Efsunkar
Bayan Üye
Şairler
Hani şu ilham kısrağının yağız binicileri
Yelelerinden kıskıvrak yakaladıkları kafiyeleri, mürekkebin efsunuyla zamana nakşeden sevda serdengeçtileri
Toynaklarından kıvılcımlar çıkan atların dörtnala koştuğu
Hayır! Hayır! Uçtuğu demlerin çilekeş idrakçileri
Şairler Şiir ikliminde zamanı tütsüleyerek, bin hicrân ile sarmalayıp kâğıda emanet bırakan meçhul yolcular Yol Ondan gelip Ona giderken Dünya hanında bir nefesçik eylenen faniler Fanilik! Sözün uçup yazının kaldığı yerde, edebilikte ebedileşmek Şiir bakışların şair gözünde tutuşması Alevler Alevleri yağmur damlasından peydâ
Şairler Mazide taç giyen Lakin ân ve yarın lisanıyla serkeş Derbeder adımların menzillerle dargın kaldığı zaman aralıklarına hapsolunmuş yürekler! Forsaların hazin akıbetinden nasiplenmişler tayfası Dün ile bugün arasına gerilen ipte maharet sergilemekle mükellef canbazlar Evet Şairler Hiçbir kelimeyi beyhude yere kağıda yazmazlar!
Şairler His divanında dâra çekilen, kahır topraklarına zemherinin en keskin devrinde ekilen ve karanlığın karşına dikilenler Zaman ve mekan farklılıklarına inat, maneviyat dairesinde bir soydan ve bir boydan gelenler Fuzuli ile Yahya Kemalin arasındaki rabıta Kerkük ve İstanbulun kardeşliği Şiir sofrasında dert aşına ekmek bananların hikayesidir terennüm etmeye çalıştığım.
Şairler Köprülerin atıldığı, gemilerin yakıldığı yerde bekleşenler Çokluklarının sırrını aşikar edercesine bir unvan altında tekleşenler! Istırâb mevsiminin mustarib çiçekleri Serçe zayıflığında semaya savrulan nefesler Kırlangıç hüznüyle örgülenmiş figânlar Şahinlerin sarp kayalara hükmedişinden ilham alıp, fildişi kuleden haykıran dil sahipleri Fildişi kuleden Şairi, şairliği değil midir her dem kendine kul eden?
Şairler yalnız ölür Kafiyelerin gözyaşıyla sulanan topraklara koca bir çınar gibi devrilişlerinde, bir başka hüzün saklıdır kuşkusuz Aşkın süpürdüğü yaprakları ile aralarına bir hazan ilişir usulca Kızıl guruba dalan hecelerle mırıldanan heybetli bir karanlık gibi
Yalnızlık Hani şu her dem dilimizden düşmeye hazır bekleyen kelime İşte yalnızlık, tıpkı yünden bir aba gibi omuzlarında gezinir şairlerin Kan kusulmuş seher vakitlerine uzanan ıstırapların marifetiyle titreyen dağların denize yürüdüğü yerde başlar hikâyeleri Ve bitmez sanılan her şey gibi bitmeye mahkûm oluştur kalemlerine ar gelenler
Cinnetten kanatlarıyla cennete gitme telaşını andıran heceler Sürekli tazyik eden ilhamların altında ezilen geceler Tarafsız olmak adına bertaraf edilmiş nefesler Tellerin mızraba zulmünü saklayan nameler eşliğinde girilen saydam kafesler Hepsini avucunun içinde buruşturduğu son kâğıt parçasına sarmalayıp şiir sarayının eşiğine bırakan adam Kimdir diye sorsalar Şair der birileri
Şairler Çoğul sarf ederiz ya tekildir daima! Çünkü hepsi tek bir okyanusun farklı hacimlerde salınan damlalarıdır. Katreler ayini desek yeridir şiir ve şair üzerine mırıldanmaya
Şairler Şiir ikliminde zamanı tütsüleyerek, bin hicrân ile sarmalayıp kâğıda emanet bırakan meçhul yolcular Yol Ondan gelip Ona giderken Dünya hanında bir nefesçik eylenen faniler Fanilik! Sözün uçup yazının kaldığı yerde, edebilikte ebedileşmek Şiir bakışların şair gözünde tutuşması Alevler Alevleri yağmur damlasından peydâ
Şairler Mazide taç giyen Lakin ân ve yarın lisanıyla serkeş Derbeder adımların menzillerle dargın kaldığı zaman aralıklarına hapsolunmuş yürekler! Forsaların hazin akıbetinden nasiplenmişler tayfası Dün ile bugün arasına gerilen ipte maharet sergilemekle mükellef canbazlar Evet Şairler Hiçbir kelimeyi beyhude yere kağıda yazmazlar!
Şairler His divanında dâra çekilen, kahır topraklarına zemherinin en keskin devrinde ekilen ve karanlığın karşına dikilenler Zaman ve mekan farklılıklarına inat, maneviyat dairesinde bir soydan ve bir boydan gelenler Fuzuli ile Yahya Kemalin arasındaki rabıta Kerkük ve İstanbulun kardeşliği Şiir sofrasında dert aşına ekmek bananların hikayesidir terennüm etmeye çalıştığım.
Şairler Köprülerin atıldığı, gemilerin yakıldığı yerde bekleşenler Çokluklarının sırrını aşikar edercesine bir unvan altında tekleşenler! Istırâb mevsiminin mustarib çiçekleri Serçe zayıflığında semaya savrulan nefesler Kırlangıç hüznüyle örgülenmiş figânlar Şahinlerin sarp kayalara hükmedişinden ilham alıp, fildişi kuleden haykıran dil sahipleri Fildişi kuleden Şairi, şairliği değil midir her dem kendine kul eden?
![2727_k_1922.gif](http://img.antoloji.com/media/sair_resimleri/27/2727_k_1922.gif)
Şairler yalnız ölür Kafiyelerin gözyaşıyla sulanan topraklara koca bir çınar gibi devrilişlerinde, bir başka hüzün saklıdır kuşkusuz Aşkın süpürdüğü yaprakları ile aralarına bir hazan ilişir usulca Kızıl guruba dalan hecelerle mırıldanan heybetli bir karanlık gibi
Yalnızlık Hani şu her dem dilimizden düşmeye hazır bekleyen kelime İşte yalnızlık, tıpkı yünden bir aba gibi omuzlarında gezinir şairlerin Kan kusulmuş seher vakitlerine uzanan ıstırapların marifetiyle titreyen dağların denize yürüdüğü yerde başlar hikâyeleri Ve bitmez sanılan her şey gibi bitmeye mahkûm oluştur kalemlerine ar gelenler
Cinnetten kanatlarıyla cennete gitme telaşını andıran heceler Sürekli tazyik eden ilhamların altında ezilen geceler Tarafsız olmak adına bertaraf edilmiş nefesler Tellerin mızraba zulmünü saklayan nameler eşliğinde girilen saydam kafesler Hepsini avucunun içinde buruşturduğu son kâğıt parçasına sarmalayıp şiir sarayının eşiğine bırakan adam Kimdir diye sorsalar Şair der birileri
Şairler Çoğul sarf ederiz ya tekildir daima! Çünkü hepsi tek bir okyanusun farklı hacimlerde salınan damlalarıdır. Katreler ayini desek yeridir şiir ve şair üzerine mırıldanmaya