İyi Bir Adamın Ardından:Kemalettin Tuğcu

Efsunkar

Bayan Üye
Kemalettin Tuğcu'nun cenaze namazında bulunabilseydim, onu uğurlamaya gelenler arasında romanlarının iyi yürekli çocuklarını arayacaktım.

Yetim çocuklar, kayıp çocuklar, ekmek parası peşinden koşan 'sanatkâr' çocuklar, hasta ve çaresiz çocuklar...

Orada mıydınız ey roman çocukları!


Hayatını çocuklar için yazmaya adayan bir romancının tabutunu yalnız çocuklar taşısın isterdim.

Onun yaşlı gövdesi çocuk elleri üstünde kabristana doğru yürüsün; yüzlerce, binlerce roman çocuğu, iyi kalpli dedelerini minik elleriyle toprağa emanet etsinler... Zihninin fabrikasında habire çocuklar üretip duran bu adam, çocuk elleri üstünde çoğalsın ve bitmez tükenmez Kemalettin Tuğcu'lar, iyi çocuklar, iyi adamlar olarak aramıza dönsün...

"Ben iyi bir adamım. Kimselere kötülük yapmayı öğütlemedim."

Bu söz, onun ömrünün ve bütün yazdıklarının özeti gibidir.

Okuduğum onlarca romanı, geçmiş yılların tozu dumanı arasından seslenip yalnız iyilik etmeyi, temiz kalpliliği, alın teriyle kazanmayı, anne-baba ve çocuk sevgisini öğütlüyor bana...
İyilikler yazık ki hep acıların, ayrılıkların ve gözyaşlarının içinde gizlidir.
Mutluluğa hep acı çeke çeke ulaşır insanlar.

Ağlamayı öğrenmek de insanın erdemlerinden biri değil midir?

Kemalettin Tuğcu, okurlarını ağlatarak büyüten bir yazardır. Yoksul insanların, zavallı çocukların hikayelerine karıştıkça, taşıdığınız kalbin acılara duyarlı yanları konuşacak ve ağlayacaksınız. Başkalarının yaşadıklarına ağlayabilen insanların yüreği ne kadar incelmiştir...

Hangi kötülük, hangi zorbalık geçer onların yöresinden?

Bir pencere önünde, bir merdiven kıyısında, kimsesiz bir odanın loş ışıkları altında günlerini Tuğcu romanları okuyarak ve kendi yaşıtlarının akıl almaz dramlarında gezinerek geçiren çocuklar, olsa olsa acımayı, kötülere karşı nefret duymayı öğrenirler. Ve sonsuz bir iyilik yapma arzusu belirir içlerinde.

Ben bir ortaokul öğrencisiyken, ağlamayı ondan öğrenmemiş miydim? Bir kış günü, tavanı isten kararmış küçücük mutfağımızda, ocaktaki odunların çıkardığı dumanlar arasında, annemle kardeşime
"Köye Gelen Yabancı"yı okumuştum.

Romanın bir yerinde bir anne kalbinin acılarına dayanamamış, ağlamaya başlamıştık. Yoksulluk genç bir çiftin canına tak etmişti. Öylesine yaşadık, öyle hayatımıza karıştı ki roman, 'keşke' dedik, 'Yerlerini bilseydik, buralarda olsalardı, yardım etseydik onlara. Yiyecek bir şeyler verseydik..."

Roman, bize kendi yoksulluğumuzu unutturmuş ve içimize sonsuz bir zenginlik salmıştı. Uzaklarda bir yerde yaşamakta olduğunu sandığımız, ulaşamayacağımız roman insanlarının yoksulluğuna, acılarına ağlamıştık...

Tuğcu'nun, sayısı 300'ü aşan hikayeleri, kimbilir kimleri ağlattı, hangi çocuk yüreklerde acıma ve iyilik etme duygularını çiçeklendirdi? Benim yaşlarımdaki çoğu insanın ve bizden önceki kuşağa mensup insanların anıları arasında bir Kemalettin Tuğcu romanının dramı ve o drama bulaşmış tertemiz gözyaşları vardır mutlaka...

O hikayeler, o romanlar bize uzak kaldı bugün.

Belki bugünün çocukları da çok okumuyor Kemalettin Tuğcu'yu. Ama o çocuk yürekli adamın ağlamayı öğrettiği çocuklar, sahip oldukları iyi duyguların farkına vardıkça onu hatırlayacaklardır.

Yoksul çocuklar minicik elleriyle tezgâhlara dokundukça, hasta annelerine, fukara hanelerine helal rızıklar taşıdıkça, anne yürekleri çocuklarının ayrılık acılarıyla yandıkça, iyiler ve iyilikler oldukça yeryüzünde Tuğcu hatırlanacaktır.

Bilmek isterdim, Kemalettin Tuğcu'nun romanlarını okuyarak büyümüş çocuklar, bugünkü iş güç sahibi büyükler, ellerine silah alıp birisine doğrultuyorlar mı, yetim hakkı yiyorlar mı, kendi çocuklarının ve başka çocukların kalbini kırıyor, onların acı çekmesine sebep oluyorlar mı?

Yoksul insanları gördüklerinde içlerinde neler uyanıyor, bilmek isterdim... Roman okurken ağlayan çocukların büyüyünce kötülük yapamayacaklarına inanmak isterdim.

Kemalettin Tuğcu'nun 'iyi insanlar'ın yetişmesinde payı olduğuna inanıyorum.

O iyi insanlar, onun cenazesinde var mıydı, merak ediyorum. Kendilerine ağlamayı öğreten bu asırlık adamın ardından ağladılar mı?

Tabutunu çocuklar taşısaydı onun... Alıp iyi adamların arasına götürselerdi...

*
Ali Çolak
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst