nones
Bayan Üye
Bir Kardeşimizin, bu konuda yapılacak bir şey olup olmadığı hakkında sorular sormuştu, yapılacak yöntemlerden bir tanesi olarak bu yöntemde öngörülebilir...
Konuşma zorluğu iki farklı nedenle oluşmaktadır.
A-Organik nedenler: Beyin yapısındaki sorunlar, ses tellerinin yapısal kusurları, ağız, dil, diş dudak kuburları. Bu tür nedenlerle yapıdan kaynaklanan tıbben organik kusurların çözümü ancak o sorunun çözümüyle konuşma işleminin düzelmesini sağlar. Hipnoz bu tür organik kusurlarda moral desteğinin ve kişisel eforun gelişmesini sağlar.
B-Psişik nedenler: Yapısal olarak kusurlu olmayıp, psişik nedenlerle konuşmayan, takılan ve kekeleyen kişiler bu grubu oluşturur.
Bu nedenleri açtığımızda, taklit, dikkati çekme, korku ve travma gibi başlıklar konuşma zorluğunu geliştirir.
Taklit: Ailede konuşma zorluğu yaşayan birileri varsa aile içinde küçüğün yanında, “babası, amcası veya annesi de küçükken kekelerdi”, gibi konuşmalar doğru değildir. Bu tür empozeler adeta hipnotik etki yapar ve “Demek ki ben de bir süre kekeleyeceğim”, düşüncesini beraberinde getirir.
Dikkati çekme: Küçük kendini kabul ettirmek, istediğine erişmek üzere kekeleme taklidiyle başladığı yanlışlığı uzun yıllar kabullenerek sürdürür.
Korku: Herhangi bir hayvandan veya olaydan etkilenerek korkan küçük konuşma zorluğuyla kekelemeye başlar. Aile, bu olayı ilgi odağı haline getirirse konuşma bozukluğu sürekli kekelemeye dönüşür. Geçici olması gerekirken ayrılmaz bir parçaya dönüşür.
Travma: Herhangi bir travma, kaza çarpma vb. nedenlerle açığa çıkan bedensel olmayan bir bozukluktur.
İstenmeyen ve başarıyı engelleyen bir yaşam tarzı olan kekemelik kişi için olduğu kadar, yakınları, iş arkadaşları ve ailesi içinde önemli bir sorundur.
Psişik konuşma bozukluğu olan kekemelik derece derecedir. Öylesine ağır konuşma zorluğu çekenler vardır ki, ismini bile söylemekte zorlanır, kasılır, tikleri artar, dövünür, uğraşır durur. Daha hafifleri vardır; zaman zaman heyecanlı, gergin anlarda, telefon başında vs nedenlerle başlayan, hatta bazı kelime veya harflerle açığa çıkan bozukluklar.
Ne türden olursa olsun, yeter ki organik nedenlerle dayanmasın. Kişinin konuşma merkezine hipnotik yaklaşımla erişildiğinde psişik nedenlere dayanan konuşma bozuklukları düzeltilebilmektedir. Buradaki kıstas ve yapılan görüşmelerde dikkat edilen konu, kişinin zaman zaman şarkı söylerken, şiir okurken ve rahat zamanlarında güzel konuşup konuşmadığıdır. Yapılacak beyin grafileri ve laboratuar araştırmalarıyla organik nedenlere dayanıp dayanmadığı öğrenilebilir. Dil, dudak, diş yapısında kusur var mı, ses tellerinde konuşmaya bağlı hastalık var mı, araştırılır. Hepsi olumlu sonuç vermişse, sorunun çözülmesi mümkündür.
Hipnoza hazırlanıp alınan, konuşma zorluğu çeken kişiye aşağıda örneğini göreceğiniz şekilde seans uygulanır. Uygulayıcı, birinci bölümde moral desteği ve başarma imajı verir. İkinci bölümde ise hipnozu daha da derinleşerek “Benden sonra tekrarla” komutuyla devam eder. Bu işlem tamamlanınca üçüncü bölüme geçer. Başaracaksın anlayışıyla telkinleri özetleyerek tekrarlar.
Uygun metotlar altında hasta hipnoza alınarak sakinleştirilir ardından konuşmayla ilgili özgün telkinler başlar:
“...Sende yapısal hiçbir kusur yok, beyinsel olarak, dil, dudak diş yapınla ve ses tellerinle rahatça konuşabilirsin... Başkalarının yanında... Heyecanlı, gergin anlarda da... Kalabalıkta... Tüm ilginin sana çevrildiği anda da güzel konuşabilirsin... Sen de yapısal bir kusur olsaydı her zaman kötü konuşurdun... Şiir okurkan, şarkı söylerken her kelime ve harfi rahatça söylüyorsun... Sen de kusur olsaydı söyleyemezdin... Dilinde dudaklarında dişlerinde hiçbir kusur yok... Sen istersen her zaman güzel konuşabilirsin... Şimdi daha da rahatlamanı, daha da gevşemeni istiyorum... Sağ elini kapatarak derin nefesler almaya başla... Her nefesle daha da rahatlayacaksın... Bedenin daha da gevşeyecek... Göz kapakların daha da ağırlaşacak... İstesen de açılmayacak... Ama bilincin, sanki bir bilgisayar gibi... Tüm ilgi ve dikkati sözlerime verecek telkinleri kavrayacak ve hiç unutmayacaksın... Şimdi yedi defa daha derin ve olağanüstü güçlü nefesler almanı istiyorum... Her nefesle daha da rahatlayacak ve konuşma merkezini denetim altına alacaksın... Konuşmanı engelleyen tüm nedenleri avuçlarına hapsedebilirsin... Avuçlarını daha da sıkarak rahatlamanı istiyorum... Güzel çok güzel... Şimdi bedenin sanki bir hamur gibi oldu, istesen de kıpırdatamazsın... Göz kapakların kenetlendi... Sanki dikilmiş gibi, güçlü bir tutkalla yapıştırılmış gibi... Ama bilincin, çok açıldı... O kadar açıldı ki, tüm varlığınla dikkatini sözlerime veriyorsun... Hepsini hatırlayacak ve hiç unutmayacaksın... Her geçen seansta hipnozu daha derin yaşayacak... Her geçen gün daha güzel konuşacaksın; bir konuşmacı, bir hatip gibi. Kalabalıkta tüm dikkatler sana çevrilse, kürsüye çıksan bile... Sağ elini kapattığında üç derin nefes aldığında başkalarının yanında gözlerin kapanmasa da... Kendini benim yanımda gibi hissedeceksin... Sanki aynayla, benimle konuşuyor gibi olacaksın... Çevrende kimse yokmuş, yalnızmışsın gibi davranacak ve söze başlayacaksın... Kelimeler, ağzından, dudaklarından kolayca çıkacak... güzel konuşmanın, düşündüklerini söylemenin... soruları yanıtlamanın huzuruna kavuşacaksın... Bu andan itibaren konuşma merkezinin kontrolü avuçlarında... Heyecanlı da olsan, gergin de olsan valinin, kaymakamın, müdürün yanında da olsan... Sınavda da olsan, teftişte de olsan güzel konuşacaksın... Kim olursa olsun onu bir insan gibi düşünecek, mesleğine aldırmadan rahatça konuşacaksın...”
Birinci bölümün ardından ikinci bölüme devam edilerek kişiye tekrarlattırılır. “...Bende yapısal bir bozukluk yok... İstersem güzel konuşabilirim...” gibi.
İkinci bölüm tamamlanınca, kişi rahatlatılır. Artık iyice gevşemiştir. Üçüncü bölüme geçilerek kendi kendine de her gün en az birkaç defa konsantre olması, akşamları yatarken telkinleri hatırlaması ve yüksek sesle gazete, mecmua veya kitap okuyarak okuduklarını duyması istenir. Daha ilk seanstan başlayarak otohipnozu öğrenmesi ve kendi kendine telkinleri tekrarlaması öğütlenir. Birkaç çalışma içinde gerginlik azalır, sorunun derinliğine bağlı olarak kasılmalar azalmaya başlar. Sebat eden kişi bir süre sonra sorununu çözmüş olur.
Konuşma zorluğu iki farklı nedenle oluşmaktadır.
A-Organik nedenler: Beyin yapısındaki sorunlar, ses tellerinin yapısal kusurları, ağız, dil, diş dudak kuburları. Bu tür nedenlerle yapıdan kaynaklanan tıbben organik kusurların çözümü ancak o sorunun çözümüyle konuşma işleminin düzelmesini sağlar. Hipnoz bu tür organik kusurlarda moral desteğinin ve kişisel eforun gelişmesini sağlar.
B-Psişik nedenler: Yapısal olarak kusurlu olmayıp, psişik nedenlerle konuşmayan, takılan ve kekeleyen kişiler bu grubu oluşturur.
Bu nedenleri açtığımızda, taklit, dikkati çekme, korku ve travma gibi başlıklar konuşma zorluğunu geliştirir.
Taklit: Ailede konuşma zorluğu yaşayan birileri varsa aile içinde küçüğün yanında, “babası, amcası veya annesi de küçükken kekelerdi”, gibi konuşmalar doğru değildir. Bu tür empozeler adeta hipnotik etki yapar ve “Demek ki ben de bir süre kekeleyeceğim”, düşüncesini beraberinde getirir.
Dikkati çekme: Küçük kendini kabul ettirmek, istediğine erişmek üzere kekeleme taklidiyle başladığı yanlışlığı uzun yıllar kabullenerek sürdürür.
Korku: Herhangi bir hayvandan veya olaydan etkilenerek korkan küçük konuşma zorluğuyla kekelemeye başlar. Aile, bu olayı ilgi odağı haline getirirse konuşma bozukluğu sürekli kekelemeye dönüşür. Geçici olması gerekirken ayrılmaz bir parçaya dönüşür.
Travma: Herhangi bir travma, kaza çarpma vb. nedenlerle açığa çıkan bedensel olmayan bir bozukluktur.
İstenmeyen ve başarıyı engelleyen bir yaşam tarzı olan kekemelik kişi için olduğu kadar, yakınları, iş arkadaşları ve ailesi içinde önemli bir sorundur.
Psişik konuşma bozukluğu olan kekemelik derece derecedir. Öylesine ağır konuşma zorluğu çekenler vardır ki, ismini bile söylemekte zorlanır, kasılır, tikleri artar, dövünür, uğraşır durur. Daha hafifleri vardır; zaman zaman heyecanlı, gergin anlarda, telefon başında vs nedenlerle başlayan, hatta bazı kelime veya harflerle açığa çıkan bozukluklar.
Ne türden olursa olsun, yeter ki organik nedenlerle dayanmasın. Kişinin konuşma merkezine hipnotik yaklaşımla erişildiğinde psişik nedenlere dayanan konuşma bozuklukları düzeltilebilmektedir. Buradaki kıstas ve yapılan görüşmelerde dikkat edilen konu, kişinin zaman zaman şarkı söylerken, şiir okurken ve rahat zamanlarında güzel konuşup konuşmadığıdır. Yapılacak beyin grafileri ve laboratuar araştırmalarıyla organik nedenlere dayanıp dayanmadığı öğrenilebilir. Dil, dudak, diş yapısında kusur var mı, ses tellerinde konuşmaya bağlı hastalık var mı, araştırılır. Hepsi olumlu sonuç vermişse, sorunun çözülmesi mümkündür.
Hipnoza hazırlanıp alınan, konuşma zorluğu çeken kişiye aşağıda örneğini göreceğiniz şekilde seans uygulanır. Uygulayıcı, birinci bölümde moral desteği ve başarma imajı verir. İkinci bölümde ise hipnozu daha da derinleşerek “Benden sonra tekrarla” komutuyla devam eder. Bu işlem tamamlanınca üçüncü bölüme geçer. Başaracaksın anlayışıyla telkinleri özetleyerek tekrarlar.
Uygun metotlar altında hasta hipnoza alınarak sakinleştirilir ardından konuşmayla ilgili özgün telkinler başlar:
“...Sende yapısal hiçbir kusur yok, beyinsel olarak, dil, dudak diş yapınla ve ses tellerinle rahatça konuşabilirsin... Başkalarının yanında... Heyecanlı, gergin anlarda da... Kalabalıkta... Tüm ilginin sana çevrildiği anda da güzel konuşabilirsin... Sen de yapısal bir kusur olsaydı her zaman kötü konuşurdun... Şiir okurkan, şarkı söylerken her kelime ve harfi rahatça söylüyorsun... Sen de kusur olsaydı söyleyemezdin... Dilinde dudaklarında dişlerinde hiçbir kusur yok... Sen istersen her zaman güzel konuşabilirsin... Şimdi daha da rahatlamanı, daha da gevşemeni istiyorum... Sağ elini kapatarak derin nefesler almaya başla... Her nefesle daha da rahatlayacaksın... Bedenin daha da gevşeyecek... Göz kapakların daha da ağırlaşacak... İstesen de açılmayacak... Ama bilincin, sanki bir bilgisayar gibi... Tüm ilgi ve dikkati sözlerime verecek telkinleri kavrayacak ve hiç unutmayacaksın... Şimdi yedi defa daha derin ve olağanüstü güçlü nefesler almanı istiyorum... Her nefesle daha da rahatlayacak ve konuşma merkezini denetim altına alacaksın... Konuşmanı engelleyen tüm nedenleri avuçlarına hapsedebilirsin... Avuçlarını daha da sıkarak rahatlamanı istiyorum... Güzel çok güzel... Şimdi bedenin sanki bir hamur gibi oldu, istesen de kıpırdatamazsın... Göz kapakların kenetlendi... Sanki dikilmiş gibi, güçlü bir tutkalla yapıştırılmış gibi... Ama bilincin, çok açıldı... O kadar açıldı ki, tüm varlığınla dikkatini sözlerime veriyorsun... Hepsini hatırlayacak ve hiç unutmayacaksın... Her geçen seansta hipnozu daha derin yaşayacak... Her geçen gün daha güzel konuşacaksın; bir konuşmacı, bir hatip gibi. Kalabalıkta tüm dikkatler sana çevrilse, kürsüye çıksan bile... Sağ elini kapattığında üç derin nefes aldığında başkalarının yanında gözlerin kapanmasa da... Kendini benim yanımda gibi hissedeceksin... Sanki aynayla, benimle konuşuyor gibi olacaksın... Çevrende kimse yokmuş, yalnızmışsın gibi davranacak ve söze başlayacaksın... Kelimeler, ağzından, dudaklarından kolayca çıkacak... güzel konuşmanın, düşündüklerini söylemenin... soruları yanıtlamanın huzuruna kavuşacaksın... Bu andan itibaren konuşma merkezinin kontrolü avuçlarında... Heyecanlı da olsan, gergin de olsan valinin, kaymakamın, müdürün yanında da olsan... Sınavda da olsan, teftişte de olsan güzel konuşacaksın... Kim olursa olsun onu bir insan gibi düşünecek, mesleğine aldırmadan rahatça konuşacaksın...”
Birinci bölümün ardından ikinci bölüme devam edilerek kişiye tekrarlattırılır. “...Bende yapısal bir bozukluk yok... İstersem güzel konuşabilirim...” gibi.
İkinci bölüm tamamlanınca, kişi rahatlatılır. Artık iyice gevşemiştir. Üçüncü bölüme geçilerek kendi kendine de her gün en az birkaç defa konsantre olması, akşamları yatarken telkinleri hatırlaması ve yüksek sesle gazete, mecmua veya kitap okuyarak okuduklarını duyması istenir. Daha ilk seanstan başlayarak otohipnozu öğrenmesi ve kendi kendine telkinleri tekrarlaması öğütlenir. Birkaç çalışma içinde gerginlik azalır, sorunun derinliğine bağlı olarak kasılmalar azalmaya başlar. Sebat eden kişi bir süre sonra sorununu çözmüş olur.