Buğra1
Kayıtlı Üye
Kalb Sağlığı ve Kalsiyum
M. Uğur ES
Kireçli su içen insanların muhtemelen bağırsaklarında sabunlaşma faktörleri teşvik edilip, yağların emilmesi azalmakta ve bu durum kalb hastalıklarının azalması ve tabiî olarak önlenmesine sebep olmaktadır.
Bu, Galveston'da Texas Üniversitesi Tıb dalından Dr. Earl Dawson'un öne sürdüğü teoridir. Geçen 10 yılın üzerinde hemen her yerde çalışmalar, kireçli su olan bölgelerde kalb hastalıklarının nisbet olarak az olduğunu gösterdi. Nitekim, araştırmalar bu bölgelerde yaşayan insanlarda düşük kan basıncı ve serum kolesterol seviyesi ile birlikte, kalb krizinden % 25 daha az ölüm olduğunu göstermiştir. Bununla beraber, daha enterasan olanı bu tip bölgelerde yaşayan insanların madenî tuz ihtiva etmeyen tatlı su bölgelerindeki insanlardan günlük daha yüksek oranda yağ aldıklarıdır.
Kireçli sulardaki bu müsbet faktörün ne olduğu kesin olarak belirtilmediyse de, Dawson, bundan yüksek konsantrasyondaki magnezyum ve kalsiyumun sebeb olduğuna inanmaktadır (Zaten bu ikisi suyun sertliğinde en önemli rolü oynamaktadır).
Dawson'a göre bağırsaklarda, kalsiyum ve magnezyum diyetten gelen yağlarla birleşip sindirilemeyen ve emilemeyen sabunlan oluşturuyor, bu kimyevi" birleşme ile kireçli sudaki mineraller ve hayatı tehdit eden yağlar süratle ve zararsızca dışarı atılmaktadır.
Eğer bu doğruysa, kalsiyum ve magnezyum, kireçli su İçenlerin sağlığına müsbet yönde tesir etmektedir. Bununla birlikte, madenî tuz ihtiva etmeyen tatlı suları içenler de aynı avantaja sahip olabilir. Şöyle ki:
Minerallerin de sindirilmesi göz önüne alınarak, Dawson günlük 60 mgr. magnezyum ve 100 mgr. kalsiyum ilavesini tavsiye etmektedir. Böyle bir İlave 2 litreye yakın kireçli suya eşit nisbette mineral sağlıyacaktır. Böylece mahiyeti değiştirilen yumuşak (tatlı) sular, sodadaki fosfatın kalsiyumu bağlayarak onun vücuttaki sabunlaşmaya katılmasını önlemede yardımcı olmaktadır.
Bu teori oldukça sağlıklı görünüyor. Gerçekten 100 bin'lik bir insan topluluğun da böyle bir kalsiyum - magnezyum ilavesi her 10 yılda yüzün üzerinde kalb hastalıklarına bağlı ölüm vakasını azaltmıştır.
M. Uğur ES
Kireçli su içen insanların muhtemelen bağırsaklarında sabunlaşma faktörleri teşvik edilip, yağların emilmesi azalmakta ve bu durum kalb hastalıklarının azalması ve tabiî olarak önlenmesine sebep olmaktadır.
Bu, Galveston'da Texas Üniversitesi Tıb dalından Dr. Earl Dawson'un öne sürdüğü teoridir. Geçen 10 yılın üzerinde hemen her yerde çalışmalar, kireçli su olan bölgelerde kalb hastalıklarının nisbet olarak az olduğunu gösterdi. Nitekim, araştırmalar bu bölgelerde yaşayan insanlarda düşük kan basıncı ve serum kolesterol seviyesi ile birlikte, kalb krizinden % 25 daha az ölüm olduğunu göstermiştir. Bununla beraber, daha enterasan olanı bu tip bölgelerde yaşayan insanların madenî tuz ihtiva etmeyen tatlı su bölgelerindeki insanlardan günlük daha yüksek oranda yağ aldıklarıdır.
Kireçli sulardaki bu müsbet faktörün ne olduğu kesin olarak belirtilmediyse de, Dawson, bundan yüksek konsantrasyondaki magnezyum ve kalsiyumun sebeb olduğuna inanmaktadır (Zaten bu ikisi suyun sertliğinde en önemli rolü oynamaktadır).
Dawson'a göre bağırsaklarda, kalsiyum ve magnezyum diyetten gelen yağlarla birleşip sindirilemeyen ve emilemeyen sabunlan oluşturuyor, bu kimyevi" birleşme ile kireçli sudaki mineraller ve hayatı tehdit eden yağlar süratle ve zararsızca dışarı atılmaktadır.
Eğer bu doğruysa, kalsiyum ve magnezyum, kireçli su İçenlerin sağlığına müsbet yönde tesir etmektedir. Bununla birlikte, madenî tuz ihtiva etmeyen tatlı suları içenler de aynı avantaja sahip olabilir. Şöyle ki:
Minerallerin de sindirilmesi göz önüne alınarak, Dawson günlük 60 mgr. magnezyum ve 100 mgr. kalsiyum ilavesini tavsiye etmektedir. Böyle bir İlave 2 litreye yakın kireçli suya eşit nisbette mineral sağlıyacaktır. Böylece mahiyeti değiştirilen yumuşak (tatlı) sular, sodadaki fosfatın kalsiyumu bağlayarak onun vücuttaki sabunlaşmaya katılmasını önlemede yardımcı olmaktadır.
Bu teori oldukça sağlıklı görünüyor. Gerçekten 100 bin'lik bir insan topluluğun da böyle bir kalsiyum - magnezyum ilavesi her 10 yılda yüzün üzerinde kalb hastalıklarına bağlı ölüm vakasını azaltmıştır.