Kadir Gecesinin değeri ve değerlendirilmesi konusunda sahih
bilgiler
var mıdır?
Sorunun cevabı için su açıklamalara girmek
zorundayız:
1. Anlamı:
Birtakım zamanlarda mesai yapanlara, normal
zamanların birkaç katı fazla ücret
verilir. Bazı olayların yıldönümleri ikramiye günleridir.
Bazı krallar tahta çıkışları ya da işbaşına
gelince cülus bahşişi dağıtırlar. Bazan genel
af ilân edilir ve çok büyük cezalar dahi bağışlanır.
Bazı pazar, panayır ve yerlerde
yüzdeyüzleri çok âşan kârlar sağlanır... Bütün bunlar bizim Kadir
Gecesi gibi zamanları
anlamamızda sadece bir fikir verebilirler. Çünkü o gecenin sahibi
Sanî'dir, Cevvâd'dır,
Kerim'dir, Gaffâr'dır... O'nun hazinesi, cömertligi, keremi, bağışlaması
başkalarınınkine
benzemez. O, insanlara göre ne kadar büyükse, O'nun bahşişi ve affı da
onlanrinkine
göre o kadar büyüktür. Hazineler O'nun olduğuna göre, kime ne kadar vereceğini
de O
bilir. Işte Kadir Gecesi, O'nun Muhammed Ümmetine bir bahşişi, bir genel af ilanı ve bir
ikramiyesidir. Bu, ayrıca Allah (cc)'in kullarına ne kadar acıdığını ve kurtuluşlarını nasıl
istediğini
de gösterir.
2. Mahiyeti ya da "Kadr" ne demektir?
Arapça bir
kelime olan
"Kadr"; aslında güç yetirme demek olmakla beraber, hüküm, takdir, şeref,
ululuk ve tazyik
anlamlarına da gelir.
Hüküm anlamını düşünmekle Kadir
Gecesine, hüküm ve takdir
gecesi denir ki, Duhân sûresinde geçen, "Kur'ân'ı Kerim'in
indirildiği, büyük işlerin belirlenip
hükme bağlandığı..." söylenen gece buna işaret eder.
Ancak Kur'ân'ı Kerim olaylara göre yirmi
üç küsür senede indiğine göre, Kadir Gecesinde
indirilmesi, topluca dünya semasına indirilmesi
demektir.
Şeref ve ululuk anlamını
taşıması, bu gecenin bin aydan daha şerefli ve daha
büyük olduğu veya kadri kıymeti ve
şerefi olmayan birisinin dahi o geceyi ihya etmekle şeref ve
değere kavuşacağı içindir
(Kurtubi, XX/131).
Tazyik anlamına gelmesi ise, o gece
meleklerin inmesi ile
yeryüzünde büyük bir izdiham ve daralmanın olmasındandır. Bu ayrıca,
sonu kurtulus
olan büyük ve şerefli olayların, büyük şiddet ve baskılar sonucu olabileceğini de
gösterir.
Kadir Gecesi'nde bu üç anlam da vardır ve "Kadir Gecesi" tabirinin sûrede üç yerde
tekrarlanması buna işaret ediyor olabilir.
3. Zamanı:
Cuma gününde
"Icabet
Saati", ameller içerisinde Allah'ın rızası, günahlar içerisinde gazabı, Kıyametin
kopma zamanı,
insanın nerede ve ne zaman öleceği, beş vakit namaz içerisinde "Vüstâ"
namazı, Allah'ın
isimleri içerisinde "Ismi Azâm"ı, kulları içerisinde salih ve veli kulu
gizlendiği gibi Kadir
Gecesi'nin hangi gece olduğu da gizlenmiştir.(bk. Kurtubî XX/137)
Bunun hikmetlerinden birisi,
insanların ona güvenip diğer zamanlarda isyana dalmamaları,
bir diğeri de yine buna bağlı
olarak, Kadir Gecesine tesadüf etme ümidiyle bütün bir
Ramazanı ihya etmelerini istemek
olabilir. Ama yine de en sağlam rivayetler onun
Ramazan'da ve Ramazan'ın da yirmiyedinci
gecesinde olduğuna işaret eder. Çünkü
"Kadir" suresinde Kur'ân-ı Kerim'in Kadir Gecesinde
indirildigi, Bakara suresinde de
Ramazanda indirildigi bildirilir. Demek ki, Kadir Gecesi Ramazan
içerisinde bir gecedir.
Gerçi birçok sahabi ve büyük imam Kadir Gecesinin Bedir Savaşı günü
olan Ramazan'ın
onyedinci gecesi, ayrıca yirmi, yirmibir, yirmiiki... yirmidokuzuncu gecesi
olduğunu rivayet
etmişlerdir, ama yirmiyedinci gecedir diye rivayet edenler daha açık ve daha
çoktur.
Diğerlerinin rivayetlerini, o seneki Kadir Gecesi'nin o güne rastladığı şeklinde
anlamalıdır.
Kadir sûresinde üç defa tekrarlanan "Leyletü'1-Kadr - Kadir Gecesi" ifadesinin
harflerinin
toplamının yirmiyedi etmesi, kezâ aynı surede Kadir Gecesini gösteren "Hiye - o"
zâmirının surenin yirmiyedinci kelimesi olması da buna işaret ediyor olabilir. Allah
Rasûlü'nün
Ramazanın son on gününü itikafa girip cehd ve gayretle geçirmesi, Kadir
Gecesinin hem o
günlerde olduğuna, hem de kesinlikle bir geceye tahsis edilemeyeceğine
işaret eder. Zaten
Allah Rasûlü "Kadir gecesi bana gösterildi de sonra unutturuldu"
buyurur.
Kadir Gecesi
Kur'ân-ı Kerim'in indirildigi gece olduğuna göre o bir kez
olmuş geçmiştir diye akla gelebilir.
Ancak Kadr sûresinde, "o gece melekler iner de iner..."
denmesi, "inmiştir" denmemesi onun
tekerrür ettiğini gösterir. Öyleyse bunu; Kur'ân'ı Kerim
indigi için o gece Kadir Gecesi oldu,
şeklinde değil de, Kur'ân'i Kerim'in inmesi Kadir
Gecesine rastladı şeklinde
anlamalıdır.
Şah Veliyyullah'a göre ise Kadir Gecesi
ikidir; biri bütün sene içerisinde,
diğeri ise Ramazanın son on günü içerisinde saklıdır (Sah
Veliyullah Dehlevi,
Hüccetüllah'i1-Baliğa, N/55).
Kadir Gecesinin bir takım
işaretlerinin olduğu da
söylenmiştir. Gece, saf, sakin ve ay varmış gibi aydınlıktır. Çok
soğuk ve çok sıcak olmayıp
mutedildir. Sabahında güneş göz kamaştırmayıp, şekli belli
olarak ay gibi ve soluk doğar, kızarık
doğar (bk. Ibn Kesir, VNI/466).
4. Niçin Bin Ay?
Kadir Gecesi bin aydan
hayırlıdır denilmesi, bin ayın onun hayrının ölçüsünü
vermesi için değil, hayrının çok fazla
olduğunu göstermek içindir. Çünkü "daha hayırlı"
olunca, onun hayrının bin ayla beraber
dahasının, yani fazlalığının da olduğu anlaşılır.
Işte bu fazlalığın miktarını ancak Allah (cc) bilir.
Bununla beraber "bin ay" denmesi
konusunda bazı rivayetler de vardır. Müslümanların eski
Israil Ogullarından bir erin bin ay
cihad etmesine, ya da dört kişinin seksen yıl (yaklaşık bin ay
durmadan ibadet etmelerine
gıpta etmeleri, veya Allah Rasûlü'nün kendi ümmetinin ömürlerini
kısa görüp bu kısa
ömürde yeterli ahiret azığı hazırlayamayacaklarından endişe etmesi, "Bin Ay"
denmesinin
sebebidir. Böylece Allah (cc), Elçisi Muhammed (sav)'i ve onun ümmetini
mükafatlandırmıştır denir.(Bu rivayetler için bk. Elmalılı, VNI/5972)
5. Nasıl Değerlendirilir?
Kadir Geceşinin Muhammed (sav) ümmeti için , Arafe ve cuma da
dahil,
bütün gün ve gecelerden üstün olduğunu hemen herkes kabul etmiştir. Ancak Allah
Rasulü'nün kendisi için Miraç Gecesi daha üstündür (Elmalılı, VNI/5983). Öyle ise böyle
bir
geceyi değerlendirmenin kazancı da elbette çok büyük olacaktır. Allah Rasûlü: "Kim
inanarak
ve sırf Allah rızası için Kadir Gecesinde kalkarsa geçmiş günahları bağışlanır"
(Buharî, iman,
I/I5, Savm NI/23; Müslim, salat, N/175) buyurur. Demek ki, bu geceyi
değerlendirmenin birinci
şartı kalkmak, yani uyumamaktır. Kalkılıp ne yapılacağı
konusunda bir tahsis yapılmamıştır.
Namaz kılmak, Kur'ân okumak, dua etmek ve
tefekkürde bulunmak sünnetle sabit olan
şeylerdir. Allah Rasulü bunların hepsini
yapmıştır (bk. Elmalıli, VNI/5982). Ramazanın son on
günü gelince o geceyi ihya eder,
çoluk-çocuğunu kaldırır ve ibadet konusunda çok gayret
gösterirdi (Ibn Kesir, VNI/471).
Keza, Ramazanın son on gününde itikafa girmesi de Kadir
Gecesi'ni bulmaya ve ihya
etmeye yönelik bir sünnettir. Bu yüzden hepsinden bir parça
yapmak belki en güzelidir.
Aişe (ra) validemiz Allah Rasulüne (sav) Kadir Gecesi'ne
rastlanıldığında ne söylenmesi
gerektiğini sormuş ve: "Allahümme inneke afüvvun tuhibbül-afve
fa'fü-annî: Allah'ım, Sen
çok bağışlayıcisin, afvi seversin, berii bağışla" (Müsned, VI/182) de,
cevabını almıştır.
Demek ki o gecede yapılacak duaların en güzeli bağışlanma isteğidir. Yatsı ve
sabah
namazlarını cemaatle kılmak, o geceyi ihya etmek anlamına geleceğinden asgari olarak
bunu yapmalıdır. Allah Rasulü belki de buna işaret etmek için, "Kadir Gecesi yatsı
namazında
cemaatte hazır bulunan ondan nasibini almıştır" buyurur (Kurtubî, XX/138).
Bununla beraber
Ramazanın her gecesinde yapılacak bu duanın çok büyük bir ihtimalle
Kadir Gecesine
rastlayacağından, kabul olması kuvvetle umulur. Bu yüzden, "ondan
mahrum olan, çok büyük
bir şeyden mahrum olmuştur." buyurulur (Müsned, N/230,
N/385, 425; Ibn Kesir, VN/464).
Ayrıca insanın bu müstesna gün ve gecelere saygısınin
ifadesi olarak Ramazan'da diğer bütün
günlerden daha gayretli, Kadir Gecesinde ise
Ramazandakinden de daha gayretli olması
gerekir. Hatta Kadir Gecesinin gündüzünü dahi
diğer günlerden daha çok dua ve ibadetle
geçirmek sünnet, bütün müslümanların
sorunları için çare duasında bulunmak
müstehaptır.(Nevevî, E1-Ezkar,163)
İslam Fıkıh Ansiklopedisi
bilgiler
var mıdır?
Sorunun cevabı için su açıklamalara girmek
zorundayız:
1. Anlamı:
Birtakım zamanlarda mesai yapanlara, normal
zamanların birkaç katı fazla ücret
verilir. Bazı olayların yıldönümleri ikramiye günleridir.
Bazı krallar tahta çıkışları ya da işbaşına
gelince cülus bahşişi dağıtırlar. Bazan genel
af ilân edilir ve çok büyük cezalar dahi bağışlanır.
Bazı pazar, panayır ve yerlerde
yüzdeyüzleri çok âşan kârlar sağlanır... Bütün bunlar bizim Kadir
Gecesi gibi zamanları
anlamamızda sadece bir fikir verebilirler. Çünkü o gecenin sahibi
Sanî'dir, Cevvâd'dır,
Kerim'dir, Gaffâr'dır... O'nun hazinesi, cömertligi, keremi, bağışlaması
başkalarınınkine
benzemez. O, insanlara göre ne kadar büyükse, O'nun bahşişi ve affı da
onlanrinkine
göre o kadar büyüktür. Hazineler O'nun olduğuna göre, kime ne kadar vereceğini
de O
bilir. Işte Kadir Gecesi, O'nun Muhammed Ümmetine bir bahşişi, bir genel af ilanı ve bir
ikramiyesidir. Bu, ayrıca Allah (cc)'in kullarına ne kadar acıdığını ve kurtuluşlarını nasıl
istediğini
de gösterir.
2. Mahiyeti ya da "Kadr" ne demektir?
Arapça bir
kelime olan
"Kadr"; aslında güç yetirme demek olmakla beraber, hüküm, takdir, şeref,
ululuk ve tazyik
anlamlarına da gelir.
Hüküm anlamını düşünmekle Kadir
Gecesine, hüküm ve takdir
gecesi denir ki, Duhân sûresinde geçen, "Kur'ân'ı Kerim'in
indirildiği, büyük işlerin belirlenip
hükme bağlandığı..." söylenen gece buna işaret eder.
Ancak Kur'ân'ı Kerim olaylara göre yirmi
üç küsür senede indiğine göre, Kadir Gecesinde
indirilmesi, topluca dünya semasına indirilmesi
demektir.
Şeref ve ululuk anlamını
taşıması, bu gecenin bin aydan daha şerefli ve daha
büyük olduğu veya kadri kıymeti ve
şerefi olmayan birisinin dahi o geceyi ihya etmekle şeref ve
değere kavuşacağı içindir
(Kurtubi, XX/131).
Tazyik anlamına gelmesi ise, o gece
meleklerin inmesi ile
yeryüzünde büyük bir izdiham ve daralmanın olmasındandır. Bu ayrıca,
sonu kurtulus
olan büyük ve şerefli olayların, büyük şiddet ve baskılar sonucu olabileceğini de
gösterir.
Kadir Gecesi'nde bu üç anlam da vardır ve "Kadir Gecesi" tabirinin sûrede üç yerde
tekrarlanması buna işaret ediyor olabilir.
3. Zamanı:
Cuma gününde
"Icabet
Saati", ameller içerisinde Allah'ın rızası, günahlar içerisinde gazabı, Kıyametin
kopma zamanı,
insanın nerede ve ne zaman öleceği, beş vakit namaz içerisinde "Vüstâ"
namazı, Allah'ın
isimleri içerisinde "Ismi Azâm"ı, kulları içerisinde salih ve veli kulu
gizlendiği gibi Kadir
Gecesi'nin hangi gece olduğu da gizlenmiştir.(bk. Kurtubî XX/137)
Bunun hikmetlerinden birisi,
insanların ona güvenip diğer zamanlarda isyana dalmamaları,
bir diğeri de yine buna bağlı
olarak, Kadir Gecesine tesadüf etme ümidiyle bütün bir
Ramazanı ihya etmelerini istemek
olabilir. Ama yine de en sağlam rivayetler onun
Ramazan'da ve Ramazan'ın da yirmiyedinci
gecesinde olduğuna işaret eder. Çünkü
"Kadir" suresinde Kur'ân-ı Kerim'in Kadir Gecesinde
indirildigi, Bakara suresinde de
Ramazanda indirildigi bildirilir. Demek ki, Kadir Gecesi Ramazan
içerisinde bir gecedir.
Gerçi birçok sahabi ve büyük imam Kadir Gecesinin Bedir Savaşı günü
olan Ramazan'ın
onyedinci gecesi, ayrıca yirmi, yirmibir, yirmiiki... yirmidokuzuncu gecesi
olduğunu rivayet
etmişlerdir, ama yirmiyedinci gecedir diye rivayet edenler daha açık ve daha
çoktur.
Diğerlerinin rivayetlerini, o seneki Kadir Gecesi'nin o güne rastladığı şeklinde
anlamalıdır.
Kadir sûresinde üç defa tekrarlanan "Leyletü'1-Kadr - Kadir Gecesi" ifadesinin
harflerinin
toplamının yirmiyedi etmesi, kezâ aynı surede Kadir Gecesini gösteren "Hiye - o"
zâmirının surenin yirmiyedinci kelimesi olması da buna işaret ediyor olabilir. Allah
Rasûlü'nün
Ramazanın son on gününü itikafa girip cehd ve gayretle geçirmesi, Kadir
Gecesinin hem o
günlerde olduğuna, hem de kesinlikle bir geceye tahsis edilemeyeceğine
işaret eder. Zaten
Allah Rasûlü "Kadir gecesi bana gösterildi de sonra unutturuldu"
buyurur.
Kadir Gecesi
Kur'ân-ı Kerim'in indirildigi gece olduğuna göre o bir kez
olmuş geçmiştir diye akla gelebilir.
Ancak Kadr sûresinde, "o gece melekler iner de iner..."
denmesi, "inmiştir" denmemesi onun
tekerrür ettiğini gösterir. Öyleyse bunu; Kur'ân'ı Kerim
indigi için o gece Kadir Gecesi oldu,
şeklinde değil de, Kur'ân'i Kerim'in inmesi Kadir
Gecesine rastladı şeklinde
anlamalıdır.
Şah Veliyyullah'a göre ise Kadir Gecesi
ikidir; biri bütün sene içerisinde,
diğeri ise Ramazanın son on günü içerisinde saklıdır (Sah
Veliyullah Dehlevi,
Hüccetüllah'i1-Baliğa, N/55).
Kadir Gecesinin bir takım
işaretlerinin olduğu da
söylenmiştir. Gece, saf, sakin ve ay varmış gibi aydınlıktır. Çok
soğuk ve çok sıcak olmayıp
mutedildir. Sabahında güneş göz kamaştırmayıp, şekli belli
olarak ay gibi ve soluk doğar, kızarık
doğar (bk. Ibn Kesir, VNI/466).
4. Niçin Bin Ay?
Kadir Gecesi bin aydan
hayırlıdır denilmesi, bin ayın onun hayrının ölçüsünü
vermesi için değil, hayrının çok fazla
olduğunu göstermek içindir. Çünkü "daha hayırlı"
olunca, onun hayrının bin ayla beraber
dahasının, yani fazlalığının da olduğu anlaşılır.
Işte bu fazlalığın miktarını ancak Allah (cc) bilir.
Bununla beraber "bin ay" denmesi
konusunda bazı rivayetler de vardır. Müslümanların eski
Israil Ogullarından bir erin bin ay
cihad etmesine, ya da dört kişinin seksen yıl (yaklaşık bin ay
durmadan ibadet etmelerine
gıpta etmeleri, veya Allah Rasûlü'nün kendi ümmetinin ömürlerini
kısa görüp bu kısa
ömürde yeterli ahiret azığı hazırlayamayacaklarından endişe etmesi, "Bin Ay"
denmesinin
sebebidir. Böylece Allah (cc), Elçisi Muhammed (sav)'i ve onun ümmetini
mükafatlandırmıştır denir.(Bu rivayetler için bk. Elmalılı, VNI/5972)
5. Nasıl Değerlendirilir?
Kadir Geceşinin Muhammed (sav) ümmeti için , Arafe ve cuma da
dahil,
bütün gün ve gecelerden üstün olduğunu hemen herkes kabul etmiştir. Ancak Allah
Rasulü'nün kendisi için Miraç Gecesi daha üstündür (Elmalılı, VNI/5983). Öyle ise böyle
bir
geceyi değerlendirmenin kazancı da elbette çok büyük olacaktır. Allah Rasûlü: "Kim
inanarak
ve sırf Allah rızası için Kadir Gecesinde kalkarsa geçmiş günahları bağışlanır"
(Buharî, iman,
I/I5, Savm NI/23; Müslim, salat, N/175) buyurur. Demek ki, bu geceyi
değerlendirmenin birinci
şartı kalkmak, yani uyumamaktır. Kalkılıp ne yapılacağı
konusunda bir tahsis yapılmamıştır.
Namaz kılmak, Kur'ân okumak, dua etmek ve
tefekkürde bulunmak sünnetle sabit olan
şeylerdir. Allah Rasulü bunların hepsini
yapmıştır (bk. Elmalıli, VNI/5982). Ramazanın son on
günü gelince o geceyi ihya eder,
çoluk-çocuğunu kaldırır ve ibadet konusunda çok gayret
gösterirdi (Ibn Kesir, VNI/471).
Keza, Ramazanın son on gününde itikafa girmesi de Kadir
Gecesi'ni bulmaya ve ihya
etmeye yönelik bir sünnettir. Bu yüzden hepsinden bir parça
yapmak belki en güzelidir.
Aişe (ra) validemiz Allah Rasulüne (sav) Kadir Gecesi'ne
rastlanıldığında ne söylenmesi
gerektiğini sormuş ve: "Allahümme inneke afüvvun tuhibbül-afve
fa'fü-annî: Allah'ım, Sen
çok bağışlayıcisin, afvi seversin, berii bağışla" (Müsned, VI/182) de,
cevabını almıştır.
Demek ki o gecede yapılacak duaların en güzeli bağışlanma isteğidir. Yatsı ve
sabah
namazlarını cemaatle kılmak, o geceyi ihya etmek anlamına geleceğinden asgari olarak
bunu yapmalıdır. Allah Rasulü belki de buna işaret etmek için, "Kadir Gecesi yatsı
namazında
cemaatte hazır bulunan ondan nasibini almıştır" buyurur (Kurtubî, XX/138).
Bununla beraber
Ramazanın her gecesinde yapılacak bu duanın çok büyük bir ihtimalle
Kadir Gecesine
rastlayacağından, kabul olması kuvvetle umulur. Bu yüzden, "ondan
mahrum olan, çok büyük
bir şeyden mahrum olmuştur." buyurulur (Müsned, N/230,
N/385, 425; Ibn Kesir, VN/464).
Ayrıca insanın bu müstesna gün ve gecelere saygısınin
ifadesi olarak Ramazan'da diğer bütün
günlerden daha gayretli, Kadir Gecesinde ise
Ramazandakinden de daha gayretli olması
gerekir. Hatta Kadir Gecesinin gündüzünü dahi
diğer günlerden daha çok dua ve ibadetle
geçirmek sünnet, bütün müslümanların
sorunları için çare duasında bulunmak
müstehaptır.(Nevevî, E1-Ezkar,163)
İslam Fıkıh Ansiklopedisi