İsyan Etme ve Çatışmalar

уαяєη

ɘƨмɘя
Bayan Üye
Ana babaların, çocukların geleceği hakkındaki kaygıları ve onların hayal ettikleri kişiliği kabul etmede zorluk çekmeleri, ergenlik çağındaki bireylerin sıkıntılarını arttırabiliyor. Henüz kendisini tanımayan, sevenleri tarafından da tam kabul görmeyen ergenler, bu dönemde oldukça hassas bir ruh haline giriyor ve kendilerini sürükleyen bir erişkinin ya da kontrol edemedikleri dürtülerinin peşinden gitmeye hazır oluyor, ayrıca bedenlerindeki değişikliğe önem verdiklerinden, kolaylıkla aşırılıklara kapılabiliyorlar. Genç kızlarda, organik bir rahatsızlık olmaksızın psikolojik kökenli iştahsızlık ortaya çıkabiliyor, karmaşık psikolojik nedenlerden (şişmanlama korkusu, cinsellik ya da kadınlıkla ilgili endişeler gibi) yemek yiyemez hale gelebiliyorlar. Tam tersine, karşı konulmaz bir yemek ihtiyacı, oburluk dönemleri iştahsızlık dönemini izleyebiliyor. Bu davranışlar nedenini kavrayamayan aileyi endişelendirmeye başladığında ilginin ve emirlerin artması çatışmaya neden olabiliyor. Aslında bu davranışlar çoğu zaman geri planda olup bitenlerin bir göstergesi niteliğinde. Ergen bireyin davranışlarındaki değişimi olduğu kadar, bu davranışlar aracılığıyla ortaya atılan çağrıyı da anlamak gerekiyor. Hızlı bir bedensel gelişme içinde oldukları için bu durum enerjilerini tam olarak kullanamamalarına neden oluyor. Tüm enerji bedene yansıyor ve yaşanan çatışmalar sonucu isteksizlik oluşabiliyor.Yine bu dönemde bazı ağrılar ve sızılar da ortaya çıkabiliyor.Bütün bu durumlar, gençlerin derslerine da yansıyabiliyor;bu da ilkokulda elde edilen başarıda düşüşe neden olabiliyor.Uzmanlar, bununla başa çıkmanın çok önemli olduğunu ,bu başarısızlık durumundan kaygı duymamak gerektiğini vurguluyorlar.Önerdikleri çözüm ,bunun geçici olduğunun unutulmaması.



Bu dönemde isteksizliğe bağlı olarak can sıkıntısı da oluşabiliyor ve can sıkıntısı uzun sürebiliyor. Yine benzer biçimde huzursuzluk da yaşanan diğer duygulardan biri.Bunun nedeniyse, bedendeki değişimler.Sürekli olarak bir şeylerle ilgilenme, meşgul olma isteğinin söz konusu olduğu bu devrede, aynı zamanda isteksizlik yaşanması ve beraberinde gelen başarısızlık, gençleri bu kısır döngüye sokabiliyor.Bu noktada uzmanlar uyarıyor: Hayata karşı soğukluk duyan , başarısızlıklardan ve çatışmalardan yorulan gençler bir çıkış noktası olarak intiharı görebiliyorlar.Bu büyük ölçüde başka bir hayat yaşama arzusunun bir göstergesi olarak algılanıyor. İntihar, kendine karşı ya da çevresine karşı bir şiddet davranışı olarak düşünülebileceği gibi, gerçek hayattan ve hayatın zorluklarından bir kaçış yolu olarak görülebiliyor.



Sıkıntılardan kurtulmanın bir başka yolu olarak uyuşturucu maddelerin kullanılması, sigara, alkol gibi alışkanlıkların edinilmesi, bu yıllarda görülebilecek başka davranışlardan. Gençler bir dönem sıkıntılarından, sorumluluklarından ya da geleceğe olan güvensizliklerinden kaçma ve bir teselli olarak sahte bir rahatlama yaratacak maddelere bağımlı olma eğilimlerine girebiliyorlar. Bağımlı olma eğilimine girebiliyorlar. Bağımlı hale getiren tüm uyuşturucu alışkanlığı olan gençlerin pek çoğunun ana-babalarıyla diyalog esikliği yaşayan ,sevgiye gereksinim duyan gençler arasından çıktığına işaret edip, anne babaları bu konuda uyarıyorlar.Şu bir gerçek ki, ergenlik döneminde bireylerin geliştirdiği soyut düşünce , onların günlük davranışlarını etkiliyor.Kendileri ve dünya hakkında daha fazla düşünen gençler, 13-15 yaşları arasında daha tartışmacı, idealist ve eleştirici davranıyorlar.Bununla birlikte kendilerinin ve başkalarının soyut bakış açılarını değerlendirmekte zorlandıkları için yeni bir benmerkezci eğilim içine girebiliyorlar.Kendi düşünceleri, duyguları ve davranışlarıyla aşırı ilgili oluyorlar.Kendileri ve diğerleri arasındaki ilişkilerle ilgili olarak da iki önemli çarpıtma yaşıyorlar: Bunlardan biri, kendi kendileriyle çok ilgili olmalarının ötesinde, diğerlerinin de kendileriyle ilgilendiklerini düşünmesi ve devamlı olarak bir sahnede , herkes kendilerini izliyormuş gibi davranmaları. Diğeriyse, kendi önemlerini abartmaları ve kendilerini özgün olarak algılamaları sonucu, başkalarının başına gelenlerin kendi başlarına gelmeyeceğini düşünmeleri. Bunun sonucu olarak da alkol ve uyuşturucu alma, hızlı ve tehlikeli araba kullanma gibi riskli davranışlara girmekten sakınmayabiliyorlar. Ebevynlerin çocuklarına yakın bir tutum izlemesi, bu sorunun çözümü için de en iyi yol olarak öneriliyor.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst