Kaf Daği’ndaki Kara Kartallar

Asi Ruh

Kayıtlı Üye
KAF DAĞI’NDAKİ KARA KARTALLAR
Kaf dağlarının doruklarında, onların Anka, bizim ise Kara Kartal dediğimiz bir kuş yaşardı.

Ne en güçlüsüydü ne de en zayıfıydı kâinatın, onu ayakta tutan hiç bitmeyen uçma arzusuydu ve liderlerinin dirayeti. Bu dağların ve ormanın kralı bu kuş klanının lideriydi. Bütün canlı âlemi saygı gösterirdi bu lidere ve onun nazarında bu topluluğa.

Zora düşenin yanındaydılar. Sıkışan, bunalan, arasında kavga eden onlara sığınır ve onların adaletine güvenirdi. Hak etmedikleri hiçbir şeye tenezzül etmezlerdi. ******** oyunlarla hayvan olimpiyatlarında birinci olmak yerine, onurlarına ve terbiyelerine leke sürülmesin diye şerefli ikinciliği yeğ tutarlardı.

Onlardan biri olmak gurur verirdi, yürüyüşünü değiştirir ve karşısındakine güven aşılardı. Bir arada yaşarlar ama yalnız uçarlardı. Dünyanın etrafına ne kadar çok yayılırlarsa, dünyaya o kadar çok yardım edebilerdi. Onların geldiğini gören çakallar siner ve saklanacak yer ararlardı. Onların olduğu yerlerde çakallara yer yoktu. Ve diş biliyordu çakallar onları alt etmek için.

Çakal bu ya, düşünmüştü yine bir hinlik. Mutlaka alt etmeliydi onları, ama buna ne gücü yeterdi ne de bunu yapabilecek ve onları karşısına alacak cesareti vardı. Başka bir şey bulmalıydı ve maalesef de buldu yine bir çakallık. Onları onlara kırdıracaktı. Şimşek adında saf ama kibirli biri vardı bu klanda ve klanın soylularındaydı. Klanı artık o yönetmek istiyordu. Hiç kimse büyük liderler geleneğine yakıştırmıyordu onun ismini, işte bu yüzden çakalla pazarlık yapmaktan başka çaresi yoktu. Çakalın hinliği onunda serveti vardı. Beraberce yaptılar çakallıklarını, büyük liderler gitmişti. Artık şimşek yönetiyordu klanı ve cebinde çakala olan minnet borcu vardı.

Çakal bu ya yine düşündü bir hinlik, onları borçlandırmalıydı, borç almaya alışan emir almaya da alışırdı. Şimsek’in minnet borcuna maddi borçlarda eklenmişti. Artık, Çakalın ağzından klanı yönetiyordu Şimşek. Klan huzursuzlansa da yapacak bir şeyi yoktu, isyan edenlerin başı kopartılıyordu, borç yükünün altında eziliyorlardı. Maskarası olmuştu dünyanın Kara Kartallar, geçmişte sinenler ve saklananlar, varlığından kimsenin haberi olmadığı türler bile diş geçirmeye çalışıyordu artık onlara.

Onurlu Kara Kartallar her şeyi göze alarak, büyük bir isyan başlattı, artık dayanamıyorlardı. Babalarının ve dedelerinin mirasına sahip çıkıyorlardı ama kardeş kardeşe vuruyordu. Çakallar ise sessizce ve pis pis sırıtarak izliyorlardı olanları, kim kazanırsa kazansın klan artık kaybetmişti. Kardeşini kesenlerin adaletine artık hiç kimse güvenemezdi.

Ve herkes gibi oldu Kara Kartallar, geçmişleri unutuldu, birbirlerine yaptıkları zulümlerle hatırlanır oldular. Herkesin güvendiği klan artık birbirine bile güvenemez olmuştu. Yalnız uçamıyorlardı ve her dört senede bir yapılan hayvan olimpiyatlarında artık onlarda ne olursa olsun kazanmak istiyorlardı. Klan gitmişti ve Kara Kartallar da başka soylarla birleşerek ve melezleşerek tükendi.


Hikâyeleri mutlu sonlarla bitirmek için hikâyenin bir parçası olmak zorunda olduğumuzu unutmayalım.

Aydınlık ve güzel günler, onları özleyenleri yüzüstü bırakmaz.


Mehmet Demir / Serencebey Gazetesinden alıntıdır...
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst