UpSs KraLiçe
Bayan Üye
Adam ile karısı arabaya bindi. Yüzlerinden düşen
bin parçaydı. Mustafa, "Kız gerçekten de çok
güzel ana !"dedi..Yaşlı kadın, "O kızı bize
vermezler Mustafa !Adamlar bizi beğenmedi..."
Yaşlı adam, acı acı gülümsedi, "Oğlum ,giderken
yolda biz sana söyledik ! Konuşmana, oturmana
dikkat et dedik. Bir kulağından girdi, öbüründen
çıktı..."
"Hoppala ! Biz ne yaptık şimdi ?!Vermezlerse
vermesin, kızlarının turşusunu kursun !"
*****
Zühre, çocuk gibi seviniyordu. Şerafettin ile görü-
şüp her şeyi anlatmalıydı. K...pazarının kurulacağı
günü sabırsızlıkla bekledi..İki gün daha vardi.Arap
Mustafa'nın K...kız istemeye gittiği çok çabuk duyul-
muştu kasabada. Zühre'nin eski arkadaşı Gülfidan
da çok sevinmiti bu işe. Mustafa, artık kimsenin
yüzüne bakamıyordu. Kahvede tavla atanlar, "Şu
işe bak, kabadayı Arap, süt dökmüş kediye
dönmüş !"diye kendi aralarında konuşuyorlardı.
Şerafettin, annesine"ana ben K...gidiyorum !"dedi
"Kimseye gittiğimi söyleme !"
"Oğul, durup dururken K...ye gitmek nereden
aklına geldi ?"dedi.
"Orasını karıştırma, canım gezmek istedi
hepsi bu..."
* * * *
O gün, pazar yeri iğne atsan yere düşmezdi.
Seyyar satıcılar, cemakanların içinde Hacı yağı
satanlar, pırtıcılar, Cızlavat lastik ayakkabı satanlar
"*" pastırma satan Kayseri'li Agopyan ,düğme
dikiş ipliği satan satıcılar, erkenden pazar yerinde
yerlerini almıştı. Öğleye doğru daha da kalabalıklaş
mıştı. Zühre, yanında bir kızla geldi. Şerafettin daha
gelmemişti. Yanındaki kıza:" Zeliş, o gelirse bizi
yalınız bırak ,kimseye de bir şey söyleme !"dedi.
Tam o anda kasabanın minibüsü durağa gelmişti.
Şerafettin indi, seyyar satıcıdan küçük bir el aynası
tarak ve cımbız aldı. Satıcı,"Abiciğim güzel kokulu
parfüm de var, kızlar hoşlanır !"dedi."Ver bakalım"
diye aldı. Aldıklarını güzelce bir paket yaptırdı,
sonra, ne vereceğiz ?" dedi."Beşbin versen yeter "
dedi..Parayı verdi, sonra kalabalığa karıştı.
Zühre, çakmak satan adamdan bir çakmak aldı
sonra parasını verip, yanındaki kızla etrafına
bakmaya başladı. Saat on ikide kasaba minibüsü
durağa gelirdi. Yazı haneye girdi, "affedersiniz K
minibüsü geldi mi ?"dedi..Bilet kesen delikanlı
"onbeş dakika oldu geleli "diye cevap verdi.
Kalabalığın uğultusundan şaşkına dönen Şerafettin
kızı görünce sevindi. "Zühre !"diye seslendi. Kız da
görmüştü delikanlıyı. "Zeliş ,işte sana sözünü
ettiğim çocuk! "sevgilim" dedi."Enişteni beğendin
mi ?"Zeliş, "Hıhı...! Gerçekten de çok yakışıklı !
Allah muhabbetinizi artırsın ...Haydi hoşça kal !"diye
uzaklaştı.
"Şerafettin !Bizi tanıyan olur ,gel şuradan bir
minibüse binelim ,Yayla sinemasına gidelim !"dedi
Yayla mahallesine giden minibüsün arka
sıralarındaki koltuğa oturdular.
K...mevsimin en sıcak günlerini yaşıyordu. Yazlığı
olanlar yazlığa, fakir halk ise minibüslere,
kamyonetlere, dolup Hirfanlı Barajına , yahut
Kızılırmak'ın geçtiği kasabalara, parklara, MKE nin
yüzme havuzuna gidiyorlardı. Yayla Sineması
tadilatta "inşa" olduğu için, yakındaki bir parka girip
oturdular. Şerafettin, paketi kıza uzattı.
"Al bakalım beğenecek misin ?"dedi.
"Bu pakette ne var Şerafettin ?"
"Aç bak !diye güldü delikanlı. Paketi açtı kız.
"Aaa ! bir ayna ,bir tarak, bir de parfüm !Çok
teşekkür ederim ! Benim de sana bir hediyem var .
Çantasından çakmağı çıkardı verdi.
"Teşekkür ederim !"
"Biliyor musun ,içime doğmuştu geleceğin !Hep
seni görürdüm düşlerimde !Şu bir kaç hafta içinde
çok yıprandım sevgilim ! Çok üzdüler beni !Belki
duymuşsundur, ama ben yine de söyleyim, sizin
kasabadan, Mustafa adında biri, ailesiyle beni
istemeye geldi, ay ne komik adam !Güle güle
öldüm !Babam bile güldü, o gidince ,"kızım bu adam
dan koca olmaz !"dedi.."Eee ! hep böyle park
köşelerinde mi buluşacağız Şerafettin ? Ailen ne
zaman beni istemeye gelecek ?"
"Yaz geçsin, işlerimi toparlayım, söz seni istemeye
gelecekler !
"Bak sonra demedi deme,beni isteyen oldu, yazı
bekletmez babam. !Hem artık yalanlarından bıktım
Şerafettin....! Belki de bu son görüşmemiz olacak!"
Şerafettin , kızın kendisini çok sevdiğini
biliyordu, ama kara kara da düşünüyordu, verdiği
bir kaç semerin parasını alamamıştı, köyde
babasından kalan tarlayı da ortağına vermiş,yıl
kurak gittiği için, ekin sapları susuzluktan kurumuş
gübre, ilaç tohum vs" yaptığı masrafı bile karşıla-
yamamıştı. Kıza nasıl söyleyecekti bunları. Kız da
sıkılmıştı."Anlaşıldı, seni seviyorum demen, umut
vermen hep yalanmış ! Kasaba yalanları !"
Sonra, oturduğu banktan kalktı, arkasına bile
bakmadan uzaklaştı.
bin parçaydı. Mustafa, "Kız gerçekten de çok
güzel ana !"dedi..Yaşlı kadın, "O kızı bize
vermezler Mustafa !Adamlar bizi beğenmedi..."
Yaşlı adam, acı acı gülümsedi, "Oğlum ,giderken
yolda biz sana söyledik ! Konuşmana, oturmana
dikkat et dedik. Bir kulağından girdi, öbüründen
çıktı..."
"Hoppala ! Biz ne yaptık şimdi ?!Vermezlerse
vermesin, kızlarının turşusunu kursun !"
*****
Zühre, çocuk gibi seviniyordu. Şerafettin ile görü-
şüp her şeyi anlatmalıydı. K...pazarının kurulacağı
günü sabırsızlıkla bekledi..İki gün daha vardi.Arap
Mustafa'nın K...kız istemeye gittiği çok çabuk duyul-
muştu kasabada. Zühre'nin eski arkadaşı Gülfidan
da çok sevinmiti bu işe. Mustafa, artık kimsenin
yüzüne bakamıyordu. Kahvede tavla atanlar, "Şu
işe bak, kabadayı Arap, süt dökmüş kediye
dönmüş !"diye kendi aralarında konuşuyorlardı.
Şerafettin, annesine"ana ben K...gidiyorum !"dedi
"Kimseye gittiğimi söyleme !"
"Oğul, durup dururken K...ye gitmek nereden
aklına geldi ?"dedi.
"Orasını karıştırma, canım gezmek istedi
hepsi bu..."
* * * *
O gün, pazar yeri iğne atsan yere düşmezdi.
Seyyar satıcılar, cemakanların içinde Hacı yağı
satanlar, pırtıcılar, Cızlavat lastik ayakkabı satanlar
"*" pastırma satan Kayseri'li Agopyan ,düğme
dikiş ipliği satan satıcılar, erkenden pazar yerinde
yerlerini almıştı. Öğleye doğru daha da kalabalıklaş
mıştı. Zühre, yanında bir kızla geldi. Şerafettin daha
gelmemişti. Yanındaki kıza:" Zeliş, o gelirse bizi
yalınız bırak ,kimseye de bir şey söyleme !"dedi.
Tam o anda kasabanın minibüsü durağa gelmişti.
Şerafettin indi, seyyar satıcıdan küçük bir el aynası
tarak ve cımbız aldı. Satıcı,"Abiciğim güzel kokulu
parfüm de var, kızlar hoşlanır !"dedi."Ver bakalım"
diye aldı. Aldıklarını güzelce bir paket yaptırdı,
sonra, ne vereceğiz ?" dedi."Beşbin versen yeter "
dedi..Parayı verdi, sonra kalabalığa karıştı.
Zühre, çakmak satan adamdan bir çakmak aldı
sonra parasını verip, yanındaki kızla etrafına
bakmaya başladı. Saat on ikide kasaba minibüsü
durağa gelirdi. Yazı haneye girdi, "affedersiniz K
minibüsü geldi mi ?"dedi..Bilet kesen delikanlı
"onbeş dakika oldu geleli "diye cevap verdi.
Kalabalığın uğultusundan şaşkına dönen Şerafettin
kızı görünce sevindi. "Zühre !"diye seslendi. Kız da
görmüştü delikanlıyı. "Zeliş ,işte sana sözünü
ettiğim çocuk! "sevgilim" dedi."Enişteni beğendin
mi ?"Zeliş, "Hıhı...! Gerçekten de çok yakışıklı !
Allah muhabbetinizi artırsın ...Haydi hoşça kal !"diye
uzaklaştı.
"Şerafettin !Bizi tanıyan olur ,gel şuradan bir
minibüse binelim ,Yayla sinemasına gidelim !"dedi
Yayla mahallesine giden minibüsün arka
sıralarındaki koltuğa oturdular.
K...mevsimin en sıcak günlerini yaşıyordu. Yazlığı
olanlar yazlığa, fakir halk ise minibüslere,
kamyonetlere, dolup Hirfanlı Barajına , yahut
Kızılırmak'ın geçtiği kasabalara, parklara, MKE nin
yüzme havuzuna gidiyorlardı. Yayla Sineması
tadilatta "inşa" olduğu için, yakındaki bir parka girip
oturdular. Şerafettin, paketi kıza uzattı.
"Al bakalım beğenecek misin ?"dedi.
"Bu pakette ne var Şerafettin ?"
"Aç bak !diye güldü delikanlı. Paketi açtı kız.
"Aaa ! bir ayna ,bir tarak, bir de parfüm !Çok
teşekkür ederim ! Benim de sana bir hediyem var .
Çantasından çakmağı çıkardı verdi.
"Teşekkür ederim !"
"Biliyor musun ,içime doğmuştu geleceğin !Hep
seni görürdüm düşlerimde !Şu bir kaç hafta içinde
çok yıprandım sevgilim ! Çok üzdüler beni !Belki
duymuşsundur, ama ben yine de söyleyim, sizin
kasabadan, Mustafa adında biri, ailesiyle beni
istemeye geldi, ay ne komik adam !Güle güle
öldüm !Babam bile güldü, o gidince ,"kızım bu adam
dan koca olmaz !"dedi.."Eee ! hep böyle park
köşelerinde mi buluşacağız Şerafettin ? Ailen ne
zaman beni istemeye gelecek ?"
"Yaz geçsin, işlerimi toparlayım, söz seni istemeye
gelecekler !
"Bak sonra demedi deme,beni isteyen oldu, yazı
bekletmez babam. !Hem artık yalanlarından bıktım
Şerafettin....! Belki de bu son görüşmemiz olacak!"
Şerafettin , kızın kendisini çok sevdiğini
biliyordu, ama kara kara da düşünüyordu, verdiği
bir kaç semerin parasını alamamıştı, köyde
babasından kalan tarlayı da ortağına vermiş,yıl
kurak gittiği için, ekin sapları susuzluktan kurumuş
gübre, ilaç tohum vs" yaptığı masrafı bile karşıla-
yamamıştı. Kıza nasıl söyleyecekti bunları. Kız da
sıkılmıştı."Anlaşıldı, seni seviyorum demen, umut
vermen hep yalanmış ! Kasaba yalanları !"
Sonra, oturduğu banktan kalktı, arkasına bile
bakmadan uzaklaştı.