Karaman'ın Koyunu

Until The Grave

fσяυм ρяє&#
Prenses
Şair Necati Bey bir beyitinde:

"Demişti öldürem seni ferah bu tiğ-ı hışm ile
Diriğa ahdine durmaz , sanasın Karamanlıdır." der.

Günümüz diline çevirirsek : "O sevgili bir gün demişti ki:' - İçin ferah olsun, işte seni şu gamze kılıcımla öldüreceğim.' Yazık, yazık ki bu ahdinde durmuyor, sanırsın ki Karamanlıdır."

Burada sözünde durmayan sevgilinin, Karamanlı olarak gösterilmesindeki ince nükteyi anlamak için önce şu hadise hakkında bilgi sahibi olmak lazımdır:

Hadise II.Murat ile Karamanoğlu arasında geçer.II.Murat, bir barış anlaşması için huzurunda bulunan Karamanoğlu hükümdarından , bundan böyle Osmanlı ile iyi geçineceğine dair söz ister. Karamanoğlu, elini kalbinin üstüne vurarak birkaç defa yemin eder:

" - Bu can tende bulunduğu müddetçe soyumdan bir daha size muhalefet olunmayacak, baş kaldırılmayacaktır." der.

Halbuki çok geçmeden Karamanoğlu yine Osmanlı'ya karşı ordu tedarikine başlayacaktır.Çünkü O yemini ettiği sırada cübbesinin göğüs cebinde, yani tam da eliyle vurduğu yerde bir güvercin saklıdır ve huzurdan ayrılır ayrılmaz güvercini uçurup ;

" - İşte bu can bu tenden ayrıldı, yeminin hükmü kalmadı " diye parlak zekası ile övünecektir.

Eskiden dilimizde, verilen sözde durulmadığı zamanlarda söylenen "Karamanoğlu gibi akşam verdiğini sabah alır " veya "Karaman bahşişi gibi..." diye iki tabir var imiş.Meğer bu sözlerin ortaya çıkması için Karamanoğullarının birkaç ahd-şikenliği vuku bulmuşmuş.Rivayete göre şair Karamanlı Nizami, zaman zaman Karamanoğlu Mehmet Bey'in meclisinie katılır, şiirler okur, caizeler(ödüller) alırmış.Bir defasında yine sohbetler edilmiş,şiirler okunmuş, bu arada Mehmet Bey biraz da çakırkeyf dinlediği kasideleri çok beğenip Şair Nizami'ye şöyle demiş:

" - Sana caize(ödül) olarak , falanca filanca köylerin mahsulatını bağışladım, helal olsun."

Elbette ki Şair, o geceyi sevinçle geçirir ve ertesi gün bu ihsanın fermanını almak üzere huzura çıkar. Ancak Mehmet Bey, akş***i cömertliğini unutmuş görünür ve Şairi başından savmak üzere bir kese akçe uzatıp;

" - Canım Şair ! " der. " - Ben akşam esriklik ile (aklım başımda olmayarak) bir halt yemişim.Sen şimdilik şununla iktifa eyle (yetin) "

Şair Nizami,kendini kaybeder ve cevabı yapıştırır:

" - Haşa Sultanım ! Akşam yediğiniz gülbeşeker idi ; asıl haltı şimdi yediniz."

Lamii Çelebi'nin bu hadiseleri telmih (yollama yapan) eden zarif bir beyti vardır:

" Buse verdiğine ey milket-i Osman güzeli
İncinirsem geri al Şah-ı Karaman gibi "
 
---> Karaman'ın Koyunu

güzelmiş teşekürler ama Karamanoğlu hikayesi pek inandırıcı gelmedi bana ,o beylikte cok ileriydi o zamanlar,böyle şeyler yapabilceklerini inanasım gelmiyor

" - Haşa Sultanım ! Akşam yediğiniz gülbeşeker idi ; asıl haltı şimdi yediniz."
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst