meridyen2
Kayıtlı Üye
Kandaki Akıllı Koruma Görevlileri: Kompleman Molekülleri
Vücut içinde neredeyse insanlar arasındaki sosyal yaşamdan farklı olmayan bir sistem vardır. Aradaki tek fark, dışarıdaki sosyal yaşamda kahramanları insanların, vücut içinde ise hücrelerin oluşturmasıdır. Buna rağmen, kullanılan yöntemlerin, uygulanan taktiklerin, alınan tedbirlerin birbirlerine son derece benzer olduğunu görürüz. Hücreler de şuurlu insanlar gibi kendilerini koruma, akıllı davranma, tedbir alma benzeri yeteneklere sahiptirler. Bunun en önemli örneklerinden bir tanesi savunma hücreleri arasında yaşanır.
Çok fazla çeşitte hücre tipine sahip olan beyaz kan hücreleri yani akyuvarlar, nefes almaya başladığımız andan itibaren bizler için zararlı olabilecek herşeyle savaşmaya programlanmışlardır. Sahip olduğumuz bu kusursuz mekanizmanın en küçük parçasının bile eksik olması, basit bir hastalıktan dolayı ölmemize neden olabilir.
Bedenimizde bu mükemmel mekanizmanın yanı sıra, biz hastalanmasak da faaliyet halinde olan koruma görevlileri bulunmaktadır. Bu koruma görevlileri, bizim doğumumuzdan ölümümüze kadar vücuttaki "her hücreye" saldırmaya programlanmıştır. Bu gerçekten de şaşkınlık uyandırıcıdır, bedeni savunmak için var olmalarına rağmen, bedeni oluşturan tüm hücreleri düşman görürler. Bunların oluşturduğu sisteme "kompleman sistemi" adı verilir.
Kompleman Hücrelerinin Kullandıkları Akılcı Yöntemler
Kompleman molekülleri 20 farklı proteinden oluşan moleküllerdir. Karaciğerde üretilir ve dolaşım sistemine oradan katılırlar. Normal şartlarda kanın içinde gelişigüzel ve etkisizce dolaşan hücrelerdir. Ancak uyarıldıklarında, aniden, gördükleri bütün hücreleri yok etme kararı alırlar. Aldıkları bu uyarı tek bir kompleman hücresi kanalı ile vücuttaki sistemin tümüne yayılır. Uyarı ile vücutta dost düşman ayırımı yapmazlar. Bu nedenle vücudun kendi hücrelerine de bağlanıp onları yok etmeye de yönelebilirler. Ama vücut hücrelerini öldürmelerine izin yoktur. Çünkü vücut hücreleri, kendilerini koruma yeteneğine sahip oldukça akıllı hücrelerdir. Kompleman moleküllerini gördükleri anda adeta "tanırlar". Kompleman molekülleri bedene ait hücrelere değer değmez, vücudun kendi hücreleri onları etkisiz hale getirir. Böylelikle vücut kendi askerleri tarafından vurulmamış olur. Vücuda girmiş olan yabancı organizmalar ise, hiç beklemedikleri bu koruma görevlilerinin mutlaka saldırısına uğrarlar.
→ Kompleman Hücreleri Saldırgan Hücrenin Yüzeyinde Delik Açarak Saldırgan Hücrenin Zararını Önler: Kompleman moleküllerinden bir tanesi yabancı organizmaya bağlandığında, şekil değişikliğine uğrar. Bunu, kompleman molekülünün sahip olduğu ilk proteinin bakteriye bağlanması izler. Daha sonra, kompleman sisteme ait diğer proteinler de bakteriye teker teker bağlanırlar ve kompleman avcıları, istilacı bakterinin yüzeyini sarmış olur. Kompleman sisteminin son elemanı ise hücre zarına saldırmakla sorumludur. Bu akıllı molekül, savunmasız kalmış bakterinin tek koruması olan hücre zarında bir delik açar. Saldırı sonrasında bakteri içine su alarak patlar.
Bazen de kompleman molekülleri başka bir yöntem kullanırlar. Düşmanlarını ince bir zarla kaplar ve bu şekilde onları diğer yiyici hücreler için işaretlerler.
Bu örnekte de görüldüğü gibi, insan bedeninin her parçasında muazzam bir akıl hakimdir. Bu akla, bedeni koruyan, savunan, yaşatan her organizma sahiptir. Bedene ait hücrelerin, kompleman saldırganlarını tanımaları şarttır. Yoksa tek bir saldırı, insan yaşamını sona erdirebilir. Bu güçlü korumaların her an görev başında olmaları gerekmektedir.
İnsan Bedenindeki Bu Kusursuz Kompleman Sisteminin Varlığının Farkında mısınız?
Konunun uzmanı bilim adamları dışında söz konusu mekanizmayı tanıyanların sayısı kuşkusuz son derece sınırlıdır. Bu gerçeğe rağmen, istisnasız her insan bu mükemmel sistem ile donatılmış durumdadır. Bu sistem, her an hiç durmadan faaliyet halindedir. Çünkü onları Rabbimiz olan Allah yaratır ve onlara vücutta savaşma veya korunma bilgisini Allah verir. Nerede kime karşı mücadele edeceklerini onlara Allah ilham eder. Görevlerini Allah belirler, sahip oldukları kusursuzluk Allah'ın onlara bir lütfudur ve siz, Allah dilediği için ve dilediği şekilde vücudunuza giren istilacılardan korunursunuz. Anlattığımız bu mükemmel sistem, her detayı ile sonsuz kudret ve güce sahip olan Rabbimiz'in eserlerinden yalnızca biridir.
Vücut içindeki savaş her zaman zafer ile sonuçlanmayabilir. Kompleman moleküllerinden daha becerikli bakterilerin vücuda girmesi, bu moleküllerin tüm düzenini altüst edebilir. Bu durumda ortaya çıkan karşılıklı akıl gösterisi ise son derece hayret vericidir. Örneğin, akciğer enfeksiyonlarına neden olan pnömokok bakterileri, kendilerine saldıracak olan savaşçı molekülleri daha vücuda girmeden tanımaktadırlar. Onlara bu molekülleri tanıtan, her iki organizmanın da niteliklerini tanıyan, onları yaratmış olan, onları her an izleyen ve denetimi altında bulunduran Yüce Rabbimiz'dir. Vücuda enfeksiyon amacı ile giren bu bakteriler, kendilerini kompleman moleküllerine karşı tanınmaz yapan kaygan bir zarla kaplıdırlar. Bu sayede kompleman molekülleri, bu bakterilerin davetsiz ve zararlı misafirler olduğunu anlamayacaklardır.
Bakterinin bundan sonra vücutta dilediği gibi yoluna devam ettiğini zannedebilirsiniz. Oysa mükemmel bir mekanizmaya sahip olan insan bedeninde, birinci tuzaktan kurtulan yabancılar ikinci büyük engelle karşılaşacaklardır. Dev makrofajlar bakterinin tanınmasını engelleyen kaygan kılıfı yırtar, onu uzun kolları ile yakalayıp etkisiz hale getirirler. Bu yöntemi tercih etmediklerinde ise, bakterileri işaretleyen bir madde salgılarlar. Bakteriler işaretlenince, kompleman molekülleri ve diğer yiyici hücreler onları tanır ve yok ederler.
Bütün bunlar, vücuda giren yabancı bakterinin de, vücut içinde onunla savaşan moleküllerin de Allahın eseri olduğunu göstermektedir. Bakteriler, nasıl bir tehlikeyle karşılaşacaklarının açıkça farkındadırlar. Vücut hücreleri ise, vücuda girecek muhtemel bir bakteriye karşı, henüz onu tanımadan tedbir geliştirmişlerdir. Bu elbette herşeyi, bütün kainatın Sahibi ve mutlak surette Hükümdarı, Melik olan Allah'ın yarattığı gerçeğini gözler önüne sermek için vücudumuzda var edilmiş örneklerden bir tanesidir. Ayetlerde bu gerçeğe şu şekilde dikkat çekilir:
De ki: İnsanların Rabbine sığınırım. İnsanların Malikine, İnsanların (gerçek) İlahına; (Nas Suresi, 1-3)
Hak Melik olan Allah pek Yücedir, O'ndan başka ilah yoktur; Kerim olan Arş'ın Rabbidir. (Mü'minun Suresi, 116)
Kompleman molekülleri, tüm özellikleri ile birlikte yaratılmış olan ve tüm parçaların bir arada koordinasyonu ile işleyen bir mükemmellik örneğidir. İşte bu nedenle önemli bir yaratılış delilidir. Allah'ın yaratmasındaki kusursuzluk bir kez daha karşımızdadır. Bir ayette Allah yaratılış gerçeğini şu şekilde bildirir:
Bu, Allah'ın yaratmasıdır. Şu halde, O'nun dışında olanların yarattıklarını bana gösterin. Hayır, zulmedenler, açıkça bir sapıklık içindedirler. (Lokman Suresi, 11)
AIDS Virüsü Savunma Mekanizmasını Nasıl Bozar?
Henüz çaresi bulunamamış öldürücü bir hastalık olan AIDS saldırganın da savunucunun da tek bir Yaratıcının eseri olduğu gerçeğine bir başka önemli örnektir. Bu hastalığın sebebini oluşturan HIV virüsü, vücudun savunma mekanizmasına karşı planlanmış bir taktikle beraber vücuda girer. Daha önce görmediği bir bedende adeta kendisi ile kimin savaşacağını bilmektedir. İşte bu nedenle vücuda girdiği anda, diğer virüsler gibi herhangi bir hücrenin içine sızmaktansa, doğruca vücuttaki yabancıları yok edip bunu diğer savunma elemanlarına haber vermekle görevli olan "Haberci T" hücresinin içine girer. Hücreyi bozar ve onun tehlikeyi haber vermesine izin vermez. Elemanları hasar görmüş olan bağışıklık sistemi artık eskisi gibi işlevini göremez hale gelir. Bunun sonucunda vücut artık en basit bir grip mikrobu ile bile çarpışamayacak durumdadır. HIV virüsünün savunma sistemini yıkıcı etkisi nedeniyle, bir grip virüsü dahi insanı öldürebilir.
(harun yahya makale)
Vücut içinde neredeyse insanlar arasındaki sosyal yaşamdan farklı olmayan bir sistem vardır. Aradaki tek fark, dışarıdaki sosyal yaşamda kahramanları insanların, vücut içinde ise hücrelerin oluşturmasıdır. Buna rağmen, kullanılan yöntemlerin, uygulanan taktiklerin, alınan tedbirlerin birbirlerine son derece benzer olduğunu görürüz. Hücreler de şuurlu insanlar gibi kendilerini koruma, akıllı davranma, tedbir alma benzeri yeteneklere sahiptirler. Bunun en önemli örneklerinden bir tanesi savunma hücreleri arasında yaşanır.
Çok fazla çeşitte hücre tipine sahip olan beyaz kan hücreleri yani akyuvarlar, nefes almaya başladığımız andan itibaren bizler için zararlı olabilecek herşeyle savaşmaya programlanmışlardır. Sahip olduğumuz bu kusursuz mekanizmanın en küçük parçasının bile eksik olması, basit bir hastalıktan dolayı ölmemize neden olabilir.
Bedenimizde bu mükemmel mekanizmanın yanı sıra, biz hastalanmasak da faaliyet halinde olan koruma görevlileri bulunmaktadır. Bu koruma görevlileri, bizim doğumumuzdan ölümümüze kadar vücuttaki "her hücreye" saldırmaya programlanmıştır. Bu gerçekten de şaşkınlık uyandırıcıdır, bedeni savunmak için var olmalarına rağmen, bedeni oluşturan tüm hücreleri düşman görürler. Bunların oluşturduğu sisteme "kompleman sistemi" adı verilir.
Kompleman Hücrelerinin Kullandıkları Akılcı Yöntemler
Kompleman molekülleri 20 farklı proteinden oluşan moleküllerdir. Karaciğerde üretilir ve dolaşım sistemine oradan katılırlar. Normal şartlarda kanın içinde gelişigüzel ve etkisizce dolaşan hücrelerdir. Ancak uyarıldıklarında, aniden, gördükleri bütün hücreleri yok etme kararı alırlar. Aldıkları bu uyarı tek bir kompleman hücresi kanalı ile vücuttaki sistemin tümüne yayılır. Uyarı ile vücutta dost düşman ayırımı yapmazlar. Bu nedenle vücudun kendi hücrelerine de bağlanıp onları yok etmeye de yönelebilirler. Ama vücut hücrelerini öldürmelerine izin yoktur. Çünkü vücut hücreleri, kendilerini koruma yeteneğine sahip oldukça akıllı hücrelerdir. Kompleman moleküllerini gördükleri anda adeta "tanırlar". Kompleman molekülleri bedene ait hücrelere değer değmez, vücudun kendi hücreleri onları etkisiz hale getirir. Böylelikle vücut kendi askerleri tarafından vurulmamış olur. Vücuda girmiş olan yabancı organizmalar ise, hiç beklemedikleri bu koruma görevlilerinin mutlaka saldırısına uğrarlar.
→ Kompleman Hücreleri Saldırgan Hücrenin Yüzeyinde Delik Açarak Saldırgan Hücrenin Zararını Önler: Kompleman moleküllerinden bir tanesi yabancı organizmaya bağlandığında, şekil değişikliğine uğrar. Bunu, kompleman molekülünün sahip olduğu ilk proteinin bakteriye bağlanması izler. Daha sonra, kompleman sisteme ait diğer proteinler de bakteriye teker teker bağlanırlar ve kompleman avcıları, istilacı bakterinin yüzeyini sarmış olur. Kompleman sisteminin son elemanı ise hücre zarına saldırmakla sorumludur. Bu akıllı molekül, savunmasız kalmış bakterinin tek koruması olan hücre zarında bir delik açar. Saldırı sonrasında bakteri içine su alarak patlar.
Bazen de kompleman molekülleri başka bir yöntem kullanırlar. Düşmanlarını ince bir zarla kaplar ve bu şekilde onları diğer yiyici hücreler için işaretlerler.
Bu örnekte de görüldüğü gibi, insan bedeninin her parçasında muazzam bir akıl hakimdir. Bu akla, bedeni koruyan, savunan, yaşatan her organizma sahiptir. Bedene ait hücrelerin, kompleman saldırganlarını tanımaları şarttır. Yoksa tek bir saldırı, insan yaşamını sona erdirebilir. Bu güçlü korumaların her an görev başında olmaları gerekmektedir.
İnsan Bedenindeki Bu Kusursuz Kompleman Sisteminin Varlığının Farkında mısınız?
Konunun uzmanı bilim adamları dışında söz konusu mekanizmayı tanıyanların sayısı kuşkusuz son derece sınırlıdır. Bu gerçeğe rağmen, istisnasız her insan bu mükemmel sistem ile donatılmış durumdadır. Bu sistem, her an hiç durmadan faaliyet halindedir. Çünkü onları Rabbimiz olan Allah yaratır ve onlara vücutta savaşma veya korunma bilgisini Allah verir. Nerede kime karşı mücadele edeceklerini onlara Allah ilham eder. Görevlerini Allah belirler, sahip oldukları kusursuzluk Allah'ın onlara bir lütfudur ve siz, Allah dilediği için ve dilediği şekilde vücudunuza giren istilacılardan korunursunuz. Anlattığımız bu mükemmel sistem, her detayı ile sonsuz kudret ve güce sahip olan Rabbimiz'in eserlerinden yalnızca biridir.
Vücut içindeki savaş her zaman zafer ile sonuçlanmayabilir. Kompleman moleküllerinden daha becerikli bakterilerin vücuda girmesi, bu moleküllerin tüm düzenini altüst edebilir. Bu durumda ortaya çıkan karşılıklı akıl gösterisi ise son derece hayret vericidir. Örneğin, akciğer enfeksiyonlarına neden olan pnömokok bakterileri, kendilerine saldıracak olan savaşçı molekülleri daha vücuda girmeden tanımaktadırlar. Onlara bu molekülleri tanıtan, her iki organizmanın da niteliklerini tanıyan, onları yaratmış olan, onları her an izleyen ve denetimi altında bulunduran Yüce Rabbimiz'dir. Vücuda enfeksiyon amacı ile giren bu bakteriler, kendilerini kompleman moleküllerine karşı tanınmaz yapan kaygan bir zarla kaplıdırlar. Bu sayede kompleman molekülleri, bu bakterilerin davetsiz ve zararlı misafirler olduğunu anlamayacaklardır.
Bakterinin bundan sonra vücutta dilediği gibi yoluna devam ettiğini zannedebilirsiniz. Oysa mükemmel bir mekanizmaya sahip olan insan bedeninde, birinci tuzaktan kurtulan yabancılar ikinci büyük engelle karşılaşacaklardır. Dev makrofajlar bakterinin tanınmasını engelleyen kaygan kılıfı yırtar, onu uzun kolları ile yakalayıp etkisiz hale getirirler. Bu yöntemi tercih etmediklerinde ise, bakterileri işaretleyen bir madde salgılarlar. Bakteriler işaretlenince, kompleman molekülleri ve diğer yiyici hücreler onları tanır ve yok ederler.
Bütün bunlar, vücuda giren yabancı bakterinin de, vücut içinde onunla savaşan moleküllerin de Allahın eseri olduğunu göstermektedir. Bakteriler, nasıl bir tehlikeyle karşılaşacaklarının açıkça farkındadırlar. Vücut hücreleri ise, vücuda girecek muhtemel bir bakteriye karşı, henüz onu tanımadan tedbir geliştirmişlerdir. Bu elbette herşeyi, bütün kainatın Sahibi ve mutlak surette Hükümdarı, Melik olan Allah'ın yarattığı gerçeğini gözler önüne sermek için vücudumuzda var edilmiş örneklerden bir tanesidir. Ayetlerde bu gerçeğe şu şekilde dikkat çekilir:
De ki: İnsanların Rabbine sığınırım. İnsanların Malikine, İnsanların (gerçek) İlahına; (Nas Suresi, 1-3)
Hak Melik olan Allah pek Yücedir, O'ndan başka ilah yoktur; Kerim olan Arş'ın Rabbidir. (Mü'minun Suresi, 116)
Kompleman molekülleri, tüm özellikleri ile birlikte yaratılmış olan ve tüm parçaların bir arada koordinasyonu ile işleyen bir mükemmellik örneğidir. İşte bu nedenle önemli bir yaratılış delilidir. Allah'ın yaratmasındaki kusursuzluk bir kez daha karşımızdadır. Bir ayette Allah yaratılış gerçeğini şu şekilde bildirir:
Bu, Allah'ın yaratmasıdır. Şu halde, O'nun dışında olanların yarattıklarını bana gösterin. Hayır, zulmedenler, açıkça bir sapıklık içindedirler. (Lokman Suresi, 11)
AIDS Virüsü Savunma Mekanizmasını Nasıl Bozar?
Henüz çaresi bulunamamış öldürücü bir hastalık olan AIDS saldırganın da savunucunun da tek bir Yaratıcının eseri olduğu gerçeğine bir başka önemli örnektir. Bu hastalığın sebebini oluşturan HIV virüsü, vücudun savunma mekanizmasına karşı planlanmış bir taktikle beraber vücuda girer. Daha önce görmediği bir bedende adeta kendisi ile kimin savaşacağını bilmektedir. İşte bu nedenle vücuda girdiği anda, diğer virüsler gibi herhangi bir hücrenin içine sızmaktansa, doğruca vücuttaki yabancıları yok edip bunu diğer savunma elemanlarına haber vermekle görevli olan "Haberci T" hücresinin içine girer. Hücreyi bozar ve onun tehlikeyi haber vermesine izin vermez. Elemanları hasar görmüş olan bağışıklık sistemi artık eskisi gibi işlevini göremez hale gelir. Bunun sonucunda vücut artık en basit bir grip mikrobu ile bile çarpışamayacak durumdadır. HIV virüsünün savunma sistemini yıkıcı etkisi nedeniyle, bir grip virüsü dahi insanı öldürebilir.
(harun yahya makale)