sEmih
Kayıtlı Üye
Hiç kalp kırdınız mı veya biri sizin kalbinizi kırdı mı.Toplumlarda yaşayan insanların bir çoğu bu duyguyu hem yaşar hem yaşatır.Sadece insanoğluna özgüdür kalp kırmak ve kalbinin kırılması duygusu.Hem dinimizde kalp kırmak büyük günahlardan sayılmış,hem de ahlaki açıdan kalp kırmanın vicdanlarda yarattığı azab açısından kişi iletişiminde yapılmaması gereken davranışlardan sayılmış insanoğlunun var oluşundan günümüze.Kalbimiz sevgiyi beslediğimiz,duygularımıza yön verdiğimiz,kimliğimizi ve kişiliğimizi oluşturduğumuz ve en önemlisi yüce rabbimizi misafir ettiğimiz bir mekandır;Orasına Allahın evi de diyebiliriz.Allahın evini tahrib etmek kimsenin arzulayacağı şey olmamakla birlikte bir çoğumuz zaman zaman bu eylemi yaptığımız olmuyor değil.
Evde kullandığınız eşyayı kırarsınız;cam,bardak,tabak,arabanızı,evinizin bir bölümünü kırarsınız ya yerine başkasını alırsınız yada tamir ettirirsiniz.Yani maddi olanı kırmanın telafisi vardır.Ancak kalp kırmanın ne tamiri vardır neden yenileme şansınız vardır.Mümkün olduğu kadar kaçınmak gerek kalp kırmaktan.
En güzeli ve en eftali olanı geçmişte kalan dostluk değerine sahip çıkmak,birbirimize hoş görülü saygı ve sevgi çerçevesinde yaklaşıp hiçbir önyargı olmaksızın toplumsal barışı ve huzuru temin edebilmektir.
Aklıma gelmişken konu ile ilgili bir hikaye anlatayım:Zamanın birinde bir adamın bir oğlu varmış;oğlu sabırsız,önyargılı,düşünmeden ilk aklına geleni hemen söyler ve karşısında kim olursa olsun kalbini kırarmış.Tanıdıklardan her gün şikayet gelmesi üzerine baba sürekli nasihatler verirmiş oğluna ama bir türlü dinlemezmiş oğlu.Bir gün baba eve gelirken bir torba dolusu çivi getirmiş ve oğlunu yanına çağırmış.Demiş ki oğluna her kalp kırdığında şu çivilerden birini karşıdaki tahta tarabaya çakacaksın der.Oğlu da öyle yapmış her kalp kırdığında babasının getirdiği bir torba çividen birini tarabaya çakmaya başlamış.çok kısa bir zamanda bir torba dolusu çivi bitti.O zaman ne kadar yanlış içinde olduğunu anlamış.Çünkü bir torba dolusu çivi bitmiş.Çivilere bakıp kendi kendine demiş ki;''Vay be ben ne kadar çok insan kalbi kırmışım'' .Derhal babasının yanına gidip bunu nasıl telafi edebileceğini sorar.Babası da ''bak oğul hiç kırmasan iyi idi ama mademki iyi insan olmaya karar verdin şimdiden sonra insanlara hep iyilik yapacaksın ve her iyilik yaptığında tarabadaki çividen birini sökeceksin''der.Oğlu da öyle yaptı ve hep iyilik yaptı ve her iyilik sonrasında tarabadaki çivilerden bir tane sökmeye başlamış ve bir gün baktı tarabada çivi kalmadı.Derhal yine babasına der ''baba bak tarabada çivi kalmadı ben artık masum ve günahsız biri oldum'' der.Baba da derki ''oğul evet sen çok düzeldin ve çok iyi adam oldun tebrik ederim,ancak bak oğul çivileri söktüğün yerde çivilerin izleri duruyor'' der.
Evet dostlar biz kalp kırdığımızda ne kadar telafisine gidersek gidelim yine de bir iz mutlaka kalacaktır;İyisi imi siz siz olun sakın kalp kırmayın.
Evde kullandığınız eşyayı kırarsınız;cam,bardak,tabak,arabanızı,evinizin bir bölümünü kırarsınız ya yerine başkasını alırsınız yada tamir ettirirsiniz.Yani maddi olanı kırmanın telafisi vardır.Ancak kalp kırmanın ne tamiri vardır neden yenileme şansınız vardır.Mümkün olduğu kadar kaçınmak gerek kalp kırmaktan.
En güzeli ve en eftali olanı geçmişte kalan dostluk değerine sahip çıkmak,birbirimize hoş görülü saygı ve sevgi çerçevesinde yaklaşıp hiçbir önyargı olmaksızın toplumsal barışı ve huzuru temin edebilmektir.
Aklıma gelmişken konu ile ilgili bir hikaye anlatayım:Zamanın birinde bir adamın bir oğlu varmış;oğlu sabırsız,önyargılı,düşünmeden ilk aklına geleni hemen söyler ve karşısında kim olursa olsun kalbini kırarmış.Tanıdıklardan her gün şikayet gelmesi üzerine baba sürekli nasihatler verirmiş oğluna ama bir türlü dinlemezmiş oğlu.Bir gün baba eve gelirken bir torba dolusu çivi getirmiş ve oğlunu yanına çağırmış.Demiş ki oğluna her kalp kırdığında şu çivilerden birini karşıdaki tahta tarabaya çakacaksın der.Oğlu da öyle yapmış her kalp kırdığında babasının getirdiği bir torba çividen birini tarabaya çakmaya başlamış.çok kısa bir zamanda bir torba dolusu çivi bitti.O zaman ne kadar yanlış içinde olduğunu anlamış.Çünkü bir torba dolusu çivi bitmiş.Çivilere bakıp kendi kendine demiş ki;''Vay be ben ne kadar çok insan kalbi kırmışım'' .Derhal babasının yanına gidip bunu nasıl telafi edebileceğini sorar.Babası da ''bak oğul hiç kırmasan iyi idi ama mademki iyi insan olmaya karar verdin şimdiden sonra insanlara hep iyilik yapacaksın ve her iyilik yaptığında tarabadaki çividen birini sökeceksin''der.Oğlu da öyle yaptı ve hep iyilik yaptı ve her iyilik sonrasında tarabadaki çivilerden bir tane sökmeye başlamış ve bir gün baktı tarabada çivi kalmadı.Derhal yine babasına der ''baba bak tarabada çivi kalmadı ben artık masum ve günahsız biri oldum'' der.Baba da derki ''oğul evet sen çok düzeldin ve çok iyi adam oldun tebrik ederim,ancak bak oğul çivileri söktüğün yerde çivilerin izleri duruyor'' der.
Evet dostlar biz kalp kırdığımızda ne kadar telafisine gidersek gidelim yine de bir iz mutlaka kalacaktır;İyisi imi siz siz olun sakın kalp kırmayın.