, bir sanatçının en önemli şeyi özgürlük.

 
---> Keremcem Söyleşileri..

İLİŞKİLER 

Aptal Aşık şarkında söylediğin gibi hemkapından ayrılmayan hemde rahat bırakan bir kadın ya da erkek varmı şu hayatta?

Yoksa da olmalı! Zaten onu bulmaya çalışmıyor muyuz? Sevginin fazlası kıskançlık da getiriyor. Benimilişkilerde özellikle İstanbul’da gördüğüm şey, çiftler birbirlerini ya çok serbest bırakıyorlar ya da birbirlerinin hayatınınmerkezi olmak istiyorlar. Bu bir süre sonra fazla geliyor çünkü değişik işler yapan, İstanbul gibi bir kozmopolitte yaşayan insanlarız biz. Tek kişinin hayatının merkezi olması hayatı çok tekdüzeliğe iter. Gerçekliği yok bunun. 

Sen o dengeyi sağlayabiliyor musun?

Bence sağlıyorumama karşımdaki de kendince sağlıyor.Mesele bunun uyuşması. Tartışmada orta yolu bulabilmek için geri adımlar atmak lazım. En azından bunu yapmaya çalışıyorum. Kolay bir insan değilim, kimse kolay değildir. Öngörülemeyen bir tarafımolduğunu biliyorum. Oğlak Burcu olmamdan kaynaklanan bir iyilik ve vericiliğimvar ama insan hep aynı vericilikte kalamaz. Bunu göze almak lazım. 

Bu kadar çok tanınıyor olmak ilişkilerini nasıl etkiledi?

Etkilemiyor. 

Kadınların yaklaşırken seni tanıyor olması, senin açından dezavantaj değil mi?

Ben uzun ilişkiler yaşayan biriyim. Bugüne kadar ilişkilerimin hiçbiri öncesinde arkadaş olmadığım biriyle olmadı. Hep önce arkadaş oldum. İlk görüşte âşık olmadım. 

Kadınlarda bir casusluk durumu vardır. Erkeğin geçmişini çok merak ederiz. Herhangi birini öğrenmek kolay değil belki ama seninle alakalı her şey gazete arşivlerinde, Google’da... Bu sorun yarattımı hiç?

Ben sorulan her şeyi cevaplarım. O benim geçmişim. Ben sormam. Anlatmak isterse anlatır ama tercih etmiyorum. Zaman içinde tanımak, öğrenmek daha güzel. 

Bugüne kadar aşkla ilgili ne öğrendin?

İlk görüşte âşık olamadığımı öğrendim. Aşkın çok çok tatlı bir şey olduğunu, insanın canını yakabilecek en güçlü şeylerden biri olduğunu, bana şarkı yaptırabilecek tek şey olduğunu öğrendim.  Şarkı yaptırabilecek tek şeymi? Evet, hiç başka şey için şarkı yapmadım. O an âşık olmam gerekmiyor şarkıyı yaparken. Bir defa aşık olmak, onun ilh******* fayda görmek için yeterli. O yüzden en az bir kere âşık olmamış insanlar için üzülüyorum. 

Çok sık âşık oluyor musun?

Hayır çok sık değil. 

Nereden anlıyorsun âşık olduğunu?

Gözüme perde iniyor. Herkes için öyle aslında. Bütün dünyayı anlamlandıran, kendi güzel kılıfının içine sokan bir duygu... Her insanın bozuk, kötü yanları olabilir ama aşk bunları da güzel gösteriyor. Aşkın bir ömrü var, sevginin yok. Aşkın dönüşümünü kabullenmek lazım. Şu ara, aşkı her haliyle kabul edebilme dönemim.

OYUNCULUK 

Yeni dizi ya da filmvar mı?

Yaz sonunda çekimleri biten bir film var. İksir diye bir sinema filmi. Reel animasyon. Seneye gösterime girecek. Sezonun ortasında başlayacak bir dizi var. Çok güzel bir senaryo, inşallah olur. Oyunculuğu seviyorum. Benim şarkı söylememe de katkısı var.

MEMLEKET MESELELERİ

Türkiye’de müzisyen olmaya dair şikâyetlerin var mı?

Sadece 5 konser salonu olan birmetropolde yaşıyoruz... Herkes kadar şikâyetlerimvar. Beraber Budapeşte’deydik, insanların mutluluğuna, sağlığına ne kadar değer verildiğini düşün sonra Türkiye’yi düşün.Müzik de öyle.Maddi anlamda söylemiyorumama buradamüzik değerli bir şey olarak görülmüyor. 

Başka bir ülkede olmak istermiydin?

Hayır, Türkiye’de olmaktan, Türkçemüzik yapmaktanmutluyum. Daha yaratıcı bir pop müziğimiz olsun isterdim. Çünkü halkmüziğinden sanat müziğine çok derin bir kaynağımız var. Bunu kullanmıyoruz. 

Sen neden tamolarak kullanmıyorsun?

Kullanmaya çalışıyorum. Bana söylenen ve beni enmutlu eden şeylerden biri “Biraz farklı birmüzik yapıyorsun, nasıl bir isimkoyuyorsun bumüziğe” sorusu. Aslında popmüzik yapıyorumama içinde başka bir zenginlik olduğunu düşünüyorum. 

Kimleri dinliyorsun?

Ben çok sert bir rockmüzik dinleyicisiydim lisedeyken. Şimdi yelpazemçok genişledi. Queens of the Stone Age, Arctic Monkeys, Radiohead dinliyorum. Dansmüziğine bayılıyorum. Rihanna’nın hem pazarlanma biçimine hem müziğine bayılıyorum.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst