nones
Bayan Üye
Ruh Merdiveni
"Hades evinin solunda zarif beyaz bir selvi ağacının altında bir kuyu kaynak suyu sunar. Ondan içmeyin. Anılar gölünün yanındaki kuyuyu bulunuz. Soğuk suyunu bekçiler korur. Onlara şöyle deyin:..." Orpheus İlahisi
Yol Çalışmalarının Psikolojik Etkileri
Yol Çalışmalarının etkileri az çok iyi belgelenmiştir. Her kürenin temel kavramlarının Hayat Ağacındaki psikolojik unsurlar açısından ne temsil ettikleri anlaşıldıktan sonra, kurdukları bağlantılar ritüel, mitolojik metafor, meditasyon veya karışımlarıyla idrak edilir. Ancak, majikal güçleri, değişik şuur halleri, semavi varlıkları ve içsel dünyaları gerçekleştirme telaşında, Yol Çalışmalarının ve hatta bütün majikal çalışmalarının en önemli gerçeklerinden biri genelde göz ardı edilmektedir.
Sözümona majikal, mistik, simyasal ve ezoterik çalışmalarının yüzde 90'ı yüceltilmiş psikoterapiden başka bir şey değildir.
Hatta, yaptıkları çalışmanın özde ruhsal yönlerini idrak edebilecek kadar herhangi bir sistemde yeteri kadar kalıp devam eden az kişi vardır. Eğer öğrenciler yaptıkları çalışmalardan tam fayda sağlamak istiyorlarsa, ruhun ince ve kuvvetli güçlerinin etkin ve serbestçe ortaya çıkabilmesinden önce, ego seviyesinde ve bilinçaltının baskı altında kalan kısımlarında kendine karşı dürüst olma ve arınma ihtiyacını kabul etmeleri gerekir.
Bu amaca yönelik olarak, aşağıda bazı Kabalistik Yol Çalışma örnekleri, uygulayıcıda neden olabileceği olası psikolojik menfaatleri ve (özellikle sıra dışı uygulandığında) olası patolojik durumlar verilmiştir. Hiç bir yol üzerinde tek başına çalışılmadığı halde, dış benliğimiz (ego) tarafından öyle idrak edilmektedir. Yine de etkileri esas olarak belirli yollar ritüel veya ezoterik uygulama olarak üstlenildiğinde görülür. Yolların belirli bir çalışma sırasına göre dizilmelerinin belirli sebepleri vardır, ahenksizlik ve psişik bozukluğu asgariye indirmek için bu sıraları takip etmekte fayda vardır. Her birimiz inşa edildiğimiz ve içerdiğimiz güçlerin sağlıklı ve sağlıksız kullanımının tohumlarını taşımaktayız. Her hangi bir küreye yaklaştığımız zaman aynı zamanda onların klipotlardaki yansımalarına da yaklaşmaktayız. Klipotlar dengesiz güçler veya zararlı bir biçime geçecek kadar belirli bir erdemin aşırılığından başka bir şey değildir.
Dr. Israel Regardie, majisyen adayının ezoterik talimden önce bir ruh hekimi tarafından psikolojik bakımdın geçmesi gerektiğinin önemini vurgulamıştır. Maalesef, bu ender olarak uygulanır ve çok az psikoterapist gerekli olan hem ruh sağlığı, hem de inisiyatör görevini üstlenmeye ehildir. Bunun tersi de, psikoterapi de ehli veya etkin olmayan inisiyatörlüğe üstlenen birçokları için de geçerlidir. Gerçek bir psikoterapist veya ruh şifacısı gerçek bir inisiyatör veya ruh rehberi kadar enderdir. Ezoterik hareketlerin kişisel gelişmeye yeteri kadar önem vermemesi ve diğer yandan terapi çevrelerinin ritüel ve ezoterik uygulamalarının olası geçerliliğini tanımaması uçurumu daha büyütmektedir.
Birçok terapist ve ezoteristin Carl Jung'un eserlerine aşina olsa da ve bir nebze çalışmalarında uygulamışsa da, ezoterik öğrencilerine pratik simya ve ritüel çalışmalarda en önemli terapi usulü yine de Jung'dan ziyade Freud'e daha yatkındır. Tepeye çıkma telaşında derin psikoloji gözden kaçmaktadır ve Jung birçok taraftarları tarafından esas psikanaliz içeriğinden eksik bırakılmıştır. Ancak, her iki sistemi birleştirseniz bile içsel dünyalara sadece kısa bir bakış sunabilirler, zira birçok ezoteristlerin aradıkları etkin tekniklerden yoksundurlar.
İtalyan Rönesans Hermetist Marsilio Ficino'nin eserler son derece önemlidir, çünkü psikoloji ve maji arasındaki mesafeyi önemli derecede kısaltmaktadırlar. Ancak maalesef bu eserlere erişmek zor olabilir ve Altın Şafak Hermetik Cemiyeti ve türevleri gibi daha ünlü modern ekollerden farklı tarzda bir kabala içermektedir. Ficino'nun bazı görüşlerini ele alacağız.
Ana sanat ve bilim okültizm ile asi üvey çocuğu psikoloji arasında her ne kadar etkin ara bağlantılar yoksa da, gerek teknik, gerekse de teorik anlayış açısından aradaki boşlukları kapatmak üzere bazı girişimlerde bulunmuştur. Günümüze bunlarda en etkini Roberto Assagioli, Piero Ferrucci ve Jean Hardy tarafından tasarlanan Psikosentez olarak bilinir. Peter Roche de Coppens, Ph.D. (Ruhsal Gelişme için Ritüelin Esası ve Kullanımı, 1985; Görünmeyen Mabet, 1987) temel Kabalistik çalışmalarının etkileri ile Psikosentez arasındaki ilişkisinin etkin bir sentezini ve kıyaslamasını başlatmıştır, ancak herhangi bir psikolojik çerçeve ve ekol açısından açıklanmış Yol Çalışmalarının etkileri bu eserlerde gözükmemektedir.
Psikosentez
"Ben toprağın ve yıldızlı göklerin çocuğuyum, ama ırkım semadandır." Orpheus İlahisi.
Psikosentez'in arkasındaki temel kavram, ben ötesi ve humanistik psikolojide ifade edildiği şekilde ruhsal varlığımızı gerçekleştirmek için ilk başta benlik (ego) duyumumuzu inşa etmemiz, arındırmamız ve sonrada feda etmemiz gerektiği üzerine kurulmuştur. İçimizde birbirleriyle örtüşen birkaç farkındalık alanı vardır.
Bu alanlardan biri de baskı altında tutkularımız, korku veya suçluluk duygularımız, (cinsel-psiko-yaratıcı) dürtülerimiz ve ayrıca yönetilip kontrol edildiğinde dünyamıza kaos veya da güç getirme riskini taşıyan diğer güçleri temsil eder. Bu bizim alt bilinçaltıdır (Yesod ve Elemental güçler).
Biz ayrıca hayal gücü, hafıza ve günlük yaşam için gerekli bilgilerin saklandığı bir orta bilinçaltına (psikolojide söz edilen bilinçaltı) sahibiz (Hesed - Yesod).
Bunun dışında, bir yüksek bilinçaltı veya süper-bilincimiz (Keter) de vardır, bu da farkındalığımızın kişilik ötesi veya safi, ruhsal yönüdür.
Ayrıca, "Ben" diye tanımladığımız benlik hissinin etrafında döndüğü bir orta farkındalık bölgesi de vardır. Bunun dışında da bir aşiret, kabile, ulus, dünya ve tüm yaratılışın toplu bilinçaltı (Bina-Hokmah) da bulunur.
Sonra da, küçük benliğimiz içinde ve aracılığıyla ve bilinçaltının çeşitli seviyelerinin işlevleriyle ifade etmeye çalıştığımız Yüksek Benlik (Tifaret) vardır. Bu seviyeler farkında olsak da olmasak da psişik varlığımızda var olup çalıştıkları için bilinçaltı olarak atfedilmiştir. Sadece varoluş anlayışımızın referans noktaları olarak kullandığımız dışsal şartlanma tabaklarımızı kırmaya çalıştığımız zaman hayatımızdaki etkileri konusunda bilinçli olabiliyoruz.
Psiko-ruhsal uykudan uyanıklığa geçen bu hareket inisiyenin Çalışmasını oluşturmaktadır. Merkezi Benliğimizin güçlü kaynaklarından bizi uzaklaştırıp çekmeye çalışan küçük hesaplı, dünyevi kelepçelerden genelde etkilenmeyen güçlü, ahenkli, sezgisel ve yaratıcı kişiliğin ifadesi, bunun başarıyla tamamlanması veya en azından çalışır bir sonuç alınmasında görülebilir.
Üst Benliğimizle daha da çok özdeşleşmek üzere (Dünya ve ona karşı tepkilerimiz tarafından yaratılan) benlik gelişmemiz sürecinde çözülüp yeniden inşa edildikçe, çatışmalar ortaya çıkar ve çözülür. Bir an için bile olsa ben ve Ben işlevsel tek bir bilinçli birim haline geldiğinde, o zaman dikkatimizi süper bilince çevirerek daha çok Işık, Yaşam ve Sevgi ( Light, Life, + Love) girdi fırsatı ortaya çıkar. Ancak bu, özellikle Orta Sütün Çalışmasının bir parçası olarak 13üncü Yol olmak üzere, Tifaret'in üstündeki Yolların İşini içerir.
Hayat Ağacı ve Psikosentez gibi psikolojik modellerle nasıl paralellik kurulacağı biraz tartışmalıdır. Karşılıklı olarak tam tamına uyan eşleşmeler oldukça enderdir. Benzerlikleri işlevlik belirler ve Kabala'da işlevlik çoğu zaman bir perspektif meselesidir. Ağaca alemleri ve psiko-ruhsal işlevleri yerleştirmek için birkaç model bulunmaktadır. Z’ev ben Shimon Halevi tarafından ortaya atılan psişik modeller Altın Şafak Hermetik Cemiyetinin modellerinden oldukça değişiktir. Ancak öğrencilerinin çoğu geç 19ncu asır ve erken 20nci asra ait İngiliz okültizmin yorumlarına [Altın Şafak] aşina oldukları için onların atfettikleri Alem ve Sefira işlevleri ele alınacaktır.
Hardy'nin "Bir Ruhla Psikoloji" (A Psychology with a Soul) eserinden bilincin bu bölgeleri geleneksel Hermetik metodlar ve Kabala ışığında irdelenmektedir. Ferucci, "Neler Olabiliriz"(What We May Be) eserinde öğretmeni Assigoli’nun tezini ele alıyor ve bilinci herkesin anlayabileceği bir dilde açıklayor ve psiko-ruhsal çalışmalarda oluşabilecek patolojileri işleyip epey yer veriyor.
"Ululuğun Patolojisi"
"Bilirsin ki ben kavrulup yok oluyorum." - Orpheus İlahisi, devam.
"Kim melek gibi davransa kendini şeytana çevirir" - Pascal.
Dört esas varoluşçu korku olarak telef olma ve ölüm, sorumluluk ve özgürlük, yalnızlık ve anlam (Egzistansiyalist veya Varoluşçu Psikoterapi, Yalom) en çok egoda (Assiah / Malkut) derin kökleri olan korkulardır ve bir bakıma yaratıldığı Elementlerin geçici niteliğinin sonucu oldukları denilebilir. Bu çatışmalar içgüdüsel dürtülerin veya (Freudcu anlamda) gelişmemizin çocuksal evresinde önemli olgun yetki figürlerin içsel imajlarıyla karşılaşmaların sonuçlarıdır. Psiko-ruhsal çalışmaya, veya diğer bir deyişle, İçseli ortaya çıkarmak ve ululaştırmak için dışsal olanı yeniden şekillendirmek ve ıslah etmeye yönelik çalışmaya patolojik tepkinin derin kökenleri içsel gerileme içgüdümüze dayanmaktadır, bu da düştükten sonra bizim kendimizi gerçekleşmiş Varlığa yükseltebilmemiz için, potansiyel varoluştan yaratılışa düşüşümüze neden olan aynı güç ve nedenden başka bir şey değildir.
Ferucci, "Neler Olabiliriz" (What We May Be) eserinde, psikolojik entegrasyon ve ruhsal realiteler bilincine uyanma dönemlerinde oluşabilecek yedi temel ruhsal patoloji veya psikolojik bozukluk açıklamaktadır. Aşağıda verilen uyanma işlevine tepkisel bozuklukları gezegensel veya Sefirotik işlevlere eşleştirmek kolaydır, ama aslında onlar herhangi bir zamanda ortaya çıkabilirler ve Küreler yerine Yollarda oluşmaları daha olasıdır.
En çok karşılanan patolojiler: baskı, projeksiyon, telafi, kutsalı indirgemek, savunmasal kötümserlik, rutinleşme ve dogmatizm. (Ferucci, sayfa: 155-162)
Ferucci'e göre ululuğun baskı alında tutulması egonun en yaygın savunma mekanizmasıdır ve birçok kez derin melankoliye (keder/hüzün) neden olur. Bu konu Ficino tarafından ayrıntılı olarak işlenmiştir. O bizde kayıp, tatminsizlik, sıkılma ve otantiklikten uzaklaşma hislere neden olmaktadır. (Binah/Satürn)
Projeksiyon olayı, bizim kutsalla karşılaşıp onu gerçek olarak kabul ettiğimizde, ama onu bizim bir parçamız olarak kabul etmeyi reddedip, başka birinin, yerin veya şeyin bir tezahürü olarak gördüğümüzde meydana gelir. Bu kendi üzerimizde herhangi bir çalışma gereğini duymadan bir kurtarıcıya inanmak veya guruya tapmaktır. Ama aynı zamanda, "aura metreler", "enerji alanı artırıcılar" gibi ruhsal teknolojilere saplantı, kristaller gibi harici cisimler veya yerlilerin veya etnik dini inançlarının mitolojik idealize edilişini de içermektedir. Psiko-ruhsal gelişmeyi destekleyeceğine onun yerine geçtikleri zaman, gökten yineden inecek İsa veya yeni bir Avatar gibi Mesihlik projeksiyonları, uzaylılar da bu sınıflandırmaya girmektedir. Bu tür ruhsal tembellik şekli güvensizlik, öfke, tatminsizlik ve kendini alçaltmayla birlikte görülür, zira bu durumda kişi idealize edileni olamayacağını, onların başkaya ait olabileceğini hissetmektedir. Sonuçta kendi liyakat eksikliğine karşı öfke duyulmaktadır. (Netzah/Venüs)
Telafi kişilik ötesi ve ruhsal alemlerde aranan ve deneyimlenen değerlere zıt görüşler, idealler veya faaliyetleri kucaklamaktır. Aşk öfke, yüksek duygular aşağılık yaşam biçimi ve benzeri şekilde ruhsal olarak aranana zıtlaşma şeklinde sonuç verir. (Netzah/Venüs)
Kutsalı İndirgeme üst bilinç veya ruhsalı temsil eden herhangi bir şeyi yıkma veya marjinalleştirmektir. (Hod/Merkür)
Savunmasal Kötümserlik sorunları aşılmaz olarak gören kişilerde görülür. Onlar cesaretleri kolayca kırılır, ve kendine acımaya meyillidirler, sonuçta küskündürler ve kendilerini ifade etmeleri engellidir. Bir dereceye kadar Milenyumculuk, kıyamet günü veya "Dünya Değişimleri" obsesyonu, veya geleneksel ibadetlere karşı gelenlere zülüm yapmak bu sınıflandırmaya girmektedir. (Tifaret/Güneş)
Rutinleşme üst bilincin resmi olarak kabul edildiği, ama yaratıcı unsuru dışlayacak şekilde aşırı organize edilmiştir. Sloganlar, boş ritüeller ve kısmi anlayışın diğer araçları burada görülür. Geçmişte varolan somut gerçekler, kişinin bilincinde gerçeklerin spontane ve yaratıcı deneyimlenmesi yerine tercih edilir. Bu tek bir liderin etrafında toplanmış organizasyon ve gruplarda görülen özellikle tehlikeli bir patolojidir. (Hesed/Jüpiter)
Dogmatizm rutinleşmenin zıtıdır, bu durumda ruhsal realiteler o denli güçlü bir şekilde kabullenilir ki, insanın kendisi için değil de başkaları için yapması gereken bir görev haline gelir. Gelişme fikri, uzun bir amaçlar listesinde ufak bir ayrıntı haline geliyor ve onun bağışladığı mutluluk göreve dönüşümüyle ortadan kaybolmaktadır. (Geburah/Mars)
Ruhsal veya en azından kendini keşfetmeye dönük bir yola girmiş bulunan birinin bizzat aradığı şeyden sakınması biraz garip gelebilir. Ancak, beşeri ego garip ve karmaşık bir yaratıktır, ve tüm diğer varlıklar gibi değişikliğe karşı mücadele verir. Yeni enerji ve genişletilmiş bilinç yaşandıkça ve günlük yaşama indikçe, ego ve üzerine inşa edildiği tüm değerler, tehdit altına girer. Aslında sadece bir bakıma küçük inisiyasyonlar dahi olsalar, yeni yaşama, hissetme, dua etme, sevme ve varolma yöntemleri o denli farklıdır ki, egonun açısından bunlar birer psişik devrim veya darbedir.
Ancak, Ferrucci'nin belirttiği gibi, İç Alemlere yolculuklarda, yüksek olanların bile kendine has tehlikeleri vardır.
"Yoğun ruhsal uyarı ilham getirebilir, ama aynı zamanda demonları [ifritler, şeytanlar, şer ruhlar], içgüdüsel enerjileri, unutulmuş anıları vs. ortaya çıkarıp uyarabileceği alt bilinçaltına erişebilir. Sonra bunlar bilince yükselip şaşkın kalan kişiliğe her türlü sorun yaratabilirler. Demonlar bu şekilde uyarıldıkları zaman, kişiliğimizin değişik yönleri arasındaki farklılıklar özellikle yoğun bir şekilde hissedilir." (sayfa 160)
Ayrıca kişilik ötesi irtibatlardan gelen yoğun zihinsel uyarımın uykusuzluk, çoğu zamana karmaşık bağlantı ve eşleştirmeler ile her şeyi bildiğini sanma yanılsaması. Mistiklerde yaygın olan soyutlaşma patolojik halinde fiziksel dünyayı reddetme ve ruhsal deneyimleri günlük yaşama entegre etmede başarısızlıkla sonuçlanabilir. Duygusal olarak aşırı duyarlılık ve dünyada çekilen çilelere karşı aşırı özdeşleşme ve sempati ortaya çıkabilir. İnsan deneyimin zirve ve diplerini beşeri evrim devinimlerinin kaçınılmaz bir parçası olarak görülmediğinde üstlenmesi çekilmez bir hal alabilir. Aşırı duyarlılık ayrıca olayı "çözme" inancı ile birlikte başkalarının kendi başlarına "çözme" ihtiyacına karşı duyarsızlık şeklinde ortaya çıkabilir. Yetersizlik ve intihar meyilleri içeren hisler de bazıları için bilinç üstü irtibatlardan meydana gelebilir. Bu yaşadığımız şeylerin birer seyiricisi değil de bir parçası olduğumuzu tanımamaktan ileri gelmektedir. Bazıları bilinç üstü deneyimlerin üzerine fazla hızlı gitmekten dolayı kendilerini yakıp adeta silebilirler. (Ferucci, sayfa 158-161)
Bu ezoterik çalışmalardan doğacak gerçek majikal sonuçları küçümsemek anlamında değil, ruhsal gelişmenin sadece psikolojik sağlığın mevcut olduğu bir bilinç kompleksinde oluşacağını belirtmek için söylenmiştir. Araç hazır duruma gelinceye dek, her şey sadece "ev temizliğidir".
Yol Çalışmaları ve Peri Masalları
"Bana anılar gülünden soğuk su veriniz" - Orpheus İlahisi, devam.
Ezoterik Yol Çalışması ve çocukluktaki peri masalları arasındaki ilişki iyicene yerleşmiştir. Ancak, bireyselleşme, kendimize özgüven, ebeveynlerden ayrılma, sosyal kurallar ve dinsel-cinsel tabular ve kısıtlamalar konusunda arayışımızda, çocuksu gelişme modelini terk edip maddi dünya deneyimlerinde daha aktif bir rol oynayan bir gelişme modelini seçiyoruz. Deneylerimizi seçmede bize kılavuzluk etmek üzere, eski peri masallarımızı terk edip yenilerini seçiyoruz. Bunlar ister Yıldız Savaşları (Star Wars) and Uzay Yolu (Star Trek) gibi modern mitolojiler olabilir, veya Dallas, M.A.S.H. veya benzeri gibi uzun süreli televizyon dizileri olabilir. Çoğu eğence programları gerçek anlamda eğlendirici olmamakla birlikte sadece yaşam gücümüz ve zamanımızı emmek için tasarlanmışsa, tanısak da tanımasak da her hikaye içinde bir ahlaki ders ve kozmolojik bir bakış sunmaktadır.
Uzay Yolu dizisinde arz edilen evren bakışı, Yıldızlar Savaşında biraz farklıdır, zira halen varoluşçu ve ruhsal soruna yeteri bir yanıt vermek durumundadır. Diğer yandan, Yıldızlar Savaşı bize ilk başlarında "Güç" kavramıyla tanıştırıyor, ve iki nesli ruhsal savaşçı, kişisel ve toplu Gölge (karanlık Tarafımız), ıslah olma, ve sadece kuantum fiziğin soyut bir anlayışı ötesinde, deneyimsel bir realite olarak yaratılışın birliği kavramlarıyla tanıştırdı. Aynı şey country ve western müzikte çile, başarısızlık, alkoliklik, ihtiyaç veya uyuşturucu ve alkol tüketime yönelik caz ve blues müziğinde karşılıksız aşk üzerinde sonsuz hikaye silsilesinde de görülür. Rap ve heavey metal müziğin de kendine özgün metaforları, kozmoloji ve dünya görüşleri vardır.
Kısacası, seyrettiğimiz, dinlediğimiz ve katıldığımız her şey bir seviyede bizim için bir Yol Çalışması olma potansiyeli vardır. Ancak, rasgele ve potansiyel olarak zararlı psişik alış verişlerle, Kabalistik Yol Çalışmaları ayıran şey, Kabalistik Yol Çalışmalarının düzenli, kademeli ve nihai olarak benlik ötesine yönelik olmasıdır.
Çocuk psikologu Bruno Bettelheim'in (Büyülemenin Kullanım Alanları - The Uses of Enchantment) sözleri burada geçerlidir:
"Her peri masalı içsel dünyamızın bir yönünü yansıtan sihirli bir aynadır ve çocukluktan olgunluğa doğru gelişmemizin basamaklardan biridir. Peri masalların bize ileteceği şeyde kendilerini özdeşleştirenler için o ilk başta sadece bizim imajımızı yansıtan derin, sessiz bir havuzdur; ama ergeç arkasında ruhumuzun içsel çalkantılarını ve derinliklerini keşfediyoruz - mücadelemizin ödülü olan kendimizle ve dünyayla barışma yöntemlere erişiyoruz."
İnisiyasyon
"İnisiyasyon esasen bireysel beşeri durumun imkanlarının ötesine ulaşmayı, daha yüksek hallere geçişi mümkün kılmak ve nihai olarak bireyi tüm sınırların ötesine yönlendirmeye amaçlar." Rene Guenon, Aspercus sur l’initiation (İnsiyasyon Görüntüleri)
Bu psiko-ruhsal çalışmalarının amacı ne olduğumuzun ve istesek ne olabileceğimiz hakkında daha geniş anlayışın bilincine varmamızdır. Bunlar bizi eski Grek sözü "Kendini Tanı, böylece evreni ve tanrıları bilirsin" yerine getirmemize yardımcı olmayı amaçlar. Simyagerler "oluşmamızda" kendimizin birçok bakımdan kendimizi yaratmış varlıklar olduğumuzu fark ederiz. Her ne kadar aksisini haykırsak da, yaptığımız, olduğumuz, yaşadığımızın çoğu için dolaylı veya dolaysız olarak sadece kendimiz sorumluyuz. Altın Üstatların dediği gibi "çalışmalarımızın oğluyuz".
Bu yüzyıla dek, en yaygın ezoterik öğrenim ya bir öğrenci-öğretmen ilişkisiyle ya da bir ezoterik locaya inisiye olmakla mümkündü. Başlıca talim ve inisiyasyon yöntemleri çoğu zaman ritüel yöntemiyle olurdu, ve ritüeli veya karşılığını yaşanmış bir veya birkaç kişi içermektedir. İnisiyatör veya inisiyatik takım psişik varlığın uyandığı ve bilinç yüzeyine çıktığı bir durum yaratırlar. Ancak, bunun etkin bir şekilde çalışması için inisiyede uyarılan enerjilerinin inisiyatörün beden-bilincinde halihazırda canlı ve sağlıklı bulunması gerekir. Bu kritik bir noktadır, ve bu şartın yerine getirilmemesi ezoterik inisiyasyonlarının sorgulanır değerde olmasının başlıca nedenidir.
Bu ani içgürü ve değişik bilinç halleri bazı durumlarda inisiyasyon sayılırlar, bazıları küçüktür, bazıları daha da önemlidir. Maalesef, ezoterik çevrelerde inisiyasyon kavramı birçok yanılsamalarla doludur ve psikolojide ona eşdeğerde bir terim veya açıklama yoktur, ama birkaç tane önerilebilir.
Von Durckheim'un yazıları benlik ötesi psikoloji, Hıristiyan mistisizm ve Zen uygulamaları kişinin içsel yaşamını Kristos Varlığı (İsa'nın idealize şekli) ile özdeşleşmesini sağlıyor, bu da hem Psikosentez, hem de geleneksel Batı Ezoterik Yol Çalışmaların amacıyla uyumludur. Yazıları, her ne kadar kurumsal Hıristiyan dili kullansa da, bu konuda önemli bir katkıda bulunmuştur ve psikoloji, mistisizm ve ezoterizm arasındaki farkları kapatmak için değerli birer araçlardır.
"Hades evinin solunda zarif beyaz bir selvi ağacının altında bir kuyu kaynak suyu sunar. Ondan içmeyin. Anılar gölünün yanındaki kuyuyu bulunuz. Soğuk suyunu bekçiler korur. Onlara şöyle deyin:..." Orpheus İlahisi
Yol Çalışmalarının Psikolojik Etkileri
Yol Çalışmalarının etkileri az çok iyi belgelenmiştir. Her kürenin temel kavramlarının Hayat Ağacındaki psikolojik unsurlar açısından ne temsil ettikleri anlaşıldıktan sonra, kurdukları bağlantılar ritüel, mitolojik metafor, meditasyon veya karışımlarıyla idrak edilir. Ancak, majikal güçleri, değişik şuur halleri, semavi varlıkları ve içsel dünyaları gerçekleştirme telaşında, Yol Çalışmalarının ve hatta bütün majikal çalışmalarının en önemli gerçeklerinden biri genelde göz ardı edilmektedir.
Sözümona majikal, mistik, simyasal ve ezoterik çalışmalarının yüzde 90'ı yüceltilmiş psikoterapiden başka bir şey değildir.
Hatta, yaptıkları çalışmanın özde ruhsal yönlerini idrak edebilecek kadar herhangi bir sistemde yeteri kadar kalıp devam eden az kişi vardır. Eğer öğrenciler yaptıkları çalışmalardan tam fayda sağlamak istiyorlarsa, ruhun ince ve kuvvetli güçlerinin etkin ve serbestçe ortaya çıkabilmesinden önce, ego seviyesinde ve bilinçaltının baskı altında kalan kısımlarında kendine karşı dürüst olma ve arınma ihtiyacını kabul etmeleri gerekir.
Bu amaca yönelik olarak, aşağıda bazı Kabalistik Yol Çalışma örnekleri, uygulayıcıda neden olabileceği olası psikolojik menfaatleri ve (özellikle sıra dışı uygulandığında) olası patolojik durumlar verilmiştir. Hiç bir yol üzerinde tek başına çalışılmadığı halde, dış benliğimiz (ego) tarafından öyle idrak edilmektedir. Yine de etkileri esas olarak belirli yollar ritüel veya ezoterik uygulama olarak üstlenildiğinde görülür. Yolların belirli bir çalışma sırasına göre dizilmelerinin belirli sebepleri vardır, ahenksizlik ve psişik bozukluğu asgariye indirmek için bu sıraları takip etmekte fayda vardır. Her birimiz inşa edildiğimiz ve içerdiğimiz güçlerin sağlıklı ve sağlıksız kullanımının tohumlarını taşımaktayız. Her hangi bir küreye yaklaştığımız zaman aynı zamanda onların klipotlardaki yansımalarına da yaklaşmaktayız. Klipotlar dengesiz güçler veya zararlı bir biçime geçecek kadar belirli bir erdemin aşırılığından başka bir şey değildir.
Dr. Israel Regardie, majisyen adayının ezoterik talimden önce bir ruh hekimi tarafından psikolojik bakımdın geçmesi gerektiğinin önemini vurgulamıştır. Maalesef, bu ender olarak uygulanır ve çok az psikoterapist gerekli olan hem ruh sağlığı, hem de inisiyatör görevini üstlenmeye ehildir. Bunun tersi de, psikoterapi de ehli veya etkin olmayan inisiyatörlüğe üstlenen birçokları için de geçerlidir. Gerçek bir psikoterapist veya ruh şifacısı gerçek bir inisiyatör veya ruh rehberi kadar enderdir. Ezoterik hareketlerin kişisel gelişmeye yeteri kadar önem vermemesi ve diğer yandan terapi çevrelerinin ritüel ve ezoterik uygulamalarının olası geçerliliğini tanımaması uçurumu daha büyütmektedir.
Birçok terapist ve ezoteristin Carl Jung'un eserlerine aşina olsa da ve bir nebze çalışmalarında uygulamışsa da, ezoterik öğrencilerine pratik simya ve ritüel çalışmalarda en önemli terapi usulü yine de Jung'dan ziyade Freud'e daha yatkındır. Tepeye çıkma telaşında derin psikoloji gözden kaçmaktadır ve Jung birçok taraftarları tarafından esas psikanaliz içeriğinden eksik bırakılmıştır. Ancak, her iki sistemi birleştirseniz bile içsel dünyalara sadece kısa bir bakış sunabilirler, zira birçok ezoteristlerin aradıkları etkin tekniklerden yoksundurlar.
İtalyan Rönesans Hermetist Marsilio Ficino'nin eserler son derece önemlidir, çünkü psikoloji ve maji arasındaki mesafeyi önemli derecede kısaltmaktadırlar. Ancak maalesef bu eserlere erişmek zor olabilir ve Altın Şafak Hermetik Cemiyeti ve türevleri gibi daha ünlü modern ekollerden farklı tarzda bir kabala içermektedir. Ficino'nun bazı görüşlerini ele alacağız.
Ana sanat ve bilim okültizm ile asi üvey çocuğu psikoloji arasında her ne kadar etkin ara bağlantılar yoksa da, gerek teknik, gerekse de teorik anlayış açısından aradaki boşlukları kapatmak üzere bazı girişimlerde bulunmuştur. Günümüze bunlarda en etkini Roberto Assagioli, Piero Ferrucci ve Jean Hardy tarafından tasarlanan Psikosentez olarak bilinir. Peter Roche de Coppens, Ph.D. (Ruhsal Gelişme için Ritüelin Esası ve Kullanımı, 1985; Görünmeyen Mabet, 1987) temel Kabalistik çalışmalarının etkileri ile Psikosentez arasındaki ilişkisinin etkin bir sentezini ve kıyaslamasını başlatmıştır, ancak herhangi bir psikolojik çerçeve ve ekol açısından açıklanmış Yol Çalışmalarının etkileri bu eserlerde gözükmemektedir.
Psikosentez
"Ben toprağın ve yıldızlı göklerin çocuğuyum, ama ırkım semadandır." Orpheus İlahisi.
Psikosentez'in arkasındaki temel kavram, ben ötesi ve humanistik psikolojide ifade edildiği şekilde ruhsal varlığımızı gerçekleştirmek için ilk başta benlik (ego) duyumumuzu inşa etmemiz, arındırmamız ve sonrada feda etmemiz gerektiği üzerine kurulmuştur. İçimizde birbirleriyle örtüşen birkaç farkındalık alanı vardır.
Bu alanlardan biri de baskı altında tutkularımız, korku veya suçluluk duygularımız, (cinsel-psiko-yaratıcı) dürtülerimiz ve ayrıca yönetilip kontrol edildiğinde dünyamıza kaos veya da güç getirme riskini taşıyan diğer güçleri temsil eder. Bu bizim alt bilinçaltıdır (Yesod ve Elemental güçler).
Biz ayrıca hayal gücü, hafıza ve günlük yaşam için gerekli bilgilerin saklandığı bir orta bilinçaltına (psikolojide söz edilen bilinçaltı) sahibiz (Hesed - Yesod).
Bunun dışında, bir yüksek bilinçaltı veya süper-bilincimiz (Keter) de vardır, bu da farkındalığımızın kişilik ötesi veya safi, ruhsal yönüdür.
Ayrıca, "Ben" diye tanımladığımız benlik hissinin etrafında döndüğü bir orta farkındalık bölgesi de vardır. Bunun dışında da bir aşiret, kabile, ulus, dünya ve tüm yaratılışın toplu bilinçaltı (Bina-Hokmah) da bulunur.
Sonra da, küçük benliğimiz içinde ve aracılığıyla ve bilinçaltının çeşitli seviyelerinin işlevleriyle ifade etmeye çalıştığımız Yüksek Benlik (Tifaret) vardır. Bu seviyeler farkında olsak da olmasak da psişik varlığımızda var olup çalıştıkları için bilinçaltı olarak atfedilmiştir. Sadece varoluş anlayışımızın referans noktaları olarak kullandığımız dışsal şartlanma tabaklarımızı kırmaya çalıştığımız zaman hayatımızdaki etkileri konusunda bilinçli olabiliyoruz.
Psiko-ruhsal uykudan uyanıklığa geçen bu hareket inisiyenin Çalışmasını oluşturmaktadır. Merkezi Benliğimizin güçlü kaynaklarından bizi uzaklaştırıp çekmeye çalışan küçük hesaplı, dünyevi kelepçelerden genelde etkilenmeyen güçlü, ahenkli, sezgisel ve yaratıcı kişiliğin ifadesi, bunun başarıyla tamamlanması veya en azından çalışır bir sonuç alınmasında görülebilir.
Üst Benliğimizle daha da çok özdeşleşmek üzere (Dünya ve ona karşı tepkilerimiz tarafından yaratılan) benlik gelişmemiz sürecinde çözülüp yeniden inşa edildikçe, çatışmalar ortaya çıkar ve çözülür. Bir an için bile olsa ben ve Ben işlevsel tek bir bilinçli birim haline geldiğinde, o zaman dikkatimizi süper bilince çevirerek daha çok Işık, Yaşam ve Sevgi ( Light, Life, + Love) girdi fırsatı ortaya çıkar. Ancak bu, özellikle Orta Sütün Çalışmasının bir parçası olarak 13üncü Yol olmak üzere, Tifaret'in üstündeki Yolların İşini içerir.
Hayat Ağacı ve Psikosentez gibi psikolojik modellerle nasıl paralellik kurulacağı biraz tartışmalıdır. Karşılıklı olarak tam tamına uyan eşleşmeler oldukça enderdir. Benzerlikleri işlevlik belirler ve Kabala'da işlevlik çoğu zaman bir perspektif meselesidir. Ağaca alemleri ve psiko-ruhsal işlevleri yerleştirmek için birkaç model bulunmaktadır. Z’ev ben Shimon Halevi tarafından ortaya atılan psişik modeller Altın Şafak Hermetik Cemiyetinin modellerinden oldukça değişiktir. Ancak öğrencilerinin çoğu geç 19ncu asır ve erken 20nci asra ait İngiliz okültizmin yorumlarına [Altın Şafak] aşina oldukları için onların atfettikleri Alem ve Sefira işlevleri ele alınacaktır.
Hardy'nin "Bir Ruhla Psikoloji" (A Psychology with a Soul) eserinden bilincin bu bölgeleri geleneksel Hermetik metodlar ve Kabala ışığında irdelenmektedir. Ferucci, "Neler Olabiliriz"(What We May Be) eserinde öğretmeni Assigoli’nun tezini ele alıyor ve bilinci herkesin anlayabileceği bir dilde açıklayor ve psiko-ruhsal çalışmalarda oluşabilecek patolojileri işleyip epey yer veriyor.
"Ululuğun Patolojisi"
"Bilirsin ki ben kavrulup yok oluyorum." - Orpheus İlahisi, devam.
"Kim melek gibi davransa kendini şeytana çevirir" - Pascal.
Dört esas varoluşçu korku olarak telef olma ve ölüm, sorumluluk ve özgürlük, yalnızlık ve anlam (Egzistansiyalist veya Varoluşçu Psikoterapi, Yalom) en çok egoda (Assiah / Malkut) derin kökleri olan korkulardır ve bir bakıma yaratıldığı Elementlerin geçici niteliğinin sonucu oldukları denilebilir. Bu çatışmalar içgüdüsel dürtülerin veya (Freudcu anlamda) gelişmemizin çocuksal evresinde önemli olgun yetki figürlerin içsel imajlarıyla karşılaşmaların sonuçlarıdır. Psiko-ruhsal çalışmaya, veya diğer bir deyişle, İçseli ortaya çıkarmak ve ululaştırmak için dışsal olanı yeniden şekillendirmek ve ıslah etmeye yönelik çalışmaya patolojik tepkinin derin kökenleri içsel gerileme içgüdümüze dayanmaktadır, bu da düştükten sonra bizim kendimizi gerçekleşmiş Varlığa yükseltebilmemiz için, potansiyel varoluştan yaratılışa düşüşümüze neden olan aynı güç ve nedenden başka bir şey değildir.
Ferucci, "Neler Olabiliriz" (What We May Be) eserinde, psikolojik entegrasyon ve ruhsal realiteler bilincine uyanma dönemlerinde oluşabilecek yedi temel ruhsal patoloji veya psikolojik bozukluk açıklamaktadır. Aşağıda verilen uyanma işlevine tepkisel bozuklukları gezegensel veya Sefirotik işlevlere eşleştirmek kolaydır, ama aslında onlar herhangi bir zamanda ortaya çıkabilirler ve Küreler yerine Yollarda oluşmaları daha olasıdır.
En çok karşılanan patolojiler: baskı, projeksiyon, telafi, kutsalı indirgemek, savunmasal kötümserlik, rutinleşme ve dogmatizm. (Ferucci, sayfa: 155-162)
Ferucci'e göre ululuğun baskı alında tutulması egonun en yaygın savunma mekanizmasıdır ve birçok kez derin melankoliye (keder/hüzün) neden olur. Bu konu Ficino tarafından ayrıntılı olarak işlenmiştir. O bizde kayıp, tatminsizlik, sıkılma ve otantiklikten uzaklaşma hislere neden olmaktadır. (Binah/Satürn)
Projeksiyon olayı, bizim kutsalla karşılaşıp onu gerçek olarak kabul ettiğimizde, ama onu bizim bir parçamız olarak kabul etmeyi reddedip, başka birinin, yerin veya şeyin bir tezahürü olarak gördüğümüzde meydana gelir. Bu kendi üzerimizde herhangi bir çalışma gereğini duymadan bir kurtarıcıya inanmak veya guruya tapmaktır. Ama aynı zamanda, "aura metreler", "enerji alanı artırıcılar" gibi ruhsal teknolojilere saplantı, kristaller gibi harici cisimler veya yerlilerin veya etnik dini inançlarının mitolojik idealize edilişini de içermektedir. Psiko-ruhsal gelişmeyi destekleyeceğine onun yerine geçtikleri zaman, gökten yineden inecek İsa veya yeni bir Avatar gibi Mesihlik projeksiyonları, uzaylılar da bu sınıflandırmaya girmektedir. Bu tür ruhsal tembellik şekli güvensizlik, öfke, tatminsizlik ve kendini alçaltmayla birlikte görülür, zira bu durumda kişi idealize edileni olamayacağını, onların başkaya ait olabileceğini hissetmektedir. Sonuçta kendi liyakat eksikliğine karşı öfke duyulmaktadır. (Netzah/Venüs)
Telafi kişilik ötesi ve ruhsal alemlerde aranan ve deneyimlenen değerlere zıt görüşler, idealler veya faaliyetleri kucaklamaktır. Aşk öfke, yüksek duygular aşağılık yaşam biçimi ve benzeri şekilde ruhsal olarak aranana zıtlaşma şeklinde sonuç verir. (Netzah/Venüs)
Kutsalı İndirgeme üst bilinç veya ruhsalı temsil eden herhangi bir şeyi yıkma veya marjinalleştirmektir. (Hod/Merkür)
Savunmasal Kötümserlik sorunları aşılmaz olarak gören kişilerde görülür. Onlar cesaretleri kolayca kırılır, ve kendine acımaya meyillidirler, sonuçta küskündürler ve kendilerini ifade etmeleri engellidir. Bir dereceye kadar Milenyumculuk, kıyamet günü veya "Dünya Değişimleri" obsesyonu, veya geleneksel ibadetlere karşı gelenlere zülüm yapmak bu sınıflandırmaya girmektedir. (Tifaret/Güneş)
Rutinleşme üst bilincin resmi olarak kabul edildiği, ama yaratıcı unsuru dışlayacak şekilde aşırı organize edilmiştir. Sloganlar, boş ritüeller ve kısmi anlayışın diğer araçları burada görülür. Geçmişte varolan somut gerçekler, kişinin bilincinde gerçeklerin spontane ve yaratıcı deneyimlenmesi yerine tercih edilir. Bu tek bir liderin etrafında toplanmış organizasyon ve gruplarda görülen özellikle tehlikeli bir patolojidir. (Hesed/Jüpiter)
Dogmatizm rutinleşmenin zıtıdır, bu durumda ruhsal realiteler o denli güçlü bir şekilde kabullenilir ki, insanın kendisi için değil de başkaları için yapması gereken bir görev haline gelir. Gelişme fikri, uzun bir amaçlar listesinde ufak bir ayrıntı haline geliyor ve onun bağışladığı mutluluk göreve dönüşümüyle ortadan kaybolmaktadır. (Geburah/Mars)
Ruhsal veya en azından kendini keşfetmeye dönük bir yola girmiş bulunan birinin bizzat aradığı şeyden sakınması biraz garip gelebilir. Ancak, beşeri ego garip ve karmaşık bir yaratıktır, ve tüm diğer varlıklar gibi değişikliğe karşı mücadele verir. Yeni enerji ve genişletilmiş bilinç yaşandıkça ve günlük yaşama indikçe, ego ve üzerine inşa edildiği tüm değerler, tehdit altına girer. Aslında sadece bir bakıma küçük inisiyasyonlar dahi olsalar, yeni yaşama, hissetme, dua etme, sevme ve varolma yöntemleri o denli farklıdır ki, egonun açısından bunlar birer psişik devrim veya darbedir.
Ancak, Ferrucci'nin belirttiği gibi, İç Alemlere yolculuklarda, yüksek olanların bile kendine has tehlikeleri vardır.
"Yoğun ruhsal uyarı ilham getirebilir, ama aynı zamanda demonları [ifritler, şeytanlar, şer ruhlar], içgüdüsel enerjileri, unutulmuş anıları vs. ortaya çıkarıp uyarabileceği alt bilinçaltına erişebilir. Sonra bunlar bilince yükselip şaşkın kalan kişiliğe her türlü sorun yaratabilirler. Demonlar bu şekilde uyarıldıkları zaman, kişiliğimizin değişik yönleri arasındaki farklılıklar özellikle yoğun bir şekilde hissedilir." (sayfa 160)
Ayrıca kişilik ötesi irtibatlardan gelen yoğun zihinsel uyarımın uykusuzluk, çoğu zamana karmaşık bağlantı ve eşleştirmeler ile her şeyi bildiğini sanma yanılsaması. Mistiklerde yaygın olan soyutlaşma patolojik halinde fiziksel dünyayı reddetme ve ruhsal deneyimleri günlük yaşama entegre etmede başarısızlıkla sonuçlanabilir. Duygusal olarak aşırı duyarlılık ve dünyada çekilen çilelere karşı aşırı özdeşleşme ve sempati ortaya çıkabilir. İnsan deneyimin zirve ve diplerini beşeri evrim devinimlerinin kaçınılmaz bir parçası olarak görülmediğinde üstlenmesi çekilmez bir hal alabilir. Aşırı duyarlılık ayrıca olayı "çözme" inancı ile birlikte başkalarının kendi başlarına "çözme" ihtiyacına karşı duyarsızlık şeklinde ortaya çıkabilir. Yetersizlik ve intihar meyilleri içeren hisler de bazıları için bilinç üstü irtibatlardan meydana gelebilir. Bu yaşadığımız şeylerin birer seyiricisi değil de bir parçası olduğumuzu tanımamaktan ileri gelmektedir. Bazıları bilinç üstü deneyimlerin üzerine fazla hızlı gitmekten dolayı kendilerini yakıp adeta silebilirler. (Ferucci, sayfa 158-161)
Bu ezoterik çalışmalardan doğacak gerçek majikal sonuçları küçümsemek anlamında değil, ruhsal gelişmenin sadece psikolojik sağlığın mevcut olduğu bir bilinç kompleksinde oluşacağını belirtmek için söylenmiştir. Araç hazır duruma gelinceye dek, her şey sadece "ev temizliğidir".
Yol Çalışmaları ve Peri Masalları
"Bana anılar gülünden soğuk su veriniz" - Orpheus İlahisi, devam.
Ezoterik Yol Çalışması ve çocukluktaki peri masalları arasındaki ilişki iyicene yerleşmiştir. Ancak, bireyselleşme, kendimize özgüven, ebeveynlerden ayrılma, sosyal kurallar ve dinsel-cinsel tabular ve kısıtlamalar konusunda arayışımızda, çocuksu gelişme modelini terk edip maddi dünya deneyimlerinde daha aktif bir rol oynayan bir gelişme modelini seçiyoruz. Deneylerimizi seçmede bize kılavuzluk etmek üzere, eski peri masallarımızı terk edip yenilerini seçiyoruz. Bunlar ister Yıldız Savaşları (Star Wars) and Uzay Yolu (Star Trek) gibi modern mitolojiler olabilir, veya Dallas, M.A.S.H. veya benzeri gibi uzun süreli televizyon dizileri olabilir. Çoğu eğence programları gerçek anlamda eğlendirici olmamakla birlikte sadece yaşam gücümüz ve zamanımızı emmek için tasarlanmışsa, tanısak da tanımasak da her hikaye içinde bir ahlaki ders ve kozmolojik bir bakış sunmaktadır.
Uzay Yolu dizisinde arz edilen evren bakışı, Yıldızlar Savaşında biraz farklıdır, zira halen varoluşçu ve ruhsal soruna yeteri bir yanıt vermek durumundadır. Diğer yandan, Yıldızlar Savaşı bize ilk başlarında "Güç" kavramıyla tanıştırıyor, ve iki nesli ruhsal savaşçı, kişisel ve toplu Gölge (karanlık Tarafımız), ıslah olma, ve sadece kuantum fiziğin soyut bir anlayışı ötesinde, deneyimsel bir realite olarak yaratılışın birliği kavramlarıyla tanıştırdı. Aynı şey country ve western müzikte çile, başarısızlık, alkoliklik, ihtiyaç veya uyuşturucu ve alkol tüketime yönelik caz ve blues müziğinde karşılıksız aşk üzerinde sonsuz hikaye silsilesinde de görülür. Rap ve heavey metal müziğin de kendine özgün metaforları, kozmoloji ve dünya görüşleri vardır.
Kısacası, seyrettiğimiz, dinlediğimiz ve katıldığımız her şey bir seviyede bizim için bir Yol Çalışması olma potansiyeli vardır. Ancak, rasgele ve potansiyel olarak zararlı psişik alış verişlerle, Kabalistik Yol Çalışmaları ayıran şey, Kabalistik Yol Çalışmalarının düzenli, kademeli ve nihai olarak benlik ötesine yönelik olmasıdır.
Çocuk psikologu Bruno Bettelheim'in (Büyülemenin Kullanım Alanları - The Uses of Enchantment) sözleri burada geçerlidir:
"Her peri masalı içsel dünyamızın bir yönünü yansıtan sihirli bir aynadır ve çocukluktan olgunluğa doğru gelişmemizin basamaklardan biridir. Peri masalların bize ileteceği şeyde kendilerini özdeşleştirenler için o ilk başta sadece bizim imajımızı yansıtan derin, sessiz bir havuzdur; ama ergeç arkasında ruhumuzun içsel çalkantılarını ve derinliklerini keşfediyoruz - mücadelemizin ödülü olan kendimizle ve dünyayla barışma yöntemlere erişiyoruz."
İnisiyasyon
"İnisiyasyon esasen bireysel beşeri durumun imkanlarının ötesine ulaşmayı, daha yüksek hallere geçişi mümkün kılmak ve nihai olarak bireyi tüm sınırların ötesine yönlendirmeye amaçlar." Rene Guenon, Aspercus sur l’initiation (İnsiyasyon Görüntüleri)
Bu psiko-ruhsal çalışmalarının amacı ne olduğumuzun ve istesek ne olabileceğimiz hakkında daha geniş anlayışın bilincine varmamızdır. Bunlar bizi eski Grek sözü "Kendini Tanı, böylece evreni ve tanrıları bilirsin" yerine getirmemize yardımcı olmayı amaçlar. Simyagerler "oluşmamızda" kendimizin birçok bakımdan kendimizi yaratmış varlıklar olduğumuzu fark ederiz. Her ne kadar aksisini haykırsak da, yaptığımız, olduğumuz, yaşadığımızın çoğu için dolaylı veya dolaysız olarak sadece kendimiz sorumluyuz. Altın Üstatların dediği gibi "çalışmalarımızın oğluyuz".
Bu yüzyıla dek, en yaygın ezoterik öğrenim ya bir öğrenci-öğretmen ilişkisiyle ya da bir ezoterik locaya inisiye olmakla mümkündü. Başlıca talim ve inisiyasyon yöntemleri çoğu zaman ritüel yöntemiyle olurdu, ve ritüeli veya karşılığını yaşanmış bir veya birkaç kişi içermektedir. İnisiyatör veya inisiyatik takım psişik varlığın uyandığı ve bilinç yüzeyine çıktığı bir durum yaratırlar. Ancak, bunun etkin bir şekilde çalışması için inisiyede uyarılan enerjilerinin inisiyatörün beden-bilincinde halihazırda canlı ve sağlıklı bulunması gerekir. Bu kritik bir noktadır, ve bu şartın yerine getirilmemesi ezoterik inisiyasyonlarının sorgulanır değerde olmasının başlıca nedenidir.
Bu ani içgürü ve değişik bilinç halleri bazı durumlarda inisiyasyon sayılırlar, bazıları küçüktür, bazıları daha da önemlidir. Maalesef, ezoterik çevrelerde inisiyasyon kavramı birçok yanılsamalarla doludur ve psikolojide ona eşdeğerde bir terim veya açıklama yoktur, ama birkaç tane önerilebilir.
Von Durckheim'un yazıları benlik ötesi psikoloji, Hıristiyan mistisizm ve Zen uygulamaları kişinin içsel yaşamını Kristos Varlığı (İsa'nın idealize şekli) ile özdeşleşmesini sağlıyor, bu da hem Psikosentez, hem de geleneksel Batı Ezoterik Yol Çalışmaların amacıyla uyumludur. Yazıları, her ne kadar kurumsal Hıristiyan dili kullansa da, bu konuda önemli bir katkıda bulunmuştur ve psikoloji, mistisizm ve ezoterizm arasındaki farkları kapatmak için değerli birer araçlardır.