AySe^^
Bayan Üye
Egzersizin önemi..
“Kalp hastalarının sıcak yaz günlerinin yarattığı riskten korunabilmeleri, sağlıklarına dikkat etmeleri gerekiyor. Bazı özel durumlar dışında hemen hemen tüm kalp hastalarına ağır olmayan, düzenli egzersizleri yapabilmeleri için soğuk havalara göre yaz aylarının sunduğu çok daha uygun koşulları değerlendirmelerini öneriyoruz. Kalp hastası olmayan her bireye de önerdiğimiz düzenli egzersizin, özellikle koroner arter hastası, hipertansiyonu olan, şişman ve hiperkolesterolemili hastalarda kalp olaylarının gelişmesini ve tekrarlamasını azalttığı görülüyor. Egzersizin kalp damar hastalığı ve diyabetin temelinde yatan fazla kilolardan kurtulmaya yardımcı olduğu ve kalp yetersizliği olan hastaların efor kapasitelerini artırabilme imkanını sağladığı biliniyor. Burada önemli olan yavaş tempolu, tercihin sadece yürüyüş ile egzersize başlayıp, zorlanmadan ve kalp rahatsızlıklarının elverdiği yoğunlukta ve sürede egzersizin yapılmasıdır. Egzersizin yanı sıra yazla birlikte gerçek anlamda tatil yapmak, kalabalık şehirlerin, yoğun işlerin getirdiği streslerden uzaklaşmak hem fiziksel hem de ruhsal açıdan dinlenmek önem taşıyor. Kötü havalarla paralel giden depresyonun, moral bozukluğunun kalp hastalıklarını da tetiklediği biliniyor. Bol güneşli, temiz havalarda doğayla daha yakın temasta olmak psikolojik olarak da tazelenmek kalp hastalarını bedenen olduğu gibi ruhen de gençleştirecektir. Yazla birlikte artan taze yeşil sebze ve meyvelerden bol bol tüketerek ağır, katı yağ ile yapılmış yemeklerden uzaklaşmak, sigaradan uzak durmak ve kalbimizle barışık olmak, ona özen göstermek için uzun güzel yaz günleri bulunmaz fırsatlar sunuyor.
Bol sıvı alınması önem taşıyor
Birey sağlıklı da olsa, kalp hastası da olsa her şeyin aşırısından kaçınmalı. Bunların başında günün sıcak saatlerinde güneş altında uzun süre kalmak geliyor. Güneşlenmek ya da egzersiz gibi faaliyetlerin ancak güneş ışınlarının etkisini yitirdiği akşam saatlerinde ya da nispeten serin olan sabah erken saatlerde yapılması gerekiyor. Aşırı sıcak vücut ısısını da arttırır. Vücut araba radyatörü gibi soğutma sistemini çalıştırmak için kan damarlarını genişletir, kalp hızını arttırır, cilde daha fazla kan gönderir ve terleme ile ısıyı azaltmaya çalışır. Maalesef yoğun nemli havalarda terleme ile soğutma sistemi etkin çalışamaz. Damar genişlemesi ve kalp hızı artışına eşlik eden sıvı kaybı kalbi oldukça zorlar ve uzun süre bu koşullarda çalışan, zorlanan kalpte mevcut problemler belirginleşip ağırlaşabilir. Göğüs ağrısı ortaya çıkabilir, kalp yetersizliği alevlenebilir, tansiyon düşebilir ya da sıcak stresi ve dengenin bozulması ile tansiyon aşırı yükselebilir. Özellikle yaşlı hastalarda bu durumlar ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle başta su, meyve suyu, ılık çaylar olmak üzere bol sıvı alınması önem taşıyor. Hava sıcaklığı, günlük fizik aktivite ve kaybedilen suyun miktarına göre değişmekle birlikte günde en az 2- 2.5 litre sıvı içmek gerekiyor.”
Dr. Ökmen diğer bazı önerilerini ise şöyle sıralıyor:
• Ağır, yağlı yiyeceklerden ve sindirimi zor kızartmalardan mutlaka uzak durulmalı. Kalp hastalarının her zamanki diyetlerini bozmamalarını öneriyoruz. Ağırlıklı olarak taze sebze ve meyve tüketilmeli. Bu besinler hem bol sıvı içerirler, hem de vitamin, mineraller ve antioksidanlar açısından zengindirler.
• Hasta yapabileceği egzersizin türü ve düzeyini belirlemek üzere doktoru ile görüşerek belli yaz sporlarını, denize girmek dahil yapabilir. Amacın maratona hazırlanmak değil kalp sağlığını korumak olduğu unutulmamalı ve egzersiz için sınırlar zorlanmamalı.
• Kalp hastalığı yazla birlikte tatile girmez bu nedenle doktorunuzla görüşmeden kalp ilaçlarınızı azaltmayın, bırakmayın. İdeal olanı yaz sıcakları yüksek derecelere ulaşmadan, uzun tatile, seyahate çıkmadan kalple ilgili kontrollerinizin yapılmasıdır.
“Kalp hastalarının sıcak yaz günlerinin yarattığı riskten korunabilmeleri, sağlıklarına dikkat etmeleri gerekiyor. Bazı özel durumlar dışında hemen hemen tüm kalp hastalarına ağır olmayan, düzenli egzersizleri yapabilmeleri için soğuk havalara göre yaz aylarının sunduğu çok daha uygun koşulları değerlendirmelerini öneriyoruz. Kalp hastası olmayan her bireye de önerdiğimiz düzenli egzersizin, özellikle koroner arter hastası, hipertansiyonu olan, şişman ve hiperkolesterolemili hastalarda kalp olaylarının gelişmesini ve tekrarlamasını azalttığı görülüyor. Egzersizin kalp damar hastalığı ve diyabetin temelinde yatan fazla kilolardan kurtulmaya yardımcı olduğu ve kalp yetersizliği olan hastaların efor kapasitelerini artırabilme imkanını sağladığı biliniyor. Burada önemli olan yavaş tempolu, tercihin sadece yürüyüş ile egzersize başlayıp, zorlanmadan ve kalp rahatsızlıklarının elverdiği yoğunlukta ve sürede egzersizin yapılmasıdır. Egzersizin yanı sıra yazla birlikte gerçek anlamda tatil yapmak, kalabalık şehirlerin, yoğun işlerin getirdiği streslerden uzaklaşmak hem fiziksel hem de ruhsal açıdan dinlenmek önem taşıyor. Kötü havalarla paralel giden depresyonun, moral bozukluğunun kalp hastalıklarını da tetiklediği biliniyor. Bol güneşli, temiz havalarda doğayla daha yakın temasta olmak psikolojik olarak da tazelenmek kalp hastalarını bedenen olduğu gibi ruhen de gençleştirecektir. Yazla birlikte artan taze yeşil sebze ve meyvelerden bol bol tüketerek ağır, katı yağ ile yapılmış yemeklerden uzaklaşmak, sigaradan uzak durmak ve kalbimizle barışık olmak, ona özen göstermek için uzun güzel yaz günleri bulunmaz fırsatlar sunuyor.
Bol sıvı alınması önem taşıyor
Birey sağlıklı da olsa, kalp hastası da olsa her şeyin aşırısından kaçınmalı. Bunların başında günün sıcak saatlerinde güneş altında uzun süre kalmak geliyor. Güneşlenmek ya da egzersiz gibi faaliyetlerin ancak güneş ışınlarının etkisini yitirdiği akşam saatlerinde ya da nispeten serin olan sabah erken saatlerde yapılması gerekiyor. Aşırı sıcak vücut ısısını da arttırır. Vücut araba radyatörü gibi soğutma sistemini çalıştırmak için kan damarlarını genişletir, kalp hızını arttırır, cilde daha fazla kan gönderir ve terleme ile ısıyı azaltmaya çalışır. Maalesef yoğun nemli havalarda terleme ile soğutma sistemi etkin çalışamaz. Damar genişlemesi ve kalp hızı artışına eşlik eden sıvı kaybı kalbi oldukça zorlar ve uzun süre bu koşullarda çalışan, zorlanan kalpte mevcut problemler belirginleşip ağırlaşabilir. Göğüs ağrısı ortaya çıkabilir, kalp yetersizliği alevlenebilir, tansiyon düşebilir ya da sıcak stresi ve dengenin bozulması ile tansiyon aşırı yükselebilir. Özellikle yaşlı hastalarda bu durumlar ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle başta su, meyve suyu, ılık çaylar olmak üzere bol sıvı alınması önem taşıyor. Hava sıcaklığı, günlük fizik aktivite ve kaybedilen suyun miktarına göre değişmekle birlikte günde en az 2- 2.5 litre sıvı içmek gerekiyor.”
Dr. Ökmen diğer bazı önerilerini ise şöyle sıralıyor:
• Ağır, yağlı yiyeceklerden ve sindirimi zor kızartmalardan mutlaka uzak durulmalı. Kalp hastalarının her zamanki diyetlerini bozmamalarını öneriyoruz. Ağırlıklı olarak taze sebze ve meyve tüketilmeli. Bu besinler hem bol sıvı içerirler, hem de vitamin, mineraller ve antioksidanlar açısından zengindirler.
• Hasta yapabileceği egzersizin türü ve düzeyini belirlemek üzere doktoru ile görüşerek belli yaz sporlarını, denize girmek dahil yapabilir. Amacın maratona hazırlanmak değil kalp sağlığını korumak olduğu unutulmamalı ve egzersiz için sınırlar zorlanmamalı.
• Kalp hastalığı yazla birlikte tatile girmez bu nedenle doktorunuzla görüşmeden kalp ilaçlarınızı azaltmayın, bırakmayın. İdeal olanı yaz sıcakları yüksek derecelere ulaşmadan, uzun tatile, seyahate çıkmadan kalple ilgili kontrollerinizin yapılmasıdır.