'hayaL
Bayan Üye
İnsanlar, olayları doğru değerlendirmedikleri zaman, karşılaştıkları her olaya olumsuz bir bakış açısıyla yaklaşarak umutsuz ve karamsar bir yapıya bürünürler. Bundan kurtulmanın tek yolu ise kadere tam anlamıyla teslim olmak, her olaydaki hikmetli yönleri görebilmeye çalışmaktır.
Başlarına gelen herşeyin kendileri için bir deneme olduğunun ve Allah'ın herşeyi hayırla yarattığının farkına varamayan ve Alah'a ve kadere teslimiyet içerisinde olmayan insanlar, hoşlarına gitmeyen olaylarla karşılaştıkları zaman şuursuzca isyan edebilirler. Bu da bu kimselerin sıkıntılarını ve huzursuzluklarını daha da artırır. Kaynağını bilmedikleri, sebebini anlayamadıkları olaylarla karşılaşmak ve bunun sonucunda yaşadıkları sözde sıkıntı, gerçekte Allah'ın inkar edenlere dünya hayatında verdiği bir karşılıktır. Böylece Allah'ı gerektiği gibi tanıyıp takdir edemeyen, O'na kulluk etmekten kaçınan insanların azabı daha dünyadayken yavaş yavaş başlamış olur. Allah Kuran'da bu gerçeği şöyle bildirmektedir:
"Andolsun, Biz onlara belki (inkarcılıktan) dönerler diye o büyük (uhrevi) azaptan önce, yakın (dünyevi) azaptan da tattıracağız." (Secde Suresi, 21)
Unutulmamalıdır ki insanın kadere olan inancı, güveni ve Allah'a olan teslimiyeti ne kadar güçlüyse, duyacağı rahatlık, huzur ve güven de o derece büyük olacaktır. Bir ayette "... Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder..." (Hac Suresi, 40) şeklinde bildirilmesi, olayların mutlak surette inananların lehinde sonuçlanacağını haber vermektedir. Çünkü Allah iman edenlerin dostu ve velisidir. Allah'ı vekil edinen, yalnızca O'na dayanıp güvenen müminler dünyada ve ahirette bu yardımın mutlaka kendilerine ulaşacağını hiçbir zaman unutmazlar. Özellikle de ilk bakışta aleyhlerine gibi gerçekleşen bir durum söz konusu olduğunda, bu ahlaklarında kararlılık gösterir, bunda bir hayır olduğunu bilirler. Bu nedenle müminler Allah'ın izniyle dünya hayatındaki imtihanları süresince hem dengeli bir ruh haline sahip olur hem de karşılaştıkları olayların hayır ve hikmetlerini daha iyi görürler. Müminlerin tüm olaylar karşısında sahip olmaları gereken ahlak Kuran'da şöyle bildirilir:
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve müminler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51
Başlarına gelen herşeyin kendileri için bir deneme olduğunun ve Allah'ın herşeyi hayırla yarattığının farkına varamayan ve Alah'a ve kadere teslimiyet içerisinde olmayan insanlar, hoşlarına gitmeyen olaylarla karşılaştıkları zaman şuursuzca isyan edebilirler. Bu da bu kimselerin sıkıntılarını ve huzursuzluklarını daha da artırır. Kaynağını bilmedikleri, sebebini anlayamadıkları olaylarla karşılaşmak ve bunun sonucunda yaşadıkları sözde sıkıntı, gerçekte Allah'ın inkar edenlere dünya hayatında verdiği bir karşılıktır. Böylece Allah'ı gerektiği gibi tanıyıp takdir edemeyen, O'na kulluk etmekten kaçınan insanların azabı daha dünyadayken yavaş yavaş başlamış olur. Allah Kuran'da bu gerçeği şöyle bildirmektedir:
"Andolsun, Biz onlara belki (inkarcılıktan) dönerler diye o büyük (uhrevi) azaptan önce, yakın (dünyevi) azaptan da tattıracağız." (Secde Suresi, 21)
Unutulmamalıdır ki insanın kadere olan inancı, güveni ve Allah'a olan teslimiyeti ne kadar güçlüyse, duyacağı rahatlık, huzur ve güven de o derece büyük olacaktır. Bir ayette "... Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder..." (Hac Suresi, 40) şeklinde bildirilmesi, olayların mutlak surette inananların lehinde sonuçlanacağını haber vermektedir. Çünkü Allah iman edenlerin dostu ve velisidir. Allah'ı vekil edinen, yalnızca O'na dayanıp güvenen müminler dünyada ve ahirette bu yardımın mutlaka kendilerine ulaşacağını hiçbir zaman unutmazlar. Özellikle de ilk bakışta aleyhlerine gibi gerçekleşen bir durum söz konusu olduğunda, bu ahlaklarında kararlılık gösterir, bunda bir hayır olduğunu bilirler. Bu nedenle müminler Allah'ın izniyle dünya hayatındaki imtihanları süresince hem dengeli bir ruh haline sahip olur hem de karşılaştıkları olayların hayır ve hikmetlerini daha iyi görürler. Müminlerin tüm olaylar karşısında sahip olmaları gereken ahlak Kuran'da şöyle bildirilir:
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve müminler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51