'hayaL
Bayan Üye
Filistin dramının en kanlı günlerinde dünya Hanzala ile İsrail katliamlarının şiddetini idrak edebiliyordu.
Hanzala ünlü bir karikatür sanatçısı ve adı Filistin davası ile özdeşleşmiş olan Devrimci çizer Naci Salim El Ali’nin tiplemesi olan Filistinli bir kız çocuğu idi.
Filistinlilerin ‘Devrimin Vicdanı’ olarak nitelendirdiği çizerin bütün çizgilerinde bir sembol olarak Hanzala’yı insanlar hep arka cepheden ve yamalı elbiseleri ile görüyorlardı
Hanzala’nın etkisi o kadar güçlü idi ki, İsrail, kendisine en az çocukların attıkları sapan taşları kadar büyük zarar veren bu çizgi karakterin çizerini ortadan kaldırmakta görüyordu çareyi
Kendisini bir karikatür sanatçısı olmaktan çok, halkının davasına adamış isim olarak yaşamayı tercih eden Naci El Ali, takvimler 22 Temmuz’u gösterirken, Londra’da bir caddede bedenine saplanan mermilerle yere yığıldı.
Yaralı olarak en yakın hastaneye kaldırıldı. Bir ay süreyle hastanede yaralı olarak tedavi gören Naci Ali, bütün müdahalelere rağmen kurtarılamıyor ve 29 Ağustos 1987′de Şehadet şerbetini içiyordu.
Ali, 1937′de Tabariye’nin Şecere köyünde dünyaya geldi. Yüz binlerce Filistinli gibi o da 1948 yılında topraklarından sürüldü. Filistin toprakları üzerine İsrail Devleti kurulduğunda, ailesiyle birlikte Lübnan’ın güneyindeki Sayda kenti yakınlarındaki Aynül Hilva Mülteci Kampı’na sığındı ve canını kurtardı. Kampta her Filistinli gibi acılar içinde yaşadı. Ama çaresizliğe kapılmadı, zulme teslim olmadı.
Ölümünden sonra Naci Ali “Kanı ile Filistin’i çizen sanatçı” olarak tanındı. Naci Ali, geride 40 bin eser bıraktı. Her çizgisinin altında sırtı okuyucuya dönmüş küçük bir çocuk vardır. Hep 10 yaşındadır. Çünkü Naci El Ali yurdundan kopartıldığında o yaşta idi. Diken diken olmuş saçlarıyla Hanzala, Filistin dramını haykırır dünyaya. Hanzala kendini şöyle tanımlar:
"Sevgili okur,
"Kendimi tanıtmama izin verin. Benim adım Hanzala. Babamın adı önemli değil. Annemin adı Nakbah (Filistinliler işgalin ardından Filistin topraklarında İsrail Devleti'nin ilan edildiği 15 Mayıs 1948'i Nakba yani büyük felaket günü olarak tanımlar. S.T.) ve kızkardeşime de Naksa adını koydular. Ayakkabı numaram: bilinmiyor çünkü ben hep yalınayak dolaşırım. 5 Haziran 1967'de doğdum. (Birinci Arap-İsrail savvaşından sonra Filistin topraklarının geri kalanının İsrail tarafından işgal ve ilhakının duyurulduğu tarih.)
Milliyetim: Filistinli değilim, Ürdünlü değilim, Kuveytli değilim, Lübnanlı değilim, Mısırlı değilim, hiç kimse değilim. Kısaca, bir kimlik kartım yok ve herhangi bir memleketten olmakla de ilgilenmiyorum. Ben yalnızca bir Arabım.
"Naci ile tesadüfen karşılaştım. Çizmeyi bilmediği için işinden kovulmuştu ve başka bir iş arıyordu. Bana, bir ülke üzerine karikatür çizmeye kalktığı her defasında o ülkenin elçiliğinin protesto ettiğini ve resmi uyarı ve tehditte bulunduğunu anlattı. Şöyle dedi: "Durum iyi görünüyor, herkes kibar, hoş ve melekler gibi, bundan daha iyisi olamaz. Yani artık çizmeme gerek yok. Yaşamak için başka bir iş arıyorum." Ben de şöyle dedim: "Sen korkaksın ve savaştan kaçıyorsun." Onunla çok uğraştım, sonunda kararını verdirdim. Kendimi ona, bütün dilleri ve ağızları bilen eğitimli bir Arap olarak tanıttım. Ona, iyi, kötü, çirkin, adanmış. her çeşit insanı tanıdığımı söyledim. Ona savaş meydanlarına gittiğimi ve kimin savaştığını, kimin de sadece konuştuğunu bildiğimi söyledim. Ayrıca karikatürlerini onun için hergün çizebileceğimi, tan başka kimseden korkmadığımı ve öfkelenen olursa da defolup gidebileceğini de söyledim. Ona, arabalarındaki air condition için endişe eden ve Filistini düşündüklerinden daha fazla yemek pişirmeyi ve yemeyi düşünen insanları çizeceğimi söyledim.
"Sevgili okur, bu uzun giriş için özür dilerim. Lütfen sadece boşluk doldurduğumu zannetme. Kendi ve sanatçı arkadaşım adına herşey için, zamanın ve sabrın için teşekkür ederim. Yarın görüşmek üzere.
"Hanzala"
Hanzala ünlü bir karikatür sanatçısı ve adı Filistin davası ile özdeşleşmiş olan Devrimci çizer Naci Salim El Ali’nin tiplemesi olan Filistinli bir kız çocuğu idi.
Filistinlilerin ‘Devrimin Vicdanı’ olarak nitelendirdiği çizerin bütün çizgilerinde bir sembol olarak Hanzala’yı insanlar hep arka cepheden ve yamalı elbiseleri ile görüyorlardı
Hanzala’nın etkisi o kadar güçlü idi ki, İsrail, kendisine en az çocukların attıkları sapan taşları kadar büyük zarar veren bu çizgi karakterin çizerini ortadan kaldırmakta görüyordu çareyi
Kendisini bir karikatür sanatçısı olmaktan çok, halkının davasına adamış isim olarak yaşamayı tercih eden Naci El Ali, takvimler 22 Temmuz’u gösterirken, Londra’da bir caddede bedenine saplanan mermilerle yere yığıldı.
Yaralı olarak en yakın hastaneye kaldırıldı. Bir ay süreyle hastanede yaralı olarak tedavi gören Naci Ali, bütün müdahalelere rağmen kurtarılamıyor ve 29 Ağustos 1987′de Şehadet şerbetini içiyordu.
Ali, 1937′de Tabariye’nin Şecere köyünde dünyaya geldi. Yüz binlerce Filistinli gibi o da 1948 yılında topraklarından sürüldü. Filistin toprakları üzerine İsrail Devleti kurulduğunda, ailesiyle birlikte Lübnan’ın güneyindeki Sayda kenti yakınlarındaki Aynül Hilva Mülteci Kampı’na sığındı ve canını kurtardı. Kampta her Filistinli gibi acılar içinde yaşadı. Ama çaresizliğe kapılmadı, zulme teslim olmadı.
Ölümünden sonra Naci Ali “Kanı ile Filistin’i çizen sanatçı” olarak tanındı. Naci Ali, geride 40 bin eser bıraktı. Her çizgisinin altında sırtı okuyucuya dönmüş küçük bir çocuk vardır. Hep 10 yaşındadır. Çünkü Naci El Ali yurdundan kopartıldığında o yaşta idi. Diken diken olmuş saçlarıyla Hanzala, Filistin dramını haykırır dünyaya. Hanzala kendini şöyle tanımlar:
"Sevgili okur,
"Kendimi tanıtmama izin verin. Benim adım Hanzala. Babamın adı önemli değil. Annemin adı Nakbah (Filistinliler işgalin ardından Filistin topraklarında İsrail Devleti'nin ilan edildiği 15 Mayıs 1948'i Nakba yani büyük felaket günü olarak tanımlar. S.T.) ve kızkardeşime de Naksa adını koydular. Ayakkabı numaram: bilinmiyor çünkü ben hep yalınayak dolaşırım. 5 Haziran 1967'de doğdum. (Birinci Arap-İsrail savvaşından sonra Filistin topraklarının geri kalanının İsrail tarafından işgal ve ilhakının duyurulduğu tarih.)
Milliyetim: Filistinli değilim, Ürdünlü değilim, Kuveytli değilim, Lübnanlı değilim, Mısırlı değilim, hiç kimse değilim. Kısaca, bir kimlik kartım yok ve herhangi bir memleketten olmakla de ilgilenmiyorum. Ben yalnızca bir Arabım.
"Naci ile tesadüfen karşılaştım. Çizmeyi bilmediği için işinden kovulmuştu ve başka bir iş arıyordu. Bana, bir ülke üzerine karikatür çizmeye kalktığı her defasında o ülkenin elçiliğinin protesto ettiğini ve resmi uyarı ve tehditte bulunduğunu anlattı. Şöyle dedi: "Durum iyi görünüyor, herkes kibar, hoş ve melekler gibi, bundan daha iyisi olamaz. Yani artık çizmeme gerek yok. Yaşamak için başka bir iş arıyorum." Ben de şöyle dedim: "Sen korkaksın ve savaştan kaçıyorsun." Onunla çok uğraştım, sonunda kararını verdirdim. Kendimi ona, bütün dilleri ve ağızları bilen eğitimli bir Arap olarak tanıttım. Ona, iyi, kötü, çirkin, adanmış. her çeşit insanı tanıdığımı söyledim. Ona savaş meydanlarına gittiğimi ve kimin savaştığını, kimin de sadece konuştuğunu bildiğimi söyledim. Ayrıca karikatürlerini onun için hergün çizebileceğimi, tan başka kimseden korkmadığımı ve öfkelenen olursa da defolup gidebileceğini de söyledim. Ona, arabalarındaki air condition için endişe eden ve Filistini düşündüklerinden daha fazla yemek pişirmeyi ve yemeyi düşünen insanları çizeceğimi söyledim.
"Sevgili okur, bu uzun giriş için özür dilerim. Lütfen sadece boşluk doldurduğumu zannetme. Kendi ve sanatçı arkadaşım adına herşey için, zamanın ve sabrın için teşekkür ederim. Yarın görüşmek üzere.
"Hanzala"