meridyen2
Kayıtlı Üye
İtidalli Olmak
Müminleri iman etmeyen kişilerden ayırt eden önemli ahlak özelliklerinden biri, her ortamda ve durumda itidalli olmalarıdır. Gerçekte tutarlı bir ruh hali gerektiren bu üstün ahlak özelliğine sahip olabilmek ise ancak Rabbimiz’in bildirdiği Kuran ahlakını yaşamak ve her durumu Allah’ın hikmetlerle yarattığının bilincine varmakla mümkündür. İman eden bir insan her an aklını kullanarak, aşırı hareketlerden uzak durması gerektiğini bilir. Olaylar karşısında heyecanlanmayan, akılcı davranan, hiçbir zaman soğukkanlılığını, dengeli ruh halini kaybetmeyen bir karaktere sahip olmak için dikkat sarf eder. İmanın verdiği itidal ile akılcı davranışlardan uzaklaşmayan, ani üzüntü ya da sevinçlere kapılmayan bir karakter geliştirir ve bu konudaki kararlılığını her hareketinde gösterir. İman edenlerin sahip olmaları gereken söz konusu dengeli ve istikrarlı ruh hali pek çok ayette haber verilmiştir:
“Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır. Öyle ki, elinizden çıkana karşı üzüntü duymayasınız ve size (Allah'ın) verdikleri dolayısıyla sevinip-şımarmayasınız. Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.” (Hadid Suresi, 22-23)
İnsan Aklından Geçirdiklerinden De Sorumlu Olur Mu?
Şeytan insanların akıllarına çeşitli kuruntular, vesveseler ya da kuşku dolu düşünceler verebilir. Eğer insan, şeytanın bu fısıltılarına aldanır, ona inanır ve onun sözleri doğrultusunda hareket ederse elbette ki bu düşüncelerinden sorumlu olabilir.
Ancak eğer bu fısıltıların şeytandan olduğunu fark eder, Allah'a sığınır ve doğru olan tavrı gösterirse bu durumda aklından geçen kötülükleri hemen dağıtır ve doğru düşünmeye başlar. Kişi şeytanın verdiği kötü düşüncelere itibar etmediği için bu düşünceler de kaybolup gider. Kuran'da müminlerin kendilerine şeytandan bir vesvese geldiğinde gösterdikleri tavır şöyle bildirilmiştir:
“(Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir.” (A'raf Suresi, 201)
Müminler Nelere Dua Ederler?
Kendilerini Doğru Yola İletmesi İçin:
“Hamd Alemlerin Rabbinedir. Rahman ve Rahimdir. Din gününün Malikidir. Biz yalnızca Sana ibadet eder ve yalnızca Senden yardım dileriz. Bizi doğru yola ilet; kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil.” (Fatiha Suresi, 1-7)
Alimlerden Hikmetli Sözler
“Bedenin hastalığı ağrı ve sızılarla belli olur. Kalbin hastalığı ise günahlarla ortaya çıkar. Beden hastayken yemeğin tadını alamazsa, kalp de günah batağındayken ibadetin lezzetini hissedemez.” (Zünnun el-Mısri (r.h) )
“Kelimullah” Ne Demektir?
Allah'ın kendisiyle konuştuğu kimse anlamında Hz. Musa (a.s)'a verilen isim.
Müslüman Nasıl Konuşmalıdır?
Ölçülü, Nezaketli ve Saygılı Bir Üslup Kullanarak
Müminler güzel ahlaklarının bir gereği olarak konuşmalarında son derece “ölçülü ve saygılı bir üslup” kullanırlar. Karşılarındaki kişinin yaşı, kültür düzeyi, zeka ya da akıl seviyesi, zengin ya da fakir olması onların bu üslubunu değiştirmez. İnsanları müstakil birer varlık olarak düşünüp, her birine ayrı bir tavır ile yaklaşmaz, onları hiçbir şekilde sınıflandırmazlar. Böyle bir hata yaptıklarında Kuran ahlakını gereği gibi yaşayamamış olacaklarını bilirler. Bu nedenle karşılaştıkları her insanın, Allah'ın dünya hayatında kendileri için yarattığı imtihanın bir parçası olduğunu bilirler ve İslam ahlakını temsil etmenin şuuruyla hareket ederler. Dolayısıyla da konuştukları herkesin sözüne en saygılı, en güzel şekilde karşılık vermek konusunda her ortamda büyük bir titizlik gösterirler. (makale harun yahya)
Müminleri iman etmeyen kişilerden ayırt eden önemli ahlak özelliklerinden biri, her ortamda ve durumda itidalli olmalarıdır. Gerçekte tutarlı bir ruh hali gerektiren bu üstün ahlak özelliğine sahip olabilmek ise ancak Rabbimiz’in bildirdiği Kuran ahlakını yaşamak ve her durumu Allah’ın hikmetlerle yarattığının bilincine varmakla mümkündür. İman eden bir insan her an aklını kullanarak, aşırı hareketlerden uzak durması gerektiğini bilir. Olaylar karşısında heyecanlanmayan, akılcı davranan, hiçbir zaman soğukkanlılığını, dengeli ruh halini kaybetmeyen bir karaktere sahip olmak için dikkat sarf eder. İmanın verdiği itidal ile akılcı davranışlardan uzaklaşmayan, ani üzüntü ya da sevinçlere kapılmayan bir karakter geliştirir ve bu konudaki kararlılığını her hareketinde gösterir. İman edenlerin sahip olmaları gereken söz konusu dengeli ve istikrarlı ruh hali pek çok ayette haber verilmiştir:
“Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır. Öyle ki, elinizden çıkana karşı üzüntü duymayasınız ve size (Allah'ın) verdikleri dolayısıyla sevinip-şımarmayasınız. Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.” (Hadid Suresi, 22-23)
İnsan Aklından Geçirdiklerinden De Sorumlu Olur Mu?
Şeytan insanların akıllarına çeşitli kuruntular, vesveseler ya da kuşku dolu düşünceler verebilir. Eğer insan, şeytanın bu fısıltılarına aldanır, ona inanır ve onun sözleri doğrultusunda hareket ederse elbette ki bu düşüncelerinden sorumlu olabilir.
Ancak eğer bu fısıltıların şeytandan olduğunu fark eder, Allah'a sığınır ve doğru olan tavrı gösterirse bu durumda aklından geçen kötülükleri hemen dağıtır ve doğru düşünmeye başlar. Kişi şeytanın verdiği kötü düşüncelere itibar etmediği için bu düşünceler de kaybolup gider. Kuran'da müminlerin kendilerine şeytandan bir vesvese geldiğinde gösterdikleri tavır şöyle bildirilmiştir:
“(Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir.” (A'raf Suresi, 201)
Müminler Nelere Dua Ederler?
Kendilerini Doğru Yola İletmesi İçin:
“Hamd Alemlerin Rabbinedir. Rahman ve Rahimdir. Din gününün Malikidir. Biz yalnızca Sana ibadet eder ve yalnızca Senden yardım dileriz. Bizi doğru yola ilet; kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil.” (Fatiha Suresi, 1-7)
Alimlerden Hikmetli Sözler
“Bedenin hastalığı ağrı ve sızılarla belli olur. Kalbin hastalığı ise günahlarla ortaya çıkar. Beden hastayken yemeğin tadını alamazsa, kalp de günah batağındayken ibadetin lezzetini hissedemez.” (Zünnun el-Mısri (r.h) )
“Kelimullah” Ne Demektir?
Allah'ın kendisiyle konuştuğu kimse anlamında Hz. Musa (a.s)'a verilen isim.
Müslüman Nasıl Konuşmalıdır?
Ölçülü, Nezaketli ve Saygılı Bir Üslup Kullanarak
Müminler güzel ahlaklarının bir gereği olarak konuşmalarında son derece “ölçülü ve saygılı bir üslup” kullanırlar. Karşılarındaki kişinin yaşı, kültür düzeyi, zeka ya da akıl seviyesi, zengin ya da fakir olması onların bu üslubunu değiştirmez. İnsanları müstakil birer varlık olarak düşünüp, her birine ayrı bir tavır ile yaklaşmaz, onları hiçbir şekilde sınıflandırmazlar. Böyle bir hata yaptıklarında Kuran ahlakını gereği gibi yaşayamamış olacaklarını bilirler. Bu nedenle karşılaştıkları her insanın, Allah'ın dünya hayatında kendileri için yarattığı imtihanın bir parçası olduğunu bilirler ve İslam ahlakını temsil etmenin şuuruyla hareket ederler. Dolayısıyla da konuştukları herkesin sözüne en saygılı, en güzel şekilde karşılık vermek konusunda her ortamda büyük bir titizlik gösterirler. (makale harun yahya)