Karar verme mekanizmam bozuk

ChaKMa_$eiTaN

Bayan Üye
Sevgilisi Philippe Amram ile ayrılan Hande Ataizi, New York'ta kaldığı aylar boyunca bilincini tazelediğini anlattı. Ataizi'nin şimdiki hedefleri, tiyatro yapmak ve kadın-erkek ilişkilerini anlatan bir kitap yazmak...
Kaynak : yorumla.net - Karar verme mekanizmam bozuk
* Bugüne kadar ruhunuza en çok dokunan kişi kim oldu?
Bütün ilişkilerim... Hiçbiri çok sıradan değildi. Hepsinde birbirimizin ruhundaki boşlukları doldurmaya çalıştık. Birbirimizin ruhuna aktık sanki. Bir Kabala öğretisi seansına katılmıştım; konuşma sırasında adam, "Neden ilişki yaşıyoruz?" dedi. Herkesten farklı cevaplar geldi; üremek, paylaşmayı sevmek... O ise, "Hiçbiri değil, ruh eğitimi" dedi. Çok doğru. Ben de ilişkilerimde karşımdaki insanla farklı yönlerimi keşfediyorum. Kendine yaklaşıyor insan. Kimse bir ilişkiye bitecek diye girmiyor. Ben de hiçbiri bitsin istemedim. Hatta 18 yaşından beri bütün ilişkilerimde büyük hayaller kurarım. Ama bir yerde o ilişkinin misyonu bitiyor, herkes farklı yönlere gidiyor. O insanı beş sene sonra gördüğün zaman, progr******* silinmiş oluyor, selam verip geçiyorsun.

* Yabancı biri gibi mi geliyor?
Aynen. İlişkiler, maalesef tamamen biriyle sevişmek olarak değerlendiriliyor. Tabii ki seks çok güzel, dünyanın en güzel şeylerinden biri. Ama bu ülkede kadın ve erkek yan yana gelince, neden illa seviştikleri düşünülüyor?

Öncelikli olan seks değil
* Seks iyi bir ilişkinin önceliği mi?
Hayır, ruh paylaşımı önemli. Erkekler gibi değiliz biz. Ben seksi, tamamen sevdiğim insanla paylaşmak isterim ama sanki yanımdaki herkesle yapıyorum! Sanki kimse yapmıyormuş da, sadece ben yapıyormuşum gibi bir imaj oluşuyor.

* Bir röportajınızda, "En sevdiğim şeyler seyahat etmek ve seks yapmak," dediğiniz yazıldı...
Aslında ben yaşlılarla ilgili bir araştırmanın örneklerini vermiştim. "En çok ne yapmak istersiniz?" diye sormuşlar. Onlar da, "Sevişmek ve seyahat etmek" diye cevaplamışlar. Aldılar, 'Hande'nin felsefesi' diye yazdılar bunu. Ayrıca sevişmek, seyahat etmek güzel şeyler. Ben demiyorum ki, bütün evli insanlar ayrılıp sevişsinler.

* Evlilik denilen şeyi '24 saatliğine' tattınız. Bu size ne öğretti?
Yaşayacağım hayatın istediğim hayat olmadığını anladım. O zaman niye evlendin diyeceksin; seviyordum, aile kurmak istiyordum, basiretim bağlandı. Ayrılmak, Fethi (Pekin) adına da, benim adıma da en doğru karardı. Ben şöyle görüyorum; kağıt üzerinde bir imza atıldı ve o imza geri alındı. Ama Fethi'yle de, ailesiyle de ilişkim hâlâ çok iyi. Ben bu zamana kadar kimseye kötülük yapmadım, tehlikeli değilim, öfkem hep bana zarar verdi, bedelini hep ben ödedim. Ne kadar abuk sabuk bir şey değil mi? Gelinlik giyip, aynı gece boşanmayı kim hayal eder? Psikoloğuma göre, benim karar mekanizmamda bir bozukluk var.

Kendi mezarımı kazıyorum
* Nasıl başlıyor bu süreç?
Başta her şey çok güzel gidiyor. Sevmeye başlıyorum, sonra dozu arttıkça o sevgi zararlı hale geliyor çünkü kaybetme korkusu giriyor devreye. Onu düşünerek uyanıyorum ve, "Ya bir gün giderse?" diye sormaya başlıyorum kendime. O andan itibaren de garip davranmaya başlıyorum; ya kendimi frenleyip geri çekiyorum ya da ilgilenmiyormuşum hissi veriyorum. Oysa tam tersi. Zaten tam tersi olduğu için bu kadar trajik. Yani öbür türlü biraz uzaklaşsam, davranışlarım düşüncemi yansıtsam, hiç problem yok. Ama çok hoşlandığı, hatta düşündüğünden bile fazla önemsediği birine tam zıttı olan hissi vermek, insanın kendi mezarını kazması oluyor bir anlamda. Aslında karşındakinin canını acıtmak bu. Hem çok sevmek, hem nefret etmek... Sana istediğin güveni vermediği için onu düşman gibi görmeye başlıyorsun. Kendi kendini bitiriyorsun yani. Tabii ilişki de bitiyor. New York'a gitmemin nedenlerinden biri de buydu. İlişkim çıkmaza girmişti. Hiçbir zaman nerede durduğumu bilemediğim bir ilişkiydi. Hakikaten çok seviyordum. İnsanların sıkıcı bulduğu biriydi; "Ne konuşuyorsunuz? Ne kadar sıkıcı" diyorlardı. Ama benim kriterim o değil; ben zaten hareketli bir tipim, karşımdakinin öyle olmasına gerek yok. Yani biz birbirimize iyi geliyorduk. Onun korkuları ve belirsizlikleri yüzünden, ilişkimiz parçalandı.

Philippe evlilikten korktu
* Amram'ın korkusu neydi sizce?
Evlilik! 42 yaşına gelmiş, hiç evlenmemiş. Başaramadık.

* Altından kalkamadınız mı?
Çok yük vardı üstünde. Ailesi çok zengin olduğu için insanlar ona, "Hande seninle para için birlikte" dediler. "Aslında bu insanlar bana değil, sana hakaret ediyorlar," dedim. "Akıllı, yakışıklı, meziyetleri olan, beş bin tane hobisi olan birisin. İnsanlar her şeyi bir tarafa koyup, sadece 'parası var'a mı indirgediler?" dedim. Bundan sonra bir ilişki yaşarsam, en ufacık da olsa hoşuma gitmeyen bir soru sorulduğunda çok ters bir cevap vermeyi düşünüyorum. İnsanlar tepene binmeye müsait, insan yapısı böyle. Baştan kendimi ortaya koyup, "Ben benim!" demek istiyorum. Bunlarla uğraşamam artık, takatim kalmadı. Her insanın söylediği lafı çürütmeye, kendimi ispat etmeye çalışmak çok zavallıca geliyor bana.

* Kalbiniz hâlâ kırık mı, kırgın mısınız?
Evet, kırgınım tabii. Bir yandan, "Niye başarısız oluyorum?" diye kendimi sorguluyorum, bir yandan ilişkime uzaktan, daha objektif bakmaya çalışıyorum.

* 75 yaşımda deli saraylı olurum
Hayatta şimdiye kadar atlattığınız en büyük zorluk ne? En büyük başarım, ruh sağlığımı hasbelkader koruyup bu noktaya kadar gelmemdir. En çok akıl hastanesi enteresan gelmiştir bana. İnsanlar bir anda mı deliriyor yoksa uzun bir süreçte mi diye merak ederim. Yolun sonunda kendinizi nasıl görüyorsunuz? İki sahne var. Birinde, bir bahçede, kalabalık bir aile içinde bir masada... Öbüründe, 75 yaşlarımda, hafif deli saraylı gibi, kafamda şapkamla Şoransa'da bir kafede tek başıma oturmuş kitap okuyorum.

Dot ile alkış almak istiyorum
* New York'ta kaldığınız süre içinde kendinizle ilgili keşfiniz ne oldu?
Bir karar verdim, tiyatro yapmak istiyorum. Alkış almak istiyorum ama gerçekten alkış almak. Şu anda Dot'la çalışmak istiyorum. Peşlerinden koşturuyorum. Tiyatrolarını bir aile olarak görüyorlar. Ama sanırım benim de o sisteme uyabilecek bir insan olduğumu gördüler.

* Başka yenilik?
Tematik bir kanalda sohbet programı yapacağım. Bir de kadınlarla ilgili bir kitap çıkaracağım. Farklı başlıklarda sevimli hikayelerle dolu olacak. Benim fantastik yazılarım vardı, onları değerlendireceğiz. Tecrübelerim, yaşadıklarım, her kadının yaşadıkları, yalnızlık, evlilik vesaire... Bütün kadınların sorduğu soruları biraz sert bir şekilde sorduğum, bazen çelişkileriyle bıraktığım yazılar bunlar.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst