Kemik Erimesi

İnci

1907
Prenses
Kemik Erimesi
Osteoporoz, kemik kütlesinin giderek azalmasıdır. Kemiğin mineral içeriği normaldir, sadece birim hacimdeki mineral yoğunluğu azalmıştır. Osteoporoz, sağlam kemiklerin yavaş yavaş erimesine ve zayıflamasına neden olan bir hastalıktır. Zayıflayan kemikler daha kolay kırılır hale gelir. Vücuttaki bütün kemikler bu durumdan etkilenmekle beraber kemik erimesi omurlarda, kalça ve bilek kemiklerinde daha belirgindir. Kemik kırıkları özellikle yaşlılarda tehlikeli bir durumdur.Kemiklerin sertleşmesini sağlayan asıl mineral kalsiyumdur. Osteoporozdan etkilenenlerin %80''i kadındır. Çünkü kadınların kemikleri daha incedir ve menopoz sonrası meydana gelen bir takım hormon değişiklikleri kemik erimesini hızlandırır. Osteoporoz erkeklerde daha nadirdir ve genellikle 70 yaşından sonra görülür.
Çoğunlukla vücutta bir kemik kırığı oluşmadan önce belirti vermez.
Sırt-bel ağrısı
Boyun giderek azalması ve vücudun daha öne doğru eğikleşmesi
Omurlarda, kalça ve bilek kemiklerinde kırıklar oluşması
Küçük travmalarla veya kendiliğinden oluşan kemik kırıkları
Osteoporozun nedeni tam olarak bilinmese de kemik erimesinin nasıl meydana geldiği iyi bilinmektedir. Normal şartlarda, bir yetişkinin toplam kemik kütlesinin %6-12''si her yıl yenilenir. Kemik kütlesi 20''li yaşların sonunda maksimum yoğunluktadır. 30''lu yaşların sonunda veya 40''lı yaşların başında ise kemik kütlesi yavaş yavaş azalmaya başlar. Çünkü bu yaşlarda kemiklerde kalsiyum kaybı görülür ve alınan toplam kalsiyum miktarı kayıp miktarını karşılayamaz.
Kadınlarda, menopozdan sonraki ilk 3-7 yıl arasında kemik yoğunluğundaki bu azalma daha şiddetlidir. Sebebi, kemiklerin kalsiyumu tutmasına yardımcı olan östrojen hormonunun menopoz sonrası çok hızlı şekilde azalmasıdır. Diğer taraftan kemik yoğunluğunun yaşlanma sonucu bir miktar azalması doğaldır. Bazı kişiler osteoporoz açısından daha yüksek risk altındadır. Bu kişiler arasında aşağıdakiler sayılabilir.
• İnce kemikli veya sigara ve içki içen veya hareketten uzak bir yaşam tarzı süren kadınlar
• Ailesinde osteoporoz hikayesi olan veya özellikle 40 yaşından önce yumurtalıklarını aldırmış kadınlar
• Menopoza girmiş kadınlar
• Kronik böbrek hastalığı veya daha önceden geçirilmiş mide-barsak ameliyatı gibi kalsiyum emilimini bozan rahatsızlıkları olanlar
• Hastalığa bağlı uzun süren hareketsizlik geçiren kişiler
• D vitamini yapımında bozukluk olan kişiler
• Cushing hastalığı, tiroid hastalığı olanlar veya uzun süre kortizon, heparin tedavisi alan kişiler
• Kemiklerinde gelişme bozukluğu olan hastalar
• Beslenme bozukluğu olan kişiler
• Kemik yoğunluğunun ölçülmesi: Absorpsiometri veya kantitatif bilgisayarlı tomografi yöntemleri kullanılır.
• Kan ve idrar tahlili: Kalsiyum miktarı ölçülür, kalsiyum kaybı olup olmadığına bakılır. Genellikle diğer kemik minerallerinin seviyeleri normaldir.
• Kemiklerin röntgen filmlerini çekmek: Standart röntgen filmi, kemik kütlesinin %20-30''u kaybedilmeden herhangi bir bulgu vermez. Dolayısıyla osteoporozun erken teşhisinde yeri yoktur.


• Günlük diyet protein ve kalsiyum bakımından zengin olmalıdır. Süt ve süt ürünleri, balık, yumurta bol miktarda tüketilmelidir.
• Günde 1-2 gram dozunda kalsiyum tabletleri alınabilir.
• Hastada emilim bozukluğu varsa kalsiyumla birlikte D vitamini de verilmelidir.
• Osteoporozdan korunmak veya gelişimini azaltmak amacıyla menopoza girmiş kadınlarda hormon tedavisi önerilmektedir. Hormon tedavisinde, tek başına östrojen veya östrojen-progesteron kombinasyonları uygulanmaktadır.
 
---> Kemik Erimesi

kemik_erimesi.jpg

Kemik Erimesi Nedir

Kemik Erimesi Osteoporoz Nedir. Osteoporoz, zaman içinde kemiklerin kalsiyum kaybederek, delikli, zayıf ve kolay kırılabilir hale gelmesidir. Kemiğin iç yapısı ve kalitesi bozulur, vücudun kemik çatısı zayıflar.
Dünyanın her yerinde 65 yaşın üstündeki pek çok kadın ve erkekte kalça, omurga, el bileği ve diğer kemiklere ait kırıklara rastlanmaktadır.

Osteoporoz için Risk Altında Mısınız?

Osteoporoz hastalığını tetikleyen birçok risk faktörü vardır:
Kadın olmak (Kadınlar daha az kemik dokusuna sahiptir)
50 yaşın üstünde olmak (Yaş arttıkça yoğunluğunu kaybeden kemikler zayıflar)
Menopoza girmiş olmak (Menopoza girmiş kadınların ortalama 1/3’ünde osteoporoz gelişmektedir ki bunun sorumlusu östrojen düzeyindeki azalmadır).
Erken menopoza girmek veya yumurtalıkların operasyon ile alınmasını takiben cerrahi (yapay) menopoza girmek.
Erkeklerde erkek cinsiyet hormonu olan testesterondaki azalma ile kemik kütlesi de azalabilmektedir.
Düşük kalsiyum içeren yiyeceklerle beslenmek.
Fiziksel aktivitenin, hareketliliğin ve egzersizin az olması.
Ailede osteoporozlu kimselerin bulunması.
Kısa boylu, ince yapılı kişiler iri yapılı, kilolu kişilere göre daha fazla osteoporoz riski taşımaktadırlar.
Beyaz tenli, açık renk gözlü ve Asyalı olmak.
Sigara içmek
Alkollü, kolalı ve kafeinli içecekleri çok fazla tüketmek.
Bazı ilaçları uzun süreden beri veya yüksek dozlarda kullanıyor olmak (Örneğin; kortikosteroidler, lityum, antikonvülzanlar, antiasitler, antikoagülanlar, siklosporin, tiroid ilaçları ve bazı kanser ilaçları gibi).
Bazı hastalıkların olması. Örneğin; şeker hastalığı, tiroid veya paratiroid bezinin fazla çalışması, mide-barsak operasyonu geçirmiş olmak, uzun süren hareketsizlik, felçler, bazı romatizmal hastalıklar ve diğer bazı endokrin (hormonal) hastalıklar osteoporoza neden olabilmektedir.

Osteoporozun Belirtileri Nelerdir?
Bel ve sırt ağrısı
Boyda kısalma, omurgada kırık
Sırtta kamburlaşma, omuzlarda yuvarlaklaşma
El bileğinde kırık
Kaburga kırıkları
Kalça kemiğinde kırık

Osteoporoz Hastalığının Sonuçları Nelerdir?
Genç yaşlarda yüksek bir yerden düşsek bile kemiğimizin kırılma riski azdır ancak osteoporozlu bir hasta basit bir çarpma ile dahi kemiğini kırabilir.
Kırık riski yaş ile artmaktadır. Toplumumuzda ise yaşlı kişilerin sayısı giderek artmaktadır çünkü insan ömrü uzamaktadır. Böylece osteoporoza bağlı kırık sayısı da o oranda fazlalaşmaktadır.

A-Omurga Kırığı
Osteoporoza bağlı kırıkların en sık geliştiği bölge omurga kemikleridir. Her iki cinste de görülebilmesine karşın omurga kırıklarına kadınlarda daha fazla rastlanmaktadır. Her dört kadından birinde hayatının herhangi bir devresinde omurga kırığı oluşabilmektedir. Omurga kırığı omurga kemiğinin bir tanesinde kısmen veya tamamen çökme, yassılaşma şeklinde tanımlanabilir. Bu tür kırıklar belirli bir zorlanma veya yaralanma olmaksızın öksürük veya hapşırıkla dahi gelişebilmektedir.
Hastalar boylarında kısalma olduğunu ve omurgadaki eğilmeye bağlı kamburlaşma olduğunu ifade ederler ve zaten bu kolayca gözle de görülebilir.
Omurga kırığı oluşunca önce çok şiddetli bir ağrı hissedilir; daha sonra uzun süre ayakta kalınca ortaya çıkan bel ağrısına dönüşebilir. Dolayısı ile sessiz ve sinsi bir şekilde ilerleyebilir.
Omurga kırıkları boyda kısalma yaptığı için göğüsteki kaburga kemikleri pelvis dediğimiz leğen kemiklerine yaklaşarak veya temas ederek daha başka ağrıya ve iç organların çalışmasında güçlüklere neden olabilir.

B- El Bileği Kırığı
El bileği kırıklarına da kadınlarda daha fazla oranda rastlanmaktadır. El açık biçimdeyken elin üzerine düşme sonrası el bileği kemiklerinde kırık oluşabilir. Diğer osteoporotik kırıklara oranla daha önemsiz gibi görünmekle birlikte el bileği kırıklarında da mutlaka hastaneye başvurulmalı, kol genellikle birkaç hafta alçıda tutulmalıdır. Kişinin bu süre içinde günlük işlerini yapması oldukça zorlaşır.
Her beş kadından bir tanesinde hayatının herhangi bir evresinde el bileği kırığı meydana geldiği ifade edilmektedir.
Alçı çıkarıldıktan sonra adale erimesi ve el bilek ekleminin hareketlerinde tutukluk varsa Fizik Tedavi ve rehabilitasyon programı gerekir.

C- Kalça Kırığı

Osteoporozlu kişilerde karşılaşılan en ciddi kırık kalça kemiğinin kırılmasıdır. Ağrı ve iş gücü kaybına neden olur, hastanede yatmayı ve bakımı gerektirir. Birçok vakada tedavi ancak operasyon ile mümkün olur.
Bu tip kırıklar yaşlı grupta daha sık karşımıza çıkmaktadır; dolayısı ile iyileşme yavaştır ve operasyondan önce ve sonra iyi bir rehabilitasyon programı uygulanırsa pek çok hasta günlük yaşam aktivitelerine geri dönebilir ancak bazı hastalar eski hareket yeteneklerini kazanamayabilirler.
Operasyondan sonra uygulanacak olan rehabilitasyon programında hastanın katılımı ve istekli olması şarttır. Metabolik ve endokrin hastalığı, görme, işitme ve algılama işlevlerinde zayıflık olan hastalarda rehabilitasyon programlarının başarı oranı düşüktür.
Osteoporoza bağlı kalça kırıkları herhangi bir yaralanma olmaksızın, örneğin ayağa kalkarken, yüksek bir kaldırıma çıkarken veya inerken, gelişebilir. Ancak pek çok vakada düşme sonucu meydana gelebilir, ki bu genç ve sağlıklı bir kişide kırığa yol açmayabilir.
50 yaşından sonra osteoporoza bağlı kalça kırığı sayısı yaşla birlikte hızla artar. Her 7 kadından bir tanesinin hayatının herhangi bir devresinde kalça kırığı geçirdiği ifade edilmektedir. Kadınlarda kalça kırığı vakaları erkeklere oranla daha fazladır.
Kırıklardan sonra gelişen komplikasyonlar en fazla kalça kırığında görülmekte, damar tıkanıklıkları gibi ciddi ve yaşamsal problemlere neden olabilmekte veya akciğerde pnömoni ya da uzun süre yatmaya bağlı olarak gelişen bası yaraları gibi sorunlar ile hastanede kalma süresi uzamaktadır
 
Son düzenleme:
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst