Her toplumda yaygın olan ancak içerisinde eksiklikler, yanlışlıklar bulunan bir iyilik anlayışı vardır. Gerçek iyiliğin ne olduğunu ise ancak Kuran'dan öğrenebiliriz. ALLAH'ın indirdiği Kuran, sırlarla dolu mucizevi bir kitaptır.
ALLAH'ın Kuran'da bildirdiği sırlardan biri, iyilikte bulunanların dünyada ve ahirette mutlaka iyilikle karşılık görecekleridir. Bu konuyla ilgili ayetlerden biri şöyledir:
"De ki: "Ey iman eden kullarım, Rabbinizden sakının. Bu dünyada iyilik edenler için bir iyilik vardır. ALLAH'ın Arz'ı geniştir. Ancak sabredenlere ecirleri hesapsızca ödenir." (Zümer Suresi, 10)
Ancak, bunun için gerçek iyiliğin ne olduğunun bilinmesi gerekir. Her toplumda yaygın olan bir iyilik anlayışı vardır; güleryüzlü olmak, dilencilere para vermek veya herşeyi anlayışla karşılamak gibi. Oysa gerçek iyilik Kuran'da bildirildiği gibidir. ALLAH, bir ayette gerçek iyiliğin ne olduğunu şöyle açıklar:
"Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, ALLAH'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır." (Bakara Suresi, 177)
ALLAH, imanlarından, ALLAH korkularından ve Kendisine duydukları sevgiden dolayı sürekli iyilik işleyenleri seveceğini ve onlara iyilikle karşılık vereceğini şöyle bildirmektedir:
"... Bu dünyada güzel davranışlarda bulunanlara güzellik vardır; ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Takva sahiplerinin yurdu ne güzeldir." (Nahl Suresi, 30)
Bu, iyilikte bulunarak fedakarlık yapanlara, ALLAH'ın hoşnutluğunu kazanmak için ciddi bir çaba gösterenlere ALLAH'ın Kuran'da bildirdiği bir müjdedir. ALLAH, hem dünyada hem de ahirette böyle insanları güzel bir hayatla yaşatacağını müjdelemektedir.
Unutmamak gerekir ki, ALLAH'ın dünyada ve ahirette güzel ve ihtişamlı bir yaşam vaadi, yalnızca geçmişte yaşamış müminlere verilmiş bir müjde değildir. ALLAH, her dönemde iman eden kullarını güzel bir hayatla yaşatacağını vaat eder. Kuran ' da bu müjde şöyle haber verilir:
"Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz." (Nahl Suresi, 97)
ALLAH, müminlerin samimi, katıksız olarak ahiret yurdunu düşünen kanaatkarlıklarına karşılık olarak onları daima rızıklandırır, güzel ve temiz nimetler içinde yaşatır. Bu nimetler ve zenginlikler ise iman edenlerin ALLAH'a şükredip O'nu anmalarına vesile olur. ALLAH'ın vaadinin bir sonucu olarak, bu ahlaklarına karşılık her mümin dünyada güzel bir hayatla yaşar.
ALLAH iyilikte bulunan kullarına verdiği karşılığı kat kat artıracağını da vaat etmiştir. Bu konu ile ilgili ayetlerden biri şöyledir:
"Kim bir iyilikle gelirse, kendisine bunun on katı vardır..." (Enam Suresi, 160)
Bu dünyada salih olan, iyilik yapan insanlar, kısacık bir ömürde yaptıkları iyiliklere karşı ahirette sonsuz bir güzellikle karşılık göreceklerdir. ALLAH bu vaadini bir ayetinde şöyle bildirmiştir:
"Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır." (Yunus Suresi, 26)
ALLAH'ın Kuran'da bildirdiği sırlardan biri, iyilikte bulunanların dünyada ve ahirette mutlaka iyilikle karşılık görecekleridir. Bu konuyla ilgili ayetlerden biri şöyledir:
"De ki: "Ey iman eden kullarım, Rabbinizden sakının. Bu dünyada iyilik edenler için bir iyilik vardır. ALLAH'ın Arz'ı geniştir. Ancak sabredenlere ecirleri hesapsızca ödenir." (Zümer Suresi, 10)
Ancak, bunun için gerçek iyiliğin ne olduğunun bilinmesi gerekir. Her toplumda yaygın olan bir iyilik anlayışı vardır; güleryüzlü olmak, dilencilere para vermek veya herşeyi anlayışla karşılamak gibi. Oysa gerçek iyilik Kuran'da bildirildiği gibidir. ALLAH, bir ayette gerçek iyiliğin ne olduğunu şöyle açıklar:
"Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, ALLAH'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır." (Bakara Suresi, 177)
ALLAH, imanlarından, ALLAH korkularından ve Kendisine duydukları sevgiden dolayı sürekli iyilik işleyenleri seveceğini ve onlara iyilikle karşılık vereceğini şöyle bildirmektedir:
"... Bu dünyada güzel davranışlarda bulunanlara güzellik vardır; ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Takva sahiplerinin yurdu ne güzeldir." (Nahl Suresi, 30)
Bu, iyilikte bulunarak fedakarlık yapanlara, ALLAH'ın hoşnutluğunu kazanmak için ciddi bir çaba gösterenlere ALLAH'ın Kuran'da bildirdiği bir müjdedir. ALLAH, hem dünyada hem de ahirette böyle insanları güzel bir hayatla yaşatacağını müjdelemektedir.
Unutmamak gerekir ki, ALLAH'ın dünyada ve ahirette güzel ve ihtişamlı bir yaşam vaadi, yalnızca geçmişte yaşamış müminlere verilmiş bir müjde değildir. ALLAH, her dönemde iman eden kullarını güzel bir hayatla yaşatacağını vaat eder. Kuran ' da bu müjde şöyle haber verilir:
"Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz." (Nahl Suresi, 97)
ALLAH, müminlerin samimi, katıksız olarak ahiret yurdunu düşünen kanaatkarlıklarına karşılık olarak onları daima rızıklandırır, güzel ve temiz nimetler içinde yaşatır. Bu nimetler ve zenginlikler ise iman edenlerin ALLAH'a şükredip O'nu anmalarına vesile olur. ALLAH'ın vaadinin bir sonucu olarak, bu ahlaklarına karşılık her mümin dünyada güzel bir hayatla yaşar.
ALLAH iyilikte bulunan kullarına verdiği karşılığı kat kat artıracağını da vaat etmiştir. Bu konu ile ilgili ayetlerden biri şöyledir:
"Kim bir iyilikle gelirse, kendisine bunun on katı vardır..." (Enam Suresi, 160)
Bu dünyada salih olan, iyilik yapan insanlar, kısacık bir ömürde yaptıkları iyiliklere karşı ahirette sonsuz bir güzellikle karşılık göreceklerdir. ALLAH bu vaadini bir ayetinde şöyle bildirmiştir:
"Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır." (Yunus Suresi, 26)