Heulwen
Kayıtlı Üye
Karaçay Türkleri
Eskiden beri Kuzey Kafkasyanın Terski vilâyetiyle Çerek, Çe-geme ve Baksana Irmakları boylarında oturmakta idiler. Sovyet rejimi ile muhtar Kabarda-Balkar eyaleti idare sistemine tâbi tutulmuşlardır. Yaşadıkları saha batıda; Karaçay muhtar cumhuriyeti, doğuda; Çeçen-İnguş muhtar cumhuriyeti, güney-doğuda; Osset muhtar cumhuriyeti, nihayet güneyde; Gürcistan sovyet cumhuriyeti ile çevrilmiştir. Sahanın yüz ölçümü 12.560 kilometre kare olup 450.000 nüfusu barındırmaktadır. Bunlardan ancak 50.000 i Balkardır. En kalabalık nüfusu 200.000 civarında olarak Kabardalar teşkil etmektedir.
Balkar Türk halkı hakkmdaki tarihî ve etnoğrafik malûmatın azlığı maalesef bunların menşeleri hakkında, geniş bilgi vermeğe müsait değildir. Kendilerine Malkar demekle beraber, ayrıca kendi aralarında Taul yani Dağlı kavim adını da kullanmaktadırlar.
V. F. Müller ve Markwarta göre Balkar yahut Malkarlar aslen VII. VIII. yüzyıl eski Kuban Bulgar Türkleri torunlarından olup uzun zaman göçebe bozkır hayatı yaşamışlardır. Ancak XIII. ve XIV. yüzyıllarda toplum halinde Kafkasya Bulgarlığmı teşkil etmişlerdir. Bugünkü sahaya da bu zamanlarda yerleşmişlerdir.
Diğer bir iddiaya göre Balkarlar aslen Hazar Türklerinden türemişlerdir. Müstakil bir halk olarak da tarih sahnesine ancak X. ve XI. yüzyıllarda çıkmışlardır. O zamanlardaki Rus istilâ ve tahribatı sonucunda yine toplu olarak hicrete mecbur tutulmuşlar.
Fakat bu hicret ve yerleşme, zannedildiği gibi dertsiz ve belâsız olmamıştır. Nitekim rivayete göre bunlar daha kuzeydeki bozkır sahasında yaşarken, Kabarda halkının da şiddetli hücumlarına uğramışlar ve Ossetler tarafından çıkıştırılarak bugünkü yerlerine kadar sürülmüşlerdir. Bazı Osset köylerinin Balkarların iskân sahası dahilinde bulunması, bu fikri tamamiyle desteklemektedir.
Coğrafya bakımından Balkarlar beş esas kola ayrılırlar: a) Bezengiy veya Bizingiler, b) Hulamlılar, c) Çekemliler, ç) Urus-beyliler, d) Baksanlılar. google translate çeviri indir
Karaçaylılar gibi Balkar Türkleri de şivece eski Kıpçak-Ku-man Türkçesi grubuna dahildirler. Bununla beraber ağızca Ku-muk ve Nogay ağızları ile de münasebettedirler. Gramer ve fonetik yönlerinden dilleri, kendüerine göre hususiyetlere sahiptir. Edebî bir dilleri ve edebiyatları yoktur. Son zamanlarında, Karaçaylılarla müşterek bir alfabede birleştirilmişler, bu sayede ufak tefek dil araştırmaları imkânı doğmuştur. Bunlar arasında Bay-ramkullanının mekteplilere mahsus grameri de bulunmaktadır. android gizli kodlar
Dil ve kültür bakımından tarihî bir birlik teşkil eden Karaçayırlarla Balkarlar, ayrı yerlerde yerleşmiş olmalarına rağmen, müşterek felâketler karşısında da birleşmişlerdir. Nüfuslarının azlığına ve suçları bulunmamasına rağmen 1943-1944 yıllarında birdenbire Kırım Türkleri, Çeçen-înguş İslâm halkları ile beraber, soy ve sopları ile ana yurtlarından sürülmüş, soğuk ve tahammül edilmez Sibiryanın, halklar yutan oburluğuna terkedilmişlerdir. Tarihin rastlayamadığı bu neviden haşin millet sürgünlüğü mahkûmiyeti, maalesef uzun sürmüş, tarihî bir Türk boyunun, açıkça imhasına yol açmıştır. Nihayet rusluğa karşı itibar iadesi kazanılınca, 1958 yılında tekrar dönüşlerine izin verilmiştir. Ne var ki. tarihimizin bu kara ve hattâ karanlık günlerinde hâlâ ana vatanı dışında sürgünde yaşayan yüzbinlerce Kırım, Nogay, Balkar, Karaçay, Kabarda, înguş gibi aziz halklarımız vardır.
Eskiden beri Kuzey Kafkasyanın Terski vilâyetiyle Çerek, Çe-geme ve Baksana Irmakları boylarında oturmakta idiler. Sovyet rejimi ile muhtar Kabarda-Balkar eyaleti idare sistemine tâbi tutulmuşlardır. Yaşadıkları saha batıda; Karaçay muhtar cumhuriyeti, doğuda; Çeçen-İnguş muhtar cumhuriyeti, güney-doğuda; Osset muhtar cumhuriyeti, nihayet güneyde; Gürcistan sovyet cumhuriyeti ile çevrilmiştir. Sahanın yüz ölçümü 12.560 kilometre kare olup 450.000 nüfusu barındırmaktadır. Bunlardan ancak 50.000 i Balkardır. En kalabalık nüfusu 200.000 civarında olarak Kabardalar teşkil etmektedir.
Balkar Türk halkı hakkmdaki tarihî ve etnoğrafik malûmatın azlığı maalesef bunların menşeleri hakkında, geniş bilgi vermeğe müsait değildir. Kendilerine Malkar demekle beraber, ayrıca kendi aralarında Taul yani Dağlı kavim adını da kullanmaktadırlar.
V. F. Müller ve Markwarta göre Balkar yahut Malkarlar aslen VII. VIII. yüzyıl eski Kuban Bulgar Türkleri torunlarından olup uzun zaman göçebe bozkır hayatı yaşamışlardır. Ancak XIII. ve XIV. yüzyıllarda toplum halinde Kafkasya Bulgarlığmı teşkil etmişlerdir. Bugünkü sahaya da bu zamanlarda yerleşmişlerdir.
Diğer bir iddiaya göre Balkarlar aslen Hazar Türklerinden türemişlerdir. Müstakil bir halk olarak da tarih sahnesine ancak X. ve XI. yüzyıllarda çıkmışlardır. O zamanlardaki Rus istilâ ve tahribatı sonucunda yine toplu olarak hicrete mecbur tutulmuşlar.
Fakat bu hicret ve yerleşme, zannedildiği gibi dertsiz ve belâsız olmamıştır. Nitekim rivayete göre bunlar daha kuzeydeki bozkır sahasında yaşarken, Kabarda halkının da şiddetli hücumlarına uğramışlar ve Ossetler tarafından çıkıştırılarak bugünkü yerlerine kadar sürülmüşlerdir. Bazı Osset köylerinin Balkarların iskân sahası dahilinde bulunması, bu fikri tamamiyle desteklemektedir.
Coğrafya bakımından Balkarlar beş esas kola ayrılırlar: a) Bezengiy veya Bizingiler, b) Hulamlılar, c) Çekemliler, ç) Urus-beyliler, d) Baksanlılar. google translate çeviri indir
Karaçaylılar gibi Balkar Türkleri de şivece eski Kıpçak-Ku-man Türkçesi grubuna dahildirler. Bununla beraber ağızca Ku-muk ve Nogay ağızları ile de münasebettedirler. Gramer ve fonetik yönlerinden dilleri, kendüerine göre hususiyetlere sahiptir. Edebî bir dilleri ve edebiyatları yoktur. Son zamanlarında, Karaçaylılarla müşterek bir alfabede birleştirilmişler, bu sayede ufak tefek dil araştırmaları imkânı doğmuştur. Bunlar arasında Bay-ramkullanının mekteplilere mahsus grameri de bulunmaktadır. android gizli kodlar
Dil ve kültür bakımından tarihî bir birlik teşkil eden Karaçayırlarla Balkarlar, ayrı yerlerde yerleşmiş olmalarına rağmen, müşterek felâketler karşısında da birleşmişlerdir. Nüfuslarının azlığına ve suçları bulunmamasına rağmen 1943-1944 yıllarında birdenbire Kırım Türkleri, Çeçen-înguş İslâm halkları ile beraber, soy ve sopları ile ana yurtlarından sürülmüş, soğuk ve tahammül edilmez Sibiryanın, halklar yutan oburluğuna terkedilmişlerdir. Tarihin rastlayamadığı bu neviden haşin millet sürgünlüğü mahkûmiyeti, maalesef uzun sürmüş, tarihî bir Türk boyunun, açıkça imhasına yol açmıştır. Nihayet rusluğa karşı itibar iadesi kazanılınca, 1958 yılında tekrar dönüşlerine izin verilmiştir. Ne var ki. tarihimizin bu kara ve hattâ karanlık günlerinde hâlâ ana vatanı dışında sürgünde yaşayan yüzbinlerce Kırım, Nogay, Balkar, Karaçay, Kabarda, înguş gibi aziz halklarımız vardır.