Arapça, Farsça ve Türkçe şiirlerinin yanında çeşitli dînî eserleri de bulunan, müderrislik, kadılık, kazaskerlik vazîfelerinden sonra "şeyhülislamlık" da yapan büyük alim Ebussuud Efendi, Kanunî Sultan Süleyman döneminde Şeyhulislam'dı. Kanunî Sultan Süleyman, sarayın bahçesinde armut ağaçlarını kurutan karıncaların öldürülebilmesi için Şeyhülislam Ebussuüd Efendi'den aşağıdaki beyitle fetva istedi:
"Dırahta ger ziyan etse karınca
Zararı var mıdır anı kırınca?"
Padişah'ın bu fetva talebi üzerine, Ebussuud Efendi de, bir beyitle şöyle cevap verdi:
"Yarın Hakk'ın dîvanına varınca;
Süleyman'dan hakkın alur karınca!."
İŞTE BÖYLESİNE İNCE DÜŞÜNCELİ BİR NESLİN TORUNLARIYIZ BİZ. GURUR DUYMAYALIM MI ŞİMDİ.
"Dırahta ger ziyan etse karınca
Zararı var mıdır anı kırınca?"
Padişah'ın bu fetva talebi üzerine, Ebussuud Efendi de, bir beyitle şöyle cevap verdi:
"Yarın Hakk'ın dîvanına varınca;
Süleyman'dan hakkın alur karınca!."
İŞTE BÖYLESİNE İNCE DÜŞÜNCELİ BİR NESLİN TORUNLARIYIZ BİZ. GURUR DUYMAYALIM MI ŞİMDİ.