Jeneratörü kim icat etti. Jeneratör herhangi bir enerji türünü elektrik enerjisine çeviren makinadır. Bu cihazlara, mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çeviren makinalar, kimyâsal enerjiyi elektrik enerjisine çeviren bataryalar, ışık enerjisini elektriğe dönüştüren fotoelektrik hücreleri, ısı enerjisini elektrik enerjisine çeviren termoelektrik jeneratörler dâhildir.
Dinamo denilen elektromanyetik jeneratörde bir bobin, manyetik alan içinde endüksiyon çizgilerini kesecek şekilde hareket ettirilir. Elektrostatik jeneratörde (Van de Graaf jeneratörü, Wimshurst makinası) mekanik enerji, elektrostatik endüksiyon veya sürtünme ile üretilen eşit ve zıt elektrikî yüklere bölünerek sarf edilir.
Jeneratörler, en küçük tesisten en büyüklerine kadar değişik büyüklük ve kapasitelerde îmâl edilir. Alternatif yâni dalgalı akım üretenlerine alternatör, doğru akım üretenlere de, doğru akım jeneratörleri veya dinamo denir. Sonuçta elde edilen ister AC (alternatif akım) olsun ister DC (doğru akım) olsun elektrik enerjisinin kaynağı aynıdır. Sadece makinanın taslağı değişiktir.
Bir jeneratörü çalıştırmak için gerekli mekanik enerji, su türbini, buhar türbini, içten yanmalı motor veya gaz türbini gibi ilk hareketi veren âletlerle sağlanır. Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çeviren iki tip ana makina vardır: Alternatif akım AC jeneratörleri ve doğru akım DC jeneratörleri. Elektrik enerjisinin çoğu günümüzde AC jeneratörleri ile üretilir ve bu âletlere Alternatör adı verilir. AC, İngilizce Alternatif Current (Alternatif Akım) kelimelerinin baş harfleri; DC ise Dieckt Current (Doğru Akım) kelimelerinin baş harfleri alınarak kullanılmaktadır.
Alternatörler, senkron jeneratörler de denilen makinalar, hemen hemen bütün buharlı ve su enerjisi ile güç elde eden santrallerde esas jeneratörlerdir. Çünkü transformatörler alternatif voltajı kolaylıkla yükseltir ve alçaltır. Elektrik enerjisinin, uzak mesâfelere nakli için yüksek voltaj, dağıtım ve kullanım için düşük voltaj uygundur. 1880de Thomas Edison ve Joseph Swarm elektrik ampulünü bulunca, jeneratörlere ve güç kaynaklarına büyük ihtiyaç duyuldu. Edison şirketi 1882de New Yorkta, Londrada ve Milanda elektrik enerisini aydınlatmada kullanmak için DC üreten merkezler kurdu. Bundan az sonra DC ve AC akımlarının kullanılması hakkında bir tartışma başladı. 1890 başlarına kadar olan transformatörlerdeki ve jeneratör sistemlerindeki gelişmeler sonucunda Amerikalı Nikola Tesla ACnin elektrikî güç naklindeki kullanım avantajlarını ispat etti. AC jeneratörlerini kullanan ilk büyük hidroelektrik santrali Niagara şelâlesinde 1895te açıldı.
Dinamo denilen elektromanyetik jeneratörde bir bobin, manyetik alan içinde endüksiyon çizgilerini kesecek şekilde hareket ettirilir. Elektrostatik jeneratörde (Van de Graaf jeneratörü, Wimshurst makinası) mekanik enerji, elektrostatik endüksiyon veya sürtünme ile üretilen eşit ve zıt elektrikî yüklere bölünerek sarf edilir.
Jeneratörler, en küçük tesisten en büyüklerine kadar değişik büyüklük ve kapasitelerde îmâl edilir. Alternatif yâni dalgalı akım üretenlerine alternatör, doğru akım üretenlere de, doğru akım jeneratörleri veya dinamo denir. Sonuçta elde edilen ister AC (alternatif akım) olsun ister DC (doğru akım) olsun elektrik enerjisinin kaynağı aynıdır. Sadece makinanın taslağı değişiktir.
Bir jeneratörü çalıştırmak için gerekli mekanik enerji, su türbini, buhar türbini, içten yanmalı motor veya gaz türbini gibi ilk hareketi veren âletlerle sağlanır. Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çeviren iki tip ana makina vardır: Alternatif akım AC jeneratörleri ve doğru akım DC jeneratörleri. Elektrik enerjisinin çoğu günümüzde AC jeneratörleri ile üretilir ve bu âletlere Alternatör adı verilir. AC, İngilizce Alternatif Current (Alternatif Akım) kelimelerinin baş harfleri; DC ise Dieckt Current (Doğru Akım) kelimelerinin baş harfleri alınarak kullanılmaktadır.
Alternatörler, senkron jeneratörler de denilen makinalar, hemen hemen bütün buharlı ve su enerjisi ile güç elde eden santrallerde esas jeneratörlerdir. Çünkü transformatörler alternatif voltajı kolaylıkla yükseltir ve alçaltır. Elektrik enerjisinin, uzak mesâfelere nakli için yüksek voltaj, dağıtım ve kullanım için düşük voltaj uygundur. 1880de Thomas Edison ve Joseph Swarm elektrik ampulünü bulunca, jeneratörlere ve güç kaynaklarına büyük ihtiyaç duyuldu. Edison şirketi 1882de New Yorkta, Londrada ve Milanda elektrik enerisini aydınlatmada kullanmak için DC üreten merkezler kurdu. Bundan az sonra DC ve AC akımlarının kullanılması hakkında bir tartışma başladı. 1890 başlarına kadar olan transformatörlerdeki ve jeneratör sistemlerindeki gelişmeler sonucunda Amerikalı Nikola Tesla ACnin elektrikî güç naklindeki kullanım avantajlarını ispat etti. AC jeneratörlerini kullanan ilk büyük hidroelektrik santrali Niagara şelâlesinde 1895te açıldı.